resim
Ozan Muhammed Kabak
Takım:Hoffenheim
Mevki:Stoper
Yaş:24
Boy:1.87
Uyruk:Türkiye
  • 1276
    hakkında neden günlerdir bu kadar çok yorum yapıldığını anlamadığım futbolcu. tamam genç, potansiyelli ama o kadar. koskoca galatasaray altyapısından çıkan 18 yaşındaki futbolcuya kaldıysa konuşmamız gereken konu bambaşkadır. kaç paraya giderse gitsin, bizim için kardır. bu takımdan kimler kimler gitti de yeri dolduruldu. ozan'ın yeri de doldurulmayacak değildir.
  • 1277
    eski yönetimin / mevcut yönetimin hatası vardır ya da yoktur, şu anda tartışılacak konu bu değil.

    şu an tartışılacak konu ozan kabak'ın vermesi gereken sadakat testi.

    kimse kusura bakmasın, ozan'ın sözleşmesinde 15 milyon euroya serbest kalır maddesi dahi olsa fatih terim'in tek bir cümlesiyle ozan'ın o sözleşmeyi düşünmeden imzalayıp çıkış bedelini yönetimin uygun gördüğü bedele çekmesi gerekir. 3-4 sene galatasaray'a hizmet edersin, kupalar kazanırsın ondan sonra ben bu kulübe hizmetimi verdim diyerek gönül rahatlığıyla ayrılırsın. adnan polat'ın dediği gibi, florya'nın 4-5 tane kapısı var, girdiğiniz gibi çıkarsınız.

    galatasaray hiçbir zaman genç oyuncuya zorluk çıkaran, forma vermekten çekinen bir kulüp olmadı. en iyi zamanında da, en kötü zamanında da yaptı bunu. suyun karşı yakası yıllardır öğüttükleri genç türk oyuncular yetmezmiş gibi şu anda ferdi, berke, barış gibi oyuncuları da öğütüyor. resmen bakın da ibret alın der gibi iyi/örnek kötü örnek herkesin karşısında duruyor. galatasaray'da damdan düşer gibi ilk 11'e düşen genç oyuncular bu kültürün farkında olmaları lazım.

    ozan kabak, 14 eylül 2018 galatasaray kasımpaşa maçında ilk yarı biterken rakibi sırtına alıp auta götürdüğün pozisyon gerçekleşirken güney altta, tam önündeydim. çok da abartılacak bir pozisyon olmamasına rağmen ellerim acıyana kadar alkışladım, yanımdaki bütün insanlar da aynısını yapıyordu, hemen ardından ilk yarı bitti ve soyunma odasına ozan kabak tezahüratları eşliğinde gittin. penaltı yaptın, hata da yaptın kimse ağzını açıp tek kelime etmedi.
    5 ay futbol oynadın diye en başta galatasaray'a, daha sonra terim ve bu taraftara borcunu ödemiş olmuyorsun.
    menajer vs. işin içine girdikçe benim midem de bulanmaya başlıyor ama bakalım hayırlısı, şu ana kadar olan sessizlik de hiç hoşuma gitmiyor. o çok akıl veren menajerine de git galatasaray'ın 2010 senesinde(transfer piyasası bu kadar çıldırmamışken, bonservis bedelleri oldukça düşük tutarlardayken) arda turan'ı galatasaray'ın atletico madrid'e 12.5 milyon euroya sattığını hatırlat. galatasaray kendisini 15 milyon euroya da satar 20 milyon euroya da satar, 1-2 yıl bu standartta futbol oynadıktan sonra, türk futbol tarihine de türkiye'den dışarıya transfer yapan en pahalı oyuncu diye giriş de yaptırır.

    hayırlısı olsun hakkında ama tüm bu yaşananlar benim tadımı kaçırdı açıkçası.
  • 1278
    gitmesi kalmasından daha hayırlı olan futbolcu
    artık kalsa da eskisi gibi taraftar desteği olmayacak, hatasında homurdanma başlayacak. kendiside eskisi gibi rahat olamayacak sahada. dolayısıyla şimdi üçe beşe bakılmadan ne veriyorlarsa (sonraki satıştan pay koyularak) satılsın.
    kendisinin fen lisesinde okuduğunu duymuştum sanki. zeki olduğunu düşünüyordum bu sebeple ama menejer oyuncağı olacak kadar akılsızmış.
  • 1279
    önünde iki seçenek olan futbolcu.
    birinci seçenek 7.5 milyon euro getiren bir kulüp bulacak ve forma şansı bekleyecek.
    ikinci seçenek ise 7.5 milyon bulamaz ve 1.5 sezon daha bizimle kalır. tabii en son seçenek olarak yer alır kadroda. maaşı zaten az. o 1.5 sezon sonunda hala alıcısı çıkarsa öpsün de başına koysun. 5 yıl sonra "menajerim beni yaktı" diye demeç verir artık.

    3. bir seçeneği olmamalı. yani yönetim 7.5 milyonu getir aşağısı yok demeli.
  • 1281
    gelecek vaad eden fakat suanda bir cok eksigi olan genc stoper.

    acikcasi daha bu yasinda kendisine her kosulda sans vermis, her hatasina gogus germis ve arkasinda duran hocasini birakip 7.5 milyona yurt disina gidecekse yolu acik olsun. arkasindan karalar baglayacak degiliz.

    ben simdiye kadar menajeri araciligi ya da bizzat kendisinden bir aciklama beklerdim. bana sans verene hocama ve kulubume bagliyim tarzinda. yapmadi, sanirim yapmayacakta.

    gidiyorsa yolu acik olsun. biz kendisi yokken de kale gibi ayakta dururuz.
  • 1282
    öfkeli bir kalabalığın önüne atılmış bir "çocuk"tan fazlası değil.

    bu yaştaki bir çocuğun hem de üzerinde bu kadar beklenti olan bir çocuğun kaldıramayacağı düzeyde baskı altında. bir menajer elinde oyuncak etmiş, büyük kulüpler de elbette aklını çeliyordur kardeşimizin.

    ozan'ın olacağı gözlerinden bile belli. büyük şanssızlıklar yaşamazsa veya çalışmayı bırakmazsa güzel bir kariyer onu bekliyor. ben 18 yaşında bir çocuğa gittiği veya kaldığı için küfür edemem, onu eleştiremem. çocuğa böylesi basit bir sözleşme yapan dursun özbek yönetimi 1. suçlu, çocuğun as takımda forma bulmaya başlamasından itibaren menajerin oyalamalarına gelen mustafa cengiz yönetimi 2. suçlu.

    kalırsa da şu baskı altında ürkek oynayacaktır ister istemez. giderse de kendine gelmesi zaman alacaktır. kendisini çok sevdim, hepimiz sevdik. aklı başında birine de benziyor. umarım hem kendisi adına hem de kulübümüz adına en güzel şekilde çözülür bu olay. gidecekse 4 ay önce adı sanı duyulmamış bir çocuk 7.5-10 milyon euro para kazandırarak gidecek, kalırsa galatasaray inanılmaz bir değer kazanacak. bakalım, hayırlısı...
  • 1284
    yönetim ozanı taraftarın önüne attı diyenlere bir sorum var. siz değilmiydiniz ki gazetelerde ve sosyal medyada ozan yeni sözlesme imzalamiyor, ozan 7.5 milyon çıkış bedelini kullanarak avrupa transfer olacak; haberleri çıktığında yonetim çıkıp açıklama yapmalı diyen...
    işte yönetim açıklama yaptı ve mevcut durumu anlattı. şu an hersey berrak. ozan beye 7.5 milyon verecek bir kulüp aranıyor. bulunursa gidecek eğer bulamazlarsa, ozan aciklama yapar ben doğuştan galatasaraylıyım der. yüksek bir ücretle sözleşme yapmaya çalışır. biz de yeriz.
    tek cümleyle durum şudur.
    ozan kendisine yıllarca emek veren kulübüne ihanet etmiştir.
  • 1287
    defalarca yazdım bir kez daha yazıyorum. ozan kabak konusunda biraz sabırlı olmalıyız. her kafadan bir ses çıkıyor ve bu hem kulübümüze hem de genç ozan’a zarar veriyor. benim kanaatim, olayı bu hale getiren menejerler. çünkü;

    bir genç futbolcunun yıllarca gittiği altyapılarda ne yaşadığını bilmeyen, topa nasıl vuracağından, nasıl ve nereye koşacağına, nasıl yemek yiyeceğinden ne yiyeceğine, büyüklerine, küçüklerine nasıl davranacağından nasıl oturup kalkacağına kadar her şeyi öğreten hocalarının emeklerinden habersiz menejerlerin olaya bakış açısı ile futbolcunun bakış açısı farklıdır. menejer için önemli olan sadece paradır. o paraya ne kadar çabuk ulaşırsa o kadar başarılıdır ama genç futbolcu için öyle değildir. genç futbolcu önce ailesi olan tüm kulüp çalışanları ve hocalarını, sonra arkadaşlarını, gerçek ailesini, kulübüne hizmeti ve de yeterince pişmeden dalından kopmamayı düşünür. bütün bunları alacağı para ile yoğurur ve ona göre karar verir.

    para tabi ki önemlidir ve de insanın kafasını karıştırır ama doğru karar verilmesi de o kadar zor değildir. çünkü örnekleri var. en güzel örnek de enes ünal ile cengiz ünder örneği. birisi çok acele etti birisi olgunlaşmayı bekledi ve sonuçlar ortada.

    ozan’ın da en iyi kararı vereceğine inanıyorum. biraz daha sabır.
  • 1288
    yonetim gencleri cikarip imza toreni yapti. muhakkak ozani da yeni sozlesme icin davet etmislerdir. yonetim zaten bu fotograflari servis ederek bakin biz adim attik mesajini verdi. ama fotograflarda ozan yoktu.

    eski sozlesmesini de yapan mevcut yonetim degil. buna ragmen yonetimi suclamak art niyettir.

    ozanı ağzım açık izledim oynadığı maçlar boyunca.

    fatih hoca yaptığı hatalar sonrasında ozanda ısrar etti. son penaltısından sonra kesseydi, hoca ümidi kestiğine göre vardır bir bildiği deyip adını unutmaya başlayabilirdik.

    diyeceğim şu ki eğer 18 yaşında bir çocuk menejerinin gazına gelip para peşinde koşarsa kendisine guvenip elinden tutanlara saygisizlik etmis olur. hatasinda alkislayan taraftari uzmus olur. basarisina sampiyon olmus gibi sevinen insanlari uzmus olur.

    bundan sonra da verdigi verecegi demeclere degil yapacagi sozlesmeye bakarim. sayet kalir ve yeni sozlesme yaparsa alacagi ucret haddinden fazla olmamali. olursa da soylemlerin bir onemi kalmaz. kendisine guvenmememiz gerektigini ve degerini buldugunda satmamiz gerektigini gormus oluruz.
  • 1289
    kendisi için konuşulan 7.5 milyon eur'luk bedele sanki 7.5 milyon tl gibi davranılıyor, o bana biraz komik geliyor. bu ligden yollayabileceğin topçu zaten maksimum 15 milyon eur oluyor. bizim ozan'ı 50 milyon eur'a falan düşünülüyor sanırım.

