• 126
    eğer iyi bir kariyer sahibi olmak istiyorsanız mezun olduktan sonra iş hayatına sağlam giriş yapın gençler, büyük firmaya kapak attınız mı gerisi gelir zaten. yok ben illa kobide başlayacağım diyorsanız hep kendi yağınızda kavrulursunuz. bunun için de okuldan tam donanımlı olarak mezun olun, tam donanımlı derken kastettiğim okul dersleri falan değil, fabrikalarda kullanılan üretim sistemleri, kalite toolları (fmea, spc, kaizen, ıso 9001 vb.) bunlarla ilgili gerekl eğitimleri alıp çıkarsanız emin olun 1 değil beş sıfır önde başlarsınız. birde yanına ingilizce ve ek bir dil koyarsanız gelsin paracıklar.

    iş hayatına atılacak gencecik makina mühendislerine yardımcı olabilirim.
  • 129
    mühendislikten mezun olacak veya mühendislik okumayı düşünen arkadaşlar için kendi üniversitemden bizden çok önce mezun olmuş değerli bir abimizin yazısını da paylaşayım. yön gösterici olacaktır. yazılan yazı çukurova üniversitesi elektrik elektronik mühendisliği öğrencileri için yazılmıştır. bazı noktaları sadece elektrik-elektronik mühendislerini ilgilendirirken bazı noktaları ise tüm mühendislere yön gösterici olacaktır diye düşünüyorum. yazının tarihi 2007 olması sebebiyle sektörle ilgili belli değişimler olabilir.

    --- alıntı ---
    sevgili arkadaşlar lütfen bu yazımı laylaylom bir şekilde okumayın ve sizi ciddi biçimde yönlendireceğinden emin olun.biraz uzun olcak ama bir mezunun,hala okuyan bir öğrencinin kafasındaki bir çok soru işaretine ve korkularına değinecek ve bu korkuları nasıl gidereceğimize bazı yöntemler işaret edeceğim.
    öncelikle kendimden bahsedeyim 2002 temmuz ayında ç.ü. elektrik elektronik müh. den mezun oldum.mezun oldum ama ben mühendis oldum ve diplomamı aldım demekten başka marifeti olmayan bir mühendis olduğumu daha diploma töreni sonunda anladım.ne yapcaktım,nerede çalışcaktım,hangi sektörlerde neler olup bitiyordu,türkiye'de sanayi nerede,ekonomi nerede,mühendislik hierarşik yapının neresinde kendine yer buluyordu,ben ne olabilirdim,kariyer hedefim ne olabilirdi hiçbirini bilmiyordum.şimdi bu noktadan sonra ne yanlışlar yaptım,neleri doğru yaptım birlikte görelim,birlikte sentez yapalım;

    yanliş-1:daha diplomamı aldığım gün panik yaptım

    hiçbirşeyi düşünmeden incelemeden , yukarıda bahsettiğim noktaları değerlendirmeden bilinçsizce iş aramaya başladım,yeter ki iş bulayım dedim.ilk startı olabilecek en kötü yerden aldım.tekstil sektörü.bunun üstüne biraz yorum yapalım isterseniz:
    arkadaşlar tekstil sektörü türkiye san. de belki de en büyük payı alan bir sektör, araştırırsanız görebilirsiniz.belki bazı arkadaşlar benim düşündüğüm gibi düşünüp yanlış yapmasınlar diyerek buna açıklama yapma gereği duyuyorum,ben sektörün piyasadaki oranına bakıp şöyle dedim,ilhan heryerde iş bulabilirsin,heryerde tekstil fab. var,iş imkanın daha geniş....üzülerek söylüyorum yanıldım arkadaşlar çok yanıldım.tekstil sektörü türkiye de giderek eksi trend gösteren,batanların çıkanların sürekli yer değiştirdiği,sirkülasyonlaraın maksimum seviyede olduğu bir sektör ama daha önemlisi ne biliyomusunuz,devletimizin hiçte akıllıca olmayan teşvik yasasının ve çin tehlikesinin en başta tekstil olmak üzere birçok sektöre olumsuz yansıması.teşvik bu ülkede hangi sektörlere ihtiyaç duyuluyorsa o sektörlere ve gelişmesi gerekli illerde izin verilmeliydi.ama ne yapıldı sektör gözetilmeksizin illere bilinçsizce yatırımlar yapıldı.bakarsak bu teşviklerin neredeyse %70-80 oranını tekstil alanı kapsamaktadır.bu durum haksız rekabete yol açtığı için teşvik bölgesinde yer almayan illerdeki bu sektör çok zor duruma düşürüldü.kaliteye önem veren büyük firmalar ayakta kalırken diğerleri hala zor günler yaşıyorlar.nihayetinde bu sektörün geleceği belli olmadığı için ne tekstil mühendisi arkadaşlarımızın ne de bu sektörde çalışan meslektaşlarımızın geleceği hiç belli değil.
    arkadaşlar yazıma kaldığım yerden devam edeceğim,sıkıldıysanız lütfen yüzünüzü yıkayıp mutlaka tamamını okuyun.nerede kalmıştık,sektör seçimi ve mezun olduğunuzda ne yapcaksınız.yanliş-1 bölümünü okudunuz.bu hatayı yapmamak için neler yapabilirsiniz ona bakalım.
    şuanda mezun olanlarınız var,işsiz gezenleriniz var,okuyanlarınız var,çalışanlarınız var.sektörleri iyi takip edin arkadaşlar,nasıl edebilirsiniz:
    çevrenizle irtibatları koparmayın,size yardım edebilecek büyüklerinizi hiç bırakmayın,emo ya üye olun,internetteki ekonomi ve iş dünyası haberlerini en az dersleriniz kadar takip edin.özellikle de şu noktaları kaçırmayın
    -sektöre yapılan yatırımlar ve sektör "kar-öz sermaye" trendi
    -o sektörde çalışan meslektaşlarınızın sosyal yaşantıları(maaş-diğer haklar....)
    -o sektörün kariyer hedefinize uygunluğu
    -yapmak istediklerinize verdiği cevap

    aslında o kadar çok şey yazmak istiyorum ki.

    acele etmeyin arkadaşlar bekleyin gerekiyorsa evde oturun,ilk zamanlar kimse evde oturmanıza tepki göstermez.evde oturun derken de tabi ki gerçek anlamda oturmaktan bahsetmiyorum,çalışın,mesleğinizle alakalı her türlü sınava girin kesinlikle lazım olabileceğini unutmayın,yeni mezun olan birinin en büyük silahı geçmişte kazandığı sınavlar ve staj dır.kpss,kpds,tofel,less,ales,....ne varsa girin arkadaşlar ve kazanin:...

    bu sınavları kazanırsanız hayat sizin istediğiniz yere gider ama girmeye bile tenezzül etmezseniz hayat sizi istediği yere götürür bunu sakın unutmayın,hangisini seçersiniz yönetmeyi mi yönetilmeyi mi?

    yaptığım ilk yanlışın yani acele edip seçtiğim sektörün bana neler kaybettirip beler kazandırdığını,beni şuanda nereye getirdiğini merak ediyormusunuz.

    iş hayatıma aska bilici tekstil a.ş. de başladım,daha işe girdiğim ilk günden itibaren okulumuzda bize verilen eğitimin pratik uygulamayla desteklenmediği için havada kaldığını,hiçbir işimize yaramaz diyebilecek kadar rafa kaldırıldığını düşündüm.ilk düşüncemin doğru olduğunu her zaman söylüyor ve her fırsatta dile getiriyorum,sevgili hocalarım eğer bu yazıyı okursanız lütfen öğrencileri sanayi ile yakınlaştıracak geziler,uygulamalar düzenleyin,rica ediyorum.ikinci düşünceminse kendimi geliştirdikçe yanlış olduğunu anladım.teorikle uygulama birleştiği anda ,işte bu anda mühendis olduğunuzu anlıyosunuz.
    tek başina uygulama cahillik,tek başina teorik ukalaliktir.
    neyse devam edelim,çok sıkıntılar çektim bu firmada altımdaki adamlar uygulamadaki büyük eksikliğimden faydalanıp yeni mühendis dediler ve ezdiler,ama yılmadım hiç kötü davranmadım onlara ,adım onların üstündeydi ama onların kalfalığını yaptım.motorları sırtıma alıp tek başıma yüklendim ,revizyonunu tek başıma yapıp montajladım,ama herkesten birşeyler öğrendim,amacım belliydi burada öğrenip başka yere daha hazır gitmekti.şunuda söyleyim arkadaşlar ben mezun olduktan sonra kapı kapı yalvardım ücretsiz çalışmak için ve en son gittiğim yer kabul etti ve sağolsunlar asgari ücrretle işe başladım.bunların hiçbirinden gocunmadım.daha sonra askerliğimi yapıp tekrar aynı işyerine devam ettim.buradaki maceram toplam 11 ay sürdü,daha iyiydim,kendime daha çok güveniyordum artık,başka biryerle çalışırken anlaştım ve aska dan ayrıldım,tam 3 katı maaşa kayseriye gittim,burada da fazla durmadım 11 ay,ama bana uyku durak vermeyen günler yaşadım,kendime hergeçen gün daha da güvendim daha da teknik açıdan yetiştim,artık saygı duyulan bir mühendis olmuştum,aranan bir mühendis olmuştum,ama yanlış sektördeydim.görevim enerji şefiydi,aldığım maaş tekstilde
    çalışanlara göre iyiydi,ama huzursuzdum,hakettiğim yerde değildim,2 senede o kadar çok şey değişmiştiki hayatım da bilgim de,sıçramamnın zamanı gelmişti,küçük şirketlerden büyük şirketlere geçmek için zaman gelip geçiyordu.tam bu sıralarda yine tekstilde türkiye de büyük firmalardan olan g.antep selçuk group bünyesine transfer oldum,sadece bir fabrikanın elektrik bakım şefiyken 1 sene zarfında 5 fabrikanın makine enerji müdürü oldum,tabi bunda biraz şans ve benim hırslı çalışmalarım etkili oldu,fabrikada yer alan ölü bir yatırımı canlandırmam beni bu noktaya getirdi.artık çok hatrı sayılır bir kişi oldum,çok para kazanıyordum ama rahatsızdım,neyden diyeceksiniz tabi,sektörden,yanlış anlamayın firmamızın durumu o kadar mükemmeldiki bir tek gram stok olmazdı ve kalitede bir numaraydı,ama bu noktada kendime sordum ve kariyer hedefin bumu dedim ve tekrar iş arayışına girdim sektörümü değiştirip daha büyük bir firmaya gidecektim ve gittim.şuanda demir çelik sektörünün paylayan yüzü tosyalı holding te elektrik bk. ve otomasyon şefiyim.burada aldığım ücret antepte aldığım ücretin belki yarısı kadar ama çok şey kazandım.

    yanliş-2:
    g.antep selçuk firmasına başladıktan 3 ay sonra manisa da bulunan vestel fabrikasının hayat bölümüne tam 9 saat süren mülakat sonunda kabul edildim,ama hayatımın yanlışlarından birini yapıp amatörce davranıp kişileri yarı yolda bırakmayalım,gönülleri kırılmasın dedim.sakin arkadaşlar sakın çalıştığınız yerde profosyonel olmaktan vazgeçmeyin,sizin için nere uygunsa arkanıza bile bakmadan gidin,duygusal olmayın............

    yanliş-3:
    okul yılları boyunca kimseden fikir almadık,bunda en büyük pay bölümümüzündür, bilinçlendirmediler

    tavsiyeler:
    1.stajlarınızı yapmak zorunda olduğunuz birşey gibi değil mesleğiniz-yapacağınız iş olarak görün ve staj yeri seçimini yaparken çalışmayı istediğiniz sektörden olmasına özen gösterin
    2.okul yıllarında size verilen eğitimin yeterli olmadığını iyi bilin ve mezun olmaktan çok kendinizi yetiştirmeyle uğraşın(örneğin bir s7 400 ile commander bir inverteri sürüp devir kontrolünü encoderle gerçekleştirin)
    3.okul bittikten sonra yapabiliyosanız y.lisansınızı yapın,acele etmeyin herzaman bununla bir artınız daha olacağını unutmayın,sizlere tavsiyem mutlaka eğitiminize y.lisansla devam edin,ben bunu tam 5 sene sonra anladım ama yine de karar verdim ve 2007 yılında y.lisans eğitimine başladım.ben 5 sene sonra bile buna başlıyosam gerisini siz düşünün.
    4.yine okul yıllarında alan alan ayırarak yazıyorum
    a)telekomda çalışacaklar digital signal processing dersinin ve antenna dersinin önemini asla unutmasınlar ve uygulama yapsınlar
    b)sanayi de çalışacaklar özellikle siemens s7 300 ve 400 ,simatic manager ile programlamayı,inverterlerin bus haberleşmesini,encoderle devir kontrolünü,inverter elektroniğini,yasada değişiklik olduğu için kompanzasyonlarda tristörlü sistemi, motor uygulamalarını,motor kumanda ve güç devrelerini,kopmpanzasyon sistemlerini,harmoniğin filtrelenmesi...gibi konuları öğrenin ve uygulayın
    c)arge de çalışacaklar autocad,c++ builder hatta delphi 7,sql database,elektronik devre tasarım ve simulasyon programları workbench,isis vs...,devre analizi,lunix .....gibi konuşarı adı gibi öğrensin

    5.sevgili arkadaşim ayni sinifta eðitim gördüðümüz esra arkadaşim daha önceki yazışmalarda kamu görevinde çalışanların sıkıntılarını dile getirmiş ve üzülerek söylemeliyim ki sevgili arkadaşım gülçin yiğitler nihayet esranın kamuyu anlaması gibi laflar etmiş,ama ben bu konuya değinmeden geçemicem,çünkü önemli bir konudan bahsediyoruz.kamu ile özel sektör arasında karar veremeyenler bence şu soruları kendilerine sormalılar:
    a)ben nasıl mutlu olabilirim
    b)benim hedefim ne
    c)bu mesleği karnım doysun rahat edeyim diyemi seçtim yoksa başka birşey mi
    d)masa başında oturmak bana daha cazip geliyor ben elin afedersiniz ama cahiliyle,köpek gibi ısıran ağzına geleni sayan yöneticilerini çekemem mi diyorsunuz,ne zaman ne göreceğimi bilmediğim yerlerde çalışamam mı diyorsunuz
    e)ben sabredemem,biran evvel iş bulmalıyım özel olmazsa devlet mi olsun diyorsunuz
    f)vs......
    arkadaşlar özel sektör hakkaten zor,kamudan kötü yanı ne biliyomusunuz kamuda çalışan bir yönetici size ihtar verir kendince maaşınızdan kestirir,başka yere atama yaptırır ama sizi işinizden edemez vs.. ama özel sektörde işinizden de olabilirsiniz herzaman en üst düzey yön. de olsanız 2 dudak arasındasınızdır,
    kamuda sizinle uğraşsalar kendi adıma söylüyorum güler geçerim,kayle almam gerizekalı konuşsun dursun derim geçerim ama özel de öyle değil,uykularınız kaçar
    kamuda cmt. pazar tatisiniz,istediğiniz zaman rapor alır istediğiniz yere gidersiniz,ama özelde hele birde kritik bir görevdeyseniz hasta olmaya bile hakkınız yok,yakınınızın ölmesine hakkınız yok,bayram hakkınız yok....benim 5 yılda kullandığım izin günü:14 yanlış değil 14.
    her ay elinize sabit bir maaş geçer,ona göre yaşarsınız bu kimilerine göre iyi kimilerine göre kötü,bana göre kötü

    şimdi de kamunun kötü yanlarına bakalım
    kamuda mesleki açıdan bitersiniz,kendinizi yetiştiremezsiniz,masa başına basit bir görevi icra etmek için oturursunuz,esranın da dediği gibi size televizyom bozulmuş bir bakıver be esra diyen aptallarda çıkar,değerinizi gün geçtikçe yitirdiğinizi düşünürsünüz.zaten bundan başka kötü yönünü saymaya gerek yok.
    şunu unutmayın arkadaşlar % 80 imizin kafasında kendi iş yerimizi açalım fikri vardır,eğer sizinde böyle bir düşünceniz varsa sakın ama sakın kamuda vakit öldürmeyin.

    özel sektörde çalışmanızı tavsiye ettiğim sektörler şunlar:
    1.telekominikasyon
    2.sanayi de:demir çelik,otomotiv,beyaz eşya,enerji
    3.iyi ve kendini kanıtlamış bir arge şirketi veya büyük şirketlerin arge bölümü

    neden demir çelik diyenlere hemen cevap vereyim:
    biliyorsunuz isdemir türkiye 'nin sayılı işyerlerinden biri ve 2008 yılı itibariyle yassı mamul üretimine geçecek,biraz kafanızı çalıştırırsanız yassı mamul ile birlikte beyaz eşya sektörünün,otomotiv sektörünün de adana ya doğru kayacağını anlarsınız,günümüz sektörü demir çelik ve buna bağlı sanayilerdir,yazımda şunu da belirtmek isterim ki adana da önümüzdeki 10 yıl içinde çok büyük devasal şirketler yer alcaktır,bu piyasadan uzak durup çölde su aramaya gerek yok ,sabredin ve kazanın arkadaşlar,bu arada kendinizi çok iyi yetiştirmeye çalışın ve aryan değil aranan mühendis olun.yazımı sonuna kadar okuyan herkese özellikle de bu siteyi hazırlayan arkadaşım sevgili ahmet teke arkadaşıma teşekkür eder saygılar sunarım.

    --- alıntı ---
  • 135
    sözlüğün %90'ını oluşturan yazarlardır.ben de müstakbel bir mühendis sayılırım. aslında ilginç bir durum gibi gözüküyor:

    galatasaray: sporla ilgili yazılar yazıyoruz. genel kanıya göre mühendis kafasının bunu algılayamaması gerekir.

    sözlük: sonuç olarak sözel bir platform. yine sayısal okuyup bitirmiş, rakamlarla uğraşan adamların kafasının buna basmaması gerekir.

    ama durum böyle değil. durumun böyle olmaması üzerinden bir sürü sosyolojik çıkarım yapılabilir.

    1- türkiyede mühendisler çok zor ve meşakatli sınavları verebilen insanlar oluyorlar genellikle diye düşünüyorum. türkiye lise müfredatları dünyanın en zorlarından biri ve bir çok dersin üstesinden gelmeye çalışan sayısalcı öğrencilerin yaptığı meslek bu mühendislik. rahata kaçmak isteyenler ise sözel bölümlere yöneliyorlar. tabiki tahmin edersiniz ki dünyanın en zorlu müfredatlarından birini vermeye çalışan, alan seçimi gibi konularda çağının 100 yıl gerisindeki bu ülkede bu ağır yükü sırtlanan gençler, sırtlanmayıp da torpille bir yerlere gelenlerden çok daha sefil bir yaşam sürüyor. cefanın ödülü ceza. işte tam bir üçüncü dünya ülkesi. bu çirkin ülkenin güzel insanları işte bu mühendisler bir çok alanda birikime sahip olan, olmak zorunda bırakılan güzel insanlar. sözlükte de bunun hakkını veriyorlar ve acısını çıkarıyorlar.

    2- zaten türkiye bir mühendis yuvası. türk eğitim ve gelenek yapısı "garanticilik" üzerine kurulu. bunun deyimleşmiş ismi "altın bilezik". türk eğitim sisteminde çocukların başka uğraş alanına yönelmesi mümkün değil. eğer çocuk sanata veya spora vaya herhangi başka şeye yöneldiği takdirde garantisi olmamış olacak. aç kalma ihtimali olcaka başka bir deyişle. ama diğer gelişmiş ülkelerde çocuğun yöneldiği alanlardaki akademisyenlerin de en iyi bildiği şey "eğitimsiz bir insanın hiçbir dalda başarılı olamayacağı". almanya'da futbol okullarında bir yandan da akademik bilgi veriliyor, ya da amerika'da her okul spora büyük önem veriyor, kaynak sağlıyor, kolej ligleriyle destekliyorlar. bunlar aslında bildiğimiz şeyler ama bunların dayanak noktalarını ne kadar sorguladığımız muamma*. çarpık türk eğitim yapısı ak ya da karayı seçmeye itiyor genci, zaten de genç yapamıyor bu seçimi çoğu zaman aileler tarafından. onlar böyle bir durumda haksız mı? aslına bakarsanız değil. ak ya da karayı getiren düzende suç var. hep türklerin duyguları uçlarda yaşadığı söylenir, işte bu durum da bu uçları gözler önüne seriyor. bir ülkede keskin uçlar varsa zaten o ülkeye gelişmiş diyemeyiz. mesela gayri safi milli hasıla dağılımında da olduğu gibi. peki insanların bu düzeni değiştirmek için, bu uçları köreltmek için belirli bir çabası var mı yoksa onlar da kendilerine biçilen "geleneksel" elbiselerini üzerlerinden çıkartmıyorlar mı? bu sorunun cevabı herhalde sırıtıyor. bu garanticilik, bu biatçılık, bu kadrolaşma, bu kaçak göçek oynama devam ettikçe nice mühendisler aç kalacak gibi görünüyor, ya da insanlar gıptayla sporda almanya'yı, amerika'yı izleyecekler.

    selam olsun size kader mahkumları... güzel insanlarsınız siz.
  • 145
    elektrik elektronik mühendisi olan arkadaşlara naçizane tavsiyem, iş bulmak için elektrik alanına yönelmeleri. türkiye şartlarında elektronikçi olacaksanız yazılımcı olacaksınız demek gibi bir şey. elektrik mühendisliği tarafına yönelince de metro şantiyelerini tercih edin. küçük bir şehir şebeke sistemi var, ne ararsanız bulursunuz öğrenirsiniz. amelelikleri de var tabi.

    bu arada pendik ve yakacık metro şantiyelerine uğrarsanız çayımı içersiniz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın