babamdan, veya amca çocuklarından duymuştum birazdan anlatacağım bu hikayeyi. doğru olup olmama konusunda bir netlik olmadığı gibi, sorumluluğu da üzerime almıyorum, haberiniz olsun. fakat böyle bir şeye eşşek gibi güldüğümü hatırlıyorum, orası net.
işte bahsedilen zaman milenyumun ilk zamanları, veya milenyuma beş kala. recep istanbulspor forması ile futbola noktayı koymak üzere kendisi adına düzenlenen jübile maçında oyundan alınırken alkış ve tezahürat tufanı arasında kalır. karşılık vermek adına tribünleri selamlarken, aynı zamanda o dönemler serbest olan muhabirlerin saha içine dalma hikayesini fırsat bilen bir muhabir, recep'in yanına gider ve onun duygu ve düşüncelerini sorar. işe klasik 'ne hissediyorsun, bundan sonra ne yapacaksın' suallerinin ardından spor muhabiri recep'e kaç gol attığını sorar. oldukça şaşırmış haldeki recep'in cevabı ise insanı yaracak şekildedir:
'kendi kaleme mi?'
şimdilerde sabri'nin, veya yakın bir zaman öncesine dek ibrahim üzülmez'in
* bayrağını taşıdığı bu kazma futbolcu ekolünün en hakiki temsilcilerinden birisiydi takoz recep. fakat teknik kapasite yönünden kısıtlı bir oyuncu olmasına rağmen, oldukça istikrarlı ve güçlü bir sağ bekti.
şöyle de efsane bir golü söz konusudur:
https://www.youtube.com/watch?v=mKQgU86nzGY