• 51
    dwight howard ve koç stan van gundy arasında artık su yüzüne çıkmış çekişmenin sonucunda genel menajerleri otis smith'in nasıl bir yol izleyeceğini merak ettiğim takım.

    malum takas sezonu bitti ve howard'ı şu anda takımdan göndermek zaten sözkonusu değil. diğer taraftan geldiği seneden beri takımı her sene play off'a sokan ve bir sene de nba finali oynatan, orlando medyası ve taraftarı tarafından çok sevilen van gundy'i de takımdan göndermek kolay gözükmüyor.

    bakalım otis smith bu iki kişiyi sezon bitene kadar idare mi edecek yoksa genelde nba'de gerçekleşen "takımın yıldızının istemediği koç gider" prensibini mi uygulayacak ?
  • 53
    koç stan van gundy ve genel menajer otis smith'in görevine son veren takımdır. dwight howard'ı takımda daha uzun süreli tutmak ve onu memnun etmek için daha neler yapacaklar merak ediyorum. herhalde bu transfer döneminde sen söyle biz alalım parası önemli değil diyecekler. onlar da haklı gerçi nba'nin shaq'tan sonra gelmiş en dominant pivotunu, franchise player'larını kaptırmak istemiyorlar.
  • 54
    otis smith'in zamanında takıma verdiği zararların fitil fitil burnundan geldiği takım. genel menajer değişikliğiyle rob hennigan takımın yönetimine getirildi ve kendisinden bir mucize yaratması beklendi ama işler hiç de kolay olmadı, olmayacak.

    dün gece itibariyle rob hennigan ile dwigh howard arasında geçen görüşmede howard artık kesin olarak orlando magic ile işinin bittiğini ve şampiyonluğa oynayacak bir takım kurulsa bile artık bu takımda kalmayacağını söyledi. buna sebep olarak da takası için bu kadar beklenip fırsatların tek tek kaybedilmesi ve hem onu hem de takımını bir anlamda kapana kısılmış bir şekilde bırakmaları olarak gösterdi.

    dwight howard takası ile uğraşmaktan takıma henüz bir koç bile bulamadı orlando yönetimi. halbuki ellerindeki çok değerli bir koç olan stan van gundy'i dwight howard uğruna takımdan kovmuşlardı. şimdi her iki ucu kirli değneği tutmak üzereler.

    orlando yönetimi ne yapacak ya da ne yapmak istiyor onu düşüncelerim doğrultusunda aktarmaya çalışayım.

    ilk hedef tabi ki howard'ı sign and trade yoluyla bir takıma göndermek ve karşılığında kaliteli oyuncular ya da draft pickleri almak. ama burda çok öenmli bir detay var. howard'ın sözleşmesi bu sezon sonunda bitiyor ve onu almak isteyecek takım ondan sözleşme uzatma garantisi istiyor. howard da bu takım ancak benim istediğim bir takım olursa ancak o zaman uzatırım diyor. yani orlando'nun önüne takas yapması için çok kısıtlı bir liste koyuyor. bu liste ise basına yansıdığı kadarıyla brooklyn nets ve los angeles lakers.

    houston rockets'ın orlando'ya aslında çok iyi sayılacak bir teklif sunduğu çok yazıldı çizildi ama howard'ın houston'la sözleşme uzatmayacağım garantisi vermeyerek takası veto ettiği söylendi.

    dwight howard neden uzatma yapmak istemiyor? daha doğrusu önümüzdeki sezon sonunda neden serbest kalmak istiyor? soruların cevabı çok basit. diyelim ki howard bu sezon herhangi bir takıma gitti ve sözleşmesi bitip serbest kalmadan önce sözleşme uzattı. bu uzatma ancak 4. yılı takım ya da oyuncu opsiyonu ile olabilecek* 3 yıllık garanti bir sözleşme olabilir. yani 60 milyon dolar civarında bir teklif ancak sunabilecek onu alacak herhangi bir takım. şayet serbest kalırsa 2013 sezonundan geçerli olmak üzere howard'a 5 yıllık garanti sözleşme sunulabilir ve bu teklif 117 milyon doları bulabilir. arada inanılmaz bir fark var ve doğal olarak howard da bunu düşünerek hem kozlarını iyi oynamaya hem de kendine daha iyi karar vermek için zaman kazandırmaya çalışıyor.

    orlando hızlı bir takas yapmak istese şu anda gidebileceği tek yer olarak los angeles lakers görünüyor. peki bu gerçekleşirse lakers'ta takasın merkezinde kim olacak? tabi ki andrew bynum. işin ironik tarafı bynum da tamamiyle howard ile aynı durumda. onun da sözleşmesi bu yıl bitiyor ve 3 yıllık uzatma ya da serbest kalıp 5 yıllık kontrat alma birebir onun için de söz konusu.. hatta bynum'ın menajeri dan feagan bynum'ı takasla alacak takımın bynum'ın sözleşme uzatmaya çabuk kanacağını düşünmesi aptalca olur şeklinde bir açıklama yapıp gözdağını da verdi.

    orlando magic andrew bynum'ı almaya da çok sıcak bakmıyor aslında. oyuncunun sakatlık geçmişi, sorunlu yapısı ve kontrat uzatmama riski yüzünden 3. bir takımı devreye sokmaya çalışıyorlar. 3. takım nasıl işe yarar? bynum o takıma gönderilir, karşılığında o takımdan kaliteli oyuncular alınır howard da lakers'a gider şeklinde. ama sözleşme uzatmaya pek yanaşmayan bynum'ı gerçekten de hangi salak takım alır? andrew bynum'ı alacak takım sonuçta karşılığında sadece kwame brown vermeyecek.*

    brooklyn nets açısından bakarsak, onlarda oyuncularıyla yeni anlaşmalar yaptıkları için hiçbirini 15 ocak 2013 tarihinden önce herhangi bir takasta kullanamazlar. yani nets ile takas o tarihe kadar imkansız. peki orlando o tarihe kadar bekler mi? beklemesine bekler de takımıyla bütün bağlarını tamamen kesmiş howard'ı yarım sezon takımda tutmak alınacak sonuçlara karşı gelecek tepkiler, ayrıca ona da bir anlamda boşu boşuna ödenecek paralar düşünüldüğünde bu da çok mantıklı görünmüyor.

    işin benim için de en can alıcı bölümüne gelelim. diyelim ki howard bir takıma gitti veya kendi takımında kaldı sezon sonunda da kimseyle sözleşme uzatmadan serbest kaldı. işte o zaman listesini bir daha güncellemesi gerekecek. çünkü gelecek sene lüks vergisi içindeki takımlar sign and trade yapamayacak. peki kim bu takımlar? los angeles lakers, brooklyn nets, new york knicks ve bir iki hamle ile payroll'unu düzeltmezse los angeles clippers olacak. peki bu takımlar sign and trade yolunu kullanamazsa howard'ı başka bir yolla alabilecekler mi? hayır. bu imkansız. çünkü takas yolunu kullanamayan bir takım sadece ve sadece salary cap boşluğu varsa oyuncu alabilir..

    peki gelecek yıl sonunda howard'ı alabilecek boşluğa sahip büyük takım kim var? cevap evet çok heyecan verici..* dallas mavericks! gelecek yıl serbest oyuncular dwight howard, chris paul, andrew bynum gibi oyuncuları salary cap kullanarak alabilecek tek büyük market takımı dallas. ha bu diğer takımlar alamaz anlamına gelmiyor tabi ki. mesela bir sacramento kings sign and trade yolunu kullanarak da bu büyük yıldızlardan birini almak isteyebilirler. ama oyuncular gider mi işte daha büyük soru işareti burda yatıyor.

    howard'ın serbest kalmasını orlando açısından yorumlarsak da hem takım onun karşılığında aldığı koca bir hiç olacak hem de elindeki takımın gelecek hamlelerini karartan, kısıtlayan koca kontratlar herhangi bir takıma gönderememiş olacaklar.

    bu da süper yıldızını zapt edemeyen bir takımın epic fail hikayesi olsun spor dünyasına.

    howard ile ilgili olabilecek her türlü ihtimal size sunulmuştur efendim..
  • 61
    yeniden yapılanmaya giden takım. senelerce t-mac' in howard' ın yanına doğru dürüst bir tane adam getiremeyen, hatta elle tutulur oyuncularını da gönderen takımın yapılanması da böyle oluyor demek ki.

    bu kadar pazarlıktan yoksun gm' leri toplayıp uçakla orlando üstünde aşağı atıyorlar sanırım başka bir açıklaması yok. eyvallah howard' ı göndermek zorunda kaldın anlıyoruz, hatta chris duhon ve jason richardson gibi iki tane tenekenin kontratından kurtulmakta güzel amma velakin yeni yapılanmaya giden bir takımın takasla gelen orta sınıf oyunculara bu kadar uzun kontratlar vermesi ne alaka? hidayet' in afedersiniz ama kol gibi duran kontratı bilinirken takasta kullanılamaz mıydı?

    ligteki en dominant center oyuncusunu gönderip hiç kâr edememek fiyaskodan başka bir şey değil.
  • 64
    ulan adamlara geçen sene o kadar geçirdik howard takası için. şimdi diğer takımların durumuna bakıyoruz:

    la lakers: howard'la beraber rezalet bir sezon geçirdiler, howard'ı da yüzde 90 kaybettiler. 2014 yazına hazırlanıyorlar artık.
    denver nuggets: iguodala ile beraber iguodala yokken ne yapıyorlarsa hemen hemen aynısını yaptılar. iguodala'yı da warriors'a kaptırdılar.
    philadelphia sixers: bynum bir seneyi sakat geçirdi. takımdan ayrılacağı o kadar kesin ki sixers yönetimi nerlens noel'i almak için inanılmaz salakça bir takas yaptı ve en büyük yıldızı jrue holiday'i new orleans'a kaptırdı. doğu konferansı sonunculuğu için en büyük 1-2 adaydan biri.

    orlando ise bir sene yattı mis gibi. takas değeri gayet iyi olan arron afflalo var ellerinde. draft'tan da oladipo gibi potansiyelli bir genci aldılar. vucevic, harkless, harris ve nicholson gibi genç oyuncular bol bol süre alarak tecrübe kazandılar. bu sezon sonunda 1-2 tane daha aptal kontrat bitecek. draft'tan sağlam bir adam çekip, bir de üstüne free agent piyasasından iyi birini alırlarsa 2015 senesinde doğu konferansı play-off finalinin miami'den sonra en büyük adayı olurlar.

    özür diliyorum ettiğim küfürlerden dolayı.
  • 65
    bir türlü iyi takım olma adına adım atamayan takım. çok düşük salary cape mal olan 3-4 temel parçaları var. nikola vucevic ve tobias harris çok temiz oynayan, takım oyununa uyabilen, farklı ve özel yetenekleri olan oyuncular. bunların yanında ben ortalama olarak görsem de en önemli 1-2 oyuncusundan olan victor oladipo var ve sadece yıllık 5 milyon dolar civarı maaş alıyor. fiyat performans olarak çok iyi. ben beğenmesem de elfrid payton var. kafa olarak yetersiz olsa da(hele oyun kurucu pozisyonu için...), şutu kötü olsa da takıma olumlu katkı yapıyor. o da sadece 2.5 milyon dolar alıyor. böylesine düşük egolu, istikrarlı performans gösterebilecek, genç ve aç bir iskeletleri var. ona rağmen inatla büyümeye ve gelişmeye yönelik adım atmıyorlar takım olarak. çok daha iyi kadro kurabilecek yapıları var. rotasyonda birçok çöp var. 32 yaşında vasat bile diyemeyeceğim channing frye 8.5 alıyor. 2 - 3 - 5 numaraların hazır. 1 numaranı rotasyonda da kullanabilirsin ki 20 dakika civarı süre alacak bir oyuncu için gayet iyi bile diyebiliriz. kurtul çöplerden veya capini biraz daha kullan yap şu sıçramayı artık.

