• 23453
    "bu işin kahramanları biz değil futbolculardır ve biz hamza hamzaoğlu ve futbolcuların oraya çıkmasından gurur duyduk. o gün alınmış bir karar vardı.kupa törenine hiçbir yönetici ve başkan çıkmayacaktı. abdürrahim albayrak ve benim beklentim yoktu. bizim bir kırgınlığımız olması söz konusu değildir. bu spekülasyonlar galatasaray'a zarar verir. hiçbir şekilde kırgın değiliz. "

    "bugün itibariyle istifamı verdim. benim görevim bitmiyor. albayrak ile ben sportif aş'de görevliyiz, oradaki en yetkili insanlarız. ama galatasaray'da bir hiyararşi vardır, onun gerekliliklerini getirdik.

    yönetim kurulu'nun verdiği yetkiyle çalışıyorduk. yeni yönetimin önünü açmak için, istifamızı ilettik."

    "bizim dünkü aldığımız mesaj, bu istifayı bugün vermemiz gerektiği yönündeydi. dolayısıyla gereğini yaptık. galatasaray sportif aş'nin hesap dönemi 31 mayıs'ta bitiyor, etik olarak istifamızı vermemiz gerekiyor. bunu bizim yapmamız lazım. bizim galatasaraylılığımız apolete de bağlı değil"

    "bizim kupa töreninde işimiz yok, bizim bir beklentimiz olmadı. dursun beyi kürsüde görünce de bir şaşkınlık yaşamadık, keşke haberimiz olsaydı hep beraber çıksaydık, haberimiz yoktu. eğer ki bunu yapmak isteseydik yapardık. ünal başkan'ın ilk döneminde öyle bir karar aldık, çıktık; bu sefer böyle bir karar almadık. ama kural şudur. bu kupayı oyuncular kaldırır, biz de aşağıda alkışlarız.

    "sayın dursun özbek ile konuştuk ve bu kutlamanın böyle yapılması gerektiği yönünde karar verdik. bu teklif duygun başkanın teklifidir, dursun başkanın da kabul ettiği bir uygulamadır"

    "dursun özbek'ten teklif gelirse kabul etmem. bu dengeleri bozar. bizim orada olmamız, bütün sisteme zarar verir. ben seçilmiş yönetici değilim zaten. mühim olan galatasaray'ın şampiyonluklar alması. olağanüstü kongreler de galatasaray'a her zaman zarar vermiştir, olmayacağını düşünüyorum"

    ali dürüst
  • 23454
    ilk başta buraya çok büyük hayâllerle gelmiştim. çünkü her zaman söylediğim gibi küçüklüğümden beri galatasaraylıyız biz. bütün ailem ve ben galatasaraylıyız. buraya başarılı olmak için gelmiştim ancak sezonun ilk yarısı benim için çok zor geçti. takımda zaten hava yoktu. buraya geldiğimi bile anlamıyordum. o kadar iyi değildi.

    prandelli bana güvenmedi. ilk başlarda konuştu, oynattı. süper kupa maçından sonra kimse benim burada başarılı olacağıma inanmadı. o da inanmadı. sonra da fazla konuşmadı. o desteği alamadım ondan. oynattığı maçlar da 3-0, 4-0 geride olduğumuz anlardaydı. sağ beke gidiyordum. orada hiçbir şey yapamazdım. hiç kimse bir şey yapamazdı. çoğu futbolcu da istediği performansı gösteremedi.

    prandelli insan olarak çok iyi ama benim hissettiğimle ters düştü yaptıkları. hamza hoca geldikten sonra ise benimle 5 dakikalık görüşmesiyle her şey değişti.

    prandelli kalsaydı belki yine şampiyon olurduk. çünkü o varken de 1.’ydik yine. ama ilk yarıda nasıl olduysa ikinci yarıda da aynısı olurdu. düşüşler olurdu ama takım içindeki aile ortamı olmazdı. çok zor olurdu. o yüzden ben hamza hocamı yine tebrik ediyorum. iyi ki gelmiş galatasaray’a.

    4. yıldız tabii ki galatasaray’ın en önemli kupasıydı. çünkü fenerbahçe ve beşiktaş ile rekabet ettik. fenerbahçe de takabilirdi. o yüzden bence çok önemli bir yıldızdı. biz de bunun bilincindeydik. çok zor ve stresli geçti sezon. tüm maçlar zordu. böyle bir camiada, böyle bir yıldızı taktığım için çok mutluyum.

    biz şimdi tabii ki öncelikle ziraat türkiye kupası’nı kazanmak istiyoruz. çok emek verdik. zor maçlarımız geçti. kadıköy'de herkes kazanmak ister. zor maçları oluyor. biz galatasarayız. bizim hedefimiz daha büyük olmalı. 15 yıllık yenememe stresiyle oraya gidersen tabii ki zor olur. o yüzden rahat gitmemiz lazım. seneye de inşallah hem içeride hem dışarıda onları yeneceğiz.”

    "başakşehir maçında moralimiz çok bozuldu. 2-0 öndeydik, sonra 2-2 oldu. çok üzdü bizi. bütün maçlar zordu bence. evde 85’te, 86’da kazandığımız bütün maçlar önemliydi. 1-0 geçtik ama çok önemlilerdi.”

    “4 yıldızın ilkini eşime ve aileme verirdim, ikincisini hamza hocama. üçüncüsünü sneijder’e verirdim, çünkü gerçekten o olmasaydı ben bu kadar iyi oynayamazdım, açık ve net. dördüncüsünü de galatasaray’a armağan ediyorum.”

    "milli takım’a çağrıldığım, çok heyecanlandım ve gururlandım. açık konuşmak gerekirse bekliyordum. ilk defa bu şansı yakaladım. fatih hoca ile çalışacağım için de çok heyecanlıyım. hocam bana bulgaristan maçında şans verirse çok iyi oynayıp kendimi göstermek için her şeyi yapacağım.

    ailem de çok sevindi. ama en çok eşim sevindi. sevinçten ağladı ve herkesi arayıp haber verdi.”

    "gollerimin en güzeli beşiktaş’a attığım. karabük’e de attığım güzeldi. beşiktaş’a attığım ama daha anlamlıydı. mersin maçındaki ise çok güzel değildi ama çok önemli bir goldü. bütün attığım goller önemliydi bu sene. ama en güzeli beşiktaş’a attığımdı.”

    "taktik antrenmanlar çok oluyordu prandelli döneminde. yeni bir ülkeye gelmişti ve kendi futbolunu oynatmak istiyordu. . mesela 3-5-2. türkiye’de çok oynayan yok. ama onun tercihleri. her hocanın bir seçimi vardır. ama olmadı.

    hamza hoca ile herkesin performansı arttı. oynayanla oynamayanla, kadroya girenle girmeyenle ilişkileri çok iyiydi. bire bir konuşup destek veriyordu sürekli. o yüzden de tüm futbolculara büyük bir destek verdik. aile olmaya çalıştık. idmanlar neşeli geçti. artık ne yapabileceğimizi biliyorduk, inandık birbirimize ve başarılı olduk.”

    "şampiyonlar ligi bu sene hayâl kırıklığıydı benim için. arsenal’e, dortmund gibi takımlara karşı oynuyorsun. hayatım boyunca beklediğim maçlar. ama orada bir türlü havayı yakalayamadık. londra’ya gidiyorsun hiçbir hava ve kenetlenme yok.

    prandelli'nin ‘avrupa önemsiz’ demesi bizi tabii ki etkiledi. ama bizim kendi içimizde hava yoktu. o havayı yakalayamadık. kendi aramızda da fazla kenetlenmedik. sanki normal bir maça gidiyorduk. bu devler ligi, herkese nasip olmaz. bu sene de eğer böyle oynayıp daha iyi olursak gruptan çıkmayı istiyoruz.”

    "ben bunu her zaman söylüyorum. şu ana kadar oynadığım en iyi 10 numara. çünkü bana o paslar gelmese ben de kendi oyunumu yansıtamam sahada. bütün koşularımda o kadar ince düşünüyor ki, %90 top bana geliyor. bir de hepsi iyi paslardı. bu da beni maçın içine sokuyordu. yeni bir başlangıçtı benim için. önceden de dediğim gibi pasları hayatımı değiştirdi. onunla oynamak tıpkı galatasaray’da oynamak gibi gurur verici.

    çok deneyimli bir isim kendisi. takıma önderlik eden isimlerden. tıpkı selçuk ağabey, melo, hamit ağabey gibi. onların da zaten sorumluluğu alıyor zaten. idmanda, maçta, her yerde destek . onunla oynadığım için çok mutluyum.”

    yasin öztekin
  • 23455
    doğrusunu söylemek gerekirse, mancini gittiğinde üzülmüştük. aslında o da geldiğinde çok zorlanmış ve adapte olmaya çalışmıştı. o da türkiye’yi tanımıyordu. tam, “herkesi tanıyor. kendi mevkilerinde oynatıyor” dedik, bir baktık sezon sonunda yollar ayrıldı. herkese çok fazla güven veriyordu. bizim için sürpriz olmuştu.''

    prandelli geldi, yine aynı süreci yaşamaya başladık. mancini’nin ilk geldiği zamanlardaki gibi.. bizi tanımaya çalışıyordu. bizden beklentileri farklıydı. kendimizin dışında bir şeyler istemeye başladı. açıkçası bunun zor olacağını da biliyorduk. burası galatasaray.. çok fazla zamanınız olmuyor. hemen sonuçları almanız gerekiyor. hemen iyi oynamanız gerekiyor. çünkü 1 hafta bile çok önemli. 1 puan bile çok değerli...

    bir kan uyuşmazlığı vardı herkesin bildiği gibi... belki çok kariyerli bir teknik adamdı. ancak türkiye’de çalışmak zor. futbol kültürü, futbola bakış burada farklı... bir çok kariyerli, dünya kupası’nı kaldırmış hoca da geldi ama başarılı olamadı.

    bu arada yeni transferler yapıldı. sezon içinde onlar beklentilere ne kadar yanıt verdiler bilmiyorum ama hepsinden verim aldık. olcan, yasin, sinan, dzemaili ve pandev transfer edildi. iyi bir takım olduğunuzda bireysel olarak ne yaptığınız önemli değil aslında... takımın önemli bir parçası oldular. insanlar sadece oynayan futbolcuları görebiliyor. ama o maça dışarda hazırlanıyoruz.

    maalesef mancini döneminde yaşananlar prandelli’de de tekrar etti. o bir zaman kaybı oldu. fiziksel açıdan bizi çok iyi hazırladı. ama taktik açıdan çok fazla yerimiz değiştiği için sorunlar oldu. yasin örneğin sağ bek, olcan’ın forvet, benim sol ve sağ açık, forvet arkası oynadığım dönemler oldu.
    italyanların bakış açısı biraz daha farklı... her futbolcu her yerde oynayabilir mantalitesi hakim...

    daha kamp döneminde taktik açıdan sıkıntı olabileceğini hissetmiştik. sürekli bir arayış içerisindeydi. bizleri iyi tanımıyordu. en büyük sıkıntısı buydu. bizlerin ne verebileceğini, nerede çok faydalı olabileceğimizi çok iyi bilmiyordu. kendisi görmeye çalışıyordu.

    prandelli gittiğinde ikinci sıradaydık. ama futbol olarak çok fazla istediklerimizi sahaya yansıtamadık. şampiyonlar ligi’nde özellikle ağır sonuçlar vardı.
    bursa galibiyeti ile sezonu açmış ama bir sonraki hafta eskişehir maçında berabere kalmıştık. sonraki hafta rakibimiz ligin yeni temsilcisi balıkesir’di. o zamanlar zaten istediğimiz futbolu oynayamıyorduk. yeni çıkmış bir takıma kaybetmek zorumuza gitmişti. aslında o maça iyi başlamıştık. ağır bir yenilgiydi. yasin’in sağ bek oynaması, hocanın futbolcularını tanımadığını ortaya çıkarmıştı. sivas maçında galip gelsek de çok pozisyon vermiştik. işler iyi gitmiyordu.
    şampiyonlar ligi’nde ise sonuçlar acı vericiydi. üst üste iki sene gruptan çıktık. bu bazen güzel, bazen kötü bir şey... insanlar buna alışıyor. galatasaray taraftarının bizimle gurur duyması lazım. ne olursa olsun türk futbolu gerçekten de son yıllarda avrupa’da başarılı değil.

    içeride real madrid’i, manchester united’ı, juventus’u yendik. bunu taraftarlarımıza gösterdik. bununla gurur duymaları gerekiyor. geçen sene yaşanan kötü gidişat aslında her takımın başına gelebilir. ama ülkemizde olaylara sabırla bakılmadığı için, önce yapmış olduklarınız maalesef hemen unutuluyor.

    bizim belli başlı sıkıntılarımız vardı. ama ne olursa olsun skoru almayı biliyorduk. ne fenerbahçe’den ne de beşiktaş’tan geri kaldık. ama istediğimiz oyunu oynayamadığımız için insanlara ümit veremiyorduk. şampiyonluk ışığını kimse görmüyordu. fenerbahçe maçında da çok iyi oynadığımız söylenemez. 2-1 kazanmasını bildik ama sneijder çok güzel iki gol attı.

    karamsar değil de bazen ümitsizliğe kapıldığınız anlar oluyor. futbol anlıktır, günlüktür aslına bakarsanız. bir maç iyi oynarsanız ve kendinizi dünyanın en iyi oyuncusu hissedersiniz. bir maç kötü oynarsınız ve ‘ben bu takımda nasıl oynuyorum” diyebilirsiniz. kötü mağlubiyetlerden sonra bunu söylediğimiz anlar oldu elbette. böyle oynarsak şampiyon olmamız zor dediğimiz anlar oldu. ama öyle zamanlar geldi ki biz zaten şampiyonuz dedik. özellikle hamza hoca’nın gelişinden sonra..

    bizim çok eksiklerimiz var bana sorarsanız. biz çok iyi oynadık, mücadele ettik ama henüz avrupa seviyesinde mücadele edecek güçte değiliz. geçen sene şampiyonlar ligi’nde yaşadığımız bir travmaydı. sorun mentaldi. bu arenada bulununca maçların ne kadar zor olduğunu anlıyorsunuz. bizim bir de hatamız oldu. dortmund’a, arsenal’a karşı oynarken maçı direkt kazanmaya oynadık.

    böyle takımlara karşı açık oynama lüksünüz yok. her oyuncusu 50-60 milyon euro olan takımlardan söz ediyoruz. yetenekli olmasalar bu paraları etmezler.
    o yüzden bunlara alan vermemek lazım. bunlardan ders çıkararak önümüzdeki yıl başarılı olacağımıza inanıyorum.

    şampiyonlar ligi’nde bazen aşı tutmaz. geride kalan sezonda böyle bir şey oldu. prandelli galiba bunu gördü ve asıl hedefin türkiye ligi olduğunu belirten açıklamalar yaptı. tepki çekecek söylemlerdi. ama olaya biraz gerçekçi baktığını itiraf etmeliyim. ancak biz alışık değiliz. kadromuzun her iki tarafa yeteceğini düşünmemişti açıkçası. hoca da buraya geldiğinde galiba en önemli şeyin 4. yıldızı takmak olduğunu söylemişlerdi. biz de doğruyu söylemek gerekirse 4. yıldızı takmaktan başka bir şey düşünmüyorduk.

    sneijder’in en büyük özelliği, topa vurma becerisi. çok büyük takımlarda oynamış bir oyuncu. sneijder demişken aramızda sorun olduğu yazıldı, konuşuldu. ne yazık ki bunları sadece ülkemizde görüyoruz. nedense ülkemdeki insanlar bende kötü bir şeyler bulmaya çalıştı.
    avrupa’da oynayan arkadaşlarımız var. gidip onlara sorabilirler.

    her yabancı futbolcu bir kere “türkler kadar misafirperver insanlar olamaz” diyor. biz de öyle insanlarız. bir tane türk futbolcunun bir tane yabancı futbolcuya yanlış konuştuğu, küfür ettiğini hiçbir zaman duyamazsınız. bir yabancı bir yabancıya vurduğunda biz türkler olarak affedilmesini istedik. bu kadar da alçakgönüllülük yaptık. kötü şeylerden beslenildiği için maalesef bunlar gündeme getiriliyor. kimse ile ne kavgam ne tartışmam oldu.
    saha içinde tabii ki bağırdığım zamanlar oluyor. ama ne yabancı ne de bir türk futbolcuyla sorunum oldu.

    islıklanmam veya tepkiler, cesare prandelli ile başlamadı. hamit, wesley sneijder ve didier drogba’nın gelişi bunda etkili olmuştu. sistem değişikliğine ilk fatih hoca gitti.

    solda oynamaya başlamıştım. doğruyu söylemek gerekirse mutlu olmuyordum

    benim ıslıklanmam veya tepkiler, prandelli ile başlamadı. ilk 2 sene şampiyon olduktan sonra fatih hoca’nın son döneminde sağ ve solda oynamaya başladım. hamit, sneijder ve drogba’nın gelişi bunda etkili olmuştu. sistem değişikliğine ilk fatih (terim) hoca gitti. solda oynamaya başlamıştım.
    doğruyu söylemek gerekirse orada oynamaktan mutlu olmuyordum. 15 yıldır hep oyun kurucu olarak oynadım, merkezde oynadım. böyle bir süreç başlamıştı ve bunu mancini de devam ettirdi, prandelli de... ben hiçbir zaman bu konuda hocaya istekte bulunmam. faydalı olamayacağım hissine kapılmam. hocam ne görev verirse onu yaparım.

    islıklayan insanların çoğu benim solda sağda oynadığımı bile bilmiyor. performans düşüklüğünü ona bağlıyorum. ne olursa olsun performans düşüklüğü takımla alakalıdır.

