• 251
    hocam sözlükte ilk defa mektup yazıyorum.

    öncelikle futbolu da futbolcularını da senden iyi bildiğimi iddaa etmiyorum. ama gözünü seveyim bu takımı hafta sonu deli dana gibi koşar görmek istiyorum ben. topun olduğu her yerde ısıran bir adam görmek istiyorum. topa, rakibe, hakeme isyan eden futbolcu görmek istiyorum.

    sözün özü hocam ben bu hafta sonu ne kadar şampiyonluk istiyorsam, sizin benden daha çok istediğinizi sahada mücadele ve netice olarak görmek istiyorum.

    seni seviyoruz hocam. allah gönlüne göre versin. senin de elbet bir gün (bkz: bir günde kral olmadık bir günde tahttan inmeyiz) ' in olcaktır.
  • 253
    sayın hocam sana ve ekibine, sapına kadar bir galatasaraylı olarak 26 mayıs 2024 konyaspor galatasaray maçında başarılar diliyorum. 1 hafta boyunca bu maçı düşündüm ve dün gece neredeyse kalbim sıkışacaktı. şu an iyiyim, bütün motivasyonumu akşama saklıyorum. bu sezon seni çokça eleştirdiğim anlar oldu. hakkını verdiğim zamanlar oldu. karşı taraf çokça kayırıldı. ama maalesef geçen hafta yerden yere vurulan hocaları tarafından, beraberliğin bile şampiyon yapacağı en önemli maçımızda oyun olarak yenildin ve maçı kaybettik. bu sezon isteyen istediğini diyebilir bence en leş sezonlardan biriydi hocam. ama tarihe bir kere adın yazılmak üzere bu akşam diye umut ediyorum. 100 puanı bulduğun anda bu olacak. ama galatasaray genlerinde bu yoktur. çıkıp şampiyonluğu almak vardır. inan bana hocam bu akşamın hiçbir şekilde bahanesi yok. sen ve başta son zamanların en çok sevilen futbolcusu icardi ve diğer futbolcular tarihe adlarınızı tersten yazmak istemiyorsanız, bugün bu maçtan şampiyonluğu vura kıra alacaksınız. yok bu kadar puan aldı, yok şu şöyle oldu, yok şu kayırıldı, yok şu alınmadı, asla ama asla bahanesi olmaz, olamaz.

    burası galatasaray hocam, bunu en iyi sen bilirsin, evet geçen hafta fenerbahçe maçına kazaydı diyelim ama bu haftanın kazası olmaz, olmamalı. gerekirse sahaya yüreğini kim koyacaksa o çıkacak. bütün bir hafta bu maç konuşulacaktı. burada bütün motivasyonu verecek olan da sensin hocam. kendi ipimiz kendi elimizde. galatasaray genleri bile bu maçı kazanmalı. şu ana kadar hep böyle oldu. şu andan sonra da böyle olmalı. bugün buradan çıkıp galatasaray’la üst üste 2. şampiyonluğunu kazanıp, teknik direktör olarak 3. şampiyonluğunu, futbolculuktan beri de 11. şampiyonluğunu görmüş olacaksın diye umut ediyor ve tüm kalbimle destekliyorum. aksini düşünmüyorum bile. allah yar ve yardımcınız olsun! bir kez daha sizinleyim hocam!
  • 254
    sevgili hocam selamlar,

    umarım bu yazı bir şekilde size ulaşır, kritik bir noktaya değineceğim.
    kafamda istikrar adına bir plan var anlatmadan duramam.
    hazır yeni bir yapılanmaya giderken bunun da göz önüne bulundurulmasını diliyorum.

    öncelikle biz galatasaray olarak iki arada bir derede bir kulübüz, yani şöyle söyleyeyim biz türkiye liginde ağır sıklet bir dövüşçüyken avrupa'ya çıktığımızda hafif sıklet olarak kalıyoruz. kendi ligimizde rakipleri yiyen büyük balıkken, avrupa'da yem olan küçük balığız.
    yani hem avrupa hem de ligi beraber götürmek için biraz çeşitliliğe ihtiyacımız var, dengeye ihtiyacımız var.

    hemen mevzuya gireceğim, ligde 102 puan almış bir ana planımız var. baskıya dayalı ve 424'ye yakın bir sistem.
    fakat dünya futbolunun workshopu olarak göreceğimiz world cup 2022 ve 2024 şampiyonlar ligi finali bize bazı sinyalleri veriyor olması lazım.
    2 tane oyuncu söyleyeceğim ve sonra bu oyuncuları da gs tarihine bağlayacağım. birincisi rodrigo de paul diğeri de federico valverde.
    bu iki oyuncu takımlarının denge ayar butonu. bu oyuncular kağıt üzerinde sağ kanat gibi görünüyorlar, baskıya giderken sağ kanat gibi basıyorlar ama bu iki oyuncu da aslında birer merkez orta saha oyuncusu. yani oyun kurulumu başta olmak üzere, takımın merkez savunmasının sağlam olması için bu adamlar hayati role sahipler.
    arjantin milli takımına dönüyorum, merkezde paredes ve enzo var, solda mac alister var ve sağ kanatta da bu üçlüye aşırı yardım eden bir de paul var. de paul sayesinde fransa milli takımına bile üstünlük kurdular.
    dönelim real madrid'e, merkezde kroos'u korumak üzerine planları var, kroos'un yanında defansif olarak güçlü tchouameni ya da camawinga, solda serbest oyuncu bellingam ve sağda yine merkez gücü olan bir valverde var. inanın valverde olmasın, 2 kişi kalan rm orta sahasını dağıtacak bir sürü takım bulunur avrupa'da.

    1996-2000 arası galatasaray takımına dönüyorum, o takımın temelinde 4'lü savunma orta sahada ise suat, emre, okan, hagi ve en önde hakan, arif vardı.
    sevgili okan hocam bizzat siz o takımın emniyet güvencesiydiniz. o takımın valverdesi o takımın de paul'ü sizdiniz. hem 10 numara gibi tekniğe hem kanat gibi dinamizme hem de orta saha gibi bitmeyen enerjiye sahiptiniz. sizin sayenizde suat rahat etti, sizin sayenizde emre geriden oyun kurabildi, sizin sayenizde hagi- hakan- arif hücumda serbest olarak üretebildi.
    ben de istiyorum ki, şimdiki takımımıza sağ kanada okan buruk gibi bir oyuncu alınsın.
    böylelikle torreira savunmada rahat etsin, torreira'nin yanına oyun kurucu merkez orta saha koyalım ki oyuna yön versin, sol kanada yetenekli bir 10 numara koyalım ki ofansif aksiyonlara yön versin ve ön tarafa barış alper ve icardi gibi bir ikili koyalım sahada serbest şekilde gol arasınlar.

    yine dönüyorum 2011-12 takımına. sağ kanatta efsane katkı veren engin baytar vardı, tam tarif ettiğim oyuncu profili bu işte. merkezde selçuk - melo, solda emre çolak (ki çok daha efektif olanını alabiliriz şuan) önde ise necati - elmander gibi serbest ikili vardı.
    ne zaman o takıma bruma, sneijder, yasin öztekin geldi o takımın performansı düştü. çünkü ne bruma ne amrabat ne yasin kimse engin baytar kadar merkeze yardım edemiyordu, çünkü oyuncu profilleri farklıydı.
    herkes de iyi bilir ki selçuk'un performansı düştü, melo'nun performansını düştü ve takım bozuldu.
    avrupa'da ve ligde başarılı olduğumuz dönemlerdeki stilimiz buydu bizim. sadece birkaç dokunuşla bu hâle bürünebileceğimiz için bu yazıyı yazıyorum, birkaç doğru oyuncu ile biz yeniden aynı yola girebiliriz.

    biz bir ekol oluşturalım istiyorum, bizim tarihimiz bize yön veriyor zaten. dengeli bir ekol oluşturalım ve sonrasında kaliteyi artırmaya bakarız.

    ligde kolay rakiplerimiz de olacak, bu rakiplerle oynarken tabii ki ziyech ve barışın iki kenarda olduğu 424'e dönebiliriz. fakat avrupa'da sert maçlarımız da olacak, o maçlar için de cebimizde ekstra bir hamlenin olmasını istiyorum. diğer türlü hem 424 oynayalım hem de 2 orta sahamız dünyanın tüm orta sahalarına üstünlük kursun maalesef böyle bir para bizde yok, ki seviye arttıkça karşı takımlar hem daha fazla oyuncuyla hem de daha kaliteli oyuncularla karşımızda olacak.

    herkes khepren thuram'ı merkezde düşünürken ben sağ kanatta düşünüyorum, ben mesela yine eljif elmas'ı o rol için gayet uygun buluyorum. sol kanada bu yüzden golovin'i uygun buluyorum. ve torreira'nin yanına da bu yüzden oyuna hükmedecek bir oyun kurucu istiyorum. defansif oyun kurucular bu ligin kaderine etk ediyor. evet biz kroos alamayiz ama aleix garcia, harry winks alabiliriz. belki ilkay bile olabilir bu oyuncu. hatta şöyle söyleyeyim yeri gelir mertens'i bile 8'e çekebiliriz, tr ligi bunu kaldırır, mertens'in oyun aklı da bunu kaldırır. tabii ki sağ kanatta okan buruk gibi bir oyuncumuz olursa.

    toparlamak gerekirse sağ kanada okan buruk gibi bir oyuncu, merkeze torrerira'nın yanına emre b. gibi selçuk gibi ilkay gibi bir oyun kurucu, sol kanada da ofansif yönü güçlü bir oyuncu istiyorum.
    zaten sağ bek ve yedek santrafor alacağız. yedek santrafor için bence 2 ideal tip var bizim için, birincisi vedat muriqi gibi sırtı dönük oyun bilen bir pivot, diğeri ise elmander gibi ultra çalışkan bir oyuncu. bana ikisi de uyar, bu iki profil de zaten baskı oyununa aşırı uygun. hatta orta sahaya bile yardım ediyorlar.

    alex ferguson bu sisteme yakın bir düzenle 20 yıldan fazla ingiltere liginde hüküm sürdü. okan hocam kendin gibi bir oyuncuyu sen bulamayacaksın da kim bulacak.
    2000 yılındaki oyuna sen dönmeyeceksin de kim dönecek.

    elin ancelotti'si ve scaloni'si bizim gibi pres bile yapmadan hatta zaman zaman kompakt kapanıp kontra oynayarak bu sistemle en üst seviyede kupalara ulaştılar. her zaman her rakibe hurra tam saha pres yapmak zorunda değiliz, elimde barış alper varsa ben geride bekleyip rakibi hızlı hücumlarla yıkmaya da razıyım. oyuncular da birer pres makinesi değil sonuçta, haftada maç sayısı arttıkça pres gücümüz düşüyor. güç düşüyorsa başka bir çözüme de bakmamız gerekiyor. bahsettiğim şeyler zaman zaman kompakt bir oyun, daha tehlikeli bir kontra oyun, çok daha sağlam bir merkez hattı ve sürdürülebilirlik vadediyor.
    şuan salzburg bu sistem üzerine çalışıyor liginde her sene şampiyon oluyor, stuttgart bu sistemle bundesliga'da 2. oldu. ben avrupa'daki tüm takımları inceliyorum, geçmişteki ve günümüzdeki takımları. bakın bu takımlara ulaşacağımız nokta aynı olacaktır.
    ben de istiyorum ki dengeli bir sistem oturtalım ve en azından transfer döneminde ne aradığımızı bilelim, doğru oyunculara gidelim.

    saygılarımla.
  • 255
    erden timur'un yokluğunda galatasaray'da güvendiğim tek isim sensin hocam.

    lütfen takımdaki o aile havasının bozulmasına izin verme.
    zira erden beyin söylediği gibi sevginin olmadığı yerde başarı da olmaz.

    dursun aydın özbek yönetimi'nin çapsızlıklarına rağmen sen bu takımı önümüzdeki sezonda da başarıdan başarıya koşturacaksın inşallah.
App Store'dan indirin Google Play'den alın