    bir iki önemli hamle ve aynı golden state'in yaptığı gibi uygun, patlayıcı, değişik oyuncularla rotasyonu oluştur. 1-2'si patlasa alır yürürsün. istikrarlı ve sağlam takım kurmaları zor değil. zaten doğu konferansındalar. başarıya 1 adım atsan başarı sana 2 adım gelecek. son birkaç yılda hamle yapmadan durmaları orlando sempatizanı olmamama rağmen benim bile sinirimi bozuyor.
  • 66
    doğu konferansının geçtiğimiz sene en kötü ikinci takımıydı. takımın başına steve clifford geldi.

    dj augustin
    clifford
    fournier
    gordon
    vucevic

    guard rotasyonları sıkıntılı. günümüz basketbolunda uzunlarının iyi olması seni çok fazla ileri götürmüyor. öyle olsa geçtiğimiz sezon new orleans pelicans davis-cousins ikilisiyle 82-0 yapardı zaten.

    vucevic’i iyi bir guard karşılığında takaslayabilirlerdi. 12m$ salarysi var vucevic’in ve kontratının son yılında. tamam iyi bir pivot ancak sen bu sene drafttan mohamed bamba gibi bi adamı picklemişsin. ihtiyacın yok ki vucevic’e.

    bench’e gelirsek; terrence ross, jonathan isaac, jerian grant gibi isimleri var.

    mo bamba ve aaron gordon’ın aynı anda parkede oldukları anlardaki front court’unun nasıl olacağını merak ettiğim ve sırf bunun için takip edeceğim bir takım oldular bu sene.
  • 67
    istikamet, florida!

    nba'in genç organizasyonlarından biri olan (1989), miami heat gibi florida eyaletinin bir takımı hüviyetiyle ligde yer alan, kısa sayılabilecek tarihinde birçok simge ismi bünyesinde bulundurmuş bir organizasyon magic franchise'ı. 30 seneye heat gibi şampiyonluklar sıkıştıramasa da müzede 2 doğu liderliği (1995 ve 2009) var. bunun yanında paragrafa başlarken bahsettiğim simge isimlerin içinde dwight howard gibi (kabul edelim, bir dönem kasıp kavurmuştu ortalığı), grant hill gibi, horace grant gibi, nick anderson gibi, penny (anfernee) hardaway gibi, shaq gibi, t-mac gibi figürler bulunuyor. magic, türk basketbol severler için elbette hido da demek. hido'nun en çok gelişme kaydeden oyuncu (mip) ödülünü kazandığı dönem nba'de doğu konferansının en sert 2-3 takımından biriydi orlando. peki şu an durum ne? valla açıkçası ben bu takımı sırf aaron gordon'cığım için takip ediyorum. zach lavine'le girdikleri smaç yarışması düellosundan beri adamın oyununa sempati besliyorum (hakkını yediler o zaman aaron'ın hakkını!). aslında aaron haricinde takımda güzel adamlar yok değil* de, sanki biraz geri planda kaldılar.

    franchise'ın adı muhabbetine gelirsek; ana sponsoru walt disney şirketi olan magic'in isim olayı chicago bulls'taki evlat etkisini anımsatıyor. bulls'taki "bunch of bull" geyiği burada farklı şekilde vuku bulmuş.

    organizasyonun kurulacağı dönem orlando'nun birincil yerel gazetesi olan orlando sentinel'ın sponsorluğunda bir isim yarışması başlatılıyor. yarışmada en popüler tercih, challengers (1986 yılında gerçekleşen challenger uzay mekiği kazasına ithafen) oluyor. bunun yanında astronauts, aquamen, floridians, juice, orbits ve sentinels seçenekleri de çokça kez dillendiriliyor. ortada magic falan yok yani. :( o ara orlando'yu nba'e sokacak isim olan jim hewitt sunulan seçenekleri pek beğenmiyor. şehirle daha ilgili bir şeyler arıyor. jim bey'in takımın genel menajerliği için düşündüğü isimse 76ers'ın eski gm'i pat williams. toplantılar moplantılar vs. derken bir gün williams'ın kızı karen (7 yaşında, disney detayını da unutmayalım) babasını ziyaret etme gayesiyle orlando'ya geliyor (bence bu bir alegori, asıl amaç disney world kehkeh). birkaç gün şehirde vakit geçiren karen kızımız, philadelphia'ya döneceği sırada babasına, "i really like this place, this place is like magic! (burayı çok sevdim, büyü/sihir gibi!)" tadında bir şeyler mırıldanıyor. ve işte o gün, franchise toplantısında kızının söylediğini dillendiren williams, orlando magic'in temellerinin atılmasına vesile oluyor.

    https://media.giphy.com/...VT2pGdsHTi/giphy.gif

    wingardium leviosa! kapito?

    entry bitti. şöyle keyifli mi keyifli bir smaç düellosuyla noktayı koyalım ki bence son yılların en iyisiydi.

    aaron vs zach: https://youtu.be/L3qJFjlDvKY

    bu kadar.

    derleme kaynağı: https://seyler.eksisozluk.com/...inin-ilginc-oykuleri
  • 68
    tam 11 sene önce bugün nba finallerindeki ilk ve tek maçını* kazanmış takımdır. o maçı canlı izlemiştim ve dün gibi hatırlıyorum. maç boyunca magic akıllara zarar bir yüzde ile hücum etmişti ve maç sonunda serbest atış yüzdelerine yakın bir şut yüzdesi ile maçı bitirip kazanmışlardı.

    https://twitter.com/i/status/1270381530532261890

    tabi asıl hikaye bir önceki maçtaydı. herkesin hatırladığı üzere hidayet'in kobe'ye yaptığı müthiş savunmadan sonra (ne zaman o sekansı izlesem jj redick'in deli danalar gibi koşarak kobe'yi ikili sıkıştırmaya gelme çabasına gülerim) 0.6 saniye için stan van gundy'nin çizdiği müthiş hücumda çaylak courtney lee'nin kaçırdığı turnike hem finallerin hem de magic'in kaderini çizmişti. tabi pozisyonda pau gasol'ün yaptığı bariz bir goaltending vardı ama lee'nin o turnikeyi kaçırması gerçekten inanılmaz.

    https://www.youtube.com/watch?v=ZKshgJwb_ac

    1995 finallerinin ilk maçında nick anderson'ın kaçırdığı üst üste 4 serbest atıştan daha da can yakıcı bir şey varsa orlando fanları için sanıyorum 2009 final serisinin 2. maçıdır. nick anderson'ın hikayesine girecek olursak: 55 saniye kala orlando 3 sayı öndedir ve hücum sırası orlando'dadır. hücum süresini epey erittikten sonra penny hardaway potaya penetre eder ama kalabalıkta turnikeyi kaçırır. fakat ardından horace grant hücum ribaundunu çeker. yine hücum süresini erittikten sonra brian shaw boş üçlüğü kaçırır ama bu sefer de penny hardaway hücum ribaundunu alır. artık 20 saniye kaldığından dolayı houston faul yapmak zorundadır ve 10.5 saniye kala nick anderson'a faul yapabilirler. sonrası malum.

    https://www.youtube.com/watch?v=INt66rnIvSs
  • 70
    koç steve clifford yönetiminde yeni sezona başlayacak doğu konferansı takımı.
    yıllardır uzalıp kısalmayan yapılarını korudular. kadroda majör bir değişiklik yok. muhtemelen play-in yarışında olacaklardır.
    d.j. augustin takımdan ayrıldı. yerine nba draft 2020'de 15.sıradan seçtikleri cole anthony eklendi. böylece guard rotasyonu nba draft 2017'nin 1 numarası markelle fultz, michael carter-williams, evan fournier, terrence ross ve yeni draft edilen anthony'den oluşuyor.
    jonathan isaac bubble'da sakatlandı. muhtemelen sezonu başlamadan kapattı. orlando'yu savunma anlamında geriye düşürecektir düşüncesindeyim. zaten savunmada ne kadar kollektif olurlarsa olsunlar hücum anlamında verimli bir takım olamadıkları ve tavanları çok sınırlı oldukları için bir yere varmalarını çok beklemiyorum. play-in'e kalırlar, playoff'a geçebilirlerse de ilk turda bir maç alıp eve dönerler diye düşünüyorum.
    nicola vucevic takımda kaldı. takas söylentileri mevcuttu. vucevic'in takımda kalması olumlu oldu bence. takıma hücumda silah olabilecek 2 oyuncudan biri. diğeri de evan fournier. aaron gordon yine takas gündemindeydi. o da takımda kaldı. çok standart bir oyuncu ne vereceği maksimumu belli. game changer olamaz ama yararlı olur sezon içerisinde.
    draft edilmesinin üzerinden 3 sene geçen 1 numara seçimi fultz ise artık bir şeyler yapması beklenen bir oyuncu. bu sezon çıkış yakalamak zorunda zira bence son şansı artık. magic'e point guard olarak ne kadar süre yararlı olabilir bilmiyorum ama artık kendisini gösterme vakti.
  • 72
    jonathan isaac'in sezonu komple kaçıracağı açıklandı fakat sezona nikola vucevic önderliğinde * 4'te 4 ile başladılar. takvimlerinde ki gelecek 4 maçı 76ers, thunder, cavs, cavs. bu takvimde 7-1 süpriz olmaz. ama sonrasında gelecek 5 maç çok zor ve 0-5'lik bir seri gelebilir..

    an itibari ile hawks ile beraber nağmağlup 2 takımdan biri. :)
  • 74
    şu ana kadar göstermiş olduğu namağlup olma halinin yakında son bulacağı ve olmaları gereken seviyeye doğru yavaşça ineceklerini düşündüğüm takım. sezona 4-0 başlamış olsalar da almış oldukları galibiyetin ikisi ne oldukları ya da ne oynadıkları belli olmayan washington wizards'a karşı oldu. bunların dışında 1 adet miami heat, 1 adet de thunder galibiyetleri mevcut. fikstür sıklaştıkça ve takımlar oturup, seyircisiz nba'in "yeni normalini" kabul ettikçe yavaş yavaş gerilemeye başlayacaklar diye düşünüyorum. vegas tahmin oranına göre kendileri play-in oynayacak takımlar arasında yer alıyor. doğu konferansının 9. ya da 10. takımı olmaya aday bir hüviyetteler yani. üstelik de jonathan icaac sezonu kapattı ve takımdan çok ciddi bir parçaları böylece eksilmiş oldu. nereye kadar gidebileceklerini zaman gösterecek ama tıpkı bir diğer sezona iyi giren ekip cavaliers gibi yavaş yavaş aşağılara ineceklerdir diye düşünüyorum.
  • 75
    sakatlıklardan dolayı çok sıkıntı çeken ve rezil durumdaki doğu konferansında iyi bir pozisyona sahip olabilecekken sahip olduğu potansiyeli sonuca yansıtamamış takım. bunda en büyük faktör takımın iki önemli savunma parçası jonathan isaac ile aaron gordon‘in sakat olması. pota altındaki vucevic zaten müthiş bir hücum günü ama yanında gordon olmayınca o bölge yol geçen hanına dönüyor. mo bamba gibi müthiş potansiyelli birisini neden kullanmıyorlar onu da anlamıyorum. takasla veya kontratı bittiğinde başka takıma gittiğinde çok ciddi bir gelişim göstereceğini düşünüyorum.

    öte yandan evan fournier müthiş bir sezon geçiriyor ama o da kontratının son senesinde ve ciddi bir kontrat yükü altındaki takım onu tutabilir mi emin değilim.

    halbuki;
    fultz, fournier, isaac, gordon, vucevic ilk 5’ine sahip olup m.c.williams, aminu, terrence ross ve mo bamba gibi yedeklere sahip genç ve atletik bir takım çok çok daha başarılı olmalıdır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın