mostafa'nın galatasaray forması ile ilk 11'de sahaya çıktığı ilk maç kadıköy deplasmanıydı ve o maçta resmen sahaya kabus gibi çökmüştü. rakip sahaya arkası dönük halde, bizim defansın serseri biçimde uzaklaştırdığı topu, sırtında stoper varken orta sahada göğsüne alıyor, sonra havada dönüp ters kanada voleyle pas atıyordu. her hava topunda rakibi sindirdi, serdar aziz başta birçok oyuncuyu psikolojik olarak çökertti, golünü çaktı ve
davaro'daki hoca misali dedik ki "bir yiğit geli ki ah ne geli". ben de o maç sonrası,
bafetimbi gomis'in de üstüne çıkacak bir forvet aldığımızı düşünmüştüm.
sonraki dönemde kendisini psikolojik , bağlılık ve yetenek anlamında geriye götürmek için elimizden ne geliyorsa yaptık. fatih hoca kendisine bir türlü ilk 11 güveni veremedi, o güveni veremedikçe oyuncu geriye gitti, o geriye gittikçe hoca ona forma vermedi, o forma alamayınca psikolojik olarak geriye gitti ve sonunda çığ gibi büyüyen bu sıkıntı torrent döneminde de nihayete erdi, adam gitmek istedi. bu süreci kulüp, 2 farklı hoca, oyuncu hemen herkes çok kötü yönetti.
kendisinin eğer sözleşmesi 1 yıl kalsaydı, böyle bir oyuncuya sıfırdan başlamak biraz riskli olablirdi, zira oyuncuyu kalmaya ikna et, kadroda hak ettiği zaman yer alacağına dair güven aşıla, oyuna ikna et, oynatmaya başla, verim al derken zaten 6 ay geçecekti ve aralık ayında yoluna bakmaya başlayacaktı. ama bizimle hala sözleşmesi 2025 yazına kadar, yani eğer
okan buruk ile sıfırdan başlanacaksa buna süremiz var. fakat bu tamamen performanstan bağımsız bir durum. kendisiyle ilgili bu kumarı ancak o ilk geldiği zamanki performansına ulaşma emareleri gösterecekse oynamalıyız. eğer ulaşacaksa bence de çok iyi bir yardımcı veya yedek forvet olur, yok yine 1. forvet olmak isterse o zaman önümüzdeki 5 ayda "fakir icardi"sine dönüşmek zorunda.