galatasaraydaki en zevk aldığım şeylerden biri şudur: capone geldi, "hehehe tapone, topane hohoh" dediler, capone aslan gibi oynadı. iliç geldiğinde "hehehe piliç ahaha" dediler, iliç onları piliç gibi kızarttı.
geretsle ilk sezonunda
* beklentilerin çok üzerinde bir performans sergiledi. ertesi sezon gerets 3 hücumculu sisteminden çoğu maçta vazgeçti. bir önceki sezon gerets'i sahaya 3 forvet sürdüğü için (hakan-ümit-necati) eleştirenler, ertesi sezon sistemini bozduğu için eleştiriyorlardı. 3 forveti sahaya süren gerets, genellikle necati'yi iki kişinin arkasında oynatıyordu. ertesi sezon bundan vazgeçince, belki de hücum yükünün çoğu onun üzerinde kaldığı içindir, iliç'in performansında da çoğu maçta gözle görülür düşme oldu. hatta belki de bu yüzden gerets kendisini bazı maçlarda oyundan alıyordu. bir gençlerbirliği maçı vardı sami yende; gerets iliç'in yerine kral hakan şükür'ü aldı oyuna, hakan girer girmez kafayla golünü yazdı, iliç montunu giyemeden gol sevincine koştu. bir korner pozisyonuydu, arda turan'ın yeni yeni parladığı zamanlardı.
frank rijkaard'ın sisteminde iliç'i düşündüm de, yok yahu. zannetmiyorum yani, tahmin benimkisi. biz onu en iyisi sami yendeki ilk maçında herkes sessiz protesto yaparken konyaspor'a 3. dakikada attığı golle sessizliği bozan iliç olarak hatırlayalım. unutulmayacaklardandır benim gözümde iliç. saygıyla anarım.
edit:
tanıl hatırlattı, gençlerbirliği maçında olan olay 2005-06da fenerbahçeyle oynadığımız kupa maçında da olmuş. elinde su şişesiyle koşmuş gole. adamsın.