• 84
    dün biri burada (bkz: nba tv/#2612411), diğeri de ekşi şeyler'de olmak üzere okuduğum iki güzel entry beni biraz geriye götürdü.

    ekşi entry'si: http://gss.gs/T3e

    teenage veya bir tık üstü gruba dahil olan genç jenerasyon bilmez ama knicks, zamanında bayağı bayağı takımdı. yani bayağı takımdı hem de; şahsen prime zamanına pek denk gelemesem de baba figüran patrick ewing, larry johnson, o zamanlar yeni yeni doğan marcus camby, saf şutör allan houston (bkz: allan houston kuralı), saykoman latrell sprewell, charlie ward vs. iyi takım.

    knicks'in bir özelliği şu; birleşik amerika rüyasının ya da ne bileyim, hollywood sinemasının los angeles'tan bağımsız olan kolunun 1 numaralı merkez üssüdür new york. yayınlandığı dönem (hala manyakça izlendiğine eminim) televizyon reytinglerinin içinden geçen friends dizisi new york city'de geçen bir dostluk sitcom'udur. independence day'de uzaylılar new york'u işgal eder. space jam'de kötüler yeteneklerini çaldıkları basketbolcuları (ki bunlardan biri patrick ewing) knicks'in salonu madison square garden'da ziyaret ederler:

    https://youtu.be/s0ZKxrzNl7k (görüntü tost makinasıyla çekilmiş gibi ama elimden bir şey gelmiyor, affola)

    biraz daha geriye gidersek, frank sinatra'nın şehre adadığı smooth bir şarkısı vardır "new york, new york" adında:

    https://youtu.be/EEjq8ZoyXuQ

    new york'a bu kadar çok maruz kalan beyinlerde ister istemez knicks'e karşı bir yatkınlık oluşur. tutmasan da bilirsin knicks'i. olay yalnızca knicks'le de alakalı değil aslında. dünyada en çok tanınan beyzbol takımı new york yankees'tir. yankees'in o meşhur logosu (iç içe geçmiş büyük n ve büyük y harfi) hala birçok tekstil ürününde kullanılır (atletlerinden bende de var), belki de bu konuda en tepededir.

    logo: http://gss.gs/XrY

    new york rangers buz hokeyi takımı da dünyada en çok tanınan 6-7 buz hokeyi takımından biridir.

    nereye varmak istiyorum? aslında ben de pek emin değilim fakat geçtiğimiz günlerde latvian wondercool k-pop reyiz mavs'e gidince bi' hüzünlendim. oturdum koltuğa, baktım halıdaki işlemelere uzuuun uzun ve düşündüm, "ah be ulu çınar how i met your mother kasabası, sana bunu mu reva gördüler" diye. esasen knicks'in başarı trenine atlamasına ramak kalmıştı birkaç sezon önce. serbest oyuncu olduğu sezon lebron'un new york'a yürüyeceği yüksek sesle dillendirilmişti. işte nyk o zaman lebron'u nyc'ye getirebilseydi, takımı da onun entrafında şekillendirebilseydi şu an knicks için başka şeyler konuşuyor olabilirdik. zira knicks gibi loser bir kimliği ancak james gibi winner bir karakterin dominasyonu değiştirebilirdi ama olmadı... :(

    neyse, bu kadar hüzün yeter. i'm an alien, i'm a legal aaalien!!!: https://youtu.be/d27gTrPPAyk :'(

    e: imla
  • 85
    franchise serisinin son entry'sini serinin start'ını verdiğim new york'a, knicks'e adıyorum.

    önce, (bkz: new york knicks/#2613318). refere entry'nin girizgah olduğunu belirtip knicks'in tarih gibi tarih kokan tarihine dalıyorum lafı çok fazla dallandırıp budaklandırmadan.

    knicks, nba'in daha doğrusu amerikan basketbol liglerinin en yaşlı takımlarından biri. aynı zamanda celtics organizasyonuyla birlikte isim, şehir ve lig değiştirmeden tee 2019'a kadar ulaşan iki takımdan haritanın daha doğusunda olanı. takımın tam ve doğru adı ise "new york knickerbockers" olarak geçiyor nba.com'da.

    knick (knickerbocker) ne demek?

    bunun üç farklı "genel" anlamı var aslında. tehlikeli olan anlamını paragrafın en sonunda belirteceğim. önce ilk olan, yani "golf pantolonu". tam olarak şu: https://gss.gs/L0Z.jpg aslında knicker olarak geçiyor daha çok lakin knick ya da knickerboxer olarak da biliniyor. çekirdeğe izmir'de çiğdem denmesi gibi bir şeymiş okuduklarımdan çıkarım yaptığım kadarıyla. knick'in diğer anlamı ise, "new york yerlisi". az sonra anlatacağım tarihe dayalı olarak neslinin kökü bu bölgeye dayanan tiplere knick deniyormuş. yalnız bunu daha çok bölge insanının ihtiyarları kullanıyormuş artık ve iyiden iyiye güncelliğini kaybetmiş bir kavram imiş. gelelim tehlikeli olan anlama; aslında sıkıntılı değil ama fotoğrafları eşinizin, sevgilinizin falan yanında incelerseniz problem yaşayabilirsiniz zira knick şu da demekmiş:

    http://gss.gs/j6e :(

    öhöm, neyse.

    peeekiii kilit soruya geliyorum; bunlardan hangisi franchise'la ilgili en baba anlam?

    cevap veriyorum, paçalı don manasına da gelen golf pantolonu kıvamlı olan!

    neden? çünkü, knickerbocker tabirinin ve giysisinin temelinde hollandalılar var ve felemenkçe orijinli hali knikkerbakker aslında dönemin felemenklerinin (özellikle erkeklerin) gündelik hayatta giydiği bir pantolon türü: https://gss.gs/IgZ.jpg

    iyi güzel de, felemenkler ile new york'un alakası ne? hemen bunu da yanıtlamaya başlayayım.

    günümüz new york'u aslında manhattan'dan yükselen kozmopolit bir oluşum. şehrin kuruluşunda ise bizzat hollandalıların parmağı var. 1600'lü yılların başında avrupa'dan bu bölgeye gelen avrupalı göçmenler (hollandalı ağırlıklı) manhattan'da şehrin temellerini atmışlar. zaten hollanda'nın amsterdam'ını buraya da taşıyıp new amsterdam demişler şehre. kısa bir süre sonra ise bölgeye gelen ve sayıca fazla olan ingilizler hollandalıları bastırmışlar ve şehrin adını ingiltere'deki york şehrine atfen new york yapmışlar. süreç içerisinde şehrin sahipliği birkaç kez el değiştirmiş fakat sonuç olarak bölgede ingiliz hegemonyası ağır basan taraf olmuş ve şehir york olarak kalmış.

    bir detay daha var aslında knickerbocker'la alakalı. hani yukarıda yazdım ya "neslinin kökü bu bölgeye dayanan tiplere knick deniyormuş" diye, olayın altındaki hikaye şu; 1800'lü yıllarda (başları) washington irving isimli bir amerikalı yazar, diedrich knickerbocker takma adıyla hayali bir hollandalı tarih bilimci imajı yaratıyor. hatta bu isimle gazetesinde yazılar yazıyor, yetmiyor kitap(lar) bile yayınlıyor. adamın kaleme aldığı yazılar o kadar popüler oluyor, o kadar tutuluyor ki yarattığı imaj doğma büyüme new yorker olan hollandalı göçmenlere yapışıyor ve knickerbocker olarak özdeşiyor. ek bir bilgi daha; bu, elemanın ilk hayali imajı değilmiş; fray antonio agapida, geoffrey crayon, jonathan oldstyle, launcelot langstaff ve william wizard diğer şaheserleri imiş.

    tip de şu: https://gss.gs/aHb.jpg (sahtekarlık akmıyor mu ama surattan, bgv)

    işte knicks, knicks'in geçmişin, new york'un tarihi budur sözlük.

    bitti, entry de bitti franchise serisi de. duygusala bağlamadan bitiriyorum olayı. basketbolla kalın, hoşça kalın (biliyorum, çok sert oldu ama vallahi ağlarım, gerek yok).

    derleme kaynağı: https://seyler.eksisozluk.com/...inin-ilginc-oykuleri
  • 94
    spor dünyasında kötü yönetilme konusunda tek rakibi scuderia ferrari olan takım. durduk yere aklımda şubat 2019’da dallas ile yaptıkları porzingis takası geldi. o takas’ta dallas porzingis’i tim hardaway jr. ve trey burke‘ü kadrosuna katmıştı. porzee’den bahsetmeye gerek bile yok zaten, sağlam olduğu sürece iç dış çok büyük katkı verebilecek bir yıldız. asıl diğer iki parçaya bakmak lazım. tim hardaway jr. hem geçen sezon hem de bu sezon hücum anlamında takımın çok önemli bir oyuncusu oldu ve 20 sayı civarı ortalama ile oynuyor. trey burke de bench’ten gelerek özellikle dış şutlarıyla ciddi bir katkı yapıyor.

    new york o takasla dallas’tan deandre jordan ve wesley matthews’ü almıştı şu an iki oyuncu da takımda değil. aldıkları en önemli parça dennis smith jr. ise takıma geldiğinden beri 2.5 sezonda toplamda 58 maça çıkmış ve sadece 21 maçta ilk 5 başlamış. bu takasta 2 tane de birinci tur draft hakkı almışlardı. ilkini bu sene kullanacaklar ama dallas’ın durumu göz önünde bulundurulduğunda oradan da pek iyi bir sıra gelecek gibi görünmüyor.
  • 97
    dallas mavericksin eski oyuncusu jalen brunson fanı ve tek şampiyonluğumuzun koçu olan ama oynattığı oyunu hiç beğenmediğim rick carlisle’ı çok da sevmeyen birisi olarak söylüyorum ki, çok uzun bir süredir herhangi bir başarısı olmayan, ülkenin en önemli şehirlerinden birinin bir takımı olarak hakemleri son sürat arkasına alarak oynayan takım. indiana pacers karşısında kayrılmalarının haddi hesabı yok.
  • 66
    (bkz: new york mavericks)

    bu takımı kesinlikle 2011 yılında şampiyonluğa ulaşmış dallas mavericks takımına benzetiyorum. bunun sebebi o takımdan jason kidd ve tyson chandler ve ronnie brewer'ın bu takımda oynuyor olması değil, bu oyuncuların takıma getirdiği felsefe. tyson chandler sanırım bu ligin en underrated uzunu. geçen yıl en iyi savunma oyuncusu ödülünü aldığı doğru ama bu ödül de kimsenin beklemediği 2011 yılındaki muazzam performansının etkisiyle verildi diye düşünüyorum.

    şimdi gelelim new york'a.. (bkz: takım) eve bu takım gerçekten takım. jason kidd'in bu yaşta bir takımı nasıl bir araya getirebildiğini görüyoruz. aslında takımda sorunlu çok oyuncu var. en başta j.r smith bu adamı biz yıllarca saha dışındaki ve koçlarıyla yaşadığı sorunlarla bildik. çok yetenekli olmasına rağmen davranışları hep takımları ve koçları iki defa düşünmeye itmiştir ama bu yıl bu adam rolünü çok iyi biliyor ve oyun felsefesi doğrultusunda müthiş katkı veriyor. rasheed wallace ise yıllarca saha dışı icraatlarıyla gündeme gelmiş bir oyuncu olduğu aşikar ama o da bu takımda rolünü çok iyi bilerek oynuyor.

