bu sezonki
* şampiyonlar ligi'nde giyilmeyecekmiş. beyaz forma deplasmanlarda, parçalı forma iç saha maçlarında, kırmızı forma da cl'de giyilecekmiş.
neden böyle aptal bir sınıflama yapıldı anlamadım. şayet sen birine benim klasik formam bu diyeceksen, diyeceğin yer şampiyonlar ligi olmalı. türkiye'de zaten herkes senin klasik formanın parçalı olduğunu biliyor. nerede parça edilmiş bir sarı-kırmızı görse galatasaray fornası diyor, aklına metin oktay geliyor. senin bunu akhisar'daki bir çocuğa aşılamana gerek yok çünkü o çocuk zaten bunun farkında.
sen bunu portekiz'deki bir elemana farkettireceksin. o, sarı ve kırmızıyı yan yana gördüğünde türkiye, galatasaray diyecek.
manisa'daki hasan zaten bunu biliyor. manisaspor'la oynarken mor da giysen farketmez. ama porto deplasmanında mor giyerek çıkarsan olmaz. adam 'fiorentina forması giyen takım' der.
yıllar yılı sürekli bunu yaptık. hep ara renklerimizle gittik şampiyonlar ligi'ne, uefa'ya..sürekli böyle abidik gubidik tasarımlar peşinde koştuk, sonra bunun adına 'avrupa'ya özel' dedik.
avrupa'ya özel forma yapmayın kardeşim. normal formamızla gidelim oraya. bizim formamız olsun. biz olarak yer alalım. mümkünse bıyık bırakarak çıksın futbolcular maça. hissettirelim.
rijkaard zamanı, sami yen'de uefa elemesi oynuyoruz, üstümüzde mor bir forma, uzun saçlı, traşlı, dövmeli çocuklar. tribünde let's go gibi gavur, yurt dışından ithal tezahüratlar..
olmaz abi. gavur takımıyla maç yapıyorsan tribünde gençlik marşı'nı söyleyeceksin. üzerinde sarı-kırmızı forma olacak.
özel işlere, tasarımlara, başka başka memleketlerin tezahüratlarına gerek yok.
sarı-kırmızı parçalı forma ve gençlik marşı.
bu.