• 176
    hagi'nin galatasaray teknik direktörü ve tugay'ın da onun yardımcısı olduğu belli olduğunda şu satırları kaleme almış.

    --- alıntı ---

    hagi'yle elano ve misimoviç sahne alır
    adnan polat sonunda rahatladı, galatasaray yeni hocasına kavuştu. bu dönemler bir başkan için oldukça zordur. ancak polat bu kriz dönemini başarıyla atlattı. önce rijkaard'la yolları sızıltısız bir şeklilde ayırdı. sonra muhtemel adaylarla görüştü. hakan şükür ve terim şartları beğenmeyip galatasaray'ı reddedince üçüncü olasılık hagi takımın başına geçti. imza töreni bugün. umarım bir aksilik olmaz!

    bundan sonra galatasaray'ın teknik heyeti georghe hagi ve tugay kerimoğlu olacak. umutla beklemekten başka çare yok. önyargılı olmak fayda getirmez. futbolumuzun ihtiyacı adam yetiştirmektir. tugay kerimoğlu yardımcı hoca için biçilmiş kaftandır. ve türkiye için bir ilktir. ben bugüne kadar öndeki lokomotif hocaların bir yardımcı hoca yetiştirdiklerine şahit olmadım. fatih terim'in teknik kadrosundan çıkan bir hoca görmedim. bülent ünder, müfit erkasap hala geri plandalar. milli takım kadrosunda da terim'in gerisinde bir çok hoca adayı vardı, hepsi bir yana savruldu içlerinden bir tane bile yeni hoca çıkmadı. onun için polat'ın bu seçimine umutla bakıyorum. tugay kerimoğlu'nun ingiltere'de çok şey öğrendiğini biliyorum. türk futbolunun tugay'la gurur dolu günlere kavuşacağını umuyorum.

    yaratıcı zeka ön plana çıkacak

    hagi de galatasaray için özverili bir isimdir. ve inanıyorum ki hagi'den sonra elano ve misimoviç'in de performansı artacaktır. çünkü onlar hagi değerine yakın oyuncular. onları anlayacak tek isim hagi'dir. yaratıcı zeka hagi'ye uygun bir futbol türüdür. tahminim o ki hagi, elano ve misimoviç'i serbest bırakarak onların güdümünde bir takım yaratacaktır. şimdiye kadar böyle bir ortam bulamadıkları için verimleri düşen bu ikili galatasaray'a hayat verecektir.

    hagi'li takım forvette çok iş yapar ama savunma için aynısını söyleyemem. hagi'nin sorunu savunmadır. lorik cana'nın da takıma gireceğini düşünüyorum.

    takımın güçlenmesi için ocak ayına kadar beklemek gerekecek ve ikinci bir neill bulma yoluna gidilecektir. hagi'nin başarılı olması için ocak'ta bir de kaleci şarttır.

    rijkaard ile hagi arasındaki fark şudur;

    rijkaard; total futbolda topu iyi kullanan bir takım istiyordu. onun futbolcuları emir kulu olmalıydı.

    hagi; yaratıcı zekanın ön plana geçtiği kontratak futbolu tercihliyor.

    hagi'nin türkiye'yi, galatasaray'ı ve türk futbolcusunu tanıması da avantajı.

    hagi'yle tugay'ın kreatif futbolda aynı görüşte olduklarını da biliyorum. ikisi de yetenekli oyunculardı.

    umutluyum.
    --- alıntı ---

    sonuç olarak osman abi tüm öngörülerinde tabiri caizse nal toplamıştır. ne elano kalmıştır, ne misimoviç. galatasaray'ın kreatif futbol adına yapabildiği öne geçip maçı son çeyrekte rakibe teslim etmek olmuştur. yaratıcı zekanın ön plana geçtiği kontratak futbolu diye bir şeyden bahsediyor osman abimiz. anadolu takımları yapınca kontratak futbolu, hagi'nin önderliğindeki galatasaray yapınca yaratıcı zekanın ön plana geçtiği kontratak futbolu. iyiymiş!
  • 179
    azılı bir fatih terim düşmanı spor yazarı. tabiki imparator'un azılı bir düşmanı olmasından dolayı ben de kendisinden zerre hazzetmem. daha fazlasını yazarım ama format engel malesef!

    bir de bu amcanın adnan polat sempatisine ne demeli. külübü şu hale getirmişken bile aşağıda linkini verdiğim yazısında hala "kim ne yaptıysa; bu takım için, bu renkler için yaptı" diyor. hangi akıl, hangi mantık, hangi düşünme tekniği ona bunu söyletiyor anlamak mümkün değil. bu kafa yapısının anlayışına göre adnan polat kişisi bu kulübü tarihinde ilk defa bir başkan olarak sarı kırmızı renklere aşık olduğu için mahkemeye verdi!! nasıl bir adanmışlıksa bu!

    imparator zamanında bu şahsa bazı şeyleri boşuna söylememiş*. bilmiş de söylemiş büyük imparator! ağzına sağlık ki söylemiş. aklına sağlık ki söylemiş.

    http://www.maraton.com.tr/...ay.asp?Newsid=138623
  • 187
    --- alıntı ---
    haa aklıma geldi,
    demek lig biterken 6-0 da oluyormuş… 8-0 da!
    1993'teki 8-0'lık ankaragücü-galatasaray maçı çok konuşulmuştu da…
    hani kaleci 'zalad golleri buyur etti' denmişti ya…
    sekiz olmuştu nedense…
    yıllar sonra anlaşıldı ki; çok farklı galibiyetlerin, lig sonuna denk geldiği de oluyormuş!
    ankaragücü'ne de…
    tesadüf işte!oysa o maçta 3-0 yetiyordu galiba…

    --- alıntı ---

    sen nasıl gazetecisin diye sormazlar mı adama? o maçta 0-1'lik sonuçta bile şampiyon oluyorduk. sen ve senin gibiler bu sektörden ekmek yiyorsunuz ya, ben ona yanıyorum.! fatih terim sana ne dediyse iyi demiş! "bıyığını sikerim" demişti galiba!
  • 188
    17 mayıs 2011 günü fatih terim'in galatasaray'a gelmesinin kesinleşmesi ve bunun uefa kupamızın yıldönümüne denk gelmesini hazmedememiş sanırım...

    6-0 size neyi hatırlatıyor şeklinde başlık atmıştır 17 mayıs tarihli yazısına...
    bugün anlatman gereken bir şey varsa o da uefa kupasıdır.

    sen galatasaraylıysan ben de fenerliyim amk..
    (bkz: senin bıyığını sikeyim)
  • 190
    link bulamadığım için yazısını okuyamadım ama sözlükte alıntılanan kısma göre bizim ankaragücü maçını savunmuş, "futbol bu olur öyle her boka şike demeyin sizin de başınıza gelir böle korum çocuğu" temalı bir yazı yazmış. bizi savunmuş yani.

    link varmış ne öküzüm ya. evet sadece başlığa bakarsan bizim maç maç aklına gelir ama bunun oradan terim'e giydirmeyi amaçladığını sanmıyorum. amaçlasa bile çok dolaylı ya. yani sözlükte yazılmasa benim aklıma gelmezdi mesela. ki bunların kavgalı olduğunu biliyorum. bilmeyen adam zaten hiç anlamaz. işte en fazla okuyan cimbomlu "başlıkta fener maçını anımsatmasan olmaz mıydı ... bıyıklısı" der. yani ben öyle dedim ehehe.
  • 191
    bi bok sandıklarımızdan,
    galatasaray lisesi mezunu olmaktan başka galatasaraylı olduğunun belgesi bulunmayan, nefret edilesi bir tipi olan genetik hatası şahsiyettir kendisi. bıyıklı erkeklerin tarihe karıştığı son yıllarda böyle bir pis bıyık homoseksüel cemil ipekçi dışında bir tek kendisinde mevcut. bari bıyığı kes kel kafana eklettir, iğreniyoruz yemek yerken. spor yazarlığı sıfırın altı, diğer bi bok sandığımız galatasaray yazarlığı gibi ekmeğini o da başarabilirse galatasaray'ı kötülemek, yanlış yönlendirmekten kazanmaktadır. bu yaratığı dinleyip dediğini yapsalar kalli adı sezar olana kadar florya'da kalacak, hakan şükür çoktan futbolu bırakmış olacak, santroforsuz maç diye bir terim icat etti dolayısıyla ümit karan'da takımı bırakmış olacaktı. kalli geldiğinde çok sevinmişti, paşa dedesinden miras kalan osmanlıcılık, ittihat ve terakkicilik dolayısıyla alman mandacılığı, sevdası vardı. alman olsunda çamurdan olsundu. ümit karan gitsin 1.55 boyundaki serkan oynasındı, ayhan, okan oynamasın kalli'nin getirdiği barış kalsındı. yatırımı kalli üstüne yaptığından tükürdüğünü yalayamıyor, galatasaray futbolcularını isyancı diye niteliyor ki- bizim için bu nitelikleri övünülecek bir şey- ben demedimmi diye yazmak için galatasaray'ın maç kaybetmesini bekliyor. yazısını okuyan, yorumlarını dinleyen yani kendisini seven galatasaray'lı varsa onlarda son alpet reklamındaki maymunluğundan sonra kendisinden nefret etmişlerdir.
  • 195
    4-6-0, julio baptista ve adel taarabt gibi takıntıları olan galatasaraylı abimiz.

    her ne kadar yazdığı yazılarında futbol bilgisinden biraz yoksun olduğu anlaşılsa da, galatasaraylı geçinen çoğu gazeteciye ve yazara örnek olması gereken kişidir. en azından galatasaray'ı ve galatasaray'ın değerlerini her ortamda savunmaktadır.

    edit: imlâ.
  • 196
    zamanı mı bu kavganın

    ‘ben kendimden 30 yaş küçüklere bile ‘siz’ diye hitap ederim.’
    yalan!
    düpedüz yalan…
    o kendinden büyüğüne bile yakası açılmamış küfürler eder ve mahkemede hüküm giyer.
    o bir küfürbazdır ama ekranda kavgacı kimliğine cila çeker!
    o galatasaray gibi kültür yuvasından yetişmişlere kel fodul dünya görüşüyle bilgelik satar!
    biz onun kalyoncukulluk karakolu’ndan toplandığı günleri de biliriz.
    biz onun bir omuzu düşük, arkası basık ayakkabılarla gezdiğini de biliriz.
    biz onun hakem hamza ayan’ın yüzüne tükürdüğü günleri de biliriz.
    biz onun, zamanın federasyon başkanı kemal ulusu'nun bin bir ricasıyla hakem hamza ayan’ı ikna ederek elini öptürtüp affedildiğini, altı ay ceza almaktan kurtulduğunu da biliriz.
    yoksa ne jübilesi yapılabilir ne de teknik direktör olabilirdi!
    o her şeyini borçlu olduğu galatasaray’ın evlatlarına meydan okuyamaz!

    fatih terim kimseye ders vermeye hele hele galatasaraylılık öğretmeğe kalkmasın kendini o camiaya kabul eden fazilet sahibi insanlara medyunu şükran olsun!

    konuşurken de elini masaya vurmasın!
    ayıbını şeddelendirmesin.
    dürüst olsun, kendini yüceltmek isterken kimseye hakaret etmesin.

    ne demekmiş ali dürüst’le terim konuşunca ortaya laf çıkmaz!
    diğer yöneticiler ispiyoncu mu?
    galatasaray’ın etik değerlerinde müzevirlik yoktur!
    küçüğü büyüğü şikayet yoktur!
    birilerinin üzerinden ötekine sallama yoktur!
    içişlerini ekranlardan jurnalleme hakkı yoktur.

    terim bu kulübe elli uefa kazandırsa, tavırlarıyla camiaya kaybettirdiği itibarı geri getiremez.
    yönetimine meydan okuyan bir hoca galatasaray’a yakışmaz!

    bugün ali dürüst’ü metheden terim, yıllar önce onu italya’da ziyarete giden dürüst’e de neler ettiğini bir hatırlasın.
    insanlık şartlara göre değişmez.
    beyefendilik po ovasından yandaşlarının gazıyla yöneticilerinin gözlerinden gözlük almakla olmaz!
    beyefendilik küfür edip ağız yıkamakla kazanılmaz!
    saygınlık, küfür ettiğin büyüğüne ‘cezamız neyse çekeriz, az bile söyledim, kaç paraysa öderiz’ deyip üç ay hüküm giydikten, bilmem ne kadar tl tazminata mahkum olduktan sonra ‘bugün işsizim bu parayı ödeyemem’ deyip temyize gitmekle ispat edilmez!

    tv ekranlarında önündeki kağıda göz ucuyla bakarak cilalı laflar etmekle,
    toplum önünde racon kesmekle,
    idari ve sportif teknik menecerim diyerek seni yanında çalıştıranlara kafa tutmakla kimlik ispat edilmez!

    bu tavır
    aslına rücu etmektir.

    galatasaray buna tahammül etmez.
    hepimizin ortak paydası galatasaray deyip,
    galatasaray’ın gerektirdiği şekilde,
    galatasaray terbiyesi içinde davranmak, bu terbiyenin gereği olarak sorunları içimizde halletmek gerekir der, kol kırılır yen içinde kalıra sarılırken galatasaray’ın iç çamaşırlarını ekranlarından ortaya döküyor olmak da bir galatasaraylıya yakışmaz!

    uygunsuzluklara izin vermemek için uğraş vereceğim demek,
    biz galatasaray’da böyle terbiye aldık demekle bağdaşmaz!
    sen kimsin ki emrinde çalıştığın yöneticilerine üst perdeden meydan okuyacaksın?

    yönetim kurulu masasında birkaç gazeteci var galiba diyerek yönetimine bühtan atmak,
    ve onları ayağına çağırmak gibi bir gaflete düşerek;
    ‘yerimiz belli gelsinler sorunları orada çözelim’ demek idari ve sportif teknik direktörlük mertebesini aşar.

    ‘ben bir galatasaray kongre üyesiyim’ diyerek belli ki kendini yetkilendirmek istiyorsun.
    hayır!
    bu ifaden yanlış!
    sen fatih terim, sadece sporculuğundan kaynaklanan galatasaraylı bir kulüp üyesisin.
    maaşlı bir çalışan kongre üyesi dahi olsa söz hakkı yoktur, oyu dahi kullanamaz!
    senin kongre üyesi olmanın bir kıymeti harbiyesi yok!
    bu da küçük bir not.
    anlayana…

    ‘bıraksınlar bu işleri!’
    ‘kahramanlığı başka yerde yapsınlar’ demek de bir galatasaraylının kullanacağı hitap tarzı olamaz!

    futbolumuzda şikenin kol gezdiği bir ortamda, dost camiaların rencide olduğu bir dönemde zamanı mıydı bu kavganın!
    hem de galatasaray, liverpool gibi bir takımı 3-0 yenmişken…
    taraftar mutlu olmuş seni bağrına basmışken…
    ben bile liverpool maçı üzerine seni kutlamaya hazırlanırken.
    olmadı!
    pardon!

    yöneticiler pardon deme ihtimaline karşı;
    ‘ben pardon demiştim çok eskilerde kaldı’ diyorsun.
    haklısın.
    senin pardon dediğin vaki değil ki…

    şimdi benden son cümle;
    pardon sayın başkan ünal aysal bu lafların gereğini yapacak mısınız?

    http://www.webaslan.com/...avganinSXHBQ44322SXQ

    sanki biraz kavga çıkarmak için kasmış gibi geldi bana osman abi ya bıyıkların kaşınıyor ya da fatih hoca'yı bitirmek için yöneticilerle işbirliği yapıyorsun, kusura bakma benim aklıma başka birşey gelmiyor.
  • 199
    kendi yazdığı çelişkilerle dolu yazıda fatih terim'in çelişkilerini ortaya koyuyor aklınca bıyığı güzel abi. ilk önce kendin temiz olacaksın ki başkalarını eleştirebilesin. fitne fesat çıkarmayı siz iyi bilirsiniz. hocam ne güzel etmiş de zamanında elinize ayağınıza vermiş. kuyruk acısı böyle bir şey olsa gerek. siz de temizleneceksiniz bu galatasaray'dan, siz de. leş kargası gibi öyle zor zamanda aniden ortaya çıkıp, bi tekme de ben vurayım günleriniz geride kaldı.

    son bir soru sen
    --- alıntı ---

    sen fatih terim, sadece sporculuğundan kaynaklanan galatasaraylı bir kulüp üyesisin.
    --- alıntı ---

    diye söyledin ya; sen kimsin? ne yaptın bu kulübe de başkana akıl veriyorsun"pardon sayın başkan ünal aysal bu lafların gereğini yapacak mısınız?" diyerek ?

    sen nesisin la sporcusu mu yöneticisi mi? nesisin? nereden kendi imkanlarınla doğdun? bu kulübe ne yaptın da galatasaray'a fitne fesat sokuyorsun? kimsin sen kim?
App Store'dan indirin Google Play'den alın