1338
sahiplenmeyip ne yapmamız gerekiyor acaba ? dışlayalım mı? ya da fatih terim yerine kimseyi getirmeyelim bence. öyle takım kendi kendine oynar.
fatih terim'i severim ve büyük saygı duyarım. ama şu son süreçte, ünal aysal'ın ne kadar suçu varsa, fatih terim'in de bir o kadar suçu var. hele son kader birliği geyiği ile iyice batırdı.
mancini'ye gelelim. takımın yeterli olduğunu düşünen varsa veya ''yeaa bu adam 2 senedir şampiyon takımın başına geldi. '' diye sığ bir eleştiri yapacak varsa, entry'nin bundan sonraki kısmını okumaya hiç zahmet etmesin.
geçen sene takımların 15. hafta durumu şöyleymiş :
1.galatasaray 15 maç , 8 galibiyet, 5 beraberlik, 2 mağlubiyet , 32 gol atmış, 19 gol yemiş toplam : 29 puan
2. fenerbahçe 15 maç, 7 gallibiyet, 6 beraberlik, 2 mağlubiyet, 23 gol atmış , 14 gol yemiş toplam : 27 puan
3. beşiktaş 15 maç, 7 galibiyet, 5 beraberlik, 3 mağlubiyet , 34 gol atmış, 23 gol yemiş toplam : 26 puan
bu sene takımların 15. hafta durumu şöyle :
1.fenerbahçe 15 maç , 12 galibiyet, 2 beraberlik, 1 mağlubiyet , 37 gol atmış, 16 gol yemiş toplam : 38 puan
2. kasımpaşa 15 maç, 9 gallibiyer, 3 beraberlik, 3 mağlubiyet, 30 gol atmış , 17 gol yemiş toplam : 30 puan
3. galatasaray 15 maç, 7 galibiyet, 6 beraberlik, 2 mağlubiyet , 23 gol atmış, 15 gol yemiş toplam : 27 puan
galatasaray geçen sene topladığından sadece 2 puan eksik toplamış, 1 beraberlik fazla almış. seninle şampiyonluk için kapışan rakiplerinden fenerbahçe tam 11 puan fazla toplamış.
şimdi az gerçekçi olalım, galatasaray'ın geçtiğimiz 2 sezon boyunca önünde durabilecek adam akıllı bir rakip yoktu. o yüzden bir çok eksiklik göz ardı edildi. 'e öyle diyorsun da galatasaray geçen sene şampiyonlar liginde çeyrek final oynadı ? '' evet oynadı. şeker gibi bir gruptan çıktık, çıkabilecek en güzel ön eleme rakibi çıktı ve çeyrek finale kaldık. yalansa yalan diyelim. biz, sadece fatih terim'in geldiği ilk sene dolu dizgin top oynadık. o da içerdeki fenerbahçe'yi yendiğimiz 3-1 lik maçtan sonra. o sezon sonuna kadar dolu dizgin oynayarak geldik. play-off saçmalığında takım düşmeye başladı. ve geçen sezonun başından, bu sezona kadar serbest düşüşümüz devam etti.
fatih terim mental ve taktik anlamında mükemmel bir hoca olmakla birlikte, kadro planlaması konusunda zayıf bir hoca. (ki bu benim görüşüm). takım 2 senedir sol bek diye bağırıyor, rotasyon oyuncun yok vs. vs.
sonra fatih terim ile iyi veya kötü bir şekilde yollar ayrıldı. yerine dünyaca ünlü bir hoca olan roberto mancini geldi. 30 eylül tarihinde mancini teknik direktörümüz oldu. takımın başına geçeli 3 ay oldu. 3 ayda takımı bir çok şekilde oynatmaya çalıştı. 2 senedir 4-4-2 ile oynayan ve bu sene artık elimizdeki futbolcularla hiçbir işe yaramadığını gördüğü halde, kendinen ödün vermemek adına ısrar eden bir adam gibi davranmadı. her türlü kombinasyonu deniyor takımla. ve emin olun mancini takımın başında olduğu sürece, asla tek bir formasyonumuz olmayacak. bazısı bunun kötü bir şey olduğunu düşünebilir. ancak benim futbol görüşüm eğer barcelona-real madrid-bayern münih değilsen, rakibine göre taktik yapmak en mantıklısı.
hepimiz takımımızı en büyük olarak görürüz. ama iş realitiye geldiğinde, elin ispanyolu gelir 6 tane atar, ne olduğunu anlamazsın bile. o yüzden her maç için ayrı taktik uygulamak en güzeli. mancini mükemmel bir profesyonel. ben oynattığı takımların hepsini izledim. ve galatasaray'da da başarılı olacağını düşünüyorum/umuyorum. adam futbolun akademisyenlerinden, futbolu bilmiyor yapılabilecek en sığ yorum. ama siz lokantanız için, ünlü italyan bir aşçı getirip, '' hadi bakalım al sana yeşil soğan, biraz tarhana, kuru fasulye, mercimek... bize mükemmel yemekler yap'' dersen, yiyeceğin şey bi boka benzemez. eğer böyle bir aşçı getiriyorsan, alış veriş listesini onun yapmasına izin vereceksin. mancini'nin zamana ihtiyacı var. bahsettiğim zaman 3-4 aylık bir süreç değil. ben bu sezonu tümüyle gelecek sezona bir hazırlık olarak görüyorum. eğer uygun şartlar oluşursa, mancini önümüzdeki yıllar takıma boyut atlatabilir.
tabi en önemli faktör, kimya. bazen hiç olmayacak bir insanın kimyası tutar ve gittiği yerde çok başarılı olur. bazen de dünyanın en iyisini getirsen de olmaz. galatasaray bu yönden çok zor bir kulüp. illuminati gibi. yönetim kadrosu, futbolcu kadrosu hepsinde bir kadrolaşma, bir derin galatasaray olgusu var. yani 2 tane futbolcu isyan edip, çok rahat kelle isteyebilir. mancini 'nin önündeki en büyük engel bu olsa gerek. ve yetersiz yeteneksiz futbolcu sürüsü.... sabri,yekta,ceyhun,aydın,emre,dany,hakan, amrabat vs. vs. uzar gider.
velhasıl dostlar, mancini öyle ''ohhh ne güzel takıma geldi, takım zaten şampiyon takımdı.. bok etti'' gibi bir durumda değil. takım gayet geriye doğru evriliyordu ve bunun pik yaptığı noktada takımın başına geçti. belki enkaz devralmadı ama temelleri sağlam olmayan bir binayı restore etmeye çalışıyor. tavsiyem ne kadar restore edersen et, illa bir gün yine çatırdayacak. bu sene komple bu takımı yıkıp, içinden işe yarar malzemeleri alıp, yeni bir bina yapmaya başlamak.