bize geldiği ilk senedeki "hücum" performansını sergileyemediği için taraftarın çoğu tarafından acımasızca eleştirilen adamdır ve "yetenekli değil, koşamıyor, oynayamıyor, tek yaptığı yan pas, tek yaptığı geri pas, bu adam topçu mu yeaa" tarzı yorumlar tam bir cahillik örneğidir. futbolu bilmeyen, sadece izleyen ama çok bi bok anlıyormuş gibi yorumlar yapan futbol cahili taraftar yorumları bunlar. tamam ben de eleştiriyorum adamı o eski günlerinde olmadığı için ama en kaliteli türk oyuncularından birini itin götüne sokmak nedir lan? fener'de oynasa dilenirdiniz keşke bizde oynasa diye.
bizdeki ilk senesini kimse eleştiremez sanırım, eleştireni de allah çarpar. ilk sene en verimli senesiydi çünkü daha özgür oynuyordu, oyunu o kuruyordu, şimdiki durumun aksine engin baytar gibi koşan ve etkili bir adamdan destek alıyordu. moral motivasyonu da yüksek olunca cillop gibi bir sene geçirdi.
sonra ne oldu? 2. sezona iyi başlayamadı, muhtemelen yazı pek iyi değerlendiremediğinden dolayı. tam kendini toparlıyor dedik bu sefer de sneijder geldi ve takımdaki rolü kısmen değişti. ilk senenin aksine daha savunmaya dönük oynamak zorunda kaldı, bundan sonrası da bugüne kadar böyle devam etti. bir değişim geçirdi bize ilk geldiği sezondan sonra selçuk ve bu değişim kolay kolay adapte olunacak bir şey değildi.
şimdi diyorsunuz ki selçuk şöyle selçuk böyle. eyvallah selçuk bana göre de eski formunda değil ama adam sahada melo'yla birlikte en çok mücadele eden, rakibi en çok ısıran oyuncumuz. bir maçta formsuz olur, kötü oynar, pas atamaz vs. ama selçuk için asla mücadele etmedi, koşmadı, oynamadı diyemezsiniz.
son 4 lig maçımıza bakalım:
beşiktaş maçı:
http://www2.sporx.com/...eleri-SXHBQ370509SXQ (en çok koşan futbolcumuz)
antalya maçı:
http://www2.sporx.com/...ratti-SXHBQ369575SXQ (en çok koşan futbolcumuz)
eskişehir maçı:
http://www2.sporx.com/...kostu-SXHBQ367881SXQ (en çok koşan 2. futbolcumuz)
bursa maçı:
http://www.gsgazete.com/...uncu-oldu-h4503.html (en çok koşan 2. futbolcumuz)
26 şubat 2014 galatasaray chelsea maçında da 11506 metreyle sahanın en çok koşan adamı olmuş. 4 gün içinde beşiktaş ve chelsea maçları olmak üzere 2 üst düzey maçta da 11 kilometre üzeri koşarak her babayiğidin yapamayacağı, her ciğerin yetmeyeceği bir şey başardı selçuk.
peki koşmak her şey midir? çok koşan iyi oynamış mıdır, iyi futbolcu mudur? tabi ki hayır. yalnızca selçuk'un aslında arka planda ne kadar mücadele ettiğini, çabaladığını koşu verileri üzerinden göstermekti amacım. orta sahada o olmasa, o bu kadar koşup mücadele etmese emin olun çok daha farklı olurdu halimiz. sadece melo'yla olmaz çünkü. ceyhun gülselam gibi kapasitesi belli bir oyuncuyla hiç olmaz.
ha bu arada, yahoo'nun "tarafsız" ingiliz uzmanları tarafından 10 üzerinden 8 puan alarak
26 şubat 2014 galatasaray chelsea maçının adamı seçilmiş selçuk. ama ingilizler kim ki? siz her şeyin en iyisini, en doğrusunu bilirsiniz. değil mi amk?
velhasıl kelam selçuk bize ilk geldiği seneki performansından "hücum" olarak uzak olsa da hala selçuk'tur, çok kaliteli ve her takımda olması istenen bir adamdır. kimse eleştirilemez değildir, eleştirmeyin demiyorum, hobi olarak yine eleştirin, göte göt demek lazım sonuçta ama kendi oyuncunuza, üstelik selçuk inan gibi üst düzey bir oyuncuya "yetenekli değil, koşamıyor, oynayamıyor, tek yaptığı yan pas, tek yaptığı geri pas, bu adam topçu mu yeaa" gibi acımasız ve yersiz saldırmak yerine futbolun sadece asist, şut, gol olmadığını idrak edebilmeniz dileğiyle.