• 8
    büyük futbolcuların şöyle güzel bir özelliği vardır: kendilerini "prime sonrası" dönemine hazırlamak... prime selçuk inan, kendisini "prime sonrası" döneme hazırlayamamış bir futbolcudur. halbuki hep iyi olan oyun zekasını tecrübeyle, tekniğiyle birleştirip, galatasaray'ı inanılmaz rahatlatacak bir kurguda kendisi de top oynayabilirdi. yıllar boyunca selçuk'un önüne iki tane savunması iyi, atlet, rakip ceza sahasına koşu yapan orta saha koyup, keyfimize bakabilirdik. ancak selçuk öyle bir düştü ki, bırakın kendisini "prime sonrası" döneme hazırlamayı, ayakta duramayacak hale geldi.

    büyük örnekler verelim: cristiano ronaldo ve lionel messi. ronaldo, kendisini forvette kim oynatırsa oynatsın karşı çıkıyor. bu forvette oynarsa gol atamayacağından dolayı değil. ronaldo'nun hala forvet oynayıp 15 gol altında kalacağı bir yerel lig yok. ancak ronaldo ısrarla sol kenar forvet oynamak istiyor. bunun temelde iki nedeni var: birincisi sahanın solunda kalan half-space'i değerlendirebilmek. ronaldo üstün oyun aklıyla birlikte oraları hala inanılmaz işliyor. ikincisi fiziken kendisine yakın iki stoperle boğuşmaktansa, çoğu zaman kendisine göre fiziksel olarak handikap yaşayacak rakip bek oyuncusuyla eşleşiyor. ivmelenerek gelip ya kafa golü atıyor, ya yıpratarak geçiyor, bir şekilde üstünlük kuruyor. 2019-2020 sezonu serie a takip edenler de biliyordur, ronaldo kendisini ileri uçta oynatan sarri ile sorun yaşadı. sarri de daha sonra ronaldo'nun kenarda oynamasını ronaldo ile yaptığı görüşmeye bağladı. messi'ye bakıyoruz, bu adam artık iyice "sahte forvet" rolünün kendisi oldu. yalnız farkında mısınız bilmiyorum, git gide 2. ve 3. bölge arasında top alıp rakip ceza sahasına ilerleyen messi'yi az görür olduk. messi istese hala beş adamı üst üste geçemez mi? pekala geçebilir. ancak artık atılan her çalım, bir tekme riski demek. yapılan her dribling, fazladan zorlanma demek. her aksiyon, risk demek. messi olağanüstü yetenek setini artık sadece kilit alanda kullanıyor: rakip ceza sahası içi ve yay çevresi. burada hala dünyanın en büyük sihirbazı o. koşu mesafelerini iyice düşürmesinin nedeni koşamayacak olması değil. orta sahadan topu alıp gitmeme nedeni bunu yapamayacak olması değil. fiziken yaş aldıkça, risk artıyor. messi de saha içinde yaptıklarıyla o riski minimuma indirmeye, nötrlemeye çalışıyor.

    küçük örnekler de var. yani kendisinden yaşlı sedat ağçay öyle veya böyle hala ankaragücü'nde ilk on birde top oynuyor. kendisinden yaşlı emre belözoğlu hala on dakika oynayıp on dakikada oyuna etki edebiliyor. alt ligde selçuk şahin hala bursaspor orta sahasında mücadele edebilecek halde. böyle lokal örnekler de mevcut.

    kaldı ki selçuk inan riskleri aşağı çekebileceği gibi, sahip olduğu yetenekleri tecrübeyle birleştirip yeni rolünde eskisinden de iyi olabilirdi. bugün onyekuru'ya atacağı pasları, önündeki iki atlet orta sahayı yönetmesini izleyemiyorsak, selçuk'un dönüp "nerede hata yaptım" demesi gerekiyor. üstelik selçuk bu ışığı verseydi, fatih terim ondan bu halde öyle güzel yararlanırdı ki. fatih terim iki stoperin arasına orta sahayı sokup oyun kurulumuna katkı beklemiyor mu 2019-2020 sezonunda? o üçlünün önünde lemina-ömer gibi iki atleti sık sık izlemedik mi? yani bunlar çok daha sistemli, selçuk temelli yapılabilirdi.

    bitik selçuk'u oynatan terim, "o selçuk" için neler neler yapardı kim bilir.
  • 5
    sosyal medya sözlüğünün yine aynı platforma kazandırdığı dandik jargonlardan birisi. off prime time ömer bayram, gece kuşağı luyindama, gündüz matinesi florin andone gibi tabirler ne kadar saçmaysa, bu tanım da o kadar saçma. prime kelime anlamı olarak birincil, ilk, başlıca anlamına gelir.* çoğu kişinin bildiği kullanım olan, tv sektöründe prime time ise, en çok reklam alan, en çok izlenen ve maddi getirisi en yüksek zaman dilimine tekabül eder. bu prime selçuk inan tabirinin de buradan geldiğini düşünüyorum. selçuk'un zirve dönemi, selçuk'un selçuk olduğu zamanlar, selçuk'un formda dönemi gibi kullanımlar daha doğru olur. türkçemizin de ırzına geçmemiş oluruz.

    kaldı ki bu 'prime' dönemi hakkında kesin bir dönem belirtmek mümkün değil. selçuk'u 2011'de galatasaray'a geldikten sonra izlemeye başlayanlar tarafından 2011'de başlatılıp, kimine göre 2013, kimine göre 2014, kimine göre 2015 yılına kadar sürmektedir. halbuki selçuk'u trabzon'da da izleyenler, galatasaray'dan önce de iyi performans verdiğini bilirler. hal böyle olunca bu 'prime' dönemi 2011'den de öncesine gidip, zaman zarfını uzatıyor.

    2010-2011 sezonu: 2 gol 14 asist.
    2009-2010 sezonu: 2 gol 9 asist.
    2008-2009 sezonu: 3 gol 11 asist.*
  • 7
    --- alıntı ---
    1983 doğumlu olmasına rağmen lisansını çıkarırken araya iskenderun lisesinin efsane hocalarından deliveliyi (soyadı bu) sokup 1985 doğumlu olarak kaydettiren
    --- alıntı ---

    zamanında ismailenver'in kendisi için #2303059 entry'sinde böyle bir ifadesi vardı. üstünde durulmadı ama doğru bir bilgiyse, selçuk inan bizim bildiğimizden iki yaş daha büyük oluyor.

    oynadığı futboldaki gerileme de bu bilgiyle benzer gidiyor bence. selçuk inan bize transfer olduğu 2011 yazında 26 değil 28 yaşında oluyor ve zirve performansı sonrası 30 yaşından itibaren iyice düşüyor. ismailenver'in dediğine göre kendisi şu an 35 değil 37 yaşında oluyor ve gerçekten de performansı 37 yaşında gibi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın