`- dünya kupası şu an istanbul’da. görmek ister misin?`
“hayır. dünya kupası’nı öpüp havaya kaldırmak istiyorum. kupayı görmek beni heyecanlandırmıyor.”
`- milli takıma geri dönebileceğini düşünüyor musun?`
“samba foot 2013 oylamasında avrupa’da oynayan en iyi brezilyalı orta saha oyuncusu seçildim. scolari’nin beni seçmemesi kalitemle ilgili bir konu değil. kendi tercihi ve saygı duyuyorum. ama dünya kupası’nda oynama hayalim hiç bitmeyecek. tanrı’nın yardımıyla daha çok çalışıp takıma tekrar seçileceğim. buna inanıyorum.”
`- milli takım için seni izlemeye gelen oldu mu?`
“hayır olmadı.”
`- hayalin tekrar milli takıma dönmek mi? brezilya’da düzenlenecek olması da bu hayalini etkiliyor mu?`
“hayalim brezilya’yla dünya şampiyonu olmak. turnuvanın nerede düzenlendiğinin önemi yok. brezilya veya çin… konfederasyonlar kupası’nı kazandım, harika bir duyguydu. dünya kupası’nı da kazanmak istiyorum.”
`- 2010 dünya kupası’nda yaşananlar seni hala rahatsız ediyor mu?`
“hayır. bu konudan hiçbir zaman rahatsızlık duymadım. tamamen basının yarattığı bir durumdu. fifa oylamasında en iyi çok yönlü oyuncu seçildikten sonra hakkımda o kadar haber yapıldı, insanlar beni o kadar çok eleştirdi ki… birini eleştirmek istiyorsanız bir şekilde eleştirecek bir açığını bulursunuz. herkesi memnun etmeniz imkansız. ben ve ailem mutluyduk, en önemlisi de bu.”
`-sneijder’le galatasaray’da buluşmanızı ironik buluyor musun?`
“ironik olduğunu düşünmüyorum. dürüst olmak gerekirse birlikte oynamaktan çok mutlu olduğum bir oyuncu. çok iyi bir insan. biz kupayı sneijder’e kaybetmedik, hollanda’ya kaybettik.”
`- iyi arkadaş mısınız?`
“ben çok sıcak bir insanım. kulüpte birçok yakın arkadaşım var. sneijder de bunlardan biri. ispanya’dan bu yana karşılıklı oynuyorduk. şimdi takım arkadaşıyız. o real madrid’deyken ben almeria’daydım. sonrasında italya derbisi derken galatasaray… çok iyi anlaşıyoruz. o da benim gibi italyanca ve ispanyolca konuşabiliyor. kulüpte hep beraberiz. günlük hayatta buluşmak daha zor oluyor çünkü wesley’in şehir merkezinde oturduğu yer bana oldukça uzak.”
`- 2010′daki maçla ilgili sneijder’le konuştunuz mu?`
“hayır, hiç konuşmuyor. beni iyi tanıyor. o konuda konuşmaktan hoşlanmayacağımı biliyor. oyundan atılmak değil ama yenilgi beni çok üzmüştü. ne yazık ki futbolda böyle şeyler oluyor.”
`- flamengo’ya dönmeyi düşünüyor musun?`
“flamengo’ya olan bağlılığım oldukça fazla ama geri dönmeyi düşünmedim. bir gün flamengo’da copa libertadores için savaşmak isterim ancak gelecekle ilgili konuşmak zor. ne olacağını bilemeyiz. benim bir flamengo taraftarı olduğumu herkes biliyor. aynı zamanda ben bir profesyonelim. sao paulo’yu da seviyorum. orda da oynayabilirim. ama flamengolu olduğum unutulmasın. gelecekte neden olmasın?”
`- galatasaray’la olan kontratın bittiğinde brazilya’ya dönmeyi düşünür müsün?`
“şu anda hayır. galatasaray’la şampiyonlar ligi’ni kazanmayı düşünüyorum. yapabilecek güçteyiz. galatasaray, efsane olmak istediğim çok büyük bir kulüp. ben burada kalıp savaşmak, tarih yazmak niyetindeyim ama kulüp satmak isterse bilemem. gelecekte ne olacağını bilmiyoruz. ama tarih yazmak fikri kulağa çok hoş geliyor.”
`- avrupa’da başka kulüplerden teklif aldın mı?`
“buradaki ilk yılımdan sonra bayern münih teklifte bulundu. ama teklif çok düşük olduğu için anlaşamadık. onlar da javi martinez’i transfer etti. ciddi olan tek teklif buydu.”
`- bayern’le her şeyi kazanmaya çok yaklaşmıştın diyebilir miyiz?`
“kesinlikle. galatasaray’la anlaşma serüvenimiz çok uzamıştı. galatasaray işi çok ağırdan alıyordu. bir dönem gerçekten ayrılmayı düşündüm. daha sonra fatih terim’in beni ısrarla istemesi üzerine yöneticiler beni aradı. bu gelişmeler üzerine bayern’le görüşmeleri dondurduk. galatasaray ile şampiyonlar ligi’ni kazanamadık ama türkiye’deki bütün kupaları kazandık. burada ulusal bir kahramanım.”
`-galatasaraylı birçok taraftarla konuştuk ve hepsi seni çok sevdiklerini söyledi. bunu nasıl karşılıyorsun?`
“ilk olarak kazandığımız başarıların bunu sağladığını söyleyebilirim. türkiye’de kazanılabilecek ne varsa kazandık. ardından profesyonelliğim ve mesleğime verdiğim önem. taraftarlar, futbolcuların hep üst seviyede oynamasını istiyorlar. ben de böyle oynamaya çalışıyorum. beni “pitbull” olarak biliyorlar. içerde real madrid’e 6-1 yenildiğimiz maç sonrasında taraftarlar beni alkışları, çünkü süreklş koşan, savaşan ve kazanan oyuncular istiyorlar. dışarı çıktığımda bana çok büyük ilgi gösteriyorlar. sadece galatasaray taraftarları değil, diğer takım taraftarları da ilgi gösteriyor. bugün kendimi “
ulusal bir kahraman” olarak adlandırabilirim. chelsea’ye karşı iki kırık kaburgayla oynadım. burdaki taraftarlar bunun önemini biliyorlar. 40 derece ateşle oynamak gerekiyorsa oynarım.”
`-galatasaray’da kaptan olmak ister misin?`
“şu anda zaten kaptanım. kaptan olmak pazubandı koluna takmak değildir. pazubandı da taktım ama bu beni farklı şekilde etkilemedi. drogba’yla bile konuşsam beni dinleyip, saygı gösteriyor. bu saygıyı, antrenmanlara yaz-kış, yağmur- çamur demeden zamanında gelerek edindim”.
`- drogba’yla maç içinde nasıl konuşuyorsun? neler diyorsun?`
“oyundan oyuna değişiyor. o da bana tavsiyelerde bulunuyor. örneğin bir mücadelede topu kazanması gerekiyor ve ve kazanamamışsa bunu kendisine söylerim. o da bir daha ki sefere daha dikkatli olacağını söyler. bunlar çok doğal maç içi konuşmalar.”
`- drogba nasıl bir insan?`
“çok iyi, çok kaliteli bir insan. kazanabileceği her şeyi kazanmış. saha dışında tam bir dost.”
`- türkiye’deki hayatın nasıl? neler yapıyorsun? nereleri geziyorsun?`
“aslında hiçbir yeri gezmedim. kapalı çarşı’ya gitmek isterim. çok merak ediyorum orayı. buradaki hayatımı seviyorum. insanlar çok sıcak, restorantlar oldukça kaliteli, güzel yemekler yapıyor.”
felipe melo dünya kupası'nın istanbul'da bulunması nedeniyle globesperto.com'a verdiği röportajdan.
kaynak:
http://gss.gs/nIn