ben gözümü futbolla hayata açtım.
henüz 6 yaşında, babamın almanya'dan getirdiği
mikasa futbol topu sokakta maç yaparken suratımda patladığında hatırladığım ilk acımı tattım. acıdan gözlerimi açmaya çalıştığım o ilk anlar dün gibi hatrımda. o zamana kadar bizim sokağımızda maçlar plastik topla yapılırdı ve plastik top çarptığı zaman hiç can acıtmazdı. tek dejavantajı çabuk patlamasıydı...
belki bu yüzden galatasaray'ı da futbolla sevdim hep. yüzümde patlayan futbol topu... deplasman maçlarını bile kaçırmayan deli galatasaraylı bir baba... ve ali sam yen'de izlenen maçlar... tanju'nun fener'e gittiğini mahalledeki çocuklardan öğrenirken "siktirsin gitsin" diyecek kadar çocuktum.
sonrası ise biraz yavaş biraz hızlı geçti. 2008 yılının yazında
galatasaray sözlük'ü kurdum. bu sözlük sayesinde nicesi insanla tanıştım. bir çoğu şu an en yakın arkadaşlarım hatta. bir kısmı ise bu hayattaki en yakın dostlarım.
önder çiçekoğlu'yla da bu şekilde tanıştım. abdi ipekçi'de oynanan bir galatasaray-itü maçında toplam 3 biletli maçı izlerken önder çiçekoğlu'nun zorla maça götürdüğü o iki kişiden biri değildim belki ama o çabasına ucundan köşesinden şahit oldum. galatasaray'ın sadece futbol takımından ibaret olmadığını ve bir spor kulübü olduğunu ondan öğrendim. kadın basketbol takımı küme düştüğünde, ikinci ligte nasıl deplasman maçlarını bile kovaladığını biliyorum.
sonra bir şey oldu.
bir mucize...
kadın basketbol takımı eurocup'ı aldı...
yetmezdi. yetmedi de...
kadın besketbol takımı ekaterinburg'da mucizelerin en büyüğünü gerçekleştirerek avrupa'nın en büyüğü oldu. galatasaray kadın basketbol takımı bu mucizeye imza atarken bu başarıyı en çok hak eden kişi ise her zaman olduğu gibi yine oradaydı.
https://www.instagram.com/p/r1vE9OORkI/ bakmayın sizin onun şaşırdığına... zira o hepimizden daha çok inanıyordu, daha çok biliyordu neleri başarabileceğimizi...
neyse çok uzattığımın farkındayım.
bugün abilerden en güzelinin doğum günü. arkadaşlardan, dostlardan en güzelinin...
iyi ki doğdun wotws!