    1-2 yıl daha kalıp 15-20 milyon gibi bir bedele satılsa tabii ki daha mutlu olurum ama maliyeti kulübe sıfır olan bir çocuğun, yeni sözleşme imzalamak yerine, sezonun bitişini beklemeden ona güvenen fatih terim'i yalnız bırakmayı göze almışsa 7.5 milyon eur'a gidişi beni çok üzmez.

    kalırsa 1-2 güzel katkı verir, kalmazsa da kendi tercihi olur. 7.5 milyon eur bonservis 6 ay önce a takım ayağına top değmeye başlamış insan için fena bir bonservis ücreti değil.
  • 1290
    daha üç gün öncesine kadar baştacı olan gencecik stoperimize, kardeşimize yapılan şu muameleyi görmek beni cidden üzüyor. akılsız diyen mi dersin, karaktersiz diyen mi dersin, ya aslında bu kadar da iyi değildi yeteneksiz düz bir topçu diyen mi dersin, ne ararsan var.

    çok değil daha iki üç hafta öncesine kadar kulüp için mevcut durumda bulunmaz bir nimetti ve taraftarlarımız arasında yıllarca formamızı terletmesi kaptanlık yapmasını isteyenler vardı.
    üç gün içinde bu kadar keskin bir dönüş ne kadar doğru, ne kadar tutarlı? bence ortada bir sorun yok ama hadi bir sorun var kabul edelim. iş tatlıya bağlandığında n’olacak? ortalığı bu kadar aleve vermek, acımasız yorum ve eleştirilerde bulunmak ne kadar doğru?

    işin bir diğer ilginç yanı daha ortada açıklama da yok ama hemen senaryolar kurulmuş. yok menajerin elinde oyuncak olmuş, yok vefasızlık etmiş... ya bir durun daha ortada bir açıklama yok kendisi tarafından. tamam insan olarak bazı fikir ve çıkarımlarda bulunabilirsiniz ama bunları kesinkes aksetmek bence yanlış. hani para muhabbeti yapsa tamam, ona ben de taviz vermem; burada para muhabbeti yapan adamın savunulacak yanı yok, para muhabbeti yapan da yok. daha doğru düzgün ne olduğunu bilmiyoruz.

    ama şimdi gelelim olası transfer ihtimali ve vefa borcu konusuna. çocuğun potansiyeli, kumaşı kendini belli etti ve sözleşme konusunda yönetime de kızmıyorum. neymiş daha 18 yaşındaki çocuğu idare edemeyen adamlara takım mı emanet edilirmiş? ne yapacaklar silah zoruyla sözleşmeme uzattıracaklar çocuğa? nihayetinde ben de isterim bize daha büyük meblağlar kazandırsın ama dedim ya; silah zoruyla olacak iş değil, uzatmazsa uzatmaz. bilindiği üzere fen lisesi mezunudur. gayet akıllı bir insandır. bunu oynadığı zaman ki gelişiminden de anlayabilirsiniz ve şu an her akıllı insan gibi önüne böyle bir fırsat çıktığı için düşünmesi gayet doğaldır. şu şartlarda giderse sesimi çıkarmam. sadece o sözleşmedeki bedele üzülürüm*. bahsedilen vefa borcunu da gider; avrupa’da bizi aslanlar gibi temsil eder, gururumuz olur, elit bir stoper olur, ilerleyen zamanlar yine gelir borcunu öder. deyim yerindeyse bize geldiğinde o zaman savunma tandemi nasıl olur bilinmez ama bir ujfalusi etkisi yapar.

    toparlamak gerekirse kendisine yapılan bunca eleştirinin, bahsedilenin aksine ihtiyacımız olmadığından , karakterinden vs. değil; tam tersi kilit bir oyuncumuz ve ziyadesiyle ihtiyacımız olmasındandır. ama bir konuda haklısınız. galatasaray ozan’a muhtaç değil, bir ozan gider bir ozan gelir; aslolan galatasaray’dır. ve bu konuda* biz ozan için sevinmeliyiz.
  • 1292
    emre belözoğlu, sabri sarıoğlu, arda turan, semih kaya, emre çolak, ozan kabak. altyapıda yanlış giden bir şeyler mi var bilmiyorum. bülent korkmaz, tugay kerimoğlu da bu altyapıdan çıkmıştı halbuki.

    ancak şu saatten sonra bildiğim tek şey; galatasaray'ın evladı diyip kimseye haddinden fazla sevgi, ilgi göstermemek gerektiği. kimse için 10 yıl 20 yıl savunmamız, hücum hattımız güvende artık diye planlar yapmamak gerektiği. büyük hayalkırıklığı oldu.

    yönetimi suçlayan arkadaşlara da hak veriyorum. neticede eşeği sağlam kazığa bağlayacaksın. tüm olasılıkları düşüneceksin. kulübün mağduriyet yaşamasının önüne geçeceksin. ancak hırsızın hiç mi kabahati yok?

    ülkeler savaş zamanı fakirlerin, barış zamanı zenginlerindir derler. futbolda da benzer bir durum var. insanlar karda kışta yalnızca maça değil antrenmana bile gelecek, stadyumu dolduracak. birkaç maç stadyumda boşluk olduğunda yönetim, hoca ya da oyuncu olarak sitem edeceksin. kampanyalar yapıldığında aman gidin ürün bırakmayın hepsini alın diyeceksin. lafa gelince galatasaray bir his takımıdır denilecek. yeni transfer olan yerli, yabancı futbolcu veya altyapıdan çıkan ufaklıklar sosyal medyada bir kaç hashtag ile taraftarın gazını alacak. kulübüme şöyle aşığım, böyle bağlıyım diyecek.

    insanlar kulübün evladı olarak gördüğü için sana ayrı bir sevgi duyacak, hatalarını gözardı edecek. insanların tek istediği, kulübe yaraşır mücadele etmen ve formanın hakkını vermen. potansiyelinin bu ligin ötesine çıktığı an, bonservis kazandırıp gittiğinde herkes zaten kararına saygı duyacak, yurtdışında da temsil ettiğin için mutlu olacak. belki günü geldiğinde dönersen tekrar bağrına basacak.

    ancak sen henüz üç dört ay top oynayıp tüm bu olanlara karşı profesyonellikten veya bambaşka sebeplerden bahsediyorsan işin rengi değişir. sessiz kalışın bile çok şeyi anlattı bizlere aslında. şu saatten sonra üç kuruşluk değerin yok gözümde. adam neticede profesyonel, kendi kariyeri için en iyisini seçer diyenler de olabilir. o halde kimse his takımı olduğumuzdan bir daha bahsetmesin. madem ki profesyonel futbolcu bunlar, antrenmanda taraftar desteğine ihtiyaç duymayacaklar. deplasman, iç saha farketmeden adam gibi mücadele edecekler. neticede adam parasını vermiş, kombinesini almış. iyi futbol izleyecek, hakkıdır. iyi günde, kötü günde destek diye bir kavram olmayacak. iyi günde alkışını alırken kötü günde hakaret yediğinde zoruna gitmeyecek. neticede profesyonellikten bahsediyoruz. taraftar da o halde müşteri profilinde istediğini almakta haklıdır.

    menajerler, sponsorluklar, sözleşmelerin arkasındaki bilinmeyenler derken futbol çok kirleniyor sözlük. böyle giderse insanları futbola bağlayan o tutku bu şekilde yavaş yavaş silinecektir. insanlar yaptıkları fedakarlığın karşılığında takım içindekilerden yalnızca profesyonellik kelimesini duyacaksa taraftarlık da yok olmaya mahkumdur. yerini eninde sonunda parasını verip iyi bir film veya tiyatro oyunu izlemek isteyen seyirci alacaktır.
  • 1296
    --- alıntı ---

    öncelikle sözleşmedeki ‘7.5 milyon euro’ya serbest kalır’ maddesini kaldırmak isteyen galatasaray yönetimi, yıllık ücreti 220 bin tl olan 18 yaşındaki stopere de ciddi bir zam yapmayı planlıyor. eğer taraflar anlaşma sağlarsa, 2 ocak’ta yani ikinci yarı hazırlıkları başlamadan bir gün önce bu konuda çözüme kavuşacak.

