2951
seçim ilan etmezlerse seneye ne yazıkki çok nahoş bir şekilde veda edecek yönetimdir. bir çoğumuz gibi çok uzun bir süredir yakından takip ediyorum galatasarayı, son 4 yıldır da izlemediğim divan kurulu yoktur sanırım. (hastalık yapacak bir şey yok.. ) bu yönetim kadar genel kurulla ya da divan kuruluyla gerginlik yaşayan başka bir yönetim hatırlamıyorum.
sürekli konu liseli alaylı ayrımına geliyor. bunu kaşıyan da ne yazık ki yönetim. aynı genel kurul hem bana göre gelmiş geçmiş en rezil başkan olan dursun özbek ‘i hem de ondan kurtuluş olarak mustafa cengizi seçti. kurtulmak istedikleri liseli, yerine seçilen alaylıydı.
şu an bakıyorum can hıraş mustafa cengiz seçilsin diye emek vermiş bir çok isim yönetime sırtını dönmüş ve büyük hayal kırıklığı içinde. yönetim ise camia geleneklerinden çok uzak bir görüntü içinde. verdikleri izlenim hasbelkader bulundukları konumun nimetleriyle elde ettikleri ikili ilişkilere zeval gelmesin diye, kulübün menfaatlerini ikinci plana atmaları. hocayı yapayalnız bıraktılar. başkan -allah tez zamanda şifasını versin-bir kaç kez çıkış yapmayı denedi ama olmadı. maalesef dolduramadı o makamı ve dolduramayacak da.
albayrak pek çoğumuzun sevdiği müthiş bir galatasaraylı ve kendisiyle ilgili çok güzel hatıralar biriktirdik. ama o da maalesef özellikle bu sene çok pasif kaldı. kendisinden hocanın yanında durmasını beklerdim, hocanın açıklamalarına karşılık yapılan basın toplantısında başkan ve yusuf günayın yanında değil!
yusuf günay için ise söylenecek çok fazla şey yok. kimsenin tanımadığı etmediği bir adam geldi bir anda başkan yardımcısı oldu. e olabilir tabi. ama ne doğru düzgün bir konuşmasına rastladım, ne sorumluluk alıp bir aksiyonun içine girdiğini gördüm. şöyle bir düşünün eski yönetimlerdeki 2. adamları. karşılaştırılamaz bile.
genel olarak hep hocanın arkasına saklandılar ve kazanılan başarının ekonomik olarak ekmeğini bir güzel yediler. en acı tarafı da başarı geldiği günlerde sırıta sırıta hocayla defalarca sözleşme uzatma törenleri düzenleyen bu üçlü, zor günlerde hocaya sırtını döndüler.
uefa ile ffp cezasını çözdüler diyenler var. doğrudur çözdüler ama o başarının arkasındaki çalışmayı yapan ekiple -mete ikiz, burak elmas-şimdi kanlı bıçaklılar.
ekonomik olarak kar açıklandı diyor bir diğer argüman. burda da aslan payı hocaya yazar çünkü cl ligi geliri olmasa bu kar da açıklanamayacaktı.kendilerinin ekstra geliştirip kulübe maddi olarak kazanç sağlayan bir projeleri var mı? benim aklıma gelen yok.
otel projesi ne oldu? riva’da durum nedir kulübe para giriyor mu? basketbol salon projesi ne oldu? kemerburgaz ne durumda? seçilirken bunlarla iligili vaatler havada uçuşuyordu 2.5 sene geçti çıt yok. ekonomik olarak ekstra gelir getirecek olan projeler bunlar ama somut bir ilerleme yok. ne yazık ki tarihin en kötü başkanı dediğimiz, yüzünü bile görmek istemediğimiz dursun zamanında başlayan işlerdi bunlar.
kulübün temsiliyeti yerlerde. maalesef doğru düzgün 2 kelime edebilen bir tek başkan var onun da duymaya pek alışık olmadığımız enterasan bir jargonu var ve ne yazıkki çok etkili değil.
basketbolda neler oluyor takip etmediğim için çok bilmiyorum ama son zamanlarda yaşananlar pek iyi gözükmüyor.
başkan için daha fazla bir eleştiri dile getirmek istemiyorum o bu durumdayken. gerçekten dirayetine büyük saygı duyuyorum. her ne olursa olsun bu kadar ağır bir hastalıkla mücadele ederken bir yandan hala bu kadar güçlü durmaya çalışması ve kulübe bu kadar yoğun bir mesai harcaması büyük saygıyı hakediyor. lakin aklı selim olan başkanın seçim kararı alıp hem kulüpteki gerilimi alıp önünü açması, hem de kendi sağlığına daha fazla zaman ayırması olacaktır.
sürekli konu liseli alaylı ayrımına geliyor. bunu kaşıyan da ne yazık ki yönetim. aynı genel kurul hem bana göre gelmiş geçmiş en rezil başkan olan dursun özbek ‘i hem de ondan kurtuluş olarak mustafa cengizi seçti. kurtulmak istedikleri liseli, yerine seçilen alaylıydı.
şu an bakıyorum can hıraş mustafa cengiz seçilsin diye emek vermiş bir çok isim yönetime sırtını dönmüş ve büyük hayal kırıklığı içinde. yönetim ise camia geleneklerinden çok uzak bir görüntü içinde. verdikleri izlenim hasbelkader bulundukları konumun nimetleriyle elde ettikleri ikili ilişkilere zeval gelmesin diye, kulübün menfaatlerini ikinci plana atmaları. hocayı yapayalnız bıraktılar. başkan -allah tez zamanda şifasını versin-bir kaç kez çıkış yapmayı denedi ama olmadı. maalesef dolduramadı o makamı ve dolduramayacak da.
albayrak pek çoğumuzun sevdiği müthiş bir galatasaraylı ve kendisiyle ilgili çok güzel hatıralar biriktirdik. ama o da maalesef özellikle bu sene çok pasif kaldı. kendisinden hocanın yanında durmasını beklerdim, hocanın açıklamalarına karşılık yapılan basın toplantısında başkan ve yusuf günayın yanında değil!
yusuf günay için ise söylenecek çok fazla şey yok. kimsenin tanımadığı etmediği bir adam geldi bir anda başkan yardımcısı oldu. e olabilir tabi. ama ne doğru düzgün bir konuşmasına rastladım, ne sorumluluk alıp bir aksiyonun içine girdiğini gördüm. şöyle bir düşünün eski yönetimlerdeki 2. adamları. karşılaştırılamaz bile.
genel olarak hep hocanın arkasına saklandılar ve kazanılan başarının ekonomik olarak ekmeğini bir güzel yediler. en acı tarafı da başarı geldiği günlerde sırıta sırıta hocayla defalarca sözleşme uzatma törenleri düzenleyen bu üçlü, zor günlerde hocaya sırtını döndüler.
uefa ile ffp cezasını çözdüler diyenler var. doğrudur çözdüler ama o başarının arkasındaki çalışmayı yapan ekiple -mete ikiz, burak elmas-şimdi kanlı bıçaklılar.
ekonomik olarak kar açıklandı diyor bir diğer argüman. burda da aslan payı hocaya yazar çünkü cl ligi geliri olmasa bu kar da açıklanamayacaktı.kendilerinin ekstra geliştirip kulübe maddi olarak kazanç sağlayan bir projeleri var mı? benim aklıma gelen yok.
otel projesi ne oldu? riva’da durum nedir kulübe para giriyor mu? basketbol salon projesi ne oldu? kemerburgaz ne durumda? seçilirken bunlarla iligili vaatler havada uçuşuyordu 2.5 sene geçti çıt yok. ekonomik olarak ekstra gelir getirecek olan projeler bunlar ama somut bir ilerleme yok. ne yazık ki tarihin en kötü başkanı dediğimiz, yüzünü bile görmek istemediğimiz dursun zamanında başlayan işlerdi bunlar.
kulübün temsiliyeti yerlerde. maalesef doğru düzgün 2 kelime edebilen bir tek başkan var onun da duymaya pek alışık olmadığımız enterasan bir jargonu var ve ne yazıkki çok etkili değil.
basketbolda neler oluyor takip etmediğim için çok bilmiyorum ama son zamanlarda yaşananlar pek iyi gözükmüyor.
başkan için daha fazla bir eleştiri dile getirmek istemiyorum o bu durumdayken. gerçekten dirayetine büyük saygı duyuyorum. her ne olursa olsun bu kadar ağır bir hastalıkla mücadele ederken bir yandan hala bu kadar güçlü durmaya çalışması ve kulübe bu kadar yoğun bir mesai harcaması büyük saygıyı hakediyor. lakin aklı selim olan başkanın seçim kararı alıp hem kulüpteki gerilimi alıp önünü açması, hem de kendi sağlığına daha fazla zaman ayırması olacaktır.