hayatımızın önemsiz bir parçası(idi). çoğumuz ya maçlara gidiyoruz, ya da televizyondan izliyoruz. en kötü ihtimalle sözlük, twitter gibi yerlerden takip ediyoruz. bir de radyo vardı tabi. dedim ya, önemsiz. ne olacak ki? yolda kalmadığımız, çok önemli bir şey olmadıktan sonra ihtiyacımız yok radyoya, radyodan maç dinlemeye.
ama herkes bizim kadar şanslı değil. geçen gün bi adam radyospor'a bağlandı. 20 yaşına kadar futbol oynamış. daha sonra sağlığı el vermediği için devam edememiş. sağlık problemi şu; ilk başlarda gece görmemeye başlamış. daha sonra ilerlemiş bu görme kaybı ve artık hiç göremiyormuş kendisi. adam, oldukça düzgün konuşan, derdini güzel anlatan bir adamdı. dedi ki; şu radyodaki maç yayınları işi n'oldu?
hayatta bir tane zevkim vardı, onu da elimden aldılar. televizyondan da dinliyorum ama, aynı şey değil. radyoda daha iyi algılayabiliyorum, neyin, nerede, nasıl olduğunu. bu adam doğuştan kör değil. yavaş, yavaş kaybetmiş bu yetisini. yani korkunç bir şey aslında yaşadığı. ve çok üzücü. aslında yıkıcı.
radyodan maç dinleme işi n'oldu biliyor musunuz? ihalesi yapılmadı. yapılmıyor. ihale yok ki ortada bir şey olsun. kimsenin umrunda değil. çünkü, ihale pahalı olacak biliyorlar. çünkü yıldırım demirören orayı da rant kapısına çevirdi. gs tv var bir de maç dinlemek için. orada da taklit falan yapıyorlar. çok komik olduklarını düşünüyorlar, düşünsünler. ve kimsenin aklına bu adamlar gelmiyor. kimse bunları düşünmüyor. kimsenin umrunda değil.
adam dedi ki;
hayatta bir tane zevkim vardı, onu da elimden aldılar.