• 22976
    hastane ziyareti sırasında,

    "cesaretinle ve mesleki marifetinle büyük bir kazayı önledin. allah seni ailene bağışladı. tekrar geçmiş olsun diyor, en kısa sürede sağlığına kavuşmanı diliyorum"

    trabzonspor divan başkanı ali sürmen

    "bu terör olayıdır. bu konunun içinde trabzonlu birisinin olmasını istemiyorum. mesleğim icabı benim trabzon'da, sürmene'de, araklı'da ve akçaabat gibi birçok ilçede dostlarım ve arkadaşlarım var. başıma bir şey gelse onların kapısını çalacağım. böyle bir şey bizlere yakışmaz"

    karadeniz teknik üniversitesi farabi hastanesi'nde tedavi gören fb takım otobüsü şoförü ufuk kıran
  • 22979
    "... o eşleşmeden yıllar sonra, 2013 senesinde, iki takım bir kez daha birbirlerini buldu. yine şampiyonlar ligi’nde, çeyrek finalde. bu kez ilk maç real madrid’in evinde oynanacaktı, farklı olarak. real madrid, ilk maçı 3-0 kazandıktan sonra, ümitler epey azalmıştı aslında. ancak galatasaray’ın bir alışkanlığı vardır. taraftarına her zaman, şartlar ne olursa olsun, “acaba” dedirtir. maç saati yaklaşır; galatasaray, o maça 3-0 geride başlayacaktır; ama yine de bir umut oluşur taraftarının içinde. diğer takım taraftarlarının pek fazla bilmediği, anlayamayacağı, hatta sizi çok garipseyeceği bir histir bu. skor toplamda 4-0 olmuş, farkı artırmaya yaklaşan real madrid bulduğu şansları değerlendirememişti. ikinci 45 dakika, o sezonki hatıralar için galatasaray’a teşekkür etme fırsatı sunabilirdi. ama söz konusu galatasaray olduğunda her zaman daha fazlasını düşleyebilirdiniz. ilk maçın ardından kendi performansını “kabul edilemez” gören emmanuel eboue, o maçın intikamını alırcasına ayarladığı adımlarıyla skoru eşitlediğinde, tüm takım santraya koşuyordu. yine de, “acaba” demek için erkendi. fark sadece üçe inmişti. birkaç dakika sonra wesley sneijder’ın altıpastan kaçırdığı gol, yarım kalan bir hikâyenin yıllar sonra hatırlanmayacak notlarından biri olabilirdi. ama hollandalının aklında başka bir şey vardı. karşılaşmanın 72. dakikasında uygulamaya konulan bu plana göre sneijder, takımını 2-1 öne geçiriyordu. “acaba” demek gerekir miydi, yoksa yalnızca iki dakika daha mı beklemeliydik? didier drogba’nın tarihe geçecek topuk golü, hayal kurmamıza izin veriyordu artık. sahadaki rakibin önemi yoktu o dakikadan sonra. galatasaray, çok daha güçlüydü, 15 dakikada 0-1’den 3-1’e getirmişti skoru. real madrid oyuncularının yüzündeki ifade, önlerinde tamamlamaları gereken bir 15 dakika daha olduğunu gösteriyordu. galatasaray, 135 dakikasını 4-0 geride kapattığı eşleşmede taraftarlarına “5, 5, 5” diye tempo tutturmuştu. uefa şampiyonlar ligi çeyrek finalinde, real madrid önünde… jardel’in sayılmayan golü geçerli olsaydı, neler yaşanırdı, cevabı hâlâ dost meclislerindeki sohbetlerde aranan bir soru. peki, drogba’nın ofsayt nedeniyle sayılmayan golünde o bayrak kalkmasaydı?"

    eray sözen
  • 22980
    (gbkz: futbolculuk döneminizde galatasaray ve fenerbahçe'den teklif aldığınız yazılmıştı. bu haberler gerçek miydi?)

    deportivo la coruna'da oynarken galatasaray'dan resmi transfer teklifi aldım. aynı dönemde ispanya'dan ve almanya'dan da teklifler almıştım. 28 yaşındaydım ve önemli bir ligde forma giymek istiyordum. bu nedenle galatasaray'dan gelen teklifi kabul etmedim. tabii ki galatasaray, fenerbahçe ve beşiktaş büyük takımlar. türkiye'de oynamak da çok zevkli olurdu ama ben kariyerimi ispanya ve almanya'da sürdürmek istedim. bu nedenle tercihim bayern münih oldu.

    fenerbahçe'den ise resmi teklif almadım. belki menajerimle temasa geçmiş olabilirler ama doğrudan benimle yalnızca galatasaray temasa geçti. galatasaraylı yöneticiler ile kısa bir görüşme yaptık ve türkiye'de oynamayı düşünmediğini ilettim. ve bu konu kapandı.

    türk futbolu hakkında neler biliyorsunuz?

    dürüst olmak gerekirse türk futbolunu fazla takip edemiyorum. burada çok yoğun bir işim var. takip ettiğim ligler ispanya ve almanya ligi. türkiye'de yalnızca wesley sneijder ve dirk kuyt'ın önemli maçlarını izlemeye çalışıyorum. galatasaray-real madrid ve juventus-galatasaray maçlarını izlemiştim.

    roy makaay
  • 22985
    --- alıntı ---

    başarılı bir futbolcu olduğumu kocaelispor’la profesyonel olarak çıktığım ilk maçta anladım. 17 yaşımdaydım, sadece son 5 dakika oynamıştım ama geleceğim için önemli bir adımdı.

    futbol hayatımda yaşadığım en mutlu an galatasaray’a transfer olacağımı öğrendiğim andı. kulaklarıma inanamamıştım. imzayı atıp ilk idmana çıkana kadar da şaşkınlığım devam etti. galatasaray çocukluğumun takımıydı ve artık o forma benimdi.

    kariyerim boyunca en çok utandığım an fatih terim’in beni kadro dışı bıraktığı andı. bir maçtan önce seçtiği ilk 11’i özel çalıştırmak için sahaya çıkardı. ben onların arasında değildim. 11’in dışında kalanlarla birlikte çalışmaları izliyordum. suat abi bir espri yaptı, hep birlikte ona gülmeye başladık. fatih hoca düdüğünü çalıp “aslan cihan!” diye bağırdı ve iki hafta kadroya giremedim.

    futbolculuğumda en çok uğraştığım şey başarılı bir sağ bek olabilmekti. hagi beni sağ beke monte etti ve üç yıl da öyle gitti. ondan önce orta sahada oynuyordum. sağ bek olmayı ben istememiştim ama şartlar öyle gerektirince isyan da etmedim. sağ bek olarak başarılı olduğumu düşünüyorum çünkü milli takıma da sağ bek olarak seçilmiştim.

    futbol hayatımda yaşadığım en mutlu an olympiakos maçında attığım golden sonraydı. maçı o golle 1-0 kazanmıştık. daha önce barcelona’ya da gol atmıştım ama 3-1 kaybettiğimiz için sevinememiştim.

    kariyerim boyunca en büyük üzüntüyü galatasaray taraftarının beni ağır eleştirdiği dönemde yaşadım. yine de onların önüne çıkmaktan hiç çekinmedim, eleştirilmeyi normal karşıladım. haksız eleştiriler de oldu ama büyük tepkiler vermedim. çok iyi bir hareket yapsan da küfür edebiliyorlar. o zaman da “sen kim oluyorsun?” diyenler oluyor. galatasaray’da günah keçisi ilan edilmemin sebebini tam olarak bilmiyorum ama basınla iyi ilişkiler kurmamam ve tribüne oynamamam olabilir.

    futbolculuğum boyunca beni en çok sinirlendiren kişi karşılaştığımız her maçta tartıştığım mehmet yıldız’dı. her seferinde kavga ediyorduk. benim de ona karşı hatam olmuşsa kendisinden özür dilerim.

    kariyerim boyunca en başarısız olduğum dönem galatasaray’dan sonra bursaspor’a gittiğim dönemdi. istanbul’da kurduğum hayatı orada yeniden kuramadım. bursa’da yerleşik hayata bir türlü geçemedim. eve çıkmak yerine tesislerde kalmak en yanlış tercihlerimden biriydi. bence hiçbir futbolcu tesislerde yaşamamalı.

    kariyerim boyunca beni en çok tatmin eden sezon, 2005-06 yılında eric gerets’le kazandığımız şampiyonluktu. gerets’in adaletine herkes çok güvenirdi. geçmişte neler yapıp yapmadığınızı önemsemezdi. futbolcularla nasıl iletişim kurması gerektiğini, futbolcularının ne hissettiğini iyi bilirdi ve en önemlisi oyuncularını hiçbir zaman satmazdı. kısıtlı bir kadroyla şampiyon olmamızı da buna borçluyuz.

    futbolu bıraktıktan sonra en çok doğum günümü ailemle kutlayabildiğime sevindim. 4 ocak hep devre arası kamp dönemine geliyordu. futbolcuların etrafında gerçek olmayan bir insan çemberi var. mesleği bıraktığınız anda o çember ortadan kayboluyor. buna hazırlıklı olduğum için sarsılmadım.

    --- alıntı ---

    *

    cihan haspolatlı
  • 22987
    “mali disiplini ele alırsanız sorun çıkmaz. listemizde prof. tayfun akgüner, prof. emre alkin, ibrahim bozan gibi uefa ve ekonomi alanında uzman kişiler var. bülent ünder hocamız da bizim listemizde”

    “ünal aysal pastanın üstünde bir iki çilek olsun dedi. biz ise o çilekleri pastanın içerisine koyacağız. brezilya’da bir kulüple kardeş kulüp anlaşması yapıyoruz. yeni frank ribery’leri getireceğiz. elimizde 25 tane bu potansiyelde oyuncu var.”

    turgay kıran
  • 22988
    "kulübün sahibi genel kurul üyeleridir. oy kullanma hakkı onlardadır. çarşı grubu kulübün sahibi mi? değil. gfb de değil. bizim taraftarımız da değil. onlar takımı itici güç sağlıyorlar. taraftar bir güçtür. onları görmezden gelemezsiniz. dünya kulübü olmak demek tüzük yapısını değiştirmek demek değil. kulübün üye sayısını artırmak bir çare değil"

    "ben çıksam şimdi 10 liraya üye alıyorum desem 10 milyon üye alabilirim. ama kulübü idare edemezsiniz. fenerbahçe'nin 1 milyon üye projesi doğru değil. ne vereblirsiniz bu 1 milyon üyeye? bilet alma önceliği deniliyor. stadın 50 bin kişilik. kaçına öncelik verebilirsiniz."

    duygun yarsuvat

    aman diyeyim kulübün tapusunu alın bir de lisenizden dışarı kız alıp vermeyin!
  • 22989
    "emenike o an taraftarla sorun yaşıyordu. sinirliydi ve kendini kaybetmişti.psikolojisi iyi değildi. saha kenarına doğru gittiğini gördüm. kart gösterdiğim takdirde daha kötü olaylar meydana gelebilirdi. ligimizde ilk kez böyle bir olayla karşılaşıyoruz.''

    fırat aydınus (hakem raporu)

    ‘‘ pozisyon esnasında oyun daha önce durmuştu. emenike'nin formasını çıkarması, saha dışına çıkması ve tekrar girmesi bir bütün olarak değerlendirilmeli ve kart uygulaması yapılmalıydı. pozisyonla ilgili hakem yorumu göz önüne alındığında, kart uygulamasının yapılmaması kural hatası değil, hakem hatasıdır''

    mhk raporu

    (bkz: 22 mart 2015 fenerbahçe beşiktaş maçı)
  • 22994
    ''fenerbahçe'nin ve beşiktaş'ın bütün beklentisi galatasaray'ın trabzonspor deplasmanı. iki takım da trabzon deplasmanından bir şeyler bekliyor. fikstüre baktığımızda böyle. galatasaray'ın zorlanacağı maç trabzonspor deplasmanı. gaziantepspor küme düşmekten kurtulmnuş. akhisar belediye, torku konyaspor, gençlerbirliği ve mersin de öyle. beşiktaş kalıyor final maçı. ama beşiktaş böyle giderse final maçına gidemez. bu şekilde puan kaybederse gidemez.''

    hasan şaş
  • 22995
    "takımda çok iyi bir hava var. bu başarının mimarları futbolcu kardeşlerime teşekkür ediyorum. çok neşeli hırslı ve azimliler. şampiyonluğa inanılmışın birr göstergesiydi dün akşamki antrenman. 2 günlük izin hepsine iyi gelmiş. iyi dinlenmişler. akşamki idman neşe içerisinde geçti. hamza hoca gibi ben de çok mutlu oldum. allah mutluluğumuzu eksik etmesin."

    abdurrahim albayrak

    edit: hamza hamzaoğlu yazmışım uyaran arkadaşlara teşekkürler. sonuçta hamza hamzaoğlu kendisinin oğludur :(
  • 22996
    “hamza hoca bizim kardeşimiz. 91-92 sezonunda galatasaray’da buluşan genç neslin önde gelenleriyiz. galatasaray’a hoca olmasına çok sevindim. bunu hak etmişti. zaten takımı getirdiği yerle de bu görevi hak ettiğini gösterdi.”

    “galatasaray kendi maçlarını kazandığı takdirde işi bitirir. o kalite, kapasite ve güç var. bu yarışlarda tecrübe ön plana çıkıyor. fenerbahçe de kurulu kadrosuyla yarışta var. beşiktaş için kolay değildi avrupa ve ligi birlikte götürmek. yarışın içinde var ama çok gereksiz puanlar kaybetti.”

    “yasin her maç futbolunun üzerine koyuyor. stili ile biraz beni anımsatıyor. çabuk ve güçlü bir oyuncu. sneijder'le de uyum içinde. ben de hagi ile oyun içinde çok iyi anlaşırdım. yasin oynadıkça daha iyi olacak”

    hamza hoca ile takım ivme yakaladı, sinerji oluştu ve en önemlisi yerli oyuncular umut, burak, hamit, selçuk ön plana çıktı. melo oynadığı dönemde çok iyi şeyler yaptı. ama şimdi aranıyor mu? hamit çok önemli şeyler yaptı.

    “hakan'la beni, umut-burak’la kıyaslayamazsınız. stil olarak çok farklıyız. umut çok iyi mücadele ediyor auta giden topa bile koşuyor, golünü atıyor ama öyle goller kaçırıyor ki seyirci ‘bu da kaçar mı?’ diyor... yine de umut gibi futbolcu bulmak kolay değil. burak ise başlı başına golcü. tecrübelendi. hamza hoca’nın da etkisi var. artık basit hatalar yapmıyor. yakaladı mı atıyor burak...”

    “sneijder boşuna sneijder değil. dünya çapında bir isim. topa çok net vuruşlar yapıyor. ama takım oyuncusu mu, bence değil. yine de 90 dakika hiçbir şey yapmıyor gibi gözükür, çıkar 90+1'de çakar golü… hagi ise takım oyuncusuydu. ikisinin benzer yönleri, topa iyi vuruşları. hagi'nin futbola hırsı, oyun anlayışı, takım arkadaşlarını yönlendirişi çok farklıydı. hagi futbolu bıraktıktan sonra ben 2002'de gol kralı oldum. sadece bana ve galatasaray'a değil türk futboluna katkısı tartışılmaz.”

    arif erdem
  • 22997
    “amacımız; galatasaray'ı 5 yılda düze çıkarmak, uefa ve süper kupa'mızın yanına yenilerini koyarak, kulübümüzü avrupa'nın zirvesine taşımak. unutulmamalı ki, galatasaray, ülke sporunun lokomotifidir. futbolda daima şampiyonluk mücadelesinin içinde olmak zorunda. galatasaray'ın şu an 900 milyon tl bilinen borcu var. bu büyük bir rakam olmakla birlikte bizim için yönetilemeyecek bir borç değildir. bunun için bankacılar, finansçılar ve borsacılardan oluşan bir ekip kurduk. bunlar borcu nasıl yöneteceğimiz konusunda çalışıyor. biz sorunu da biliyoruz, çözümünü de. üç senede borcu toparlarız. yapılması gereken şey, entelektüel sermayemizin önünü açmak. biz güçlü bir ekiple geliyoruz. ekibimizdekilerin her biri alanında bilgili, tecrübeli, trendleri takip eden iş ve sporda gururumuz olan galatasaraylılar. her galatasaraylı gibi centilmenliği ruhunda yaşatan, biriyim. rakiplerimize saygılıyım ama aslan iyi bir sembol; ormanın kralı sakin ama kükrediğinde önünde durulamaz!”

    ünal aysal başarılı bir iş adamıdır, akıllı ve zekidir. ancak, galatasaray'a geliş şekli usul açısından yanlıştır. nitekim inan kıraç da bunu anlamıştır. artık, 'bir tek oyum var, onu kullanırım' diyor. bu sözü bana verdi. bir sözü daha var, 100 milyon tl. onun takipçisiyim. aysal'ın handikapı, galatasaray camiasını tanımaması ve üst akıl iradesi ile yapılmış yönetimle başkanlığa soyunmasıydı, başarısız oldu, bedelini galatasaray ödedi. kulübün kasasına giren 1 milyar 500 milyon, o dönemde har vurup harman gibi savruldu. sadece bonservis bedeli için 2011-14 arası 111 milyon avro artı faizi ödendi, hâlâ ödeniyor. bu çok ciddi bedel, boşuna ödenen para... duygun yarsuvat döneminde de eklenenler var. bizim, böyle bir lüksümüz yok.

    para sorun değil... gayrimenkul yatırım ortaklığı kurmamız gerektiğini tam 9 yıl evvel söylemişim. sanki bugünü o günden görmüş gibi. tüm gayrimenkulleri toparlayıp, buna yenilerini de ekleyerek, bir torbaya koyup, dışardan gelecek güzel bir parayla fon yönetimi oluşturmak ve bunu yönetmek arzumuz. soruyorlar, 'riva'yı satacak mısınız?' diye. riva'yı kimse satamaz, biz de sattırmayız. ama başta riva olmak üzere gayrimenkullerimiz üzerinde birçok ilde, hatta yurt dışında oteller zinciri kurma projemiz var. ayrıca çok ciddi sponsorlarla görüşüyoruz.

    “artık galatasaray'ın futboldaki yükselişini durdurmak mümkün değil” “biz de abdurrahim yok, sportif direktör var; o da galatasaray'ın efsane futbolcusu bülent ünder. hamzaoğlu ile birlikte çalışacak” “bülent hoca çalışmaya başladı bile, şu an ki kadromuza üç takviye yapacağız. psg'den oyun kurucu adrien rabiot ile görüşüyoruz, 21 yaşında ve 5 milyon avroya alacağız. reims'te oynayan brezilyalı diego rigonato'yu da 2 milyon avroya almayı planlıyoruz, 26 yaşında. montpellier'den morgan sanson var, 5 milyon avro”

    turgay kıran
  • 22998
    türkiye'ye şikeyi galatasaray getirmiştir. bu bir gerçektir. galatasaray, benim çocukluk şampiyonluklarımı çaldı. o zamanlar teşvik primi vardı, doğan arabalar ve bavullar ile paralar falan vardı. galatasaray'ın bu işi çok iyi yaptığını biliyorum. stattan eve kaç kere ağlayarak gittiysem sebebi budur.

    celal kolot

    yıl olmuş 2015 hala aynı ağlamalar mk. bıkmadınız mı? kulaktan doğma haberlerle ağlıyorlar her fırsatta. kulak dedim de aklıma 'adnan öztürk' geldi şimdi :(
App Store'dan indirin Google Play'den alın