• 105
    dün ''ya sevgili başkanlar, yeni çıkan kanunu neden okumazsınız bu tür şike işlerine girmeden önce.'' şeklinde birşeyler dedi.

    ya arkadaşım insanın dolandırıcılık yapmaması için kanun falan okumasına gerek yok. okusa ne yazar okumasa ne yazar. şike zaten bu ülkede futbol ne zaman başladıysa o zamandan beri suç. allah aşkına sus, daha fazla rezil olma.
  • 106
    an itibariyle ligin statüsünün değişmesinde bizim parmağımız yok diyerek milyonlarca insanı aptal yerine koyarak kendilerini savunmakta. kendisine allah versin başka kapıya diyorum. 5 yıllık lig tv abonesiyim. şu an 1 kuruş veresim yok kendilerine. bu nedenle üyeliğimi yenilemedim. bütün galatasaraylılar iptal etse ne güzel olur. şikecilerle birlikte pisliğinizde boğulursunuz inşallah.

    şimdi de federasyona ve maa'ya sallamakta. biz bir maçın saatini bile değiştiremiyoruz diyor.

    sevgili şansal sen inanıyor musun kendi söylediklerine:)
  • 107
    bugünkü yazısında fena sallamış federasyona;

    http://www.aksam.com.tr/...yle-tiras-4098y.html

    bir de yazının sonlarında demiş ki;

    "yeni öneri öyle yumuşak öyle yumuşak ki...
    teşvik primine, bir prim de neredeyse devlet verecek...
    şikeye bir kulak çekme yetecek...
    küfür dersen, genlerimizde var, önemli değil...
    bedava bilet, kırk yıllık alışkanlığımız...
    işin özeti, başkanların isteği şu:
    böyle gelmiş, böyle devam etsin..."

    e arkadaşım, siz değil miydiniz fenerbahçe'yi ligde tutmak için yırtınan?
  • 109
    şansal büyüka'nın akşam gazetesindeki yazısı

    --- alıntı ---

    bu nasıl maç böyle?

    antalyaspor, abartısız tam doksan dakika g.saray ceza alanına girmedi, giremedi, girmeye niyetlenmedi... son dakikada bir frikik kazandı, açılan topa 'yaradana sığınıp' vuran ali tandoğan'ın şutuna muslera müdahale etmese, bu antalyaspor maçı kazanacaktı...
    açık konuşalım; antalyaspor kazansaydı, futbolun adaletine 'ihanet' olurdu... çünkü antalyaspor, en ufak bir hücum teşebbüsünde bile bulunamadı... kaleci muslera böyle bir maçı antalya'da değil de soğuk bir kış günü sivas'ta falan oynasaydı, hareketsizlikten 'çift taraflı zatürree' olurdu...
    g.saray derseniz... ilk yarıda havaya giremedi... ikinci yarıda toparlandı, gol için uğraştı, ama baktığınızda 'bu da kaçar mı' diyeceğiniz net bir pozisyonu neredeyse yok... baskılı, ancak etkisiz... baskılı, ancak yetersiz...
    oysa baros-elmander ikilisiyle başlamak, sola hızlı aydın'ı yerleştirmek, g.saray'ın hücum zenginliği adına olumlu bir dizilişti... ne var ki g.saray'da bir-iki oyuncu dışında herkes, normal oyununun gerisinde kaldı...

    mazereti var

    hele riera... koca bir ikinci yarıda oynadı, olumlu ne yaptı derseniz, 'sıfır' derim... adam eksiltme, hücum bindirme, şut deneme, hiçbirini yapmadı, yapma teşebbüsünde bile bulunmadı...
    antalya gelmedi, hatırını sormadı ama gene de ujfalusi işini iyi ve ciddi yaptı. melo da öyle... elmander'in önceki maçlarda gösterdiği gayret bu defa yoktu... kafa vuruşlarını da 'minare boyu' havaya dikti...
    g.saraylılar, hakem yunus yıldırım'a kızmış olmalılar... yunus hoca, penaltı vermez biliriz ama bu defa bazı faulleri çalmakta da cimri davrandı... buna rağmen, hakem yüzünden puan kaybeden olmadı...
    zaten başlangıçta kimse havaya giremedi... bir yanda vatan, bayrak, toprak... bir yanda hain kurşunlara göğsünü siper eden evlat... seyirci koptu, futbolcular koptu, hepimiz koptuk... onun için diyorum ki, bu kötü futbola bakmayın... bu maçın mazereti var...

    --- alıntı ---
  • 112
    6 kasım 2011 tarihli akşam gazetesindeki yazısı.

    --- alıntı ---

    süper mücadele

    galatasaraylılar bu başlığı görüp 'nasıl süper mücadele... ilk yarıyı boşa harcadık' diyebilirler...
    ama bu işin bir de mersin idmanyurdu tarafı var...
    mersin ilk yarıda öyle bir top çevirdi ki, galatasaray mutlak bir elmander pozisyonu dışında tehlike bile yaratamadı...
    üstelik aynı mersin, iyi top çevirdiği ilk yarının son dakikasında da haklı bir penaltı kazandı...
    ancak kaleci muslera, acemice yaptığı penaltıyı ustaca kurtardı...
    ilk yarı için bir de riera'nın hatırını sormam lazım...
    riera'yı izledikçe tümer metin'in söyledikleri aklıma geliyor...
    'yunanistan'da koca bir sezonu yatarak geçirdi... galatasaray nasıl aldı, anlayamadım...'
    tümer şimdilik söylediklerinde haklı...
    çünkü riera, yunanistan'dan sonra, türkiye'de de yatmaya devam ediyor...
    hızı yok, hırsı yok, ustalığından eser yok...
    riera buysa, mutlaka sercan...
    daha hızlı, daha hırslı, daha hareketli, daha becerikli...
    ikinci yarıda gördük...
    hareketli oyunuyla mersin savunmasının dengesini bozdu...
    ilk yarıda pozisyon bulamayan galatasaray, ikinci yarıda sayısız pozisyon yakaladı...
    ancak elmander, inanılması zor pozisyonları kaçırdı...
    aydinus çok iyiydi
    sadece elmander mi...
    mersin'de penaltıyı kaçıran moritz...
    ikinci yarıda boş kaleye vuramayan n'duka...
    sonuç ne olursa olsun, maçı çok beğendim...
    melo, her zamanki gibi ujfaluji, eboue ve genç semih, kaya gibi oynadılar...
    ikinci yarıda ayhan...
    galatasaray'ın iyileriydi...
    mersin takımı oyun disiplininden kopmadı...
    nobre çok çalıştı...
    göbeğin iki kontrolsuz adamı çağdaş ile ibrahim kaş, neredeyse hatasız oynadı...
    hele ibrahim kaş'a hayret ettim...
    oyunun hemen başında bir sarı kart gördü, ikincisinden sakınarak iyi mücadele etti...
    iyilerden biri de fırat aydınıs'tu...
    ben yahia oyunun daha başında kendini 'penaltı' diye çuval gibi yere attı ama...
    fırat aydınus yemedi, 'al sana sarı kart' dedi...
    verdiği penaltı da da haklıydı...
    bu maç çok konuşulur...
    ikinci yarıdaki mücadelesiyle...
    elmander'in kaçırdıklarıyla...
    n'duka'nın boş kale yerine topu üst direğe nişanlamasıyla...
    futbolda sadece sonuca bakanlar arasında sevinenler, üzülenler olabilir...
    ama futbolun keyfini çıkarmak isteyenler, bunu doya doya yaşayıp bayram yaptılar...
    bayramınız kutlu olsun...

    --- alıntı ---
  • 113
    26 kasım 2011 maraton programında 25 kasım 2011 gencler fb macı görüntülerini ekrana getiriyor.. iste u.boral yedekler kulübede konuşuyor ,macı izlemiyorlar , pozisyonlara tepkisizler, biyonik adam volkan topları kurtarıyor ama basını kasıyor çık çık yapıyor, aziz'den sonra yoneticiler bu cocukları yalnız bıraktı, aykut'a destek yetersiz vs.. lan oturup agliyacak adam sanki küçük cocuğuna gösterdiği ilgiyi alakayı gösteren baba şefkatinde resmen fbnin üzerine titriyor adam..
    galatasaray macı oncesi ince ince başladılar.fbli futbolculara reset atıp, birlik-beraberlik ayaklarına gaza getirme çalısmaları yapmaya başladılar. lan biz ne yapalım amk! hangisiyle savaşalım her bir kanalın,gazetenin başında suyun basini tutmuş bir fb fanatigi spor mudurleri.. neydi yap de yapalım, olde ölelim baskan!!(!)
  • 114
    08.12.2011 tarihli akşam gazetesindeki yazısı.

