1
son yıllarda iyice bokunun çıkmasıyla kısa zaman içinde bir reform yaşanacak sistem. bunun için iki farklı teklif üzerinde çalışmalar yapılıyor.
şu anki sisteme göre lottery'e playofflara katılamayan 14 takım katılıyor. bu 14 takım içerisinde en kötü galibiyet yüzdesine sahip olan takımın kurada 1. sırayı alma şansı %25. ikinci en kötü takımın şansı %19.9, üçüncü en kötü takımın ise %15.6. geri kalanlar ise sırayla yüzdede düşüyor ve 14. sıradaki takımın şansı %1'in aşağısında.
lottery günü geldiğinde sadece ilk 3 takım için kura çekiliyor ve geri kalanlar galibiyet yüzdesine göre aynen olduğu gibi sıralanıyor.
takımların sırf lottery'de şanslarını arttırmak için tanking modda oynamaları nba'de rekabeti ciddi şekilde düşürmüş durumda. hatta 2013/2014 sezonunda philadelphia 76'ers ile 2011-2012 sezonunda charlotte hornets'in yaptıkları bu işin iyice bokunun çıkmasına sebep oldu. bu iki takım sezon öncesi ellerindeki iyi oyuncuları elden çıkarıp resmen en kötü takım olmaya, en dibe oynamaya kendilerini hazırladılar.
peki şimdi yeni teklifler neler?
ilk teklif şu şekilde. yine lottery'e 14 takım katılacak ve en kötü yüzdeli 5 takımın 1. sırayı kazanma ihtimalleri eşit olacak. bu yüzde de 11 olacak. 6. sıradan 14. sıraya kadar yüzde düşecek ve 14. sıradaki takımın yüzdesi 2 civarında olacak. yani bütün takımlara çok daha yüksek bir şans sunulmuş olacak. ayrıca lottery'de sadece ilk 3 değil ilk 6 takım seçilecek. bu da arka sıralarda yer alan takımların ilk 6 içine girebilmelerini sağlayacak. bu şekilde bakıldığında dibe oynamayı engelleyecek belki ama bu sefer de şöyle bir sıkıntı olacak. playoff'a katılma şansı kalmayan takımlar sırf yüzdelerini arttırmak için sezon sonuna doğru sakat bahanesiyle veya herhangi bir bahaneyle yıldız oyuncularını dinlendirip örneğin 11. sıradan 8. sıraya düşmeye çalışabilirler ve bu da şu anki sisteme göre yeni yeni sorunlar oluşturabilir.
ikinci teklif ise çok daha radikal. her takım için bir defaya mahsus olarak bir sıra çekme hakkı tanınacak ve 30 yıl boyunca çekilecek tek kura olacak ve her yıl o takım bir sıra atlayacak. bu şekilde tüm takımlar 30 yıl içinde hem 1. sıradan hem de 30. sıradan draft etmiş olacaklar. bu her ne kadar daha adil bir sistem olarak görünse de rekabet ve marketing'e çok önem veren nba'de draftın amacı kötü takımları ayağa kaldırmak ve güçlenmelerini sağlamak. bu sistem güçlülere daha da güç katabilir, zayıfları da uzun yıllar zayıf kalmaya mahkum edebilir.
bir de muhtemelen şöyle bir durum olacaktır. diyelim ki üniversite 1. sınıf öğrencisi geleceği çok parlak ve drafta girmek isteyen bir oyuncu olsun. o yıl da 1. sırada diyelim ki charlotte var, ikinci sırada da new york var. new york oyuncuya ulaşıp seneye birinci sıra hakkı bizim, biz seni ilk sıradan draft edecez sen bu yıl kal orada bekle de diyebilir. tamam belki bu çok uç bir ihtimal ama literatüre lottery şikesi diye yeni bir kavram da getirebilir ve hem college hem de avrupalı oyuncuların drafta giriş yıllarını ciddi şekilde etkileyebilir.
anlayacağınız her iki ucu da boklu değnek ama şu anki sistemden bence daha iyi.
şu anki sisteme göre lottery'e playofflara katılamayan 14 takım katılıyor. bu 14 takım içerisinde en kötü galibiyet yüzdesine sahip olan takımın kurada 1. sırayı alma şansı %25. ikinci en kötü takımın şansı %19.9, üçüncü en kötü takımın ise %15.6. geri kalanlar ise sırayla yüzdede düşüyor ve 14. sıradaki takımın şansı %1'in aşağısında.
lottery günü geldiğinde sadece ilk 3 takım için kura çekiliyor ve geri kalanlar galibiyet yüzdesine göre aynen olduğu gibi sıralanıyor.
takımların sırf lottery'de şanslarını arttırmak için tanking modda oynamaları nba'de rekabeti ciddi şekilde düşürmüş durumda. hatta 2013/2014 sezonunda philadelphia 76'ers ile 2011-2012 sezonunda charlotte hornets'in yaptıkları bu işin iyice bokunun çıkmasına sebep oldu. bu iki takım sezon öncesi ellerindeki iyi oyuncuları elden çıkarıp resmen en kötü takım olmaya, en dibe oynamaya kendilerini hazırladılar.
peki şimdi yeni teklifler neler?
ilk teklif şu şekilde. yine lottery'e 14 takım katılacak ve en kötü yüzdeli 5 takımın 1. sırayı kazanma ihtimalleri eşit olacak. bu yüzde de 11 olacak. 6. sıradan 14. sıraya kadar yüzde düşecek ve 14. sıradaki takımın yüzdesi 2 civarında olacak. yani bütün takımlara çok daha yüksek bir şans sunulmuş olacak. ayrıca lottery'de sadece ilk 3 değil ilk 6 takım seçilecek. bu da arka sıralarda yer alan takımların ilk 6 içine girebilmelerini sağlayacak. bu şekilde bakıldığında dibe oynamayı engelleyecek belki ama bu sefer de şöyle bir sıkıntı olacak. playoff'a katılma şansı kalmayan takımlar sırf yüzdelerini arttırmak için sezon sonuna doğru sakat bahanesiyle veya herhangi bir bahaneyle yıldız oyuncularını dinlendirip örneğin 11. sıradan 8. sıraya düşmeye çalışabilirler ve bu da şu anki sisteme göre yeni yeni sorunlar oluşturabilir.
ikinci teklif ise çok daha radikal. her takım için bir defaya mahsus olarak bir sıra çekme hakkı tanınacak ve 30 yıl boyunca çekilecek tek kura olacak ve her yıl o takım bir sıra atlayacak. bu şekilde tüm takımlar 30 yıl içinde hem 1. sıradan hem de 30. sıradan draft etmiş olacaklar. bu her ne kadar daha adil bir sistem olarak görünse de rekabet ve marketing'e çok önem veren nba'de draftın amacı kötü takımları ayağa kaldırmak ve güçlenmelerini sağlamak. bu sistem güçlülere daha da güç katabilir, zayıfları da uzun yıllar zayıf kalmaya mahkum edebilir.
bir de muhtemelen şöyle bir durum olacaktır. diyelim ki üniversite 1. sınıf öğrencisi geleceği çok parlak ve drafta girmek isteyen bir oyuncu olsun. o yıl da 1. sırada diyelim ki charlotte var, ikinci sırada da new york var. new york oyuncuya ulaşıp seneye birinci sıra hakkı bizim, biz seni ilk sıradan draft edecez sen bu yıl kal orada bekle de diyebilir. tamam belki bu çok uç bir ihtimal ama literatüre lottery şikesi diye yeni bir kavram da getirebilir ve hem college hem de avrupalı oyuncuların drafta giriş yıllarını ciddi şekilde etkileyebilir.
anlayacağınız her iki ucu da boklu değnek ama şu anki sistemden bence daha iyi.