• 35405
    “düşmanlar bizim karşımızda birleşti dost oldu. geçen sene amatör demiştim onlara bu sene görüyoruz ki daha profesyonel bir cephe kurulmuş. bunun karşısında galatasaray camiası tek vücut durmak zorunda, başka bir seçenek yok.”

    “bakın bugünkü maça galatasaray adına hiçbir şey yok maçta. kendi hatalarımızla golleri yedik. enterasan bir maç oldu. kayserispor da kendisinden beklenenden daha iyi mücadele etti. şampiyonu yenmek herkes istiyor bunu biliyoruz bu doğal.”

    “oyunumuzun üstüne koyarak geliştirmek zorundayız. bu sene şampiyonlar ligi’nde daha iyisini yapmak istiyoruz. iki tane birer milyarlık takımlardan bahsediyoruz. iyiymiş kötüymüş bu takımlar falan. bu iki takım da çok büyük takım. brugge bile 23m’a oyuncu alıyor. bizim öyle bütçelerimiz yok.”

    “bu akşam kayseri’de yardımcı antrenörümün başı yarıldı. ağzımızı açmadık. peki bu asy’de olsaydı ne denecekti? başımız neler gelecekti? ne manşet atılacaktı? ben söyleyeyim size 'skandal' yazılırdı.”

    “bu sene galatasaray’ın maçları böyle geçecek anlaşıldı. dışarda bu ortam kurulmuş ve bizi buraya getirdiler. bunu çok açık ve net görüyoruz.”

    fatih terim

    (bkz: 30 ağustos 2019 kayserispor galatasaray maçı)
  • 35407
    "çok sevinçliyim, çok iyi bir kura çektik. lokum gibi kura. çünkü psg ve real madrid'in eski hali yokmuş. kuradan çok memnunuz."

    "bir oyuncu kendi mevkisine bir oyuncu gelmesinden rahasızlık duyabilir. her şeyi de buna bağlamamak lazım. diagne rahatsızlık duyuyorsa ikişer, üçer, birer atar. profesyonel bir hayat var. sadece onun için değil yarın başka arkadaşlarımızla da yollarımızı ayırabiliriz."

    "bizim sadece santrfor ihtiyacımız yok, onu da inşallah pazartesi akşamına kadar yine halledeceğiz. bir sürpriz yapabilir miyiz, evet, hiç kimse olamayabilir mi, olmayabilir, alışkın mıyız, evet, oynar mıyız, oynarız."

    fatih terim
  • 35408
    "dünkü maçı g.saray 3-2 kazandı. rakip 8 kişi kaldı, g.saray ise 10... kartlar doğruydu, yanlıştı; buraya yazmaya kalksak sütunlar yetmez... bir de falcao var... işler resmen arapsaçına döndü.