    --- alıntı ---

    fanatik
  • 1297
    menajer oyununa kurban edilmeye çalışılan, genç kardeşimiz.
    ben bu oyunlara gelmeyecek kadar akıllı biri olduğunu düşünüyorum. biraz sabrederse de bu sıkıntıların üstesinden rahatlıkla gelecektir.

    bu kardeşimizin, menajerlik hakları f f sports diye bir istanbul şirketinde. ozan haricinde galatasaray’ın başka genç oyuncuları da firma takibinde. ama, gerek oyuncu kartelasına bakıldığında ve gerekse sahiplerinin profilleri incelendiğinde, şirketin, “lan ayda yılda yağlı birini denk getirdik, parasını çıkartmak lazım” mantığında olduğunu düşünmeye başlıyorsunuz. ikinci sınıf gazetelerde, monchi ozanın peşinde diye başlık attırmalardan falan o kadar belli ki bu durum.

    ozan, avrupaya tabiki gitmek isteyebilir. bu onun en doğal hakkı. menajerinin birinci görevi onu doğru zamanda doğru yere yönlendirmek. şu an, ozan için doğru zaman olmadığı aşikar. geliştirmesi gereken çok yönü var. yarım sezon üst düzeyde top oynama ile, kimseye bu düzeylerin adamı muamelesi yapılmaz.

    en büyük korkum, bu çocuğun menajer elinde, kaybolup gitmesi. yeteneği de karakteri de çok yüksek. umarım böyle bir şey olmaz, çünkü olursa çok yazık olur. futbol dünyası böyle örneklerle dolu.

    ozanın çok büyük bir şansı var, o da fatih terim. hocayı dinlerse ben çok büyük futbolcu olacağını düşünüyorum. yurtdışına gitmenin kralını yaptı kendisi. sürüyle de topçu yetiştirdi, yolladı. ozanı da bence çok seviyor, hataları olduğunda da arkasında durdu. bu karakterin ben olsam peşinden ayrılmazdım. rafael varane ‘ı hatırlamak lazım bu noktada. 9 nisan 2013 galatasaray real madrid maçı ‘nda drogba bu arkadaşın resmen içinden geçmişti. varane, o zaman 19 yaşındaydı. ozandan daha yaşlıydı. morinho, varane’ı silmedi, ısrar etti. kendi transferiydi ama silebilirdi. silmedi ve real muhteşem bir defans oyuncusu kazandı. menajerleri de seni türkiye gibi arabistan gibi memleketlere götürelim 4-5 katı kazanırsın, bize de bi şeyler düşer demedi. oyuncusunun gelişimine ve teknik diretörün cesaretine saygı gösterdi. ozana şimdi burda bir iş düşüyor. kim kendisini düşünüyor ve fikirlerine saygı gösteriyor, o insanları ayıklamalı. yoksa yanlış insanların elinde harcanan futbolcu olur.
  • 1300
    seni sen yapan galatasaraydır. eğer ki bu gerçeği unutup menajerlerinin ya da çevrendekilerin aklına uyuyorsan yolunu ya da çevrendekileri değiştir aslanım. bu taraftar seni her daim bağrına bastı hata yapsan da alkışladı iyi performans gösterdiğinde annen, baban gibi hepimiz mutlu olduk. ha sen şimdi diyorsan ki “galatasaray benim için bir seçenek başka teklifler de var” o zaman sana uğurlar olsun yolun açık olsun kardeş! ha yok ben bu kulüp sayesinde var oldum önceliğim galatasaraydır beni göndermedikleri sürece bir yere gitmem diyorsan da başımızın üzerinde yerin var.

    taraftarın ilk önceliği senin gibi içimizden yetişmiş pırıl pırıl gençleri izlemektir. ama armanın değerini, vefayı, adanmışlığı bileceksin! bunları bilmiyorsan zaten bu kulüpte işin yok demektir. unutma; sizi buraya getiren yeteneğiniz burada tutacak olan ise karakterinizdir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın