uzun yıllar kadıköy'deki maçları şenlik havasına çevirmelerinin başında en dirençli anda gittiğimizde bile ilk 10 dk içinde ya alex ya semih ya da lugano boş kaleye itekler ondan sonra terör yuvasına çevrilen maçlarda oynamak zor hale gelirdi.
bunu sebeplerinden biri de dönemin kalbur üstü yerli, ele avuca gelen yabancıları toparlayan rakibimize karşı ömer erdoğanlar, saidolar, barışlar, mustafa sarplar, yalçınlar, maçta kendini kaybeden sinir küpüne dönen güvendiğimiz oyuncular
* * *, cihan haspolatlılar,prates ve conceiao gibi emekliler, aydın gibi saman alevi topçular , volkanlar; ümit karan'a baros'a hakan'a ulaştırılamayan topların günahının sahibi sınırlı yetenekli oyunculardı. olay haline getirdikleri serinin 3'te 2'sinde bunların payı çok büyük. çoğunda şu çıkan kadrolara bakın gerçekten kazanmaya yaklaşamayacak kadrolardı. anadolu takımı kadrosuna denk kadrolarla en az 6 mağlubiyet var. burada suçu yönetimde mi ararsın teknik ekip de mi karar sende kardeşim.
ama gel gör ki 2009'dan sonra gerçek galatasaray kalitesinde kadrolar çıktığında ilk aşamalarda tek farklı mağlubiyetler dönemine , dua eden aman madara olmayalım diyen sarı lacivert profile dönmeye başladı.
ta ki 2012'de oyun olarak her maçı domine etmek akabindeki şampiyonluk ve baros'un direkten dönen topu her şeyi değiştirdi.
birileri artık geliyoruz temalı korku film soundtrackli klipler hazırlayamıyor, sağda solda koymaya az kaldı goy goyu dönmüyor biliyor çünkü 2,3 senedir allah'a emanet kurtulduğunu ve bir yerde patlarsa elinden alınacak şekerini.
bunu adına ne derseniz deyin ama şu an bu sefer , geçen sefer , gelecek sefer güldür güldür bir galatasaray olacağını biliyorlar.
o kupa çok şeyi değiştirdi, bir çok şeyi bitirdi.