36
1996 yılından beri yayında olan televizyon klasiği. 2004 yılına kadar show tv'de yayınlanmış, daha sonraları lig tv'ye transfer olmuştur. özellikle show tv yıllarında bir buçuk yıllık teleon dönemi haricinde doğru dürüst maç özeti yayınlayabilen yegane program olmasından sebep ciddi miktarda bir kamu hizmeti yapmıştır. buna rağmen altın dönemini 2004-2010 arasıdır. zaten rahatlığıyla hafızalara kazınmış olan şansal büyüka ve erman toroğlu ikilisi şifreli yayına geçmenin vermiş olduğu rahatlıkla iyice coşmuş, unutulmaz onlarca diyalog yaşamış ve yaşatmıştır ekran başındakilere. 2010 yazında ise aziz yıldırım'ın talimatıyla erman toroğlu program kadrosundan çıkarılmış; o günden sonra ne maraton eski formunu yakalayabilmiş, ne de 3 temmuz'dan bu yana içinde bulunulan süreç kapsamındaki bel altı vuruşlarına rağmen erman toroğlu'nun içinde aziz yıldırım ve fenerbahçe nefreti dinmiştir.
entrynin yazıldığı tarih itibarı ile maraton programı erman toroğlundan doğan boşluğu hakan şükür, tümer metin ve markus merk triosuyla dahi dolduramamakta, erman toroğlu ise serhat ulueren ve saz arkadaşlarıyla birlikte her fırsatta aziz yıldırım ve fenerbahçe'ye şuursuzca saldırmaya/saydırmaya devam etmektedir. ne hakan şükür'ün güdümlü kritikleri, ne tümer metin'in ilkokul çocuğu edasıyla "şansal abi bişey söyliycem" diye araya girme çabaları, ne de markus merk'in vahşi hayat hakkında bir belgesel izliyormuş havası veren tercümanlı pozisyon yorumları erman hocanın gecenin bir vakti yaptığı eşsiz muhabbetlerin kıyısına dahi yaklaşamamaktadır...
maraton programının tarihindeki iki kırılma noktasından biri erman toroğlu'nun ayrılması ise, diğeri de hagi'nin çatala giden frikiği ile biten efsane jeneriğinin değiştirilmesidir. bu iki birbirinden ağır darbeden sonra şimdiki haline şaşırmamak gerekir...
entrynin yazıldığı tarih itibarı ile maraton programı erman toroğlundan doğan boşluğu hakan şükür, tümer metin ve markus merk triosuyla dahi dolduramamakta, erman toroğlu ise serhat ulueren ve saz arkadaşlarıyla birlikte her fırsatta aziz yıldırım ve fenerbahçe'ye şuursuzca saldırmaya/saydırmaya devam etmektedir. ne hakan şükür'ün güdümlü kritikleri, ne tümer metin'in ilkokul çocuğu edasıyla "şansal abi bişey söyliycem" diye araya girme çabaları, ne de markus merk'in vahşi hayat hakkında bir belgesel izliyormuş havası veren tercümanlı pozisyon yorumları erman hocanın gecenin bir vakti yaptığı eşsiz muhabbetlerin kıyısına dahi yaklaşamamaktadır...
maraton programının tarihindeki iki kırılma noktasından biri erman toroğlu'nun ayrılması ise, diğeri de hagi'nin çatala giden frikiği ile biten efsane jeneriğinin değiştirilmesidir. bu iki birbirinden ağır darbeden sonra şimdiki haline şaşırmamak gerekir...