kendisiyle yolların ayrılmasının ardından uzun süre yazsammı yazmasammı diye kararsız kaldığım çünkü ailesinden çok yakın tanıdığım bir kişiyle sohbet ettiğimde malesef klüp içerisinde ne tarz entrikalar döndüğünün tahmininde ötesinde olduğunu söyleyebilirim. (bkz:
selçuk inan) ve (bkz:
wesley sneijder)ın ne kadar etkin olduğunu ve orhan atik'in konu ile ilgili istiyorlarki klübü üzerlerine yapalım dediğini ve (bkz:
selçuk inan)ın fiziken artık bitik olduğunu ama teknik kadronun selçuğun gücünden dolayı hiçbirşey yapamadığını (bkz:
wesley sneijder)ın aynı şekilde bir diğer güç olması ve yabancı oyuncuları örgütlemesi ve klüpte arkadaşlığın olmadığını yerli yabancı ayrılığının maksimum olduğunu ve bir maçta (bkz:
martin linnes)in bir maçta selçuğa pas atmamasından dolayı antrenmanda ''ben bir daha onu oynattırırım belki görür o daha prim bile alamaz" dediğini ve linnes'in neden oynatılmadığı sorusunun cevabıda bu olsa gerek diyorum. malesef klüp çok kötü durumda ve durum bu şekilde arkadaşlar bu durumun özeti budur böyle bir ortamda da başarı beklenmesi mucizedir zaten.
edit: riekering dönemi başlangıcında takımı sen yönet riekering ön plandaki isim olsun diye de kendisine teklif edilmiş fakat kendisi kabul etmemiştir.