ingiltere ve leicester yorumundan bağımsız olarak diğer türk yorumculardan farkı nabza göre iyi şerbet vermesidir. ne söyleyeceğini ne anlatacağını o an ki cereyan eden olaylara insanların ne tepki vereceğini ölçerek yapıyor. bunun en güzel örneği, ryan donk transferi öncesi ve sonrası dedikleridir. o zamanlar ister katılın ister katılmayın donk genel taraftar profilince bu olur gözüyle bakılıyordu. bu adam ne dedi evet, galatasaray iyi iş yaptı donk doğru transfer. sonra ne dedi "galatasaray kasımpaşa'nın stoperini kendi orta sahasını kurtarsın diye aldı" dedi. yani bir nevi aylar önce taraftarın duymak istediğini söyledi aylar sonrada yine taraftarın artık sıtkını sıyırdığı futbolcuyu içine yönetimi de katarak taraftarın önüne attı.
(bkz:
https://twitter.com/...s/723083263418363904 )
adam olayları iyi analiz ediyor. bu ne şiş yansın ne kebap yansın kafası değil. bu çok kurnazca bir hareket. kendini popüler yapan da bu zaten. bizim insanımızın kafa yapısını iyi çözmüş. bu şekilde de olayları iyi kanalize edebiliyor. aslında kendisi bir nevi borsa manipülatörü gibi görülebilir bence.
ingiltere ve leicester yorumuna gelecek olursak bak güzel abicim, eğer premier lig dünyanın en iyi ligi değilse senin gözünde o zaman senin kafanda en iyi olduğunu düşündüğün bir lig olmalı. yani bu en iyisi değil derken en iyisinin hangisinin olduğunu da açıklaman lazım ki söylediğin şeyin sağlam bir temeli olsun. en iyi lig barça ve real'in
atletico madrid harici herkese beşer altışar salladığı lig mi? yoksa münih'in tamamen domine ettiği gelene geçene beş altı attığı en yakın rakibi
dortmund'a 10 puan fark atarak şampiyon olduğu lig mi? ya da
juventus'un son beş senedir en az 10 puan fark atarak şampiyon olduğu serie a mı? bu saydığım liglerin hangisinde saydığım takımlara karşı kaç maçta orta sıra takımları diş geçirebiliyor? bırak allahını seversen mehmet demirkol şampiyonu önceden belli takımların olduğu liglerin premier lig ile yarışmasının şansı yok.
edit: ilgili link eklendi