• 17
    genelleme yapmak istemiyorum, ama bunların benim gördüğüm kadarıyla bir ortak noktası var. şöyle ki;

    gençlik yıllarında eğitim hayatında pek başarılı olamamış, güç meraklısı, kendisinden korku duyularak kendisine saygı gösterilmesini isteyen bireyler vardır hep. çoğumuzun da çevresinde, sağında solunda, arkadaş ortamlarında vardır mutlaka. hatta muhabbet esnasında "abi polislik sınavlarına girmeyi düşünüyorum. geçen yıl 60 netle kazananlar olmuş. az kassam kazanırım ben de. 2 yıl okuyup işe başlarım. atama sıkıntısı da yok. maaşı da garanti. silahı da belime takıp gül gibi geçinirim."

    birçoğumuza tanıdık gelmiştir bu sözler. en azından 1 ya da 2 cümlesi.
    şimdi mantıken polis denen oluşum, halkın güvenliğini sağlamak için vardır. adaleti sağlamak için, haksızlığa uğrayan kişileri korumak esas amaçlarıdır. gerek hırsızlık olsun, gerek darp olsun, gerekse insan sağlığı olsun. bunların halk arasında insan yararına sağlanması polislerin görevidir.
    fakat yukarda polis olmak için harekete geçen bireyin kaçı bunları amaçlamış? kaç tanesi bu işe adaleti sağlamak için başlamış?

    insan eğer bir işe salt para amaçlı başlarsa, paranın kulu olur. bu bütün meslekler için de geçerlidir.
    işin içinde eğer başka duygular ve hissiyatlar yoksa, elinde parayı tutan kişilerin kuklası olursunuz.

    ve işin acı tarafı ne biliyor musunuz? polislerin bir kısmı bu işe para için değil, buna ek olarak güç için de başlıyor.
    düşünsene, arkanla emrin altında onlarca meslektaşın, cebinde silahın, sağ elinde jopun, sol elinde biber gazın.
    bir kısmı direksiyon başında, toma sürüyor.
    diğerinin kontrolü altında kocaman bir panzer var.

    güç budalaları sizce daha başka ne ister allah'tan?

    adaleti, eşitliği sağlamak için oluşturulan bir kurumun birçok personeli, kişisel egolarını halk üzerinde gideriyor. bu böyle olmaz.
    onları cici göstermek için onlarca dizi de yayınlasanız olmaz.
    halkın sevdiği yüzleri, onların kılığına soksanız da olmaz.

    ayıptır kardeşim, yeter artık.
    bir durun, nefes alın, düşünün.
    siz de saldırdığınız kişilerle aynı gruba mensup insanlarsınız.
    saldırdığınız kişiler sizin de gününüzü kutlayıp savunmak istiyor.
    seni piyon olarak kullananlara karşı hem de. sen onlara vuruyorsun.

    sen asıl kendi kendine gaz sıkıyorsun. tek farkı, senin gözyaşların iş işten geçtikten sonra akacak.
  • 20
    dostlar;

    ülkemiz çok önemli bir aradan geçiyor. bu işin her yanı bireysel anlamda bizi ilgilendirse de sözlüğümüz temelinde polisin bundan sonraki tavrı konusunda bir kaç kelam ederek değerli kardeşlerimi, uyarmayı görev bilmekteyim.

    polisten zerrece haz etmem ama o elbisenin içindekilerin uzaktan yakından tanıdık veya akrabalarımız olduğu gerçeğini değiştirmez. buna rağmen stadlarda ve salonlarda bize karşı insanca davranmak bir yana eskisinden daha sert olacaklardır.

    son yıllarda başbakanın büyük hataları sonucunda iş geldi buraya dayandı. taksim parkı olmasaydı başka bir yerden patlak verecekti. oluşan toplumsal infial bir çok sosyal grubun insiyaki olarak bir araya gelmesine neden oldu. polis arkadaşlar başbakanın bizzat emir ve iradesi ile topluluklara çok vahşice saldırarak bu infialin büyümesine katkıda bulundular.

    bu tür toplumsal hareketlerde her zaman rastlanabileceği gibi farklı taraftar grupları da doğal olarak aidiyetlerini vurgulayan aktörler olarak alanda yerlerini aldılar.

    polis bunu yanımıza bırakmayacaktır. polis arkadaşlar genellikle genç ve kendilerine göre polis mantığı ile donatılmış olarak sahaya sürülüyorlar. evet hepsi bir biçimde bizim akrabamız veya yakınımız ama donanımları bizi anlamaya müsait değil. öncelikle sizlerin bunu anlamasını istiyorum.

    aramızda bazı kaşarlar olsa bile (şaka şaka) genellikle genç arkadaşlar çoğunlukta ve yarın salonda önemli bir maçımız var. özellikle salon insanların en rahat kıstırılıp ezilebileceği yerlerdendir.

    en önemli dezavantajımız, eskiden taraftarla polis arasında çıkan tartışmalarda ya bu eski kaşarlar araya girer, ya da aslında iktidar ve devlet yanlısı taraftarlar araya giriyormuş gibi yapıp aslında çaktırmadan polisi tutarlardı. böylelikle isyankar taraftar ezilip olay sona erdirilirdi.

    görünen o ki siz genç kardeşlerimiz bir korku duvarını aştınız. bu aslında iyi bir şeydir ama bazı durumlarda çok tehlikelidir. çabuk gaza gelmenize, ezilmenize hatta ağır zararlar görmenize neden olur.

    beni anlamakta zorlanacanağınızı biliyorum;

    taksim direnişini sonuna kadar destekledim ve destekliyorum ama taksim direnişinden toplum adına beklenen fayda elde edilmiştir. başbakana hiç güvenmiyorum. umarım yurtdışından geldikten sonra azgınlığına bir son verir ve bu iş inşallah sulh sukunetle sonuçlanıp özgürlük ve demokrasi ortamı inşaa edilir.

    eğer başbakan düzelmezse işte o zaman hapı yuttuk gerçi, o ayrı mesele :)

    şimdi arkadaşlar;

    stad ve salon sokaklara ve meydanlara benzemez. iktidar ve onun polisi taraftarı tahrik etmeye kalkarsa tahammül etmenizin zor olduğunu biliyorum ama bunlara uymamanızı özellikle istirham ediyorum. lütfen görmemezlikten ve duymamazlıktan gelin. oralarda yapılacak en ufak hata yanınızdaki yörenizdeki arkadaşınızın akrabanızın sevgilinizin hatta kardeşinizin hayatına mal olabilir.

    polis üstlendiği görev gereği bunları önemsemekle mükellef değildir. burada sorumluluk sizlere düşmektedir.
    yalvarıyorum, polis provakasyonuna gelmeyin.

    salonlar ve stadlar onların olsun, caddeler ve meydanlar bizimdir.

    hepinize saygılarımla.

    son söz;

    sözlüğü okuyan değerli polis arkadaşlar;
    sizden hiç haz etmem. tanısanız siz de beni sevmezsiniz zaten ama tüm bunlar aynı ülkenin fertleri olarak bir arada yaşadığımız gerçeğini değiştirmiyor. her zaman olduğu gibi taksim direnişinde türkiye toplumuna karşı çok kötü bir sınav verdiniz.

    emir kulu olduğunuz farkındayım ama lütfen biraz insanlık.
  • 14
    normalde sporda şiddeti önlemeleri gerekirken, sebeplerinden biri olmuştur bu güruh.

    pratikteki amaçları güvenliği sağlamak veya taşkınlığı engellemek değil, maç günü çalıştırıldıkları için gücünün yettiği taraftardan hınç almaktır.
    çalışma koşullarından duyduğu rahatsızlıklarını üstlerine anlatamadıkları için küçülen egoları, elinde cop, ağzında küfür ve tükürükle bilet sırasını bozan taraftara gelince himalayalar kadar olur.

    göz altına alıp götürdükleri taraftarları araca kadar götürürken güzel bir dayaktan geçirirler.
    milan maçından sonra elinde bayrağıyla korna çalan arabaları beyoğlunda selamlayan çocuğu coplayacak kadar eziktirler. zevk için kullanırlar kendilerine zimmetlenenleri.

    polislerden haz etmem, ama en az polisler kadar midemi bulandıran bir diğer güruh ise polis şiddetini alkışlayan asalak taraftar modelidir.
    havaalanında şampiyon voleybolcularını karşılayan taraftara saldıran polise aferin diyen galatasaraylı ile basketbol maçında polisin hücuma kalkmasıyla oh oh çeken fenerbahçe taraftarı aynı miktarda aptaldır, haysiyetsizdir.

    kim demişti hatırlamıyorum ancak gayet güzel söylemiş: "polisler insan değildir. insan olsalardı polis olmazlardı."
App Store'dan indirin Google Play'den alın