    --- alıntı ---

    yağmur gibi

    yazıda bir değişiklik yapayım... ilk yarı bittiğinde, bu yarıyı yazayım...
    fenerbahçe dua etsin, ilk yarı 2-0 bitti...
    abartısız söylüyorum, 18. dakikanın sonunda sonuç 5-0 olurdu...
    bu 18. dakikada üç tane olağanüstü volkan kurtarışına tanık olduk...
    diğer iki pozisyonda da galatasaraylı oyuncular, kaçırdıkları gollere kendileri de inanamadı...
    galatasaray; maç başladı, fenerbahçe'nin üstüne 'kabus' gibi çöktü...
    fenerbahçe'nin beklerinin önünü kapatamaması sağdan eboue'yi soldan hakan balta'yı sıkça hücuma çıkardı...
    öyle ki, özellikle gökhan gönül'ün kanadından elmander dahil, gelmeyen kalmadı...
    orta alanda melo, selçuk gerçekten çok etkili oldular...
    bu alana bir elmander, bir baros girince, fenerbahçeli oyuncular kimi kovalayacaklarını, kimi tutacaklarını şaşırdılar...
    alex, emre, selçuk, cristian, caner, gökhan ilk yarıda hiçbiri yoktu...
    hele bienvenu... bir futbolcu iki dakika içinde beş top kaybeder mi, kaybetti...
    aslında gol, galatasaray adına gelebileceği en geç dakikada geldi...
    eboue'nin golü attığı 32. dakikaya kadar, galatasaray rekor sayıda gol atabilirdi...
    ancak hücumcuların yapamadığını eboue, gerçekten iyi başardı...
    bazilari jübile yapar
    yobo'dan sıyrılışı, arka direği bulan vuruşu gerçekten mükemmeldi...
    ikinci gol derseniz, elmander'in ısrarlı takibi, bilica'nın tek kelime ile sorumsuzluğu golü getirdi...
    bu golde volkan derseniz, adam ne yapsın...
    ilk yarının özeti...
    mükemmel bir galatasaray, rakip ceza alanına bile giremeyen çaresiz bir fenerbahçe...
    devamı ikinci yarıda...
    ikinci yarıda stoch ve semih'in girişi fenerbahçe'yi ayağa kaldırdı...
    hele stoch'un direkte patlayan şutu 'acaba mı' sorularını akla getirdi...
    ama hepsi o kadar...
    galatasaray yeniden sazı eline aldı...
    kimi öne çıkartayım, kimi sayayım...
    müthiş bir tempo ortaya koydu...
    elmander, melo ve eboue'nin sürüklediği galatasaray 'ormanlar kralı aslan' gibiydi...
    adeta kükredi, titretti ve tarihi farkla kazanabileceği bir maçı, kazanabileceği enaz farkla kazandı...
    sanırım bu maç bienvenu ve bilica için fenerbahçe'de jübile maçı olmuştur...
    aykut hoca'ya bir tavsiyem, caner'e de üç top birden versin...
    biri sağ, biri sol ayağına, diğeri kafasına...
    sonuç 'süper galatasaray, tebrikler fatih hoca...'
    fenerbahçe derseniz, bana lütfen kızmasınlar...
    7 aralık'ta 7-1 yenilmedilerse yatıp kalkıp dua etsinler...

    --- alıntı ---
  • 118
    kurmaylarina bu sözlugu ve genel olarak internet medyasini takip ettirdigi icin, buraya yazilanlarin kulagina bir sekilde ulastigina eminim.

    her zaman adelet, durustluk ve sporun cikarlarinin konusuldugunu bastira bastira programlarinda söyleyen, ve bizlerin de kendisine inanmak istedigi sansal buyuka'nin, -ki tarafsiz olsun diye programini markus merk'i davet eder- ekibinde ömer guvenc gibi cakallari barindirmasi kendisine olan saygi ve guveni derinden yaralamaktadir.

    eyvallah belki azize korkusuna, ömer guvenc muhabirlik yerine muhbirlik yapmak zorunda kalmistir ancak buyuka'nin cikip bizleri bu konuda aydinlatmasi gerekmektedir. sanki hicbir sey olmamis gibi sessiz kalip bu pisligi hali altina supururse, diger yorumcular tarafindan agir elestirilere maruz kalacaktir. bir gram gurur varsa ömer guvenc denen adama gerek ayari verecektir.

    gerci aziz'in bir lafiyla erman toroglu'nu paket ettigini unutmamaliyiz. sonucta kendisi ve ekibi de zamaninda manipule edilmistir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın