polise göre veda mektubu yazmis olan merhum kaleci. bugün hayatini kaleme alan yazilarda, örnegin
spiegel online'da
fenerbahce deneyimi, kariyerin en dip noktasi olarak gösteriliyor. zaten kariyeri inisli cikisli bir grafik ciziyor.
1977
dogu almanya dogumlu enke, 22 yasinda
borussia mönchengladbach'in birinci kalecisi oluyor. yillar yili mönchengladbach'in basarili bir numarasi olmus efsane,
uwe kamps'i yedege itiyor. ancak, cok iyi oynamasina ragmen, mönchengladbach ilk kez küme düsüyor. milli takim kadrosuna seciliyor. bunun üzerine
benfica'ya gidiyor,
jupp heynckes zamaninda, ve
jose mourinho döneminde benfica'nin kaptani oluyor. almanya'da gelecegin kalecsi gözüyle bakilan bu genc, bu tezi dogrularcasina
louis van gaal'in
fc barcelona'sina transfer oluyor. dünyadaki her futbolcunun hayallerini süsledigi bu takimda, bir kupa macinda yaptigi hatadan sonra kadrodan cikariliyor, ve
rüstü recber'ile takasta kiralik olarak
fenerbahce'ye geliyor. zaten
christoph daum onu tanidigi ve ona güvendigi icin bu transferi onayliyor.
(bkz:
10 agustos 2003 fenerbahce istanbulspor maci) gercekten de kendisi icin kariyerinin en dip noktasi demektir. bu macta bir hata yapiyor, ve üc gol yiyerek ilk macta taraftar, bu yeni genc, adini bilmedikleri ciliz kaleciyi adeta idam ediyor.
---
alinti ---
(...)
ein wechsel zu fenerbahce istanbul und trainer christoph daum soll die wende zum besseren bringen - und stürzt enke in die bis dahin tiefste krise seiner laufbahn. im ersten spiel macht er einen entscheidenden fehler und wird vom publikum verhöhnt und bedroht, mit bierflaschen und mobiltelefonen beworfen. enke ergreift nach diesem spiel die flucht, der torwart geht nach spanien zurück, findet keinen neuen verein, ist arbeitslos.
(...)
fenerbahce ve teknik direktör christoph daum'a transferi, daha iyiye giden yolda bir dönüm noktasi olacakti, ancak enke'yi o anki kariyerinin en derin krizine sürükledi. ilk macta maci etkileyen bir hata yaptiktan sonra, taraftar tarafindan alay ve tehdit edildi, üzerine bira siseleri ve cep telefonlari atildi. enke bu mactan sonra kacmayi secti, ve ispanya'ya geri döndü. orada yeni takim bulamadi ve issiz kaldi.
---
alinti ---
zaten imza töreninde enke'nin fenerbahce'ye gelecek olmaktan duydugu tedirginlik belliydi.
http://www.spiegel.de/img/0,1020,285924,00.jpg bu dönemde hic kimse kendisini hatirlamiyor. sadece iki tane kulüp kendisini ariyor, avusturya'dan
fc kärnten ve hollanda'dan
ado den haag. ikisi de liglerinde sonuncu sirada olan takimlar.
---
alinti ---
enke sitzt nach vier jahren, die ihn ganz nach oben bringen sollten, im abseits. dazu kommt das bangen um seine tochter, die mit einem angeborenen herzfehler zur welt kommt. nach seiner flucht aus istanbul gilt enke als psychisch labil, zumindest als sensibel, was für die fußballbranche aufs selbe herauskommt. es kommen in interviews fragen auf, ob er den stress eines toptorwarts durchsteht. enke hat das immer parieren können, hat sein verhalten plausibel erklärt: er könne verstehen, sagt er, wenn leute sein damaliges verhalten als unprofessionell bezeichnet haben. aber der hass, der ihm von den fans entgegen geschlagen sei, "das war es mir nicht wert".
enke, kendisini zirveye götürecek diye hesaplanan bu dört yilda ofsaytta kaldi. buna bir de kalp hastaligiyla dogan kizi icin duyulacak olan endise eklenir. istanbul'dan kacisi sonrasi enke psikolojik olarak dengesiz (labil), ya da en azindan hassas bir karakter olarak kayitlara gececek, ki bu iki durum da futbol bransinda ayni kapiya cikiyor. röportajlarda hep iyi bir kalecinin yasamak zorunda oldugu strese dayanabilecek nitelikte biri mi tarzinda sorular sorulur. enke böyle sorulara daima iyi ve mantikli cevaplar verirdi: insanlarin o zamanki hareketini profeysonellik disi olarak degerlendirmelerini anladigini, ancak taraftarlarin ona gösterdigi nefretin "buna degmez" diye düsünmesine yol actigini belirtirdi.
---
alinti ---
dokunakli yapisi enkenin bu fenerbahce - ya da
türkiye- tecrübesinde ortaya cikiyor. enke bana daima bizim
pierre esser'i hatirlatir, onu da ilk macta yedigi hatali gol sonrasinda hic bir daha kullanmamistik. ayni anda, türkiye'de bir futbolcudan nelerin beklendigi, hatali oldugunda neler cekmek zorunda olduguna dair bir ip ucu veriyor, enke'nin yasadiklari.
ispanya'da nihayet ikinci lig takimlarindan
cd tenerife'de kendine bir is buluyor. orada da alman teknik direktör
ewald lienen ile beraber calisma firsati buluyor. artik her seyden cok uzaktadir. milli takimda da. zaten o dönem
almanya sadece iki büyük efsane kalecisi,
oliver kahn ve
jens lehmann'dan baskasini görmüyor.
ewald lienen onun icin sans oluyor, zira, lienen almanya'da
hannover 96'nin basina geldiginde, hemen ispanya'daki yetenekli talebesini de
bundesliga transfer aliyor. hannover 96 almanya'nin sessiz, sakin takimlarindan. birinci lige yeni cikan bu takim, zaten genelde ya düsme hattinda ya da orta sahada mücadele ediyor. hannover kenti de zaten gayet sakin bir yer. barcelona, benfica gibi takimlar görmüs biri icin sönük olan bu takim, enke gibi düsünceli ve artistlikten uzak biri icin yeniden baslamak icin harika bir ortam.
ve iste burada, kariyerinin basindan beri ondan beklenilen performansi sergiliyor enke. harika maclar cikariyor. defalarca en iyi kalecisi seciliyor, bundesliga'da. yilin kalecisi seciliyor. milli takimda iki büyüklerin ardindan ücüncü kaleci oluyor. artik sadece onlarin milli takimdan geri cekilmesini beklemeli, 1 numara olmak icin. ancak bu ortamda hasta kizi vefat ediyor. ve meslegine yansitmadigi bu derin aci, onu kisa ömründe muhtemelen icinden cikamayacagi bir krize sürüklüyor.
son iki senede enke sakatliklar ve hastaliklar yasadi. bunun yüzünden milli takimda önemli maclarda yer bulamadi. su anda
alman milli takimi kalesinde (düne kadar-ne hazin-) dört kisi yarisiyordu,
robert enke,
rene adler,
manuel neuer ve
tim wiese. 2 hafta önce uzun bir hastalik döneminden sonra kaleye gecen robert enke, hastalanmadan önce bu dörtlü icinde güney afrika'da bir numara olmak icin en iyi kartlara sahip olan kaleciydi. ancak hastaliginda yerini cok iyi dolduran rene adler, onu bu favori konumundan indirdi. söyle ilginc bir alinti var bu durum ile ilgili:
---
alinti ---
enke macht das nervös, er ist kein kahn, kein lehmann, die der interne kampf motiviert. "ich brauche keine konkurrenzsituation. ich brauche vertrauen. für mich ist es sehr wichtig, dass mir mannschaft und trainer das gefühl vermitteln: mit dir im tor kann uns nicht viel passieren", sagt er. das gefühl verlässt ihn zusehends.
enke bu durumdan kaygilanir, kendisi takim ici forma rekabetinden bir kahn ya da bir lehmen gibi motive olan birisi degil. "benim takim ici rekabete ihtiyacim yok. benim güvene ihtiyacim var. benim icin takimin ve antrenörün bana "sen kaledeysen bize pek bir sey olmaz" hissini vermeleri cok önemli. bu duygu onu gittikce terk ediyor.
---
alinti ---
nitekim son durum bu. almanya milli takimi su an kampta. kendisi, henüz hastaliktan yeni kurtuldugu icin, kadroya cagirilmamisti. zaten bence de bu kararinin futbol ile ilgisi yok. düsünün, 32 yasindasiniz, sevdiginiz bir kariniz var, isinizde cok iyi bir imajiniz var, iyi para kazaniyorsunuz, ve her hafta onbinlerce insanin önüne cikip, takdir ediliyorsunuz. ancak bu bile yetmiyor, mutluluk icin. enke'yi icten kemiren, ezen bir sey varmis, ve bunu cevresinde demek ki hic kimse, ya da pek az insan görmüs, ve kendisnin ölümü secmesini engelleyememis.
arabasini öldügü yere yakin bir yere park etmis. cüzdanini arabada birakmis. arabanin kapisini kilitlememis. bir kac yüz metre raylarin yaninda yürümüs, ve genelde kimsenin yaya gitmedigi bir yerde, tren geldigi anda raya cikip, trenin önüne vermis kendisni.
onun gibi bir meslek sahibi, ve mesleginin en iyileri bile böyle bir son buluyorsa, insani insan eden statüsü degil, ic huzurunu temin eden etkenlerdir. büyük konusmayalim, yazmayalim, ama sen hayata bakis acimi degistirdin, robert enke, bir 10 kasim aksaminda, aniden. artik 10 kasim'da daima
atatürk'ten sonra anacagim hazin bir öykü daha var...