    şampiyonlar ligi’ndeki arsenal deplasmanında ise bambaşka bir tartışmanın içinde buldum kendimi... aslında hiç birşeyim yoktu. ligdeki galibiyetin ardından iki gün antrenmana çıkamamıştım. ondan sonra londra’ya gittik.

    prandelli beni yanına çağırdı, “iki gündür hastasın. şimdi hazırsın tamam londra’dayız ama bir çok maçta en çok koşan oyuncu sen oluyorsun. çok fedakâr futbolcusun. senin gibisini görmedim. her yere koşmaya çalışıyorsun. italya’da bunu böyle yapmıyorlar. hele senin konumunda bir orta saha oyuncusu çok daha ağır oynamalı. yanındakileri koşturman lazım” dedi.

    ben de ona, (hep böyleyim. galatasaraylılık bunu gerektiriyor. böyle öğrendim) karşılığını verdim.

    “bunları yapman seni yoruyor” diyerek bütün maçlarda en çok koşan futbolcu olduğumu yineledi ve ekledi:

    “eğer ben seni oynatırsam belki de geleceği kaybedeceğim.”

    ne olursa olsun oynamak istediğimi, bu maça bensiz çıkmaması gerektiğini belirtip, (sahada olmak istiyorum) dedim. o da, “bana güvenmelisin. gerçekten sakatlanabileceğini düşünüyorum. seni hırpalamak istemiyorum” cevabını verdi.

    “seni dinlendirmeliyim” diyordu özetle. karara saygı duyarım ama oluşabilecek spekülasyonlara cevap vermek sıkıntılıydı. bundan çekiniyordum. “sen merak etme” dedi. yine de insanlar farklı yere çekti.''

    selçuk inan
  • 23456
    "bu organizasyon bizim organizasyonumuz değil. ben son toplantıya katıldım, açıkca söylemek gerekirse, beni tatmin etmedi. benim amacım, bütün başarıyı seyircilerle bütünleşerek, birlikte kutlamaktı. bu şov oyunculara ait olduğuna göre, oyuncuların yapması lazımdı. dışarıdan seyretmek daha güzel olur diye düşündüm ve bu şovun parçası olmamanın gerektiği farkına vardım ve gelmedim. tamamen benim isteğimle. arena'da locadan seyrettim"

    "ali dürüst ve albayrak meselesi. ikisi de cansiparane bir şekilde çalılştılar. abdurrahim orada yattı kalktı. melo'nun üzülmesini anlıyorum, evinde su akmasa, abdurrahim'i arıyordu. o kadar yakındı. allah'tan ki sona geldik, yeni yönetim yeni abdurrahim'ler bulur, bu işi götürür. onların emeğinin değerlendirilmemesi nazik olmadı. bu da bir kriz haline gelebilirdi. olmamasını düşünüyoruz. bu işler görüşülürken, florya'da çalışan bütün emekçileri çıkarmak lazımdı. oradaki çaycının bile emeği var bu durumda. onların oldu da, abdurrahim ve ali'nin mi emeği olmadı? "

    "neden yoklardı kutlamada, bilemiyorum. o sebebi oraya çıkartmayanlara sormak lazım. son toplantıda, yönetim kurulu gelsin mi, gelmesin mi, gelirse iki yönetim kurulu gelsin mi tartışmaları yaptık. sonuç olarak hiçbir yönetim kurulu gelmesin kararı alındı. ancak bunlar yönetim kurulu üyesi değil. başarıya ulaşmış bir takımın, haftada 7 gün, ayda 30 gün içindeki kişiler."

    duygun yarsuvat
  • 23457
    bruma'nın portekiz milli takımı aday kadrosuna alınmaması ile ilgili,

    ''sadece hayretler içerisindeyim. komik geliyor. rui jorge buna bir açıklık getirmek zorunda. bruma'nın kadroya alınmaması, cristiano ronaldo'nun a takıma alınmamasıyla aynı... iki yıl önce türkiye'de gümüş ayakkabı'yı aldı, galatasaray'da bu sezon maçların %70'inde oynadı, şampiyon oldu, seçilmesi için gerekli her şeyi yaptı ve şimdi onu kadronun dışında tutuyor.''

    ''rui jorge kesinlikle çıkıp açıklamalı. eğer ciddi ve dürüst ise bu konuda bir açıklama yapmalı, insanlar bilmek isteyecektir. herhangi bir gerekçe olmadan bunu yapması hiç de adil değil. tüm ülke için büyük sürpriz oldu bu. antrenörler bahane üretme, yalan söyleme gücüne sahip ama merak ediyorum teknik ve taktik açıdan bruma'nın neden olmadığını. çünkü hepimiz bruma'nın nasıl bir sezon geçirdiğini biliyoruz.''

    catio balde bruma'nın menajeri
  • 23460
    "galatasaray drogba ayarında, 30'lu yaşlarda, avrupalı bir forvetle imza aşamasına geldi.

    bu futbolcunun menajeri ile dursun özbek galatasaray-beşiktaş maçını locada birlikte seyrettiler.

    transfer bir hafta- on güne kadar %90 ihtimalle olumlu sonuçlanacak.

    bu istihbaratı drogba transferini herkesten önce bana söyleyen önemli bir isimden aldım. ona söz verdiğim için ismi açıklayamıyorum.

    podolski, bu ismin ancak çantasını taşır "

    radyospordaki futbol center programında serhat tatlı
  • 23462
    bursaspor ile oynanacak kupa maçı için;

    "inanıyorum ki sahada gerçekten türkiye kupası için sadece futbol oynamaya ve kazanmaya çalışan iki takım olacak. mecburen bunlardan bir tanesi kazanacak ve birisi kaybedecek. her şeyden önce, futbolun kazanmasını arzuluyorum. tribünlerde her iki takımın taraftarının sadece kendi takımını destekleyerek güzel bir atmosfer ortaya koyacaklarına inanıyorum. hak edenin kazandığı, güzel, keyifli, kaybedenin dahi zevk aldığı bir maç olsun istiyorum. her iki takıma da başarılar diliyorum."

    sözleşmesinin 31 mayıs tarihi itibarıyla sona erdiğini hatırlatılması üzerine;

    "bir şey düşünmedik bu güne kadar. biz hala takımımızın başarısı için devam ediyoruz. sözleşmemiz bitmiş ya da bitmemiş önemli değil. motivasyonumuz devam ediyor. hatta eskisinden daha iyi devam ediyor. bir sıkıntı yok"

    ali dürüst ve abdurrahim albayrak bugün itibarıyla görevde değiller ve kutlamalarda podyumda yer almamışlardı. siz stattan çıkarken kendilerini aradığınızı ancak ulaşamadığınızı söylemiştiniz. görüşme fırsatı buldunuz mu? şeklindeki bir soruya;

    "yönetim kurulu olarak birlikte aldıkları bir karar vardı. podyuma çıkmama kararı vardı. bu çok doğal bir şey ama bizim aklımızda onları da, oradaki kutlamaların bir aşamasında çağırıp onore etmek vardı. en azından benim aklımda böyle bir şey vardı. fakat oradaki atmosfere bir an kendimizi kaptırdık. takım tur atmaya başladı. aklıma geldiğinde ben kenara koştum, selçuk'u da aldım hatta. 'kenarda onlar duruyorlar, alalım birlikte kupa fotoğrafı çektirelim' dedim, birlikte o coşkuyu yaşayalım diye. ama tabi onlar epey bekledikten sonra doğal olarak orayı terk etmişler. yukarı çıkmışlar galiba. ben stadı terk etmişler diye duymuştum, üzülmüştüm. o yüzden öyle bir açıklama yaptım. ama konuşuyoruz. dün de konuştuk. onlar açısından bir sıkıntı yok zaten. 'yönetim olarak bir karar aldık' dediler. biz kendi adımıza üzüldük. ben o gün kendi adıma üzüldüm. nasıl orada öyle bir gaflete düştüm de unuttum. çünkü bizle birlikte gece gündüz demeden emek veren insanlarız. 'herkes unutabilir ama benim unutmamam lazımdı' diye ben hala kendimi inanılmaz derece eleştiriyorum. iki gündür neredeyse uyumuyorum üzüntüden. onlar 'bir sıkıntı yok, sen rahat ol' diye beni telkin ediyorlar sağ olsunlar. ama ben hala bunun üzüntüsünü yaşıyorum. bunu söylemeden de geçemeyeceğim."

    hamza hamzaoğlu
  • 23463
    bursaspor ile oynanacak kupa maçı için;

    "onlara çok büyük saygı duyuyoruz ama tabi bizim hedefimiz farklı. biz bu seneyi ne olursa olsun çifte kupayla tamamlamak istiyoruz. şampiyonluk kutlamalarını bile yarıda kestik. bu maçı bekledik. inşallah stediğimiz sonucu de elde ederiz. arkadaşlarımın, benim ve hocalarımın hedeflediği o kupayı alarak buradan gideriz"

    şampiyonluğu yaşadıktan sonra kutlamalar oldu. bu, kupa finali öncesi takımda rehavet yaratır mı? sorusu için;

    "rehavet olmaması için hocamız elinden geleni yaptı. doğruyu söylemek, dürüst olmak gerekirse, rehavet demeyeyim ama şampiyonluğun vermiş olduğu bir mutluluk, bir sarhoşluk düne kadar devam ediyordu. dün itibarıyla konsantre olmaya başladık. sadece ben değil, bütün takım arkadaşlarım bu seneyi iki kupayla bitirmek istiyor. herkes bunun farkında. bununla ilgili bir sorun yaşayacağımızı düşünmüyorum açıkçası. o kadar güzel bir maç olacak ki ben bunun garantisini verebilirim. bu senenin en iyi futbolunu oynayan iki takım finalde karşılaşacak. bursa şehri futbol anlamında farklı bir şehir. taraftarlara güzel futbol izlettireceğimizi biliyorum. herkes bunun tadını çıkarsın ve iyi olan kazansın."

    muslera'nın maçta oynamayacak olması hakkında;

    "muslera çok iyi bir kaleci ama biz bir takımız. burada biz takım olarak sinan'a da eray'a da çok güveniyoruz. çok iyi kalecilerimiz var. muslera'nın yokluğunu bir alışkanlık, bir eksiklik olarak hissedebiliriz ama performans açısından sinan'ın veya eray'ın muslera'yı aratmayacağını düşünüyorum"

    her iki hoca ile çalıştın. sence hangi hocayı taktiksel anlamda önde görürsün? sorusu için;

    "şenol hocam ile bu kupayı kaldırdım ama hamza hocamla bunu kaldırmadım. inşallah hamza hocamla da kaldırmak nasip olur. ikisini de o kadar seviyorum ki futbolla ilgili bir şey söylemek benim haddim değil. tabii ki nasıl hoca olduklarıyla ilgili onların kalitesini sizler de biliyorsunuz. ikisinden de çok şey öğrendim. şenol hocam buralara gelmemde gerçekten çok büyük katkısı olan, çok saygı duyduğum, çok beyefendi birisi. o kadar çok seviyorum. hamza hoca ile daha eskiden tanışıyoruz. ilk resmi maçımı ona karşı oynamıştım. o zamandan beri başka bir sevgim var. hamza hoca kişilik açısından şenol hocanın hemen hemen aynısı, onun yolunda ilerliyor. ben öyle görüyorum. ikisini de çok seviyorum."

    selçuk inan
  • 23467
    "selçuk'un farklı bir stili var. çalıştığımız dönemde de söylerdim top gelmeden önce 3-4 seçeneğin olsun diye. kaliteli bir insan akıllı bir insan. kaptanlık çok yakışıyor. liderlik vasfı da var. selçuk şu anda ülkedeki en iyi orta sahalardan bir tanesi. diğerleri alınmasın ama benim için çok özel selçuk.

    tugay kerimoğlu

    tugay diyorsa doğrudur demekten başka çare yok. selçuk'un bundan 3 sene önceki halini bilse ne düşünürdü acaba?
  • 23468
    son yıllarda hep türk hocalar takımlarını şampiyonluğa götürüyor. sence neden?

    nedeni çok açık. türk futbolcusu çok duygusaldır. ona kızarsın, kızarsın tam maça çıkacakken bir başını okşarsın her şeyi unutur gider. bence türk futbolcusu her zaman başında türk hoca ister.”

    - özellikle deplasmanlarda adam ana avrat küfür ediyor. “hırsız” diyor, “sahtekar” diye bağırıyor. futbol hayatıma bakınca, saygı duyulacak bir kariyerim, hayatım olduğunu düşünüyorum.

    - şampiyon olduk. emre belözoğlu ağabey aradı. caner sağ olsun ameliyat olmasına karşın aradı ve tebrik etti. biz de onları geçen sene aramıştık. bu işin doğrusu budur. kazanamamışsan, rakibi tebrik edersin...

    - futbol nankör bir oyun. futbolda dün yok, futbolda 1 gün öncesi ya da bir hafta öncesi de yok. futbolda gelecek de yok. futbolda olduğun gün var, yaptığın iş var. biz her şeyle savaşmayı, baş etmeyi artık öğrendik.

    burak yılmaz
  • 23469
    "çok keyifli bir ligdi. evet galatasaray ligi 1. bitirdi ve tebrik ettik. ama 2. ve 3. olan takımlar başarısız mıydı? hocaları gönderilmeli miydi? bence ismail kartal'a da bilic'e de yapılan yanlıştı. acaba sabretmek mi şampiyonluk gelince gelecek seneyi klurtarmak mı? buna karar vermek lazım."

    "ismail kartal birçok sıkıntılar yaşamış. bilic'e bakıyoruz stadı yok neredeyse göçebe yaşamışlar. yattıkları yastıkları unutmuşlar her hafta ayrı otelde yatmaktan. ve başarısız diye yollar ayrıldı."

    "şenol güneş'i tebrik ediyorum futbol anlamında oldukça iyi bir sezon geçirdiler. kolay maç olmayacak. iki ekibin de göze hoş gelen bir oyun oynayacağını düşünüyorum. bir takım şampiyonluğun yanına kupayı katmak istiyor. diğer ise oyun açısından iyi geçen sezonu kupayla taçlandırmak istiyor. iyi maç olacak."

    "galatasaray'a karşı glasgow rangers ile sami yen'de oynadığımız karşılaşma hayatımın en zor maçıydı. isınmaya çıkmadım sahaya. koridorda ısındım. hayatımın en zor günüydü gerçekten. bu her oyuncunun hayatında olmuştur aşmak lazım tabii ki ama yine de çok ilginç bir tecrübeydi."

    "jupp derwall beni futbol camiasına katmış adamdır. bana göre galaatsaray'ın gelmiş geçmiş en iyi teknik direktörü. genç takımdan a takıma antrenöana geldim. idmanın sonunda bana bir daha alt takıma gitmememi söyledi."

    "selçuk'un farklı bir stili var. çalıştığımız dönemde de söylerdim top gelmeden önce 3-4 seçeneğin olsun diye. kaliteli bir insan akıllı bir insanm. kaptanlık çok yakışıyor. liderlik vasfı da var. selçuk şu anda ülkedeki en iyi orta sahalardan bir tanesi. diğerleri alınmasın ama benim için çok özel selçuk."

    tugay kerimoğlu
  • 23470
    "önceliğimiz akhisar, bilal kısa için hiçbir kulüple görüşmedik. etik olarak akhisar'la görüştükten sonra başka kulüplerle görüşeceğiz. devre arasında akhisar, bilal'i göndermek istemedi. şimdi yapacağımız görüşmenin ardından yolumuza bakacağız"

    "tabii ki her futbolcu büyük takımda ister. önümüzdeki süreç ne gösterecek bunu hep birlikte göreceğiz. hamza hocaya büyük bir sevgisi saygısı var. ama şu ana kadar bir temasımız olmadı"

    bilal kısa'nın temsilcisi özkan doğan
  • 23471
    “ben sadece hiçbir şey belli değil dedim. ama ne yalan söyleyeyim ayrılık da olabilir tabii ki”

    “en büyük teklifi yapan melo’yu alacak. futbolcunun da geleceğini düşünmesi gerektiği bir gerçek. ama ayrılmak istemiyor burada çok mutlu ama son aylarda olan bazı gelişmelerden sonra kafasında farklı düşünceler oluştu”

    “düşünün, başka bir ülkedesiniz ve haftada 1-2 kere çocuklarınıza tehdit geliyor, başka taraftarlar kapınıza geliyor ve protesto ediyor, siz ne düşünürsünüz? ben bir gece korumaları evin önüne çağırdığımı biliyorum. 4 ay önce böyle bir olay oldu, ayrıca başka şeyler de var ama söylemek istemiyorum. bu olaylar kapandı ama melo çok üzüldü. melo ailesini düşünüyor, şimdi çocukları okula özel araçla gidiyor”

    “bazı yönlendirmek ve faydalanmak isteyen çıkarcılar da oldu, bu da üzüyor insanı. yabancı bir ülkede bunları kaldırmak kolay değil. yapmak istediği bir yatırım konusunda kandırmak isteyenler vardı ama son anda vazgeçirdik”

    “melo bana, ‘fenerbahçe stadı’nda bana o kadar çok hakaret ve küfür ediliyor ki, oraya gittiğimde bana yakışmayacak şeyler yapabileceğimden endişe ediyorum. kontrolümü kaybedebilirim’ diyor. ayrıca televizyonlarda hedef gösterilmesinden dolayı da sıkıldığını bana iletiyor”

    “galatasaray’ı o kadar çok seviyor ki, gönülden karar verse gitme olasılığı sıfır. evinde çatal bıçağı bile sarı kırmızı, her şeyi galatasaray amblemi. ama bu şartlarda gitme olasılığı da var ve bir çok takım onu istiyor”

    ümit akbulut felipe melo'nun temsilcisi
App Store'dan indirin Google Play'den alın