türk tipi spor yöneticiliği
* olduğu sürece başarılı olabileceğini sanmadığım pozisyonun sahibi. şu senaryonun gerçekleşmeyeceğini düşünen var mı?
*teknik direktörün transfer talep eder.*
sd: istenilen pozisyon için 10 as 10 yedek oyuncudan liste hazırladık
yönetici: kasada para yok, almak için satman lazım.
sd: kadrodaki sevilen x isimli oyuncuya 10 milyon € teklif var, satalım onun yerine de 5 oyuncu belirledik.
yönetici: o oyuncu için taraftar 25 milyon istiyor bir kuruş altına satarsak linç yeriz. istenmeyen +35 yaş oyunculara teklif getir.
*transfer yatar*
*daha sonra yönetici kulüpten alacaklarını almak için oyuncuyu 8 milyona gönderir.*
ikinci bir senaryoda ise yönetici sevilen x isimli oyuncuyu 10 milyona göndermeyi kabul ediyor ama sportif direktörün belirlediği isimler yerine tanıdık menajerden %30-40 komisyonla 2 tane kiralık oyuncu alıyor.
sensible ve adriano henüz alt ligden 100 bin €'ya kapatırız dediği oyuncu için kapının 3.5 milyon € + %30 paydan açıldığını görmedi. aynı oyuncunun aynı anadolu kulübü tarafından trabzonspor'a bir telefonla 100 bin €'ya peşkeş çekildiğini de görmedi.
aynı zamanda alt yapısız bir ülke olduğumuz için birbirine kalite ya da potansiyel olarak yakın 10 yerli oyuncu sayamıyorsun. elindekilerden birini satsan yerinin dolmayacağı kesin. arz az talep fazla olduğu için türk oyuncuların değerleri de saçma sapan yerlere gitti. sözlükte adı geçen eren elmalı umut bozok paketi için kasımpaşa'nın kapıyı 10 milyon €'dan açacağını bilmeyen var mı? belki ikisi için 10'ar milyon bile isteyebilir, geçmişte görmediğimiz bir şey değil.
maalesef bu topraklarda işinin başarısı liyakatli yöneticilere bağlı kalmış hiçbir pozisyon başarılı olamaz. sensibile özelinde konuşmuyorum. sensibile özelinde yazabileceğim tek şey bir kaç telefon açıp marcao'yu brezilya milli takımına bir iki hazırlık maçı için sokamayacağıdır. mesela campos şak diye sokardı oyuncuyu çünkü campos'un referansı çok daha kuvvetli.