    eğer tyson chandler gibi atletik bir uzununuz ve kidd gibi zeki ama çevikliğini kaybetmiş oyuncularınız varsa yapacağınız savunma bellidir. bunu da new york çok iyi yapmaktador. müthiş bir zone defense yani alan savunması yapıyorlar. 2011 yılında dallas mavericks'i başarıya götürmüş oyun felsefesini aynen uyguluyorlar. takımda jason kidd, raymond felton, j.r smith ve steve novak gibi müthiş ceza oyuncuları vardı ve bu da doğal olarak takımın her maç rakiplerini üçlük yağmuruna tutmalarını sağlıyor. * birebir savunma yerine takım savunması ön planda oluyor bu da kidd, süre aldığı zaman prigioni, felton gibi ağır oyuncuların zaafiyetini kapatıyor. takım savunma olgusu ve alan savunması olmasa mesela bir tony parker ya da chris paul gibi guardların kidd ve felton'a neler yapabileceğini bir düşünün.

    bir takım olarak oynuyor olmaları zor zamanlarında bile onlara yardımcı oldu. bu takımın süper yıldızı carmelo anthony'dir ve en çok topu o kullanır, hücumda mutlaka top eline değer ve hücum oyunları onun üzerinden çizilir. ama bu takım carmelo sakatken oynamadığı maçları da kazandı ve bunun tek sebebi herkesin takım içindeki rolünü çok iyi biliyor bir şekilde oynaması. belki de başarıya götürecek en önemli sebep burda.

    bu sezon miami'ye karşı oynadıkları iki maçı da çok farklı kazandıklarını söylemek lazım. hatta maçlardan birinde carmelo anthony'den yoksun oynadılar. önlerinde los angeles lakers maçı var. bu maçta nasıl bir performans göstereceklerini aynı zamanda lakers'ın new york alan savunmasına karşı nasıl hücum edeceğini hep beraber göreceğiz.

    son olarak belirtmekte fayda var. bu takımda sezon başından beri sakatlığından dolayı henüz süre alamamış amare stoudemire gerçeği var. amare hücum gücü muazzam, her maç takımına 20 sayı civarı kazandırabilecek bir oyuncu. bu ilk aşamada takım için bir artı olarak görülebilir. ama bir ritim tutturmuş ve kimyasını oluşturmuş bir takıma dahil olacak savunmada çok büyük zaafiyetleri olan amare nasıl bir etki yaratacak onu ben de merak ediyorum. sanki olumsuz etkiler yaratacak gibi amare'nin dönüşü. bunu da hep beraber göreceğiz.
  • 92
    senelerdir olduğu gibi nba'in fenerbahçe spor kulübü şubesi olarak yeni sezona başlamak üzere olan franchise. doğunun ciddi çekişmelere sahne olacak sonunculuk yarışında cleveland cavaliers ile kozlarını paylaşacak atlantik grubu takımı.
    2000lerin başından beri geçirdikleri sezonların %80'i gibi yine tanking yapıp draft kovalayarak geçirecek gibi duruyorlar. lean rose gibi nba'in ahmet bulut'u olarak tanımlayabileceğimiz bir ismi gm pozisyonuna getirdiler. bu vefalı arkadaşımız da tabiki önceden çalıştığı caa menajerlik şirketindeki oyuncuları knicks'e kattı. üstüne bir de tom thibodeau gibi adeta genç yetenek sevdalısı(!) bir koç ile aşırı mantıklı bir hamle daha yaptılar.
    brooklyn nets başlığımdaki bu entryimde* nets'in ne kadar yetenek baremi yüksek bir takım olduğundan bahsetmiştim. new york knicks ise aksine maksimumu o denli düşük bir takım senelerdir olduğu gibi.
    2020 senesine geldiğimiz şu günlerde basketbolun evrildiği nokta bu denli aşikar iken koca takımda şutu vasat üstü tek bir adam* olmasını aklım almıyor. omri spellman, alec burks, nerlens noel, michael kidd gilschrist, austin rivers gibi eklemelerle off season'ı geçirdiler. nba draft 2020'de 8.sıradan seçtikleri obi toppin ne kadar potansiyelli görünse de new york knicks'in aradıklarını bu oyuncuda bulamayacağını düşünüyorum. hücumu potansiyel vaat ediyor, savunması vasat altı, şutu vasat seviyede. drafttan yüksek sırada seçilen oyuncular için knicks gibi takımlar kendilerini gösterebilmeleri için önemli bir fırsat gibi gözükse de takım tarzının ona uymayacağını ve kendini yeterince gösteremeyeceğini düşünüyorum.
    guard rotasyonları elfrid payton, dennis smith jr, austin rivers, rj barrett, alec burks şeklinde olacak. kanat rotasyonu ise kevin knox, reggie bullock, julius randle, michael kidd-gilchrist, obi toppin şeklinde. pota altında ise mitchell robinson ve nerlens noel rotasyonu gözüküyor.
  • 22
    2010 sezonun takas yasağının devreye girmesine saatler kala yaptığı 3 takımı kapsayan takas gerçekten gelecek sezona ne denli ciddi bir hazırlık olduğunun göstergesidir.

    tracy mcgrady + sergio rodriguez ----> new york knicks
    kevin martin + jared jeffries + jordan hill + 2011 draft'ının ilk turunda knicks ile draft sıralarını değiştirme hakkı (1. sıra korumalı) + knicks'in 2012 ilk tur draft hakkı (ilk 5 sıra korumalı) ----> houston rockets
    carl landry + joey dorsey + larry hughes ----> sacramento kings

    -t-mac'in bu sene biten bir kontratı* var, salary cap'i boşaltmak için alınmış bir süper yıldız çok yerinde bir hamledir.
    -eddie curry ile birlikte takımın kontrat yükü olan jeffries'i 1. sıra korumalı olmak şartıyla draft hakkını rockets ile değiştirme* gibi müthiş bir durumla ellerinden çıkartmıştır.
    -iğrenç bir guard olan ve son topu elinde 20sn dolaştırıp airball atma kabiliyetine sahip olan hughes'ı sacramento'ya kakalamışlardır, guard bölgesine sergio rodriguez'i monte etmiş olucaklar. tanımayanlar için söyleyeyim rodriguez tam bir koş koş guard'ıdır diantoni'nin aradığı adamdır, ayrıca gençtir ve ispanyol bir oyun kurucudur.

    nate robinson + marcus landry ----> boston celtics
    eddie house + jr giddens + bill walker + belirsiz (muhtemelen 2. tur) bir draft hakkı ----> new york knicks

    -nate robinson'ı gönderip di'antoni'nin phoenix'den öğrencisi olan ve boston'da kendisini inanılmaz geliştiren eddie house'u almışlardır bu da demek oluyor ki eddie house ve rodriguez ortalama ortak süreler alacaklardır tahminime göre house ilk 5 çıkacaktır.
    -diğer oyuncular hakkında bir bilgim olmamak ile birlikte tahminen hepsinin kontratlarının son senesinde olması yine büyük bir iştir.

    temmuz ayında lebron james'e nba'in gelmiş geçmiş en çok kazanan oyuncusu ünvanını verecek gibi duruyorlar, james'de artık 40 milyon dolar olan gelirini new york şehrine gelmesiyle yani reklamlara daha çok zaman ayırabilecek bir pozisyonla 60 milyon dolara yaklaştıracak gibi duruyor.

    not: draft'lar konyaliportlandlilar.com'dan alıntıdır.
  • 93
    nba'in en kötü yönetilen, en büyük organizasyonlarından bir tanesi.

    yıllar yılı bir süper star çekebilmek için didindiler durdular. vakti zamanında lebron james için adeta şehrin anahtarını vererek, boş sözleşmeye istediği rakamı yazmalarını istemişlerdi ama olmamıştı.

    sonrasında kevin durant'ler, kyrie irving'ler, kawhi leonard'lar kovalayıp durdular ama yine olmadı.

    şimdi aynı şehrin takımı brooklyn nets takıma yıldız yağdırınca bunlar geldi aklıma. ne kadersiz organizasyon, ne acılı bir taraftar grubu.
App Store'dan indirin Google Play'den alın