sezonun ilk yarısının son maçları ve ikinci yarısının başından itibaren takıma, taraftara enerji getirdi. özellikle defanstan oyun kuran, ayağa paslarla rakip yarı alana geçen galatasaray'ın oyun aklı oldu, başarılı da oldu. zaten takıma ismen baktığımızda daha ağustos ayında bir umut doluyordu içine ama şuan lemina'nın rolünü o dönem üstlenen nzonzi zaman zaman seri çabuk ve dinamik değillerdi. tabii işin önemli bir boyutu da lemina'nın iki yönlü orta saha olması. direkt toplarla oyunu kurabilir, ayağa toplarla bloklar arasında oynar, koridor bulursa driblingle topu ileri taşır tüm bunlar yetmiyormuş gibi, hareketli oyuncunun ayağındaki topu keser, takım savunmasında defansı da 5'ler.
teknik konular bir kenara aslında 30 milyon galatasaraylı'nın lemina da gördüğü, işte o ruh dediği, heyecanlandığı şey
felipe melo. evet oynadığı mevki, tavırları, ilginç tarzı ulan ten rengi bile andırıyor, bende bunu görmeyi 2012'de başlayan o ruh gelir mi? demeyi istiyorum ancak gücünü geçmişten almaktan yanayım, geçmişe hasret duymak bizi ileri götürmeyecektir. lemina yeni bir stil, yeni bir oyuncu.
umarım sezon sonunda satın alma opsiyonunu (16m euro) kullanıp takıma kazandırırız ki bu ücreti ödeyebileceğimizi sanmıyorum belki bir belhanda,diagne satışı sonrası elde edilen parayla alınabilir ama tahminim odur ki tıpkı yıllar önce melo transferinde olduğu gibi lemina için de opsiyon fiyatının altında bir rakam önerilecek hatta tekrar kiralanması denenecektir. bak bu özelliği de melo'ya benziyor.
yıllar sonra içimizde oluşturduğun hırs ve haftalar sonra içimde oluşturduğun entry yazma isteğinden dolayı teşekkür ederim mario lemina.