denizli açık futbolu severdi. bitime 20 dakika vardı. monaco feci şekilde bastırıyor, biz ise hâlâ tanju ve uğur’la oynuyorduk. mustafa hocaya döndüm, “hoca değiştir şu forvetleri, bize defans lazım.” dedim. iki dakika sonra metin hazırlandı oyuna girecek, tabela bir kalktı, 8 numara. ben inanamadım. çünkü, sahanın en iyisiyim. ben çıktım, birkaç dakika sonra george weah golü attı. hele son 10 dakika bizim kaleyi allah korudu.
steau bükreş ile oynadığınız yarı finalde neden hüsrana uğradınız?
niye olacak, denizli’nin yüzünden tabii. benim en çok yandığım steau bükreş maçıdır. bizim mustafa hoca gitti, onların lig maçını izledi, geldi. bize, “bu iş tamam, kesin eleriz. hücum oynayacağız.” dedi. ben de steau’nun maçlarını videodan izleyip 10 sayfalık rapor hazırladım. “hoca, bükreş’te tanju oynamaz, uğur ile çıkalım. defansa adam koyalım.” dedim. bana kulak vermedi. üstelik muhammed de oynamadı. oynasa hagi’yi tutardı.
hagi o zaman takımın yıldızıydı...
steau, çavuşesku’nun takımıydı. hagi de takımın patronu. ilk yarı 2-0 geri düştük. 2. yarının başında gol attık; ama hakem ofsayt diye saymadı. halbuki alâkası yok. belli ki hakemi bağlamışlar. izmir’deki rövanşta da berabere kaldık ve elendik. steau finalde gitti milan’a 4-0 yenildi. halbuki denizli beni dinlese finali biz oynardık.
cevad prekazi