1991-1992 sezonunun son maçında iddiası olmayan
galatasaray ımın ve
bakırköysporun bol gollü maçında attığı goller ile dikkatimi çekmişti. kim bu
okan demiştim kendi kendime. yaz sezonunun sonlarına doğru klasik bir dönem geliyordu.
tsyd nin
istanbulmaçları başlamak üzereydi.
tsyd demek
galatasaray,
beşiktaş ve
fenerbahçe nin kendi aralarında yapacağı maçlar demekti. her transferin ve sistemin, teknik kadroların en önemli ve en büyük sınavıydı.1992 yazında gerçekleşen
tsyd kupasının ilk maçı
galatasaray ım ile
beşiktaşarasındaydı. maçı
show tv verecekti ve her yerden yayına ulaşılabilmesi mümkün değildi.
didimde tatilde olduğum için yaklaşık iki km yürüyerek bir gazino bulmuştum ama yayın o kadar karıncalıydı ki ancak 5 dakika seyredebildim. seyretmek imkansızdı.uzun uğraşlar sonucu eve dönerek sonucu haberlerden öğrenmeye karar vermiştim. akşam haberlerinde
beşiktaş ı 3-2 yenmiştik ve iki golü yine
okan buruk atmıştı. içimdeki
okan burukdüşüncesi gittikçe büyüyordu ta ki sezon başlayıncaya kadar. zira maç yayınları rahat izlenebilir şartlardaydı ve her maç
okan buruk, inanılmaz oynuyor,
feldkamp önderliğindeki
galatasaray, gençlere verdiği değeri fazlasıyla alıyordu. sezonun ilk haftalarında 10 kişi ile ve öne geçmemize rağmen berabere bitirdiğimiz maçta resmen şov yapmış. zamanın liberosu
hamdi ye ve diğer futbolculara attığı inanılmaz çalımlar ve bitmeyen enerjisi ve futbolcu için oldukça garip sayılabilecek vücut yapısıyla medyanın ilgisini sonuna kadar çekmişti.yine o dönem oynanan
frankfurt maçında çok iyi oynamış,
roma ya elendiğimiz maçta da sahadaki
türk hassler i tanımlamasını hakketmişti.ancak
muhammet altıntaş ın kaza yaptığında yanında kendisi de vardı ve belki de ilk uyarı o zaman gelmişti ve nihayetinde erman toroğlu nun yönettiği bir
trabzonspormaçında soner tolunguç tarafından tarafından kötü ve olmayacak bir pozisyonda ayağı kırılmıştı.