    türkiye'de futbolu seyreden insanları artık iyice aldatma devri başladı. eskiden de aldatıyorlardı ama bu kadar değil. niye biliyor musunuz? devre oluyor ya da maç bitiyor, topla oynama sürelerini yazıyorlar, ısı haritası veriyorlar; veriyorlar da veriyorlar..
    g.saray 3-2 kazandı. rakip 8 kişi kaldı, g.saray 10.. kartlar doğruydu, yanlıştı; buraya yazmaya kalksak sütunlar yetmez..
    yayıncı kuruluş da nasıl olsa bunları vermiyor. onların da kafalarında nasıl olsa bir şeyler vardır.. kardeşim siz de adalet falan istiyorsunuz ama sonra da "bu işten fazla para kazanamıyoruz başakşehir'in tek başına g.saray ile şampiyonluğa oynaması zevkli olmuyor.. bu işin sonuna kadar f.bahçe, beşiktaş, g,saray ve trabzonspor olursa biz de bu işten para kazanırız" mantalitesi varsa eğer; o zaman söyleyin dört büyükler bir tarafta oynasın, diğerleri öbür tarafta..
    öyle enteresan şeyler duyuyorum ki, inanılır gibi değil.. geçen hafta diagne bir penaltı yapıyor dirseğiyle, uilenberg eğitimde demiş ki, "bu pozisyonlara penaltı vermeyeceksiniz!" ekuban ile mina'nın pozisyonunda, ekuban şiddetli ve tehlikeli bir dirsek yiyor;
    uilenberg'e göre bu pozisyon da griymiş!.
    beyler, bunlar bizi aptal yerine koyuyorlar. uilenberg "bu olmaz, bu gri" diyor ama kendisi yeşilleri (!) götürüyor.. helal olsun onlara..
    bu film bu sene erken başladı, nasıl devam edeceğini hep beraber göreceğiz. ama bir yerlerde bir şeyler oluyor, bir şeyler yapılmaya çalışılıyor; hep beraber göreceğiz!
    g.saray 8 kişi kalmış takımdan, uzatmanın son saniyesinde bile gol yiyecekti. şunu çok net söylüyorum, g.saray çok kötü oynuyor. 'biz pas yapıyoruz' iddialarına bıraksınlar. inanılmaz sakat işler yapıyorlar. biraz düzgün bir takım, g.saray'ı perişan eder.
    g.saray'da sahanın içinde bir otorite yok, futbolcular başıboş oynuyor. futbolun kuralları vardır.
    defans adamı topu tutar tutmaz, ikinci bölgeye yani orta alana yollar, eveleyip gevelemez.. orta saha hazırlık bölgesidir.. sen savunmada bir hata yaparsan, kurtuluşun yoktur. g.saray defansı her hafta aynı işi yapıyor. seyirci de seyrediyor, fatih terim de..
    g.saray tat vermiyor. dün akşam kazandılar ama nasıl kazandıkları meydanda. 14 sarı, 5 kırmızı kart olan bir maç. hangileri doğru, hangileri değil; oturup kare kare seyretmek lazım. nasıl olsa görüntüler yok, vermiyorlar.
    kamuoyu da bunları öğrenemez.
    şu falcao olayı, hem g.saray camiasını bozdu, hem fatih terim'i, hem de takımı.. iş öyle bir hale geldi ki; falcao gelecek, bütün dertler bitecek hikayesi söylenmeye başlandı. bu oyuncular şampiyon olmuşlardı. ama herkes falcao'nun peşinde. yöneticiler de dahil! bir de omuzuna el atıp fotoğraf çektirince, işler daha şahane oluyor ve sonunda arapsaçına dönüyor.
    arap saçına döndüm, çöz beni arapsaçı. çivi çiviyi söker, budur bunun ilacı.. bu, arapsaçı adlı parça.. kim çözer bilemiyorum;
    fatih terim mi, falcao mu?
    türkiye'de yeni bir ortaya oyunu da başladı, gizlene gizlene.. herkes onu da merak ediyor. eğer öyle ise, sonumuz tam bir arapsaçı olur ve çözülecek gibi olmaz!."

    erman toroğlu *
  • 35409
    "galatasaray taraftarının aklı-hayali 'ha geldi, ha gelecek...' diye günlerdir yolunu gözlediği falcao'da...
    bu çok normal. çünkü bir dünya yıldızının galatasaray'a gelmesi artık an meselesi...
    ama galatasaraylı futbolcular da lig başladığından beri 'falcao gelecek, dertler bitecek' düşüncesi ile oynuyorlar... en uçta oynayan ama maçın ilk yarısında tel tel dökülen diagne, izleyenlere 'geçen sezon bu adam nasıl 30 gol atmış?' dedirtiyor. o geçen sezonun ikinci yarısında öve öve bitiremediğimiz luyindama'ya neler oldu böyle? ilk yarıda kayserispor'un golünü atan pedro henrique'ye öyle bir asist yaptı ki...
    galatasaray'ın bir oyun aklı, lideri yok sahada. bloklar arasında bağlantıyı kuracak, pas istasyonları oluşturacak bir sistem arayışında sarı-kırmızılılar...
    fatih terim, ilk yarıda sahada adeta hayalet gibi dolaşan, ne hücuma, ne savunmaya hiçbir katkısı olmayan diagne'yi kenara alarak; ikinci 45'e emre mor'la başladı. çok doğru bir hamleydi bu. çünkü galatasaray ilk yarıya diagne yüzünden 10 kişi oynamıştı adeta.
    ikinci yarıya da coşkulu başlayan taraf evsahibi kayserispor'du.
    mensah'ın kaçırdığı bir gol var ki...
    adebayor çok büyük bir usta...
    sahada olması bile kayserisporlu oyunculara müthiş özgüven kazandırmış.

    galatasaray, en net pozisyonunu (karşı karşıya) 55'te belhanda ile yakaladı ama kötü bir vuruş yaptı. ardından baskıyı artıran galatasaray, babel ile golü buldu. ama bu gole var kontrolü sonrasında ofsayt kararı çıktı. bana ofsayt gibi gelmedi bu pozisyon.
    ceza sahasındaki babel- abdennour pozisyonunda penaltı vardı. abdennour elle oynuyor çünkü. var'dan da kaçmadı zaten. belhanda'nın penaltısı skora dengeyi getirdi. ikinci yarıda yorulan ve geriye yaslanan kayseri, bunun faturasını gol yiyerek ödedi. emre mor'un oyuna girmesi galatasaray'ı kendine getirdi.
    pedro henrique de abdennour gibi ikinci sarıdan kırmızı kart gördü. 73'te kayserispor 9 kişi kaldı. maç artık tek kaleye döndü. bitime çok az bir süre kala babel, galatasaray'ı öne geçiren golü attı. emre mor'un 89'uncu dakikada art arda 2 sarı kart görerek oyun dışı kalması çok dramatikti. ama hakem mustafa öğretmenoğlu'nun gösterdiği 2. sarı kart çok ağırdı.
    kayserispor'un 2. golünden önce marcao'ya yapılan bir hareket vardı. var odası golü verdi.
    90+5'te umut bulut da 2. sarıdan oyun dışı kaldı. galatasaray, maçı 8 kişi tamamlayan kayserispor'u 90+9'da adem büyük'ün attığı golle yendi. maçta kırmızı kartlar havada uçuştu.
    ama galatasaray, geride kalan 3 haftada tam 4 kırmızı kart görüyorsa sorun büyük demektir!"

    zeki uzundurukan *
  • 35410
    "belki klasik olacak ama deveye "boynun neden eğri?" diye sormuşlar.
    deve de "nerem doğru ki!" demiş.
    galatasaray'ın neresinden tutsan elinde kalıyor. oyuncular birbirlerine yardım etmiyor.
    başta luyindama olmak üzere herkes kafasına göre hareket ediyor. luyindama'nın rakibe hediye gol pası tam bir laubalilikti.
    luyindama zeki bir oyuncu değil sadece gövdesiyle ve fizik gücüyle oynamaya çalışıyor. luyindama kendini vazgeçilmez sanıyor.
    toplama bir takım yapıp sahaya sürsen galatasaray kadar kopuk, dağınık, düzensiz ve disiplinsiz hareket etmez. galatasaraylı oyuncular zihinsel olarak travma yaşıyor. diagne, arkadaşlarının rahat pas vermesi adına kendine pozisyon yaratması gerekirken çakılı kalıyor.
    "ruh" gibi davranıyor.
    fernando, onyekuru ve n'diaye'nin yerine yapılan transferler galatasaray'da kadro mühendisliğinin yanlış olduğunu gösteriyor. feghouli dışında rakip üzerine gidip çalım atacak hızlı bir oyuncu yok. galatasaray'ın iki etkili pozisyonunda feghouli'nin çabası vardı. herkes topu ayağına beklediği bir anlayışla üstelik durarak ve ağır oynayarak başarılı olamazsın.
    galatasaray'ın öncelikle n'diaye gibi savaşçı ve onyekuru tipi çabuk oyunculara ihtiyacı var.
    çakılı oynayan diagne'nin doğru bir kararla çıkarılıp çabuk oyuncu emre mor'un girmesi galatasaray'ın etkili ve hızlı hücum yapmasını sağladı. emre'nin kanat atakları kayseri savunmasının dengesini bozdu. babel'in sayılmayan ofsayt golü galatasaray'ın skoru döndürme adına kıpırdanmasını sağladı.
    abdennour'un hediyesi olan penaltıyı belhanda gole çevirip skoru dengeledi. kayserispor'un 8 kişi kalması galatasaray iyi değerlendirdi. babel'in ve belhanda'nın iyi oyunları galibiyet getirdi.

    not: fatih terim donk'a büyük haksızlık yapıyor. çünkü donk sahada yüreğiyle mücadele ediyor ve takıma sinerji veriyor.
    ayrıca iki stoperden de daha önde görünüyor."

    levent tüzemen *
  • 35411
    "son yılların en saçma 90 dakikasını izledik. bu bir film olsa senarist ile yönetmeni defterinizden siler, sinemaya küsersiniz. ilk 15 dakikada 8 faul yapan iki takım, seri'nin yokluğunda neden ve nerede oynadığını bilmeyen, aslına bakarsanız galatasaray kadrosunda olması bile şüpheli bir ömer bayram... rakibin hızını kesmek için faullere başvuran ve ileride çoğalamayan bir kayseri... ardından luyindama'nın asisti ve umut bulut ile ikiyi bulacakken tek farkla soyunma odasına giden kayserispor... galatasaray'ın az sayıda oyun ezberi vardı, onu da yitirmiş. kağıt üzerinde ömer bayram 8 numarada başladı ama daha ilk 10 dakikadan itibaren babel, santrfor arkasına kaçınca kendini sol açıkta buldu. asistlerin asistleriyle meşhur belhanda'nın sahada gezindiği, diagne'nin "falcao gelsin kurtarsın sizi" umursamazlığıyla geçen bir ilk 45 dakika... emre mor'un oyuna girişi, geride olan galatasaray'ın santrforunu oyundan alması, teknik kadronun da yönetime sert falcao mesajıdır... evet, galatasaray ikinci yarıda bir şeyler yaptı ama kayseri de kaybetmek adına her şeyi... penaltı, kırmızı kart, ardından 9 kişi kalan karaman'ın ekibi maçı rakibine armağan etti ama galatasaray öyle bir plansız ki bu hediyeyi da kabul etmekten uzaktı. zor olanı başardılar, 9 kişiden beraberlik golünü yediler. umut bulut atıldıktan sonra aslında ilk 11'de başlaması gereken adem büyük son noktayı koydu."

    bülent timurlenk *
  • 35412
    "galatasaray her yönüyle kötü oynadığı ve de skor dezavantajına düştüğü ve son bölümü komedi filmine dönen maçı kayserispor'un ikinci yarıdaki büyük taktik hatası ve iki futbolcunun gereksiz gördükleri kartlarla ihraç olmaları sayesinde kazandı. ilk yarıda galatasaray oyunu sürekli karşı alana domine ettiği halde üretkenlik sağlayamadı. bunun birçok nedeni vardı. önde rakibin iyi yerleşimli, kenarları iyi kapattığı alan savunması... ikincisi de hiçbir şey yapmayan, adeta karşı stoperleri rahatlatan ve ona yakın oynayan babel'in önünü tıkayan diagne yüzünden. bunların en etkili isimleri feghouli ve ömer bayram. luyindama'nın çok büyük hatasıyla da galatasaray beklemediği bir gol yedi. eğer muslera devre sonunda yüzde yüzlük golü kurtarmasa işler çıkmaza girerdi. ikinci yarıda ilk yarının mükemmel taktisyeni hikmet karaman neden bunu bozdu aklım almadı. aynı alan daraltan savunmaya devam edeceğine, ayağa paslarla üçüncü bölgeye açılan ve orada toplar kaybedip rakibine genişlik bırakan bir kayseri gündeme geldi. bir de buna penaltı ve kırmızı kart eklenince saha içi dengeler galatasaray'a döndü. hemen ardından rakip 9 kişi kalınca da galatasaray iyice rahatladı. fakat bundan sonra kayseri 18'inde kümelenince galatasaray sayısal üstünlüğüne rağmen pozisyon bulamıyordu. ve şans golü ile skor avantajını yakaladı. her şey bitmiş görünüyordu ki 9 kişilik kayserispor duran toptan beraberliği sağladı. ama uzatmanın son saniyesinde terim'in son hamlesi olan adem büyük fırsatçılığını konuşturarak galibiyeti getirdi. bu şartlardaki son saniye galibiyeti çok önemliydi. eğer 9 kişiye karşı 2 puan kaybedilseydi kolay kolay kapanmayacak yaralara sebep olabilirdi."

    ömer üründül *
  • 35413
    "galatasaray'ın gittiği her deplasmanda, fatih terim'in ekibine saldırılar olmaya başladı. denizli'de hasan şaş, kayseri'de ümit davalar ve emre hoca saldırıya uğradı. bunlar bilinçli mi yapılıyor acaba?"

    "italya'da inter ve milan, juventusa karşı ittifak kurmuyor, almanya'da bayern münih, fransa'da psg'ye karşı ittifaklar yok. türkiye'de galatasaray 2 sene şampiyon oldu, asla bir araya gelmez dediğimiz takımlar hemen galatasaray'a karşı organize oldu. galatasaray'ın kayseri'de hakkı yeniyor, hakem galatasaray'ı kollamış gibi algı yapılıyor"

    nevzat dindar
  • 35414
    "ağustos maçları biraz böyledir, teknik adamlar transfer ihtiyaçlarını yönetime kadro seçimleriyle iletirler.
    dün herkes kartlara, verilen-verilmeyen gollere odaklanacak ama bence antrenörlerin ajandaları farklı: dün kayseri’de tam 4 kaleci kadrodaydı. bir resmi maçta dünya rekoru olabilir bu! galatasaray’da da göbekte göbekli ömer, hücumda da adebayor’dan kafaca yaşlı diagne seçimleri, birer mesaj içeriyor. terim, acil transfer istiyor.

    diagne’li 45 dakikada paralize bir galatasaray izledik dün. ikinci-üçüncü bölge geçişi sadece feghouli’ye bağımlı bir galatasaray. ikinci devrede de belki mükemmel oynamadılar ama babel’in ileri uçta olduğu bölümün bilançosu şu: bir gol attı, bir penaltı yaptırdı, iki golü sayılmadı, abdennour’a iki kartı da o göstertti. ama terim’in son oyuncu değişiklik hakkını jimmy-yunus değil linnes’ten yana kullanmasından anlaşılan şu: terim, kadrosunu yetersiz buluyor. sadece falcao da değil, daha fazlasını istiyor.

    bu arada sonuçtan bağımsız iki detaya parantez açmak lazım: birincisi, nzonzi... bunca kötünün içinde yine ayakta kaldı. oyunu biliyor, galatasaray’ın kaybettiği toplarda doğru yerde olmayı başarıyor. muhtemelen en az fernando kadar katkı yapacaktır sarı kırmızılılara. 30 yaşında ama galatasaray’ın 500 bin euro opsiyonla ikinci bir yıl daha kiralayabildiği kontrat makul. halen milli takım oyuncusu. üstelik fransa’nın merkezde pogba, kante, ndombele, matuidi, tolisso, rabiot, capoue, doucoure ve daha fazlasından oluşan süper bir havuzu varken.

    ikinci detaysa, daha can sıkıcı: 1’inci dakikada ömer, 5’te rienstra, 6’da henrique, 7’de feghouli, 8’de adebayor, 9’da henrique, 10’da ömer... bunlar keşke maçtaki şut dakikaları olsaydı! ama maalesef faul dakikaları bunlar. ben bir yerden sonra not almayı bıraktım, ama mesela henrique faul yapmayı bırakmadı! 48’de feghouli hızlı hücuma çıkarken çekip indirdiği hareket, tam 6’ncı faulüydü. türkiye’de ilk 1 saatte kart çıkarılması yasak olduğu için(!), tek başınıza rahatlıkla 48 dakikada 6 faul yapabiliyorsunuz bu ligde. sonra “gençler neden süper lig izlemek istemiyor” diye hayıflanıyoruz. bu oyuna olağanüstü gönül bağı olmayan bir gencin para verip “faul arası futbol” izlemek istememesi çok doğal bence.

    maç çığırından nasıl çıktı?

    “faul arası futbol”u biraz daha detaylandırayım: dünkü ilk bir saatte (yani 11’e 11’ken) kayserispor toplam 16 faul yaptı. bunların 13’ünü ikinci ve üçüncü bölgede yaptılar. ilk bir saati henrique 6, adebayor ve mensah 3’er, rienstrea 2 faulle geçtiler. bunların hepsi orta saha ve hücum oyuncuları. (henrique kırmızı kartı, sekizinci faulünde gördü)"

    uğur meleke *
  • 35415
    "bu sezon süper lige iyi başlayamayan bir galatasaray seyrediyoruz... futbolcular sahadaki bütünlüğünü kaybetmişler. o kadar büyük hatalar yapıyorlar ki, gerçekten fatih terim’in işi çok zor...
    daha maçın başında muslera ile luyindama topa yükseliyorlar, hata muslera’da mı, luyindama’da mı onu bilmiyorum ama aralarında bir anlaşmazlık var. top luyindama’nın kafasından rakibe gitse maça mağlup başlayacaklar. affedilir gibi değil... yenen gole bakıyorsun, luyindama’nın önünde üç tane futbolcu boş... adam neredeyse orta sahadan kalecisine bakmadan geri pas veriyor. şampiyonlar ligi’nde oynayacak bir futbolcu böyle pas verir mi? sorumsuzluk bu kadar olur.
    hiç kusura bakmasınlar. geçen sezon çok övgüler yazdık ama bu sezon marcao da luyindama da çok kötüler... mariano da sezona kötü başlayan futbolculardan... bir tek doğru-dürüst orta nasıl yapamaz? aklım almıyor. nagatomo aynı şekilde... geçen sene galatasaray şampiyon olduysa nagatomo ile mariano’nun o kadar katkısı oldu ki... ama bu sezon resmen zarar veriyorlar takıma...
    nzonzi iyi bir futbolcu... zaten ön liberoda o oynamasa galatasaray kalesi daha çok gol tehlikesi yaşar. belhanda ayağındaki topu tutamıyor... feghouli, zaman zaman oyun içinde olsa da dün gece o da başarısız bir futbol oynadı. ömer bayram’ı bir kenara ayırıyorum... takımının en faydalı, en gayretli futbolcusuydu. ama onun haricinde takımı sırtlayacak, oyunu yönlendirecek futbolcu yoktu. galibiyet galatasaray’a ilaç oldu ama bu futbolla kazanmak zor.
    kayserispor’a bakıyorsun 8 kişi ile maçı bitirdi. girdiği gol pozisyonu galatasaray’dan fazla... henrique, adebayor, mensah hepsi ikişer kişilik futbol oynadılar. “mağlubiyeti hak ettiler mi” diye sorarsanız, kesinlikle etmediler...
    adem büyük, hakikaten galatasaray’ın kozlarından bir tanesi. şu an galatasaray takımının içinde golü koklayan, toplara iyi vuran en önemli futbolcu... nasıl ömer bayram dün giydiği formanın hakkını verdiyse adem büyük’e de bu şans verilmeli... babel bir şeyler yapmak istiyor. ancak ona da ayak uyduran arkadaşı yok... daha çok topla buluşması lazım.
    sonuçta kayseri galibiyeti galatasaray’a şifa oldu, ilaç oldu. böyle bir sıkıntılı ortamda deplasmandan üç puanla dönmenin değeri çok büyük. şimdi transfer sezonu da bitiyor. milli maç arasından sonra galatasaraylı taraftarların daha farklı bir takım seyredeceklerini düşünüyorum..."

    osman şenher *
  • 35416
    "bu işte bir yanlışlık var ama ben daha çözemedim. galatasaray geçen yıl devre arasında luyindama ile marcao’yu aldığında, “allah... bu stoperleri nereden buldular” diye alkış ve övgü yarışına girmiştik. ama adamların yarım devrede makyajı bozulup cilası döküldü. bu sezon bir maç marcao, bir maç luyindama... bir maç marcao, bir maç luyindama... el ele verdiler, “ölümcül hata” yarışına girdiler. her maçta biri nöbete geçiyor. her maçta biri galatasaray’ı resmen yakıyor. sonra ayıkla pirincin taşını...
    -aslında maçın tamamında galatasaray daha baskılı olan taraftı. ama oynuyorsun oynuyorsun, bir hata yapıyorsun, insan değil, “taş duvar” olsan yıkılırsın. galatasaray bu yarışı götürecekse, savunmasına ve orta alanının kırılganlığına bir çare bulması lazım... sadece bu değil; iki bek mariano ile nagatomo hücumda göz kamaştırıyor da, savunmada “açık kapı” gibiler. gelen geçiyor... kapıyı çalma ihtiyacını bile hissetmiyorlar!
    -belhanda oynarsa eleştiriliyor, oynamazsa aranıyor. hangisi doğru? bana göre oynamalı... ama adamda bir “arıza” olduğu kesin... durup dururken, üstelik oyunun başı sayılacak bir dakikada gördüğü sarı kartın hiçbir mazereti ve açıklaması olamaz. ömer bayram derseniz, gitti-geldi, etkili toplar kesti, iyi mücadele etti. takıman en “ucuz” futbolcusu olarak, takımın en “pahalı” oyuncularından daha iyiydi. en ufak temasta yerde elli takla atması tek olumsuz tarafıydı.
    - babel’in golüne var “ofsayt” dedi, ben “yok” diyorum. ofsayt yok... var ile verilen penaltı doğru, ardından gelen ikinci sarıdan kırmızı da... kaleye direkt giden topa elleri öyle açık müdahele edemezsin. petro henrique’nin ikinci sarısı derseniz, sanki göstermese daha iyiydi... kayseri’nin beraberlik golü nizami...
    -kayserispor, pedro henrique’yi iyi yakalamış. sağ kanatta iyi işler yaptı. ancak arkasındaki lopes’in kendisine katkısı unutulmamalı... ancak kayseri ikinci yarıda ciddi baskı yedi, 9 kişi kalmasına rağmen iyi mücadele etti. aslında oyun 1-0 devam ederken, mensah’ın kaçırdığı gol kayseri’nin kaderini çizdi.
    -emre mor, topu kaybedene kadar ayağında tutmak zorunda değil... takımın en fazla top kaybeden oyuncusu... ayrıca galatasaray forması giyen bir oyuncu göstere göstere ikinci sarıdan kırmızı kartla oyundan atılmaz. bu üçüncü maç, galatasaray’da üçüncü kırmızı... ne oluyoruz beyler...
    - kayseri iki eksikle oynarken bile galatasaray maçı koparıp götüremiyorsa, bu işte bir yanlış değil, tepeden tırnağa yanlış var demektir. galatasaray’ın attığı ikinci golün bile rakip savunmaya çarpıp ağlara gittiği unutulmasın...
    -galatasaray’ın imdadına adem büyük yetişti... belli ki adem bu sezon galatasaray’ın altın golcüsü olacak gibi... galatasaray geçen hafta bir son dakika golüyle yıkılmıştı, bu defa bir son dakika golüyle hayata döndü... olağanüstü önemli bir galibiyet bu... gerçekten olağanüstü... ama şu unutulmasın; galatasaray son yılların en dağınık, en güvensiz görüntüsünü veriyor."

    şansal büyüka *
  • 35417
    "ilk 10 dakikalık bölümde iki takım da birbirini tarttı. bu anlarda fazlaca faul düdüğü çalınca tempo da düşük kaldı. istediği oyunu bir türlü sahaya yansıtamayan galatasaray, 30 dakika boyunca tehlikeli bir atak geliştiremedi. fatih terim’in takımı zaman zaman duran toplarla ceza alanında tehlike yaratsa da, bunlar cılız girişimler olarak kaldı. 37. dakikada luyindama’nın büyük hatası sonrası topu kapan henrique, muslera’dan sıyrıldı ve takımını öne geçirdi: 1-0. ilk yarı boyunca sahanın her bölgesinde kötü oynayan, tek bir atak bile geliştiremeyen galatasaray, soyunma odasına 1-0 geride gitti.

    kayseri direnemedi

    galatasaray ikinci yarıya diagne-emre mor değişikliği ile başladı. 49. dakikada mensah altı pas üzerinde yüzde yüzlük bir pozisyondan yararlanamadı. 66’da ise ceza sahası içerisinde yaşana pozisyonda hakem var’a gitti ve penaltı noktasını gösterdi. abdennour bu pozisyon sonrası kırmızı kartla oyun dışında kaldı. topun arkasına belhanda geçti ve topu ağlara gönderdi: 1-1. golden sonra iki takım oyuncuları arasında gerginlikler çoğaldı. 73. dakikada henrique ikinci sarıdan atıldı ve takımını 9 kişi bıraktı. 87. dakikada babel ceza sahası dışından vurdu mert’e çarpan top kayseri filelerine gitti: 1-2. 89’da bu kez galatasaray’da emre mor ikinci sarıdan atıldı. uzatmanın ilk dakikasında umut bulut ceza sahasından vurdu ve skora eşitlik geldi: 2-2. umut 4 dakika sonra ise takımı 8 kişi bıraktı. 8 dakikalık uzatma anlarında terim’in takımı rakip yarı alanı ablukaya aldı. maçın son saniyelerinde bu kez adem sahneye çıktı. tecrübeli oyuncu attığı golle takımına üç puanı getirdi: 2-3."

    metin karabaş *
  • 35418
    "dakika 87 ile uzatmanın sonu arasında geçen sürede yaşananlara film çekilir. bu sürenin her anında, her golde, her kararda, her kartta maçın kaderi bir kez daha değişti. babel’in golünde “bitti” dendi, bitmedi. emre’nin yaptığı faul ve atılışı, umut’un golü... bitti dendi yine bitmedi. “fauldü değildi” tartışmalarıyla uzatmanın başında geçen 2,5 dakika daha... bir kırmızı daha! umut’a... son olarak adem büyük’ün nefis golü. hakem tartışması sürecektir. verdiği kararların çoğunluğu doğruydu. kayserispor’un istekli, galatasaray’ın “lütfen” oynadığı dönemde luyindama’nın berbat geri pası galatasaray’ı kaybetme noktasına getirdi. terim’in diagne’yi kenara, babel’i santrforu, emre’yi sağa alması, kayseri’nin skor 1-0’ken iki net fırsatı kullanmaması kader anlarıydı. abdennour’un penaltı yaptırıp atılması skorda dengeyi, oyunda üstünlüğünü galatasaray’a getirdi. sonrasını başta yazdım zaten. kayserispor bir puanı hak etmişti...

    gecenin sorusu

    emre olur mu? zor. aklıyla değil, içgüdüleri ve yeteneğiyle oynuyor. yeteneği büyük, pozisyon bilgisi çok düşük. feghouli, babel, mariano sürekli anlatıyor o anlamıyor. çok zamana ihtiyacı var ...

    maçın starı

    feghouli: tartışmasız biçimde takımın en yaratıcı oyuncusu. belhanda’ya, babel’e, adem’e enfes paslar yaptı. babel gibi koşarak top isteyen takım arkadaşlarına ihtiyacı var.

    maçın olayı

    şuursuzluk... yalnızca abdennour’un kırmızısı şanssızlıktı ama doğruydu. umut, emre, henrique ikinci sarılarını hakeme değil kendilerine sorsun!

    kısa mesaj

    bu sezon, “8 puan da kapanır 18 de” sezonu değil. avrupa maratonu hırpalayıcı, ligdeki rakipler daha güçlü. galatasaray rakipleri kadar koşmaz, mücadele etmezse şampiyon olamaz."

    hakan can *
  • 35419
    "kayseri’nin kalabalık savunması tıpkı konyaspor gibi galatasaray için geçilmesi zor bir ekipti. kayseri ayrıca adebayor’u pivot olarak iyi kullanıyor, mensah’la hızlı çıkıyor ve henrique’yle tehdit oluşturuyordu. galatasaray ise kadrosu kadar oynadı. topu daha hızlı çevirmeyi bir haftada başaramayabilirsiniz ancak daha geniş alanda hücum etmek bu kadroyla zor olmasa gerek. bunlar hiç yoktu. karaman 2. yarıda topa sahip olmaya ve kalabalık şekilde ileri taşımaya karar verdi. böyle olunca babel’i santrfora taşıyan konuk ekip açık alanlar buldu. kırmızı kartlar adebayor’un yorulmasına rağmen sahada kalması ve djedje’nin oyundan alınıp orta sahayı boşaltma hameleri geldi. galatasaray tüm bu avantajlara rağmen yine oyununu geliştiremedi, çizgiye inemedi. 9 kişiye karşı (her ne kadar faul olduğunu düşünsem de) gol yedi. anlayacağınız adem çok şeyi kurtardı.

    gecenin sorusu

    galatasaray maçın starı savunması hiç yoktan korkunç hatalar yapmaya devam ediyor. bu bir kalite sorunu mu? yoksa sadece performansla mı ilgili? ben fatih terim’in tam olarak ipleri ele alamadığını düşünüyorum.

    maçın starı

    galatasaray’ın en zihni açık, en konsantrasyonu sağlam oyuncusu babel’di. oyundaki bütün sorunlar yokmuş gibi top ona her geldiğinde maksimumunu yaptı. penaltıyı aldı. golünü attı. maçın yıldızı tartışmasız o. tabii adem’i de unutmamak lazım.

    maçın olayı

    kuşkusuz 4 kırmızı kart. eğer ligin kart standardı buysa kırmızı kart olmayan maç olmaz. sınırdaki her pozisyon kart olarak değerlendirildi. eğer mhk bunu vaat ediyorsa 2 hafta sonunda fikir değişti demektir. çünkü oynanan 18 maçta durum buydu.

    kısa mesaj

    8 kişiye karşı galibiyet gelmeseydi kayıp 3 puanın ötesinde bir moral çöküntü olabilirdi. adem, galatasaray açısından büyük bir felaketi önledi. önemi büyük."

    mehmet demirkol *
  • 35420
    “galatasaray, zaten uzun yıllardır bu organizasyonunun içinde olan bir kulüp. biz galatasaray’ı asla hafife almıyoruz. son dönemlerde sık sık karşılaşma fırsatı bulduk ve oldukça mücadeleci maçlar izledik. real madrid olarak onlarla harika bir ilişkimiz var. bu iyi ilişkileri sürdürdüğümüz için çok mutluyuz. istanbul'da bizi zor bir atmosferin beklediğini çok iyi biliyoruz. şimdiden kendilerine grup aşamasında başarılar diliyorum.”

    real madrid kurumsal ilişkiler direktörü emilio butragueno
  • 35425
    “sivas bugüne dek oynadığım şehirlerin en kötüsü. sivas’ın bir new york olmadığı açık. burada yapacak fazla bir şey yok. burada sözleşme imzalayan adamın, hayatını diskolarda barlarda geçirmeyi beklememesi gerekiyor. burada zamanın dışındayız. 1850’lerde yaşamak gibi bir şey. neyse ki, ben evcil biriyim. karım ve kızım bana yetiyor”

    yannick kamanan
App Store'dan indirin Google Play'den alın