galatasaray camiası için bir devrin sonu anlamına gelen fakat diğer taraftan da sonsuzluğun başlangıcı olan
13 eylül 1991'in ertesi günü
* tarihli gazeteler,
metin oktay'ın fiziken aramızdan ayrılışını şöyle manşetlerine taşımış:
milliyet:
''kral öldü''
her yerde kraldı. o tam bir profesyonel, gerçek bir sporcu ve 'futbolun kralı'ydı. beşiktaşlısı, fenerbahçelisi, galatasaraylısı tüm sporseverlerin kalbinde taht kurmuş, kral unvanını sadece golleriyle değil, kişiliğiyle de haketmişti. kraldı ama mütevazıydı, kraldı ama efendiydi. bir dönemde binlerce aile çocuklarına metin adını vermişti.
''metin oktay'a gözyaşı''
kahreden kaza - geçtiğimiz günlerde, tekleyen kalbinin markajından kurtulan kral'ı ölüm otomobilinde yakaladı.
hürriyet:
http://satis.hurriyet.com.tr/...4&type=undefined''azrailden krala kırmızı kart'' - futbol, kralını kaybetti... metin oktay için türkiye ağlıyor.
bir de buna göz atalım şimdi:
http://www.futbolistan.net/...tin-oktay-249683.htmyazının can alıcı noktasını şurası olarak belirledim:
---
alıntı ---
george best ve bobby charlton, ingiliz ve dünya vatandaşları için ne ifade ediyorsa, metin oktay’ın anlamı da türkiye ve dünya için o olmalıdır. burada tartışılması gereken, bu etkinin oluşamama sebepleridir.
ben yıllardır metin oktay hakkında herhangi bir bilimsel araştırma, panel veya sempozyum yapıldığına şahit olmadım.
---
alıntı ---
ne kadar da dikkat çekici bir nokta, değil mi sözlük?
ya biz ne yapıyoruz? galatasaray camiası olarak her yıl o lanet
13 eylül günü'nde
taçsız kral'ı
topkapı kozlu mezarlığı'nda bulunan kabri başında anmaktan başka, ne yapıyoruz?
koca bir hiç...
iğneyi kendime batırıyorum önce. bugüne kadar metin oktay'ın mezarını bir kez bile ziyaret etmedim. akıl edemedim, neden bilmiyorum. bugünü de bir milat olarak kabul edeceğim ve her fırsatta bu yüce şahsiyeti mezarı başında ziyaret edip ruhuna dualar yollayacağım.
çuvaldızı da galatasarayımız'ın değerli yöneticilerine batıralım. herkesin malumu olur ki böylesine hem yetenekli hem de karakterli futbolcular çok nadiren geliyor dünyaya, belki de bir daha göremeyeceğiz. görememe ihtimalimiz çok yüksek, metin oktay'ın türünün tek örneği olma ihtimali çok yüksek. çünkü futbol artık bir tutku olmaktan çıktı,
sektör oldu. futbolcular da kendisini gösterdikten sonra pazarlanacak bir mal olarak görüyor. yıllık ücret, maç başı ücret, prim... çoğu futbolcunun takıma bağlılığı bu kavramlar ile eş değer, paralellik gösteriyor.
dünyamız'ın bu derece kirlenmediği zamanda
metin oktay gibi bir insan varolmuş ve bizler için ne büyük bir şans ki
parçalı formayı giymiştir.
ruhu şaad, mekanı cennet olsun.
*****