kendisiyle ilgili rahatsız edici bir detayı daha belirtelim;
koyu bir
başakşehir spor kulübü sempatizanı kendisi. evet evet, yanlış duymadınız, bildiğiniz, eski adıyla ibb, yeni adıyla başakşehir, turunculu, lacivertli, siyasi, başkanından yönetimine buram buram particilik ve kollama kokan başakşehir sempatizanı...
bunu her yayınında dile getiriyor, gideceği maçlardan önce "şu tribünde izleyeceğim, sonuna kadar arkalarındayım" falan diyor. hocasından oyuncusuna kadar herkesi övüyor falan.
eyvallah. sempati duy... savun... içeride arkadaşları da varmış.
ancak bir sıkıntı var:
- başakşehir spor kulübü (ki malumunuz her ne kadar belediye takımı da olsa köklü bir camia olan
istanbul büyükşehir belediyespor'u yok ettiler bunun için) buram buram siyaset kokarken,
- cumhurbaşkanından başbakanına, belediye başkanından federasyon başkanına, kulüpler birliği başkanına ki aynı zamanda kulüp başkanı herkes bu takımın unsuruyken,
- bu takıma "kim ve ne için" olduğu açıklanmaksızın 3 ay içinde sıfır stat yapılıp teslim edilmişken ve adını milli takımlar direktörünün adı konmuşken,
vs. vs. vs.
bir de:
- türkiye süper ligi yayın haklarını satın alan yayıncı kuruluşun radyo genel yayın yönetmeni mehmet ayan'ın bu takımı tutması ve ateşlice savunması normal midir?
sadece soruyorum.