57
hiç bir şey için empati kurmaya gerek yok. başkanlık sisteminin sonuçları türkiye için bu kadar açıkken, bütün bu defolar sabah akşam anlatılmışken gidip inatla evete basıyorsanız; yetmeyip bir de üstüne bunun propagandasını yapıyorsanız enflasyon %170lere geldiği zaman çıkarlar "nooldu tarrağım?" derler. burada gücenecek bir şey yok. hayatımıza kaydılar ve bunda en ufak payı olan herkesle ölene kadar uğraşacağız.
56
buradaki mesele sporcuların evet oyu vermesi değil, evet oyu verecek olan sporcular fikrini özgürce ve güvenle açıklayabilirken; hayır oyu verecek olan sporcuların bunu yapamıyor olması. aksi halde tabi ki herkesin farklı bir görüşü var ve istediği şekilde oy kullanabilir. mesele, evet oyu verecek olan sporcuların da hayır oyu verecek olan arkadaşlarının fikirlerine saygı gösterip, hayır oyu verecek olan sporcuların da fikrini özgürce açıklayabilmesi için gerekli ortamı sağlayabilmesidir. yani empati kurulabilmesidir. eğer sporcuların bu eşitliği oluşturmada yapacakları herhangi bir katkı yoksa, o zaman evet oyu kullanacak sporcuların da susması daha mantıklı bence. ben olsam öyle yapardım, karşı görüşe saygımdan ötürü. adamlar fikrini bile açıklayamıyor ben çıkıp pişkin pişkin evet mi diyeceğim ekranlarda diye düşünürdüm.
75
şu sıralar teknik direktör olarak da türk futboluna musallat olmaya devam eden sporculardır. arda turan oldu, burak da olur önümüzdeki sene. ne kadar iyi futbolcular olurlarsa olsunlar hiçbirini sevmiyorum ve desteklemiyorum. umarım başarısız olup türk futbolundan uzak kalırlar.
36
kendi cikarlari ugruna pek cok insani etkileyip laik ve demokratik turkiye cumhuriyeti'ni daha da baltalayan sporculardir. baskan olmasina katki sunduklari zat ulkeyi ucurumdan bugun atarken, kendileri banka hesaplarina bakip olan bitenden etkilenmemektedirler.
37
mutsuz olduğunu sanmadığım sporculardır. euroyla dolarla milyon maaş almış adamlar ülkenin halinden gayet memnun olsa gerek. kendi taraftarının düştüğü durumu umursamayan adamlara, bu taraftarların kötü duruma düşmesinde payı olan adamlara, bu taraftarların sahip olduğu kulüpler "camianın çocuğu" diye sahip çıkıyor. biz neyin çocuğuyuz o zaman?
44
bir tanesini de takıma geri alıp üstüne kaptanlık pazubandını takıp sonra da fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür tişörtleri bastırmışlığımız var.
58
ülkenin geleceğinin çöpe atılmasına sebep olmuş sporculardır. evet diyen sporcular birileri tarafından önleri açılıp her imkan sunulurken hayır diyen sporculara en ufak bir imkan verilmiyor bilerek. o yüzden spor alanında kamuoyu önünde ballandıra ballandıra evet diyen sporcuların spor camiasında işi olmamalı. ülkenin içinden geçilmelerine vesile oldular, kimse kusura bakmasın ben bu duruma tolerans gösteremem. ülkenin ne hale geleceğini dilimizde tüy bitene kadar anlattık ama bunların kas kafası anlamadıysa kimseye empati kurmam. beyni olan insanlarla empati kurulur zira.
55
insanlar özgürdürler ve özgür iradeleri ile seçme hakkına sahiptirler. bunun sonuçlar-ına/-ını... da kabul etmek, sahiplenmek, katlanmak, arkasında durmak zorundadırlar. bir ülkenin, camianın... kaderini belirleyecek seçimlerde oyumuz milyonu geçtim, milyarda bir etkili olsa da aklımız başımızda karar vermeliyiz, çocuk değiliz dükkandan sakız almıyoruz, yaptığımız seçimlerin sonuçları ile yaşıyoruz. elbette ki hata yapabiliriz tecrübenin bir kısmı da hayatta yapılan hatalardan ders çıkarırsak oluşur. fakat aynı hataları yapmakta ısrar eden kişi ahmaktır, şahsen ahmaklarla yaşamayı tercih etmem.
38
topcunun teki televizyon'da sana "mahmut'a at, rustem'e atma" diyor ve sen de onun lafini dinliyorsan zaten basina gelecek musibetleri hakketmissin demektir.
"aptal insanlari unlu yapmayi birakin" diye bir soz var. peki ya o aptallari takip ve taklit eden, onlara uyan insanligin buyuk kismini ne yapalim?
burada "who is more foolish? the fool or the fool who follows him?" diye buyuran muhterem obi-wan beyefendiyi de anmamak olmaz...
74
bu garip anayasal sistem, baskan kim olursa olsun türkiye'nin en büyük sorunudur. itiraf edemezler ama söz konusu sporcular da ömür boyu bu utancin agirligi altinda yasayacak. çocuklarinizi yurtdisina gönderdiginizde bunu size tekrar hatirlatacagiz.
59
toplumsal linç ve yargılamayı sonuna kadar hakeden kişilerdir. ne bekliyordunuz yani başkanlık sisteminden? sonuç zaten belliydi. hiçbirini golleri ya da konserleriyle hatırlamayacağım. sadece o salak sırıtışlı gevşek videolarıyla aklımda kaldılar.
67
benim gözümde kişisel çıkarları pahasına vatana ihanet etmiş kişilerdir.
bu sistemin böyle sonuçlara yol açacağı aşikardı.
60
normal bir ülkeye döndüğümüz zaman spordan ihraç edilip tedavi altına alınması gereken gruptur. bile isteye ülkenin geleceğini çöpe attılar.
45
bugun ulkenin basina gelen her seyin sorumlularindan biri olan sporculardir.
48
aldatilmislardir, boyle olacagini bilememislerdir, "adam"lardir.
zeki, cevik ve ahlakli degillerdir.
64
hayatlarında olumsuz bir değişiklik olmayan kişiler.
olumsuz bir değişiklik olan bizleriz. onların da umrunda değil bu durum.
65
maaşları tl olarak yatsa da sektör koşulları yüzünden gelirleri döviz cinsinden hesaplanan kişiler. hayatları son 2-3 senede 6 kat güzelleşmiştir bu yüzden.
69
tercihleri dolayısıyla yargılanmamaları istenen sporcular.
1 nisan 2017 tarihinde galatasaray spor kulübü aleyhine tweet atmış olsalar hala yerden yere vuracağımız isimler olurlardı bu kişiler. ancak söz konusu basit (!) bir referandum olunca hoş görmemiz ve sineye çekmemiz gerekiyor elbette.
o gün bu propagandayı yapan herkes bunu kişisel menfaatleri için yaptı. bunun karşılığını da fazlasıyla aldılar. açın o videoları izleyin ve propagandaya katılıp da şu an zengin olmayan, gemisini yürütmeyen biri var mı yok mu diye inceleyin. bu insanlar kendi kişisel menfaatleri için ülkeyi uçuruma sürükleyecek bir anayasa değişikliğinin geçmesi için çalıştılar. üstelik hatırlatmak isterim ki değişiklik çok ucu ucuna geçti referandumdan. belki böyle bir propaganda yapılmasa geçemeyecekti (çok düşük ihtimal tabii).
kişisel menfaati için ülkeyi uçuruma sürükleyen kimseye güvenmem ve bu kişileri her yerde yargılarım. tabii bu onların umurunda olur mu bilmem ama ben yapmaya devam edeceğim. size de aynısını tavsiye ediyorum. zira bu gerçeği unutursak bu adamlar yarın bizim durduğumuz tarafa geçip bize de parmak sallarlar. mesela iyi bir galatasaraylı olan şahan gökbakar ve diğer bazı ünlü komedyenler zamanında sinema biletlerindeki patlamış mısır kesintisi işlerine gelmiyor diye mevcut hükümetin sansür yasasına güle oynaya destek verdiler. onlar bilet gelirlerini patlamış mısır kesintisi olmadan alıp kazançlarına kazanç eklediler, hükümet de sansür yasasını güzelce geçirdi. günün sonunda kaybeden biz olduk. şimdi o şahan gökbakar muhalefet önderliğine soyunuyor sosyal medyada. gemisini yürüttü, kazanacağını kazandı şimdi de gönlünce muhaliflik yapıyor. yarın bir gün aynısını bu başlıkta bahsedilen isimler de yapacak. hiç şüpheniz olmasın bundan.
o yüzden bu konuda hassas davranmak ve böyle adamları bir yerlere not etmek lazım.
26
"hayır diyenler de çıkıp yapsınlar, ne var ki?" diye soranların anlaması gereken bir şey var.
"ülkemi seviyorum evet diyorum." şeklinde bir slogan zaten hali hazırda "hayır" diyenleri ülkesini sevmemekle suçluyorken ve de gelinen noktada muhalif olmak vatan hainliği ile eşdeğer olduğu için bunun karşı bir kampanyası yapılamaz. sen ben yaparız buradan, bir kaç yürekli insan da yapar ama herkesin tanıdığı ünlüler, futbolcular allahın cezası yeni türkiye denen şeyde böyle bir şeye kalkışamaz.
cumhurbaşkanının tek lafı ile insanlar kimi sevip kimi sevmeyeceğine bile karar veriyor. arda turan muhalif olsa, orada "hayır diyorum başlarım böyle işe" diye bir açıklama yapsa, göklerden inen kararların elçisi cumhurbaşkanı buradan "eyy sen kimsin ya" diye bir laf çarpsa, arda turan bir daha ne televizyonlarda boy gösterebilir, ne de gelip tbl allstarlarda şımarıklık yapabilir. tepki gösterilen kısım da bu zaten. ulan harbiden destekliyor musunuz yoksa korkuyor musunuz onu bilemiyoruz.
71
kendileri milyon euroları götürüp, istedikleri her şeye sahip oldukları hayatları yaşamayı pekiştirmek adına bu ülkede;
çocuğuna bir pantolon alamadı diye hayatına son veren babaların,
yemek pişiremeyen annelerin,
istismarlara uğrayan çocukların,
katledilen kadınların,
eğitimini karşılıyamayan ve bu yüzden hayata borç ile başlayan öğrencilerin,
atanamayan ve yıllarca çaba gösterip okudukları bölümde iş bulamayan mezunların,
darp edilmeye alışmış ve ülkesini terketmek zorunda kalan doktorların,
dükkanını kapatmak zorunda kalan her esnafın,
yıllarca ülkeye hizmet etmesine rağmen kendilerine reva görülen emekli maaşı ile ayın sonunu getiremeyen emeklilerin,
destek görmeyen amatör ve profesyonel branşlarda yitip giden yetenekli sporcuların,
ve sorunlarından bahsetmediğim her bir vatandaşın ahı üzerlerine...
yok öyle geçmişte olan hatayı göz ardı etmek, affedip diğer yanağını dönüp bir tane de buraya demek. özellikle bu ülkede hak, hukuk, adaletten, eğitimden ve insani değerlerden nasibini almamış insana merhametin ne kadar tehlikeli olduğuna tanık olduk, olmaktayız. şüphesiz ki bu isimleri ve dönemine göre şekile giren tipleri unutturmamak, vatanını gerçekten seven her vatandaşın görevi olmalıdır. ağzından çıkan kelimelerin, insanların hayatına mal olan bu şahısların affedilmesi, bağışlanması söz konusu değildir ve olmayacaktır da.