kendisi içten içe pişman olan bir kardeşimizdir. elinde fazla bir seçeneğinin olmayışı, zamansız gelen teklife konumu itibariyle balıklama atlamak zorunda olması ve ıskaladığı fırsatın büyüklüğünün farkında oluşu onu bu pişmanlığın içerisine sokuyor. yine de bulunduğu camiaya tutunmak, en azından bir sonraki aşamaya geçene kadar kabullenilmek istiyor ki; ben bu açıklamayı da bu istence bağlıyorum.
bu arada; aykut kocaman ile çalıştığı için çok şanslı olduğunu ifade etmesi, "taktik olarak hiç bir ekstra durumumuz yok, eyvallah; ama fizik kondisyon olarak çok iyi çalışıyoruz." manasına da gelebilir. bilirsiniz, bazı okullar vardır; baştan ayağa kalitedir. gerek teknik, gerek gündelik bir çok öğrenir; tam donanımlı bir insan olarak çıkarsın. bazı okullarda ise sadece tek bir konuya, genellikle de temel konulara yoğunlaşılır; geri kalan detay konular öğrencinin insiyatifindedir. istisnalar kaideyi sallasa da yıkamaz bu okullarda, bir kaç adam akıllı insandan arta kalan ezberci aylaklar sürüsü olur. bütün bunları neden mi anlatıyorum? çünkü aykut kocaman'ın fenerbahçe'sinde taktik olarak adam akıllı, futbolcuyu bir üst seviyeye taşıyacak bir antreman düzeninin olduğuna asla inanmıyorum ama fizik kondisyon açısından faydalı bir program uygulayabileceğine inanıyorum haşortmanlının. bu düşüncemin temellendiği nokta ise; geldiği günden beri aykut kocaman'ın aynı lafı eveleyip gevelemesidir. (bkz:
koşu mesafesini arttıracağız) hatta bu iş için, astronotların çalışma yaptığı, vücut ağırlığını olduğundan epeyce hafif kılan bir koşu makinesi getirtildiğini okumuştum geçenlerde gazetenin birinde.
neyse; laf lafı açtı konu dağıldı. kolay kolay ne bir fenerbahçeli oyuncuya sempati beslerim, ne de bireysel başarısını isterim. ama bu çocuk bir farklı; bonus saçlı masum yüzünden midir, sahaya çıkıp futbolunu oynayıp sağa sola laf çarpmadan konuştuğundan mıdır, yoksa salt genç futbolcuya duyulan sempatinin bir getirisi midir inanına emin olamıyorum. ancak emin olduğum bir şey var, fenerbahçe ligde bizimle yarışacak, bize kafa tutacaksa da bunu
salih uçan gibi oyuncularla yapmasını yeğlerim. elinizi vicdanınıza koyup siz söyleyin; ikinciliği bu çocuk mu hak ediyor yoksa
emre belözoğlu ve
mehmet topuz gibiler mi? ben şahsen sonunculuğu dahi yakıştıramıyorum bu heriflere, başarına gelen her musibette "bin beter olsun orospu çocukları!" demeden geçmiyorum.