176
gün geçmiyor ki, güzel sözlüğümüzde yeni bir trajedi yaşanmasın. kendisi ne yazık ki, radarıma giren kurbanlardan biri olmuştur.
efendim biliyorsunuz, moderasyonda görevli olmamdan mütevellit, sözlükte biraz fazla zaman geçiriyorum, haliyle çarpıklıklar gözüme daha bir ilişiyor. hele ki şimdi , moderasyondaki yeni yapılanmayla beraber beni istihbarat ve sözlük güvenliği işlerinden sorumlu üyeolarak atadıkları için adminlerimiz sağolsunlar, baya bi boş vaktim oluyor. ben de bunu milletin özel hayatını didik didik etmeyle geçiriyorum. aslında ilk söylediklerinde ne kadar da sevinmiştim, istihbarat sorumlusu, vay bee, ulan 3 gün takım elbiseyle, gözümde james bond gözlüğü, kulağımda çakma iphone kulaklığı, arada bir 'racır det', kapi det, aym on dı veyy' replikleriyle ekran başında takılıyordum. neden sonra, aslında çok tırt bi sıfat yüklendiğimi anladım, resmen sürülmüşüm la kıç kadar sözlükte neyin istibaratı, neyin güvenliği. millet çatır çatır entry siliyor, başlık düzeltiyor, ben kim nereye tatile gitmiş, kim hangi üniversiteyi kazanamamış, kimin düğünü var. sünnet olacak adama bile denk geldim, yakında davet başlığını açacağım.
neyse uzatmadan, mocuishle ile olan davaya girelim. dün yine elimde viski, altımda slip donla evimde serilmiş, başlıklar arasında dolaşırken, bu arkadaşın boğaziçili sözlük yazarları başlığında fink attığına şahit oldum. 'arkadaşlar, artık ben de boğaziçiliyim, bilgisayar mühendisliği gelmiş ilk tercihte, allahım sana şükürler olsun, uyandırmayın beni bu rüyadan, yıllardır verdiğim emeklerin karşılığını nihayet aldım' filan bir şeyler yazmış. allah allah dedim içimden, bu nicki gözüm sanki bir yerlerden ısırıyor. daha 4-5 ay önce bu adama, ygs 2014 başlığında rastlamamış mıydım? 'beyler, 2 yıllık yazsam, açıköğretimle bunu 4 seneye tamamlayabilir miyim, yoksa direkt açıköğretim mi yazsam barajı geçmeye kasıp? bilgisi olanlar mesaj kutumu yeşillendirsin lütfen'. hayır, hayır yanılmış olamam, aynı nicklerdi bunlar, hafızam kuvvetlidir.
o an kafamda bir şimşek çaktı, flashback ile bundan 2 sene öncesine gittim. 331. dönem askere gidecek sözlük yazarlarıbaşlığında rastladığım bir olayla paralellik gösteriyordu bu yeni vak'a. askere gidecek arkadaşlarımız gidecekleri yerleri yazdığı sırada, densizin biri 'ehikekikik benle mi bot bağladınız ulan, bu saatten sonra ben mi tutayım nöbet, toruuun geceler uzun ötmez borun' gibi seviyesizliklerle çocukların moralini bozuyordu. 'ohh be miss gibi antalya'da plajda yaptım askerliğimi, nöbet nedir, silah nedir bilmem, paşalar gibi takıldım, komutanlar bile bi şey diyemiyordu, s.ikim daşşağıma denk dolanıyodum ortalıkta be heyyy, her gün çarşı vardı, bi kahvaltı salonuna giderdik ki, binlerce çeşit otlu peynir, ye yiyebildiğin kadar'.
son söylediği lafla kendini ele vermişti aslında, otlu peynir, kahvaltı salonu. allah allah dedim ya, ben bunu bi sıkıştırayım. uzun süren sorgular neticesinde arkadaşın, van çatak'ta uzun dönem piyade olarak askerliğini tamamladığını, pembe teskere almayı düşünecek kadar
zillet içerisinde askerlik kahrı çektiğini öğrendim. yine ne tesadüftür ki, boğaziçili sözlük yazarlarıbaşlığına musallat olan kişi yine kendisi.
ben bu satırları yazarken, kendisi çok uzaklarda olacak, yalan yanlış beyan verme suçundan 61 gün ceza verdim kendisine. bu vesileyle, bilumum üniversite başlıklarında bu tarz sahtekarlara karşı halkımızı bilinçli ve gözü açık olmaya davet ediyorum.
efendim biliyorsunuz, moderasyonda görevli olmamdan mütevellit, sözlükte biraz fazla zaman geçiriyorum, haliyle çarpıklıklar gözüme daha bir ilişiyor. hele ki şimdi , moderasyondaki yeni yapılanmayla beraber beni istihbarat ve sözlük güvenliği işlerinden sorumlu üyeolarak atadıkları için adminlerimiz sağolsunlar, baya bi boş vaktim oluyor. ben de bunu milletin özel hayatını didik didik etmeyle geçiriyorum. aslında ilk söylediklerinde ne kadar da sevinmiştim, istihbarat sorumlusu, vay bee, ulan 3 gün takım elbiseyle, gözümde james bond gözlüğü, kulağımda çakma iphone kulaklığı, arada bir 'racır det', kapi det, aym on dı veyy' replikleriyle ekran başında takılıyordum. neden sonra, aslında çok tırt bi sıfat yüklendiğimi anladım, resmen sürülmüşüm la kıç kadar sözlükte neyin istibaratı, neyin güvenliği. millet çatır çatır entry siliyor, başlık düzeltiyor, ben kim nereye tatile gitmiş, kim hangi üniversiteyi kazanamamış, kimin düğünü var. sünnet olacak adama bile denk geldim, yakında davet başlığını açacağım.
neyse uzatmadan, mocuishle ile olan davaya girelim. dün yine elimde viski, altımda slip donla evimde serilmiş, başlıklar arasında dolaşırken, bu arkadaşın boğaziçili sözlük yazarları başlığında fink attığına şahit oldum. 'arkadaşlar, artık ben de boğaziçiliyim, bilgisayar mühendisliği gelmiş ilk tercihte, allahım sana şükürler olsun, uyandırmayın beni bu rüyadan, yıllardır verdiğim emeklerin karşılığını nihayet aldım' filan bir şeyler yazmış. allah allah dedim içimden, bu nicki gözüm sanki bir yerlerden ısırıyor. daha 4-5 ay önce bu adama, ygs 2014 başlığında rastlamamış mıydım? 'beyler, 2 yıllık yazsam, açıköğretimle bunu 4 seneye tamamlayabilir miyim, yoksa direkt açıköğretim mi yazsam barajı geçmeye kasıp? bilgisi olanlar mesaj kutumu yeşillendirsin lütfen'. hayır, hayır yanılmış olamam, aynı nicklerdi bunlar, hafızam kuvvetlidir.
o an kafamda bir şimşek çaktı, flashback ile bundan 2 sene öncesine gittim. 331. dönem askere gidecek sözlük yazarlarıbaşlığında rastladığım bir olayla paralellik gösteriyordu bu yeni vak'a. askere gidecek arkadaşlarımız gidecekleri yerleri yazdığı sırada, densizin biri 'ehikekikik benle mi bot bağladınız ulan, bu saatten sonra ben mi tutayım nöbet, toruuun geceler uzun ötmez borun' gibi seviyesizliklerle çocukların moralini bozuyordu. 'ohh be miss gibi antalya'da plajda yaptım askerliğimi, nöbet nedir, silah nedir bilmem, paşalar gibi takıldım, komutanlar bile bi şey diyemiyordu, s.ikim daşşağıma denk dolanıyodum ortalıkta be heyyy, her gün çarşı vardı, bi kahvaltı salonuna giderdik ki, binlerce çeşit otlu peynir, ye yiyebildiğin kadar'.
son söylediği lafla kendini ele vermişti aslında, otlu peynir, kahvaltı salonu. allah allah dedim ya, ben bunu bi sıkıştırayım. uzun süren sorgular neticesinde arkadaşın, van çatak'ta uzun dönem piyade olarak askerliğini tamamladığını, pembe teskere almayı düşünecek kadar
zillet içerisinde askerlik kahrı çektiğini öğrendim. yine ne tesadüftür ki, boğaziçili sözlük yazarlarıbaşlığına musallat olan kişi yine kendisi.
ben bu satırları yazarken, kendisi çok uzaklarda olacak, yalan yanlış beyan verme suçundan 61 gün ceza verdim kendisine. bu vesileyle, bilumum üniversite başlıklarında bu tarz sahtekarlara karşı halkımızı bilinçli ve gözü açık olmaya davet ediyorum.