cristiano ronaldo: beni sürekli ayrılmaya zorladılar, kötü gidişattan beni sorumlu tuttular. sadece teknik direktör değil, kulübün çevresindeki bazı kişiler bunu yaptı. ihanete uğramış gibi hissettim.
futboldaki en önemli şey taraftarlar, onlar her zaman benim yanımda oldular. bunu sokakta yürürken hissediyorum. beni çok takdir ediyorlar. benim için taraftarlar herşey demek.
manchester city'ye çok yakındım,
pep guardiola beni ikna etmek için çok uğraştı.
manchester united ile bir tarihim var, kalbim hislerim... ayrıca
sir alex ferguson. işi değiştiren bunlar oldu, ferguson manchester united'a dönüşümde anahtar rol oynadı. manchester city'ye çok yakındım, ama imza atsam sadık biri olmazdım. bu bilinçli bir karardı, hiçbir zaman geri döndüğüm için pişman olmadım. geri dönüşümde en önemli pay
sir alex ferguson'undu.
sir alex ferguson beni aradı, ''
manchester city'ye imza atamazsın, bu imkansız, '' dedi. bende sadece ''tamam patron,'' dedim. kararımı değiştirdim. ben hala
manchester united'a dönüşümün o günden bakınca doğru karar olduğunu düşünüyorum. manchester united'a geri dönmek inanılmazdı, kulüpteki hiçbir şeyin gelişmediğini imza attığım hafta anladım., "picasso, 'yeni bir şeyler yapmak için önce bazı şeyleri yıkmanız gerekir' demişti. eğer buna benimle başlayacaklarsa net bir şekilde söylüyorum, hiç sorun değil...
"dünya benim hakkımda konuşuyordu. 'cristiano ait olduğu yere, evine geri döndü' diyorlardı.
old trafford'a geri dönmek, taraftarlar için oynamak, 2 gol atmak harika şeylerdir. hayatım boyunca unutamayacağım bir gündü. taraftarlar, o ilk maçta tekrar 'viva ronaldo' diye bağırdılar.
manchester united taraftarı benim için her şey demek. messi de dahil olmak üzere o ilk 24 saatte en çok forması satılan oyuncu olmaktan çok mutluydum. ben rekorları takip etmem. rekorlar beni takip eder. "
manchester united'a imza atıp geri döndüğüm gün, her şeyin geliştiğini düşünmüştüm. ayrılalı 13 yıl olmuştu. geldiğimde, her şeyin farklı olacağını hayal ettim. bilirsiniz teknoloji, altyapı, duşlar vs. şaşırdım. kötü anlamda şaşırdım. her şey aynı kalmıştı. manchester united'daki istikrarsızlık beni çok şaşırttı. ole gunnar solskjaer hakkındaki düşünceleri 1 saatte değişti. o yaz sancho'yu, varane'ı ve beni almışlardı. manchester united olması gerektiği gibi diye düşünmüştüm. sir alex ferguson kulüpte çok büyük bir boşluk bıraktı. sadece ferguson değil
david gill gibi iyi bir adamın ayrılığı da etkilemiş. bu yüzden manchester united'ın bir noktada aynı kulüp olmadığını biliyordum. ole gunnar solskjaer'i görevden aldıktan sonra, kimsenin anlamadığı bir şekilde sportif direktör ralf rangnick'i getirdiler. bu adam teknik direktör bile değil. manchester united gibi büyük bir kulüp bir sportif direktör getiriyor sadece beni değil tüm dünyayı şaşırttı."
manchester united'da gelişim sıfır! real madrid ve hatta juventus ile bile karşılaştırılamaz. dünyanın geri kalanını, teknolojiyi, eğitim, beslenmeyi takip etmiyorlar. eskisinden daha iyi durumda değiller. manchester united, real madrid ve juventus'un çok gerisinde. bu boyuta sahip bir kulübün zirvede olması gerekir ama maalesef değiller. o seviyede değiller. umarım, önümüzdeki yıllarda manchester united yeniden zirveye çıkar. neler olduğunu, yaşandığını bilmiyorum ama sir alex'ten sonra kulüp bir adım bile ileri gidememiş."
"sürekli kazanmak isteyen bir kulüpteyim. tecrübelerimle bu kulübe yardım etmek istiyorum. bunu kabul etmeyen bazı antrenörler var, bu da işin bir parçası. genç oyuncular, tecrübelilere saygısızlık yapmıyorlar. doğru kelime 'saygısızlık' değil ve bu farklı bir nesil. hiç aç değiller, onlar için işler fazla kolay. hiç acı çekmemiş gibiler. genç oyuncuların önünde dünyanın en iyilerinden biri var ve hiç örnek almıyorlarsa bu benim için utanç verici olur. ben 18-19 yaşımdayken
ruud van nistelrooy,
rio ferdinand ,
roy keane ve
ryan giggs takip eder, örnek alırdım. bu yüzden bu zihniyete sahibim. bedenime, zihnime, aklıma dikkat ediyorum. çünkü ben o adamları örnek aldım. ben bu işi onlardan öğrendim."
en gençleri bir kenara çekip öğütler veren biri değilim. ben yaptıklarımla örnek olmaya çalışırım. her sabah tesislerde olan ilk kişi olmaya çalışırım. tesislere ilk gelen ve son çıkan her zaman benim. ben örnek olmayı seven biriyim. bazıları beni takip ediyor ama çoğunluk etmiyor. umursamıyorlar. bence umursamayanların kariyerleri çok uzun sürmeyecek. benim neslimin çoğu rahatlıkla 36-37 yaşına ulaşıyor ama bu yeni jenerasyon o yaşları göremeyecek
erik ten hag'ı manchester united'a gelmeden önce çok az tanıyordum, ajax'ta yaptığı işlerden. biraz... ona saygı duymuyorum, çünkü o bana saygı duymadı. bana saygı duymuyorsan ben de sana saygı duymam cristiano ronaldo'yu eleştirmek, diğerlerini eleştirmekten daha kolaydır. dipteyken ve zirvedeyken, daha önceden göremediğiniz şeylerin farkına varırsınız. kötü anlarıma da minnettarım. kimin yanımda olduğunu, kimin sırt çevirdiğini görürüm.
sosyal medyada en çok takip edilen kişiyim. bu sadece iyi futbolcu olduğum için değil, karizmatik olmamla da alakalı bir durum. bence yakışıklı olmam da buna sebep oluyor. gerçek sebebini bilmiyorum ama sanırım insanların tatmak istediği bir meyveyim. gary neville'ın eleştirilerini gördükçe şaşırıyorum. beni neden bu kadar ağır eleştirdiğini bilmiyorum. muhtemelen beni kıskanıyor. kariyerini 30'lu yaşlarının ortasında bitirdi. ben ise hala en yüksek seviyede oynuyorum. ondan daha iyi görünüyorum. bu doğru. neville benim arkadaşım değil, meslektaşım. birlikte futbol oynadık ama daha fazlası değil. onla asla yemek yemem. soyunma odasında senle yan yana durmuş birini nasıl bu şekilde eleştirirsin, anlamakta zorlanıyorum.
wayne rooneybeni neden bu kadar çok sık eleştirdiğini bilmiyorum. sanırım ben hala en üst seviyede futbol oynarken, futbolu bırakıp emekli olduğun için olsa gerek. bir doğruyu ise dile getirmeyeceğim, o doğru ise; ondan daha iyi göründüğüm"
kızım hastaneye kaldırıldığında kulübüm yanımda olmadı, beni desteklemedi. benden şüphe ettiler, empati eksikliği gösterdiler. bebeğim sürekli benimle. külleri benimle birlikte. babam da öyle. buradaki evimdeler. hayatımın geri kalanı boyunca yanımda olacaklar. onları denize atmayacağım. yanımda kalacaklar. evimde küçük bir şapel var. babamı ve kaybettiğim oğlumu orada tutuyorum. onlarla her gün konuşuyorum. onlar benim yanımdalar. daha iyi bir insan olmama yardım ediyorlar. ingiliz halkına, oğlumu kaybettiğimde bana verdikleri destek için teşekkür ediyorum. bana yardımcı oldular. kraliçe elizabeth, bana mektup yazdı. beni çok şaşırttı. ingilizler'i seviyorum ve saygı duyuyorum, bana hep sahip çıktılar. hayatımın o en zor anında."