• 22976
    belki de sözün bittiği yerdeyiz. rize maçı dönüşünde trabzon havaalanına hareket eden fenerbahçe kafilesine ateş açıldı. yaralanan otobüs şoförü hastaneye kaldırıldı. olayla ilgili neler söyleyeceksiniz?

    fenerbahçe ile ilgili trabzon'da yaşanan olayların konuşulması zamanı değil. çünkü, olayın ne olduğu belli değil. olayın ne olduğu belli değilken bu ülkede düşmanlık yaratacak, dehşet yaratacak, korku yaratacak, huzur kaçıracak "türkiye nerelere gidiyor" soruları sorduracak bir yığın laf o maçla ilgili saat 21.30'dan beri bir yığın sorumsuz kişi tarafından hiç düşünülmeden hiç tartılmadan akıllara geldiği gibi konuşuldu. ve buna 'sus' diyen bir kişi de yok. istanbul adliyesi'ndeki olaya anında yayın yasağı getirilirken bu kadar çirkin, tehlikeli ve korkunç şekilde istismar edilen bir konuda daha ortada bilgi yokken herkesin aklına geleni söylemesinin sonuçları... yani çok hafif yaşıyoruz. olay ortaya çıksın o zaman konuşuruz.

    türk futbolu nasıl bu hale geldi? bu kin bu öfke neden?

    nefret olduğunu da bilmiyoruz. yorum yapmak için önce olayı öğrenelim. bir uç nokta; o olayı fenerbahçe'den nefret ettirilen (ki bunda hem trabzonspor'un hem de fenerbahçe'nin suçu var) bir trabzonlu ya da bir trabzonlu grup ya da bir trabzonlu çete planlanarak, hazırlanarak, atış antrenmanları yaparak, haritalardan yerler seçerek yani adeta bir askeri düzenleme ile yapmış olur. öbür uç; karadeniz'de bütün düğünler tüfekli, tabancalı hatta kaleşli olur. hatta kaleşle tarayanlar içinde milletvekilleri olur. bir tatil gecesi cumartesi gecesi öyle bir düğünden dönen kafayı bulmuş birisi rastgele ateş ederken o otobüse de çarpmış olabilir. öbür uç da bu.

    hıncal uluç
  • 22977
    o gece ben maratonculara, başta mustafa denizli'ye inanamadım. görüntü otobüsün ön camı, orada üç tane çatlak var. vali diyor ki ' taş mı yoksa kurşun mu olduğunu polis arıyor. henüz bir sonuç yok.' devletin resmi valisinin açıklaması bu iken sadece bir kırık camın fotoğrafına bakarak mustafa denizli en uzman polisin, gerilla uzmanı subayın yapamayacağı yorumları yaptı ya! denizli 'bu uzun namlulu silahla atılmıştır. bunu atan adam rastgele bir adam değildir. bu iş için özel yetiştirilmiştir.' yani fenerbahçe'ye pusu kuran bir sniperin vurduğunu söyledi. vali 'taş mı, kurşun mu o bile belli değil' derken ki kurşun değilmiş. av tüfeği ile atılan yani trabzon'da herkesin elinde olan, kaydı dahi olmayan… çünkü av tüfekleri trabzon'da elde yapılır. böyle bir sanayi var. elde yapıldığı için kaydı, seri numarası falan da yoktur. öyle bir av tüfeğinden atılmış fişeğin saçmaları. yani bir tek fişekten 5 saçma çıkmış. onların da cama çarptığı ortaya çıktı. şimdilik bu noktadayız. av tüfeğini kim atmış, niye atmış o dahi belli değil. ben bir gazeteci olarak, sorumlu bir gazeteci olarak şu anda konuşmanın çok yanlış olduğunu düşünüyorum. bu mevzu resmi bir açıklama yapılana kadar benim için kapanmıştır.

    hıncal uluç
  • 22981
    galatasaray'ın uruguaylı file bekçisi fernando muslera, futbola forvet olarak başladığını, daha sonra uzun boyu nedeniyle kaleye geçtiğini söyledi.

    sarı-kırmızılı kulübün yayın organı galatasaray dergisinin nisan sayısında, takım arkadaşı burak yılmaz ile soruları cevaplayan muslera, kariyerinde kendisini en çok zorlayan forvet oyuncularının, di natale ve burak yılmaz olduğunu belirtti.

    uruguaylı kaleci, "senden iyi bir forvet olur muydu?" sorusuna, "sekiz yaşıma kadar forvettim. boyum uzun olduğu için sonra hep kaleci oldum. forvet olsam duran toplarda etkili olabilirdim" cevabını verdi.

    burak yılmaz'ın, türkiye'nin en iyi forveti ve mükemmel bir insan olduğunu iddia eden muslera, "alçakgönüllü, samimi, çok akıllı bir insan. o yüzden onu inanılmaz seviyor ve saygı duyuyorum. büyük adam" değerlendirmesini yaptı.

    burak yılmaz ise bir golcü olarak, bazı kalecileri yakından tanıyan muslera'nın, rakip kalecilerle ilgili tavsiyelerini dikkate aldığını belirtti.

    sarı-kırmızılı futbolcu, gollerden sonra muslera ile selamlaşmasını, "onu çok seviyorum. aslında bazen golden sonra ona koşmak geliyor içimden, çok uzak olduğu için elle selamlaşıyoruz. benim çok mutlu olduğum bir an ve çok anlamlı" ifadeleriyle anlattı.
  • 22982
    "şampiyon olmamız lazım. şampiyonluğa odaklandık. seçim yarışına girmedik. bu seçimde hakikaten galatasaray'ı zor durumdan kurtarmak için çok iyi bir ekip oluşturmak, takviyeler yapmak istiyoruz. bu ekibin devam etmesi lazım. bizde de galatasaray derneği ile sportif a.ş'nin ayrılması lazım. iki başkanlık olması lazım. eş başkanlığın getirilmesi lazım, ben bunu savunuyorum"

    hamdi yasaman
  • 22983
    fenerbahçe'nin takım otobüsüne saldıranların bulunmaması halinde maça çıkmama kararı ile ilgili,

    "böyle bir karar aldılarsa talihsiz bir karar. faillerin yakalanması elbet mühim ama böyle rest çekmek yanlış. çünkü faili bulunmayan, faili meçhul birçok cinayet var. bunu böyle söyleyerek, faillerin bulunması için uğraşılıyor. iki tane suç işlememiş insanı 'bunlar fail' diye yargılamaya başlarsanız haksızlık etmiş oluyorsunuz. gerçek faillerin bulunması icab eder."

    saldırıdan sonra fenerbahçe kulübü başkanı aziz yıldırım veya herhangi bir sarı-lacivertli yöneticiyi arayıp aramadığının sorulması üzerine

    "olmadı ama ben bildiri yayınladım onlara geçmiş olsun dedim. bir cevap gelmedi"

    spor toto süper lig'in ve ziraat türkiye kupası maçlarının bir hafta ertelenmesiyle ilgili,

    "önlem için değil, kamuoyunun bu olaylara dikkatini çekmek için yapılmış hareketti, çok yerindedir. böylece kamuoyunun dikkati çekilecek ve terörist hareketlere yer verilmemesi sağlanacaktır, bir örnek teşkil edecektir"

    duygun yarsuvat
  • 22984
    hastane ziyareti sırasında,

    "cesaretinle ve mesleki marifetinle büyük bir kazayı önledin. allah seni ailene bağışladı. tekrar geçmiş olsun diyor, en kısa sürede sağlığına kavuşmanı diliyorum"

    trabzonspor divan başkanı ali sürmen

    "bu terör olayıdır. bu konunun içinde trabzonlu birisinin olmasını istemiyorum. mesleğim icabı benim trabzon'da, sürmene'de, araklı'da ve akçaabat gibi birçok ilçede dostlarım ve arkadaşlarım var. başıma bir şey gelse onların kapısını çalacağım. böyle bir şey bizlere yakışmaz"

    karadeniz teknik üniversitesi farabi hastanesi'nde tedavi gören fb takım otobüsü şoförü ufuk kıran
  • 22987
    "... o eşleşmeden yıllar sonra, 2013 senesinde, iki takım bir kez daha birbirlerini buldu. yine şampiyonlar ligi’nde, çeyrek finalde. bu kez ilk maç real madrid’in evinde oynanacaktı, farklı olarak. real madrid, ilk maçı 3-0 kazandıktan sonra, ümitler epey azalmıştı aslında. ancak galatasaray’ın bir alışkanlığı vardır. taraftarına her zaman, şartlar ne olursa olsun, “acaba” dedirtir. maç saati yaklaşır; galatasaray, o maça 3-0 geride başlayacaktır; ama yine de bir umut oluşur taraftarının içinde. diğer takım taraftarlarının pek fazla bilmediği, anlayamayacağı, hatta sizi çok garipseyeceği bir histir bu. skor toplamda 4-0 olmuş, farkı artırmaya yaklaşan real madrid bulduğu şansları değerlendirememişti. ikinci 45 dakika, o sezonki hatıralar için galatasaray’a teşekkür etme fırsatı sunabilirdi. ama söz konusu galatasaray olduğunda her zaman daha fazlasını düşleyebilirdiniz. ilk maçın ardından kendi performansını “kabul edilemez” gören emmanuel eboue, o maçın intikamını alırcasına ayarladığı adımlarıyla skoru eşitlediğinde, tüm takım santraya koşuyordu. yine de, “acaba” demek için erkendi. fark sadece üçe inmişti. birkaç dakika sonra wesley sneijder’ın altıpastan kaçırdığı gol, yarım kalan bir hikâyenin yıllar sonra hatırlanmayacak notlarından biri olabilirdi. ama hollandalının aklında başka bir şey vardı. karşılaşmanın 72. dakikasında uygulamaya konulan bu plana göre sneijder, takımını 2-1 öne geçiriyordu. “acaba” demek gerekir miydi, yoksa yalnızca iki dakika daha mı beklemeliydik? didier drogba’nın tarihe geçecek topuk golü, hayal kurmamıza izin veriyordu artık. sahadaki rakibin önemi yoktu o dakikadan sonra. galatasaray, çok daha güçlüydü, 15 dakikada 0-1’den 3-1’e getirmişti skoru. real madrid oyuncularının yüzündeki ifade, önlerinde tamamlamaları gereken bir 15 dakika daha olduğunu gösteriyordu. galatasaray, 135 dakikasını 4-0 geride kapattığı eşleşmede taraftarlarına “5, 5, 5” diye tempo tutturmuştu. uefa şampiyonlar ligi çeyrek finalinde, real madrid önünde… jardel’in sayılmayan golü geçerli olsaydı, neler yaşanırdı, cevabı hâlâ dost meclislerindeki sohbetlerde aranan bir soru. peki, drogba’nın ofsayt nedeniyle sayılmayan golünde o bayrak kalkmasaydı?"

    eray sözen
  • 22988
    (gbkz: futbolculuk döneminizde galatasaray ve fenerbahçe'den teklif aldığınız yazılmıştı. bu haberler gerçek miydi?)

    deportivo la coruna'da oynarken galatasaray'dan resmi transfer teklifi aldım. aynı dönemde ispanya'dan ve almanya'dan da teklifler almıştım. 28 yaşındaydım ve önemli bir ligde forma giymek istiyordum. bu nedenle galatasaray'dan gelen teklifi kabul etmedim. tabii ki galatasaray, fenerbahçe ve beşiktaş büyük takımlar. türkiye'de oynamak da çok zevkli olurdu ama ben kariyerimi ispanya ve almanya'da sürdürmek istedim. bu nedenle tercihim bayern münih oldu.

    fenerbahçe'den ise resmi teklif almadım. belki menajerimle temasa geçmiş olabilirler ama doğrudan benimle yalnızca galatasaray temasa geçti. galatasaraylı yöneticiler ile kısa bir görüşme yaptık ve türkiye'de oynamayı düşünmediğini ilettim. ve bu konu kapandı.

    (gbkz: türk futbolu hakkında neler biliyorsunuz?)

    dürüst olmak gerekirse türk futbolunu fazla takip edemiyorum. burada çok yoğun bir işim var. takip ettiğim ligler ispanya ve almanya ligi. türkiye'de yalnızca wesley sneijder ve dirk kuyt'ın önemli maçlarını izlemeye çalışıyorum. galatasaray-real madrid ve juventus-galatasaray maçlarını izlemiştim.

    roy makaay
  • 22993
    --- alıntı ---

    başarılı bir futbolcu olduğumu kocaelispor’la profesyonel olarak çıktığım ilk maçta anladım. 17 yaşımdaydım, sadece son 5 dakika oynamıştım ama geleceğim için önemli bir adımdı.

    futbol hayatımda yaşadığım en mutlu an galatasaray’a transfer olacağımı öğrendiğim andı. kulaklarıma inanamamıştım. imzayı atıp ilk idmana çıkana kadar da şaşkınlığım devam etti. galatasaray çocukluğumun takımıydı ve artık o forma benimdi.

    kariyerim boyunca en çok utandığım an fatih terim’in beni kadro dışı bıraktığı andı. bir maçtan önce seçtiği ilk 11’i özel çalıştırmak için sahaya çıkardı. ben onların arasında değildim. 11’in dışında kalanlarla birlikte çalışmaları izliyordum. suat abi bir espri yaptı, hep birlikte ona gülmeye başladık. fatih hoca düdüğünü çalıp “aslan cihan!” diye bağırdı ve iki hafta kadroya giremedim.

    futbolculuğumda en çok uğraştığım şey başarılı bir sağ bek olabilmekti. hagi beni sağ beke monte etti ve üç yıl da öyle gitti. ondan önce orta sahada oynuyordum. sağ bek olmayı ben istememiştim ama şartlar öyle gerektirince isyan da etmedim. sağ bek olarak başarılı olduğumu düşünüyorum çünkü milli takıma da sağ bek olarak seçilmiştim.

    futbol hayatımda yaşadığım en mutlu an olympiakos maçında attığım golden sonraydı. maçı o golle 1-0 kazanmıştık. daha önce barcelona’ya da gol atmıştım ama 3-1 kaybettiğimiz için sevinememiştim.

    kariyerim boyunca en büyük üzüntüyü galatasaray taraftarının beni ağır eleştirdiği dönemde yaşadım. yine de onların önüne çıkmaktan hiç çekinmedim, eleştirilmeyi normal karşıladım. haksız eleştiriler de oldu ama büyük tepkiler vermedim. çok iyi bir hareket yapsan da küfür edebiliyorlar. o zaman da “sen kim oluyorsun?” diyenler oluyor. galatasaray’da günah keçisi ilan edilmemin sebebini tam olarak bilmiyorum ama basınla iyi ilişkiler kurmamam ve tribüne oynamamam olabilir.

    futbolculuğum boyunca beni en çok sinirlendiren kişi karşılaştığımız her maçta tartıştığım mehmet yıldız’dı. her seferinde kavga ediyorduk. benim de ona karşı hatam olmuşsa kendisinden özür dilerim.

    kariyerim boyunca en başarısız olduğum dönem galatasaray’dan sonra bursaspor’a gittiğim dönemdi. istanbul’da kurduğum hayatı orada yeniden kuramadım. bursa’da yerleşik hayata bir türlü geçemedim. eve çıkmak yerine tesislerde kalmak en yanlış tercihlerimden biriydi. bence hiçbir futbolcu tesislerde yaşamamalı.

    kariyerim boyunca beni en çok tatmin eden sezon, 2005-06 yılında eric gerets’le kazandığımız şampiyonluktu. gerets’in adaletine herkes çok güvenirdi. geçmişte neler yapıp yapmadığınızı önemsemezdi. futbolcularla nasıl iletişim kurması gerektiğini, futbolcularının ne hissettiğini iyi bilirdi ve en önemlisi oyuncularını hiçbir zaman satmazdı. kısıtlı bir kadroyla şampiyon olmamızı da buna borçluyuz.

    futbolu bıraktıktan sonra en çok doğum günümü ailemle kutlayabildiğime sevindim. 4 ocak hep devre arası kamp dönemine geliyordu. futbolcuların etrafında gerçek olmayan bir insan çemberi var. mesleği bıraktığınız anda o çember ortadan kayboluyor. buna hazırlıklı olduğum için sarsılmadım.

    --- alıntı ---

    *

    cihan haspolatlı
  • 22995
    “mali disiplini ele alırsanız sorun çıkmaz. listemizde prof. tayfun akgüner, prof. emre alkin, ibrahim bozan gibi uefa ve ekonomi alanında uzman kişiler var. bülent ünder hocamız da bizim listemizde”

    “ünal aysal pastanın üstünde bir iki çilek olsun dedi. biz ise o çilekleri pastanın içerisine koyacağız. brezilya’da bir kulüple kardeş kulüp anlaşması yapıyoruz. yeni frank ribery’leri getireceğiz. elimizde 25 tane bu potansiyelde oyuncu var.”

    turgay kıran
  • 22996
    "kulübün sahibi genel kurul üyeleridir. oy kullanma hakkı onlardadır. çarşı grubu kulübün sahibi mi? değil. gfb de değil. bizim taraftarımız da değil. onlar takımı itici güç sağlıyorlar. taraftar bir güçtür. onları görmezden gelemezsiniz. dünya kulübü olmak demek tüzük yapısını değiştirmek demek değil. kulübün üye sayısını artırmak bir çare değil"

    "ben çıksam şimdi 10 liraya üye alıyorum desem 10 milyon üye alabilirim. ama kulübü idare edemezsiniz. fenerbahçe'nin 1 milyon üye projesi doğru değil. ne vereblirsiniz bu 1 milyon üyeye? bilet alma önceliği deniliyor. stadın 50 bin kişilik. kaçına öncelik verebilirsiniz."

    duygun yarsuvat

    aman diyeyim kulübün tapusunu alın bir de lisenizden dışarı kız alıp vermeyin!
  • 22997
    "emenike o an taraftarla sorun yaşıyordu. sinirliydi ve kendini kaybetmişti.psikolojisi iyi değildi. saha kenarına doğru gittiğini gördüm. kart gösterdiğim takdirde daha kötü olaylar meydana gelebilirdi. ligimizde ilk kez böyle bir olayla karşılaşıyoruz.''

    fırat aydınus (hakem raporu)

    ‘‘ pozisyon esnasında oyun daha önce durmuştu. emenike'nin formasını çıkarması, saha dışına çıkması ve tekrar girmesi bir bütün olarak değerlendirilmeli ve kart uygulaması yapılmalıydı. pozisyonla ilgili hakem yorumu göz önüne alındığında, kart uygulamasının yapılmaması kural hatası değil, hakem hatasıdır''

    mhk raporu

    (bkz: 22 mart 2015 fenerbahçe beşiktaş maçı)
App Store'dan indirin Google Play'den alın