• 477
    en çılgın günü bu gece saat 1 itibariyle başlayacak organizasyon. gerçi birçok transfer önceden duyuruldu ama yine de son dakika çalımları ya da belirsizliğini koruyan oyuncularla heyecan dolu bir gece olmaya aday.

    bu arada gsw'liler pek bilmeyebilir ama bu sezon için toronto ve milwaukee'nin yanı sıra portland, denver ve utah gibi izlemeye değer ve muhtemelen oyunu ile keyif verecek çok iyi takımlar olacak.
  • 598
    dünyada en çok izlenen basketbol ligi olmalarına rağmen hakemleri rezalet halde.

    an itibariyle oynayan houston rockets maçında önce alperen şengün'e komik bir faul çaldılar. houston'ın faul hakkı dolduğu için memphis grizzlies'in serbest atış kullanması gerekiyordu ama sahadaki 3 avel bunu atladı. 2 pozisyon sonra ise alperen'in yaptığı faulün serbest atışını kullandırttılar.

    ek olarak buradaki siyahından beyazına tüm hakemlerde ırkçılık var. alperen'in aleyhine her maç saçma sapan kararlar vermeleri beni bunu düşünmeye itiyor.
  • 441
    amerika zaman dilimi ile 17 ekim 2017 tarihinde yeni sezon başlıyor.

    ilk maçlar;
    boston celtics- cleveland cavaliers hain evlat irving, eski takımına geri geliyor. ilginç bir maç olacaktır.
    houston rockets - golden state warriors houston ise james harden yanına all-star chris paul olarak güçlü duruma geldi ama şampiyon golden state değil güç kaybetmek, güç kazandı. benchi bence son zamanların kendileri için en sağlam benchi olarak duruyor. onun dışında uzun zamandan sonra ilk defa favori takımlar belli. sezon ortasında büyük bir takas beklenmese bile ne olur ne olmaz diyoruz.
  • 501
    dünyanın en tempolu basketbolunun oynandığı ligdir kendileri.
    yaşım da yettiği için 2000li yılların başından itibaren nba'i takip ederim. bu tempo daha ne kadar gelişebilir bilmiyorum ama, sanırım tüm 5 numara pozisyonunda oynayan oyuncular düzenli 3 sayılık atan bir giannis modeline dönüşmeyecekse eğer olabilecek en tempolu oyun modellerinden birini izliyoruz günümüzde. maç başına kullanılan şutlar, üstteki entrylerde de bahsedildiği gibi son yılda orta mesafe şutlarının yok olması ve pozisyon fark etmeksizin herkesin 3 sayı tehdidine dönüşmesi oyunu bu yöne evriltti.
    sanırım son 3 amerikan mutfak programlarından bir tanesinde kaan kural ve inan özdemir de bahsetmişti. aslında bu tempoyu ilk uygulayan model 2000li yılların ortasındaki phoenix suns idi. nash önderliğinde hücum eden ekip, kanatlarda quentin richardson ve joe johnson ile 3 sayı tehlikesi yaratırken pota altında da atletik, muazzam bir patlayıcı güce sahip amare stoudemire ile basketbolseverlere "pace and space" temelinde, göze hoş gelen bir oyun oynuyorlardı. shawn marion, barbosa, raja bell gibi 2-3 numara pozisyonunda oynayan oyuncuların hepsi de bir şut tehdidi yarattığı için, benchten gelen oyuncular da maç içinde aynı etkiyi yaratabiliyorlardı. bu kadro o kadar hızlı, o kadar tempolu bir oyun oynamaya başlamıştı ki ve rakip potaya o kadar çok sayı bırakma eğilimi göstermişti ki amerikan medyası suns'ın oyununa "run and gun" ismi de takmıştı. çünkü o döneme göre şaşılacak çok şekilde 3 sayı denemesinde, şut denemesinde bulunuyorlardı.
    üstelik bu takım 2004-2005 normal sezonunu da 62-20 galibiyet/mağlubiyet zirvesiyle lider kapatıp, playoff yapmıştı. normal sezon mvp'si steve nash olmuştu. amaaaaaaa. bu takımın playofflarda üst üste 2 sene boyunca konferans finalinde 2005te spurs'e (tam bir savunma temeli takım), 2006'da mavericks'e yenilmesi, 2007'de yine spurs'e bu kez konferans yarı finalinde yenilmesi bu felsefenin nba'de diğer takımlarca "başarılı" görülüp benimsenmesinin önüne geçen engel oldu.
    daha sonra o suns takımı dağıldı ve o tempolu "pace and space" temelli oyun bir süreliğine rafa kalktı. 2010lu yılların ortası itibariyle raftaki tozlu noktasından alınıp, doğru oyuncularla, doğru temelle tekrar önümüze sunulduğunda ise bu kez çağ değiştiren bir felsefe olarak nba'in tüm çehresini yeniden değiştirdi.
    curry gibi, trae young gibi logodan şut gönderen oyuncuları, giannis gibi, embiid gibi, brook lopez gibi 3 sayılık deneyen ama 5 numara pozisyonunda oynayan oyuncuları 2000lerde ıslak havluyla, 1990larda kızılcık sopasıyla kovalarlardı. dennis rodman o kızılcık sopasıyla daha fena şeyler de yapabilirdi ama konumuz o değil :)
    açıkçası her iki dönemi de izleyen biri olarak çağa ayak uydurarak bir karşılaştırma yapılmaması gerektiği kanaatindeyim. 2000li yıllardaki spurs-pistons finalleri sıkıcıydı evet, maçta üretilen toplam skor şu anda oynanan bir maçın yarı devresinde üretilen toplam skora eşit olabiliyordu evet, ama o dönemki felsefe buna uygundu. ben wallacelarla, shaq o'neal'la, mutombo ya da alonzo mourning'le günümüz basketbolunu oynayamazdın sonuçta. (utah jazz biraz biraz mehmet okur ile şut atan 4-5 numara kültürü oluşturuyordu aslında 2007'de ama lig genelinde pek yaygın değildi) şu anda elde bulunan nüveyle de beton gibi savunma yapan, pota altını karartan rakibi maç sonunda 80 sayıda tutan bir yapıyı kuramazsın mesela.
    her ne kadar pota altında biraz daha savaşan, ikili mücadeleye giren, post-up oyunu oynayan 4 ve 5 numaralar görmek istesem de, yine de ben günümüz basketbolu temposundan fazlasıyla memnunum. önümüzdeki 10 sene bize ne gösterir bilemem ama bu tempo daha ne kadar ileriye gidebilir ya da gidebilir mi bekleyip görmek lazım.
  • 587
    eurolig ile kalite olarak karşılaştırılabilecek bir organizasyon değildir. eurolig'in yeterlilik seviyesi ncaa kolej ligiyle falan kıyaslanabilir anca. eskiden tanking takımları oldukça kalitesizdi burası doğru ama şu an öyle bir durum da yok, geçmişten gelen bir algı bu tamamen. (play-in sisteminin gelmesinin bu konuda oldukça etkisi olduğunu düşünüyorum) bu sezon nba'de en kalitesiz ve dağınık gördüğüm takım detroit pistons'ı ayırıyorum onun dışındakilerden hangi takımı alıp eurolig'e koysanız rahatça şampiyon olur (bir de belki houston olamaz berbat bir koça sahip oldukları için :d). nba'yi kötülemek için yazılanlardan tek doğru olan şey maç molalarının gereksiz uzun olması ve tv başında izleyenlerin dikkatini dağıtması. ama bu da abd'nin kendine has kültüründen gelen bir şey. o reklamlardan gelen ciddi gelirleri bir kenara ayırıyorum, insanlar sadece basketbol maçı izlemek için gitmiyor o spor komplekslerine pek çok etkinliğe açık.

    nba'deki pivotları da "boyu uzun kalas oyuncu" diye nitelemek nba'nin takip edilmediğini zaten belli etmektir. tipik "kalas" uzun ile sahaya çıkan çok az takım kaldı artık. iyi pasör olma, dış şutu olma, geçiş hücumlarında ayakları hızlı olma da nba uzunlarında aranan özelliklerden bazıları.

    lig kalitesi olarak zaten kıyaslanamaz ayrı, oyuncu üretimi ve geliştirme olarak da eurolig takımları nba'nin oldukça aşağısında. son 2 sene eurolig şampiyonu efes'in kadrosunda kaç tane türk oyuncu var? nba'de boston'ın lüks vergisinden kaçmak için elden çıkarttığı larkin ve 3 senedir nba'ye ha gitti ha gidecek diyip sürekli yerinde sayan micic'le yürüdüler. hadi efes neyse genel türk takımı mantelitesinde oyuncu yetiştirmiyor. barcelona, real madrid gibi takımlarda da durum farksız. medet umdukları oyuncular nba'de çaptan düşmüş, gittikleri takımlardan waive edilmiş satoransky'ler, mirotic'ler, edwards'lar, kemba walker'lar falan.

    çıkıp biri mesaj kutuma "doncic de şöyle hede hödö yapıyor" diye gelecek olanlar da zahmet etmesin verebilecekleri örnek de sınırlı zaten. eurolig'de 1 maça bile çıkmadan nba'de rotasyon parçası olmuş avrupalı sayısı daha fazladır. onlar da genç yaşta neslinin en potansiyelli oyuncuları olup, nba'nin kendilerine kattıkları fiziki ve mental gelişim ile o seviyelere çıkıyorlar zaten.
  • 208
    nba'de her gün oynanan onlarca maçın sonuçlarının ve istatistiklerinin yazılması gereken başlık.

    ben de seviyorum basketbolu, nba'i, her gün nba.com'a giriyorum ama sözlükte alt alta onlarca başlığı görünce sözlükten çıktığım oluyor. bleach arkadaşımız özellikle çok ilgili maçlarla ve sözlük emekçisi, başlıkları genelde kendisi açıyor ama sanki rahatsızlık da veriyor bu başlıklar. kendisine tavsiyem nba maçlarını bu başlığa yazması ya da (bkz: nba'da günün sonuçları) gibi bir başlık açıp oraya yazması. böylece hem tak başlıkta tüm sonuçlar olur hem de ilgisiz diğer arkadaşlar durumdan rahatsız olmaz.
  • 463
    dünyanın en kaliteli basketbol ligi. her oyuncu tutunamıyor malum. avrupada fırtınalar estiren, nba dışı liglerde dünyada adından çokca söz ettiren fakat nba de tutunamayan bir çok yıldız adayı mevcut.

    1-sarunas jasikevicius:

    138 nba maçı, 6.8 maç başına sayı ortalaması, %39.7 şut yüzdesi

    abd milli takımı karşısında muhteşem bir performans ortaya koydu ve warriors ile pacers’ın oyun kuruculuğu görevini başarısızlıkla tamamlamasının öncesinde ve sonrasında euroleague’i domine etti. gelecekte nba’de parlamak için bir şansı daha olabilir… tabii koç olarak.

    2-sasha djordjevic:

    8 nba maçı, 3.1 maç başına sayı ortalaması, 0.6 maç başına asist

    fiba basketbolunun gördüğü en acımasız rakiplerden biri. sırp oyun kurucu iki kez avrupa’da yılın basketbolcusu ödülünü aldıktan sonra portland’a katıldı. üç ay sonra ise koç pj carlesimo’nun koçluk stili karşısında hüsrana uğrayarak serbest bırakıldı.

    3-zarko paspalj:

    28 nba maçı, 2.6 maç başına sayı ortalaması, %34.2 şut yüzdesi

    oldukça yetenekli sırp forvet, diğer birçok uluslararası oyuncunun yıldızının parladığı san antonio’da başarısız oldu. yaşam tarzı nba’de başarı yakalamaya uygun değildi.

    4-fernando martin:

    24 nba maçı, 0.9 maç başına sayı ortalaması, %29.0 şut yüzdesi

    elindeki fırsatlardan yararlanamayan nba öncüsü ispanyol, sırtı dönük oyunda başarılı ancak üç çizgisinin gerisinde başarısız bir oyuncuydu. toplam 146 dakika oynamış olsa da portland trail blazers’daki istatistikleri alenen berbattı.

    5-antoine rigadeau:

    11 nba maçı, 1.5 maç başına sayı ortalaması, %22.9 şut yüzdesi

    fransız oyun kurucu, manu ginobili ve marko jaric ile birlikte avrupa’nın güçlü ekiplerinden virtus bologna’da geçirdiği olağanüstü sezonların ardından dallas mavericks’in yolunu tuttu. fakat gençlik dönemi geride kalmıştı. o sırada, 1949 yılından beri ligde oynamış en yaşlı çaylaktı.

    6-ibrahim kutluay:

    5 nba maçı, 0 maç başına sayı ortalaması, 0.2 ribaund

    bir zamanlar euroleague’in en skorer isimlerinden biriyken, kısa nba macerasında tek bir sayı bile atamadı. üçlükleriyle nam salmış türk oyuncu garip bir transferdi ve onun pozisyonunda ray allen’ın olduğu sonic adlı takımda çok az oynadı.

    7-mirsad türkcan:

    17 nba maçı, 1.9 maç başına sayı ortalaması, %36.8 şut yüzdesi

    rockets’ın ilk tur seçimi olsa da 1998-1999 lokavtı sırasında türkiye’de kalmayı tercih etti. bir sonraki sezonda iki kez takas edildi ve en sonunda knicks tarafından serbest bırakıldı. nba’de yaşadığı sorunlara rağmen avrupa’da düzenli olarak harika skor ve rebound istatistiklerine ulaştığı uzun bir kariyer geçirdi.

    8-arvydas macijauskas:

    19 nba maçı, 2.3 maç başına sayı ortalaması, %25.0 üçlük yüzdesi

    hornets’taki ilk zamanlarında byron scott’la uyuşmazlık yaşadı ve ilerleyen zamanlarda da yıldızları barışmadı. 2000’li yılların başında en etkili avrupa’lı skorerlerden biri olan oyuncu, geçirdiği tek nba sezonunun ardından yaşadığı sakatlıklar nedeniyle kariyerini sona erdirdi.

    9-viktor khryapa:

    143 nba maçı, 4.5 maç başına sayı ortalaması, 3.4 maç başına rebound ortalaması

    ilk turda seçilmesinin ardından nba’de pek bir şey yapamayan avrupa’lı defansif başbelası. nate mcmillan’ın koçluğunda etkili bir performans gösteremeyen uluslararası birkaç oyuncudan biri. euroleague’de uzun ve başarılı bir kariyer geçirdi.

    10-vassilis spanoulis:

    31 nba maçı, 2.7 maç başına sayı ortalaması, %31.9 şut yüzdesi

    görünen o ki jeff van gundy, houston’da beraber geçirdikleri zaman süresince spanoulis’in hayranı değildi ve nba’e alışma mücadelesi için sabır göstermiyordu. yunanistan’a dönüp avrupa basketbolu tarihinin en kilit oyuncularından oldu.

    11-yi jianlian:

    272 nba maçı, 7.9 maç başına sayı ortalaması, %40.4 şut yüzdesi

    yao ming’in emekliliğinden sonraki en büyük çinli yıldız, nba’de gerçek bir rotasyon oyuncusu olmak için gerekli tüm becerilere sahipti fakat tutunamadı. çoğu kişinin aklındaki soru: “onda eksik olan şey mücadele ateşi mi?” oldu. eğer öyleyse, bu ateşi çin basketbol ligi’nde (cba) tutuşturdu ve dört şampiyonluk ile art arda dört mvp ödülü kazandı.

    12-stojko vrankovic:

    170 nba maçı, 2.8 maç başına sayı ortalaması, 3.0 maç başına rebound ortalaması

    yugoslavya milli takımı’nda toni kukoc ve dino radja ile oynarken düşmana korku salan oyuncunun, celtics, clippers ve wolves’ta bu kadar dehşet verici bir varlığının olmadığını söyleyebiliriz.

    13-jose ortiz:

    64 nba maçı, 2.9 maç başına sayı ortalaması, 1.1 maç başına rebound ortalaması

    bank shot’ın ustası “piculin”, utah’ta karl malone’un yedeği olarak iki başarısız nba sezonu geçirdi. 2004 olimpiyatları’nda porto riko milli takımı ile son çıktığı maçta abd milli takımı’nı yenerek öcünü aldı.

    14-nando de colo:

    119 nba maçı, 3.8 maç başına sayı ortalaması, 1.7 maç başına asist ortalaması

    ilk nba tecrübesinde pek başarılı olamadı fakat yine de bir noktada onu geri getirmek isteyenler var. raptors hala daimi euroleague mvp adayının haklarını sınırlı serbest olarak elinde tutuyor.

    15-jan vesely:

    162 nba maçı, 3.6 maç başına sayı ortalaması, 3.5 maç başına rebound ortalaması

    wizards ve nuggets’ta oynarken öz güvenini gözle görülür bir şekilde kaybetmişti ancak türkiye’de kendine gelip euroleague’in muhtemelen en iyi pivotu oldu. gelecekte nba’de bir şansı daha olabilir.

    16-andrew gaze:

    26 nba maçı, 1.1 maç başına sayı ortalaması, %38.1 şut yüzdesi

    gelmiş geçmiş en iyi avustralyalı oyuncu olarak nitelendirilen gaze, washington ve san antonio olmak üzere iki nba macerasında da neredeyse görülmezdi. playoff’larda oynamamasına rağmen yine de 1999’da spurs ile şampiyonluk yüzüğünün sahibi oldu.

    17-igor rakocevic:

    42 nba maçı, 1.9 maç başına sayı ortalaması, %37.9 şut yüzdesi

    önceliği pas atmaktansa şut atmak olan oyun kurucu timberwolves ile nba’de bekleneni veremedi. kendisi nihayetinde euroleague’de on yıl boyunca skor olup yağacaktı

    via:do deka

    nba çok farklı bir ortam, ambiyansı farklı, oyun tarzı, oyun görüşü, temposu her şeyi en üst seviyede. işin şov boyutu, görselliği ise izlemesi keyifli hale getiren başlıca nedenlerden biri.

    gerek cedi gerekse furkan umarım ilerleyen yıllarda bu listede yer almaz ve bizleri gururlandırmaya devam eder.
  • 582
    her onlu yillarda degisim geciren spor.
    70'lerin yildizlarinin oynadigi kurallarla 80'ler farkliydi. 80'lerle 90'lar. haliyle gunumuzde oynanan oyunda da kurallar 90'lara gore bambaska.

    aslinda nostalji yapan bizim gibi nispeten yaşlı kişilerin bunu dusunme sebebi romantizm degil, daha rasyonel bir seye, yani bu kural degisikligine dayaniyor. yeni kurallar fiziksel savunmeyi neredeyse imkansizlastirdigi icin eski usul oyuncular azaldi. sadece sut atmayi bilen uzunlarin revacta olup eski usul sutu kotu uzun olmamasinin sebebi de bu. ayaklariyla rakibin karsisinda kalsin, katlar arasi kosulari karsilasin yeter deniyor savunmada. akliniza kim gelirse, vucevic, nurkic gibi avrupali degerli bulunan uzunlar pas pas muamelesi gorurdu bu savunmalariyla. su an bos sut bulsa da eski kurallarla fiziksel savunma yapilabiliyor olsa, o bos sutlari da bulamazlardi.

    kisacasi, 90'lar kurallariyla bugunun yildizlari ve eski yildizlar mac yapsa bulls takimi duke ile mac yapiyor sanabilirdiniz, yani nba vs kolej takimi. ama bugunun kurallariyla o zamanin yildizlari oynasa bugunun takimi dış şut tehdidi sayesinde başabaş maç cikartirdi. kimin kazanacağını soyleyemeyiz. cunku bugunun dis şut yuzdesi eskinin bir çok dış atis uzmanından daha iyi değil, fakat kullanma oranlari fazla. ancak eski buyuk superstarlar o kadar fazla dış atış kullanmiyordu.

    mesela majestelerinin üçlük yüzdesi kötü denilir. ancak jordan boş üçlük atan veya boş dış yaratmaya çalışan biri degildi. bunu surdan kafanizda canlandirin: jordan'in clutch, yani son saniyelerde mac getiren atışlarda başarı yuzdesi %50! şaka gibi. bu adam logo uzerinden şutu bile klasik şut mekanigiyle bilekten cikartirdi. bugunun hizli sut cikartmanin arandigi sporda haliyle oyuncular da ona gore yetistiriliyor. jordan'in nasil bir degisim gecirecegini tahmin etmek guc. ancak karsilastirma icin lebron kullanilabilir. lebron genclik yillarinda kötü bir şutördu, 30'undan sonra bugunun basketboluna ayak uydurdu. jordan'dan kötü sutorken simdi bu hale geldiyse, jordan ve benzerleri de ayni seyi basarabilirdi demek yanlis olmaz cunku yetenek var, aliskanliklari o yonde degildi

    uzun lafin kisasi, oyuncu yetenekleri kiyaslama, dogru bir karsilastirma yontemi olmasa da basketbolun hizi ve sertligi cok dramatik ve negatif yonde degistigi icin 90'lar ve 2000'ler basi basketbol benim icin nba'in en top noktasiydi diyebilirim.
  • 461
    en çok zevk aldığım dönemi başlamak üzere olan organizasyon. 1 temmuz günü saat 00:00 itibariyle arka arkaya transfer ve takas bombaları patlar ve dünya twitter'a kilitlenir. bu süreç yaklaşık olarak 1 hafta sürer ama ilk 3 gün efsane olarak geçer. tabi bu yıl lebron james'in şovmenlik yapıp kararını açıklayacağını da unutmamak gerekir.

    bu süreçte en hızlı ve doğru bilgileri almak için şu 3 kişiyi takip etmek fazlasıyla yeterli olacaktır.
    (bkz: adrian wojnarowski)
    (bkz: marc stein)
    (bkz: shams charania)
  • 98
    '' yıllardır nba maçları izleriz ve nba kurallarını bildiğimizi düşünürdük.. oysa eksiklerimiz varmış.. milwaukee bucks-charlotte bobcats maçının bitimine 7 saniye kala bilmediğimiz bir uygulama ile karşılaştık.. ama çok da mantıklı gelen bir uygulama..

    milwaukee 16 sayı farkla öne geçmişken, charlotte sinsi sinsi geldi ve özellikle gerald wallace’ın sayılarıyla farkı 2 sayıya indirdi. milwaukee’nin boş döndüğü hücumdan sonra gearld wallace driplinglerle milwaukee çemberine yaklaştı ama ersan ilyasova’nın faulüyle kolunun üzerine düştü ve soyunma odasına gitmek zorunda kaldı. serbest atışlar da charlotte bencinden, gerald wallace’ın yerine girecek oyuncuya kaldı.
    bu oyuncuyu charlotte coachu değil, nba kuralları ereği rakip takımın coachu scott skiles belirledi. miwwaukee’nin antrenörü charlotte benchini süzdükten sonra, o ana kadar hiç oyuna girmemiş olan kwame brown’ı işaret etti. charlotte’da bu sezon çok az süre alan ve bu maça kadar yüzde 25 ile (2/8) serbest atış isabeti olan kwame brown ilk atışı kaçırdı, ikincisini atsa, galibiyet kaçan bu serbest atışla milwaukee’nin oldu.

    fiba’daki uygulama

    fiba kurallarına göre ise, serbest atış kullanması gereken oyuncu herhangi bir nedenle, atışları kullanacak durumda değilse. benchten onu yerine giren oyuncu atışları yapıyor ancak bu oyuncuyu aynı takımın antrenörü belirliyor.

    bu kural zaman zaman kötü niyetle de kullanılıyor ve serbest atış isabeti düşük olan oyuncu, sakatlık numarası ile yerini daha iyi atan oyunculara bırakıyor.
    fiba yıllardır, santim, santim fiba kurallarına yaklaşacağına, bir seferde olduğu gibi nba kurallarını kabullense uygulamalardaki birçok boşluk kalkacak. ''

    * *
  • 468
    çok ilginç bir batı konferansına sahne olan 2018/2018 sezonuna sahip lig.

    batıda 1. sıradaki golden state ile 14. sıradaki houston arasında sadece 5 maç fark var. takımlar araaında oynanan maçlardan sonra sıralama direkt olarak değişiyor. sadece phoenix suns playoff yarışında havlu atmış görünüyor ama onlar da yıllardır kazandıkları draft haklarına rağmen bu seviyede kalabildilerse ayrıca tebrik etmek lazım.
  • 589
    önemli yeni kuralların geldiği organizasyondur.

    - öncelikle artık oyuncular artık marijuana kullandıkları için cezalandırılmayacakmış. anti-doping testleri arasından marijuana çıkartılmış.

    - 2023-24 sezonundan itibaren kasım-aralık döneminde olacak şekilde sezon içi turnuva yapılması planlanmakta. burada oynanacak maçlar normal sezon maçı içerisinde sayılacak ve kazanan oyuncu ve koçları teşvik etmek amacıyla 500 bin $'lık ödüllerden bahsediliyor. bu turnuvada final oynayan takımlar ise normal sezonu 83 maç yaparak kapatmış olacak. bir nevi futboldaki kupa maçları gibi düşünülebilir.

    https://pbs.twimg.com/...=jpg&name=medium

    - all nba team, mvp ödülü gibi sezon sonu ödüllere 65 maç sınırı getirildi. artık bir oyuncu 64 maça çıkarak 53 sayı, 18 ribaund ve 14 asist ortalamalarıyla oynasa dahi mvp olma şansı kalmayacak. bu açıdan geçmişte geliştirilmiş olan en fazla all nba, en fazla mvp vb. rekorların kırılması epey zorlaştı kanaatimce.

    - nba ve nbpa arasındaki anlaşma çerçevesinde takımların vergi sınırlamasına getirilen düzenlemeler, oyuncuların mevcut kontratındaki %120'lik uzatma üst limitinin %140'a yükseltilmesi gibi yenilikler de söz konusu.
App Store'dan indirin Google Play'den alın