29
herhalde son zamanlar da bizimle ilgili çıkan transfer haberlerin de en çok gördüğüm kelimelerdir kendileri. nerde çapraz bağı kopmuş , minimum kariyerinde 1-2 sezon ayagina top degmemis futbolcu varsa hepsine talip oluyoruz maşallahimiz var.
kaç para ulan hiç sakatlanmamis saglam bir futbolcu :(
30
forvet gibi kaleci gibi elzem olduğunu düşünmeye başladığım kontenjanımız. illa ki ara ara kadroya girip bişey yapamasa da sahada sekip duran bir arkadaş olmalı ve bu arkadaş uzun süre sakatlık geçirmeli ki şampiyonluk epik bir mücadeleye dönüşsün.
bu durum lezzetli bir yemeğe serpiştirilmiş bir acı biber gibi.
yakın geçmiş şampiyonluklarında aklıma fernando,melo, hamit, baros, linderoth sakatlıkları geliyor.
bu senaryoya göre takımın kilit oyuncusu gibi görülen bir isim sakatlanıyor ve yerine o zamana kadar o mevkide çok da verim alınıp alınamayacağı şüphesi barındıran bir oyuncu çok büyük katkı sağlıyor ve küçük bir kahramanlık kısa filminin başrol oyuncusu oluyor. sonra da kupayı alıyoruz ve kapanış.
(linderoth - m.topal, baros - necati, melo - hamit , hamit-yarım hamit, fernando - donk, ujfalusi-dany)
bir de bu sakatlıklar genelde sakatlık beklenmeyen istikrarlı bir oyuncuda meydana gelir ve o adam bir daha kolay kolay bizim takımda eski sürekliliğine kavuşamaz; işte burada müzminlik başlar.