11
yıl 2011 askerdeyim. benim kütük bursa ancak hiçbir bağım yok bursa ile. varım yoğum izmir. bilmem kaç göbektir aynı yerde yaşıyoruz.
455 gün askerliğimde terhisime 144 gün varken bana dediler ki seni kolordu komutanına posta olarak göndereceğiz.
aman komutanım benim askerliğim bitti, devrelerim var düzenim var yollamayın. yok dediler emir geldi bizim taburdan gidecek 3 kişi biri sensin.
aldı bizi bir uzman çavuş karargaha götürdü. orada bir kısa mülakat sonrasında kolorduya geçtik.
3 kişi içerde oturuyoruz çıt hemen emir subayı girdi üst teğmen. naif, kibar, saygılı. sert komutan edasından uzak. askerlik değil de iş görüşmesi gibi sanki.
halbuki onbaşıyım ben. silahlık çavuşluğu yapıyorum o dönemde. tek tek sordu bize ve en son bana geldi kimsin nesin?
anlattım şunu yapıyorum, yaşım 23, izmir'liyim ancak nüfusum bursa kayıtlı. kim var dedi orada. dedim valla kimse yok. zamanında orada soy isim alıp buraya gelmişler. dedemin dedesi tarafı mı onu bile bilmiyorum. tüh dedi kötü oldu. seni alacaktım ben ancak ben de bursa'lıyım. toprakçılık yapmış gibi gözükürüm, kusura bakma.
ben tabi orada seviniyorum yine bölüğüme gideceğim, keyfim gıcır. kalmış şurada 4 ayım zaten. neden baştan düzen yapayım. halbuki erler sivil, ceplerde telefon, ellerde telsiz orada.
lakin günümüzde baktığımda o komutanın işine ne kadar saygılı olduğunu, liyakatin, adam kayırmamanın ne kadar önemli olduğunu resmen gözümün içine baka baka anlatmış olduğunu anladım. şimdilerde milyar dolar dönen sermayeleri yönetmek için insanlar kardeşlerini kendisinin olmayan paraları yönetsinler diye kulüplere alıyorlar. yetmiyor bu kulüpler işaret edilen adamları federasyon başkanı olarak seçiyorlar. bu da yetmiyor o federasyon başkanları kendi adamlarını kurumlara atayıp istediğini yaptırıyor.
kültürel çürümüşlük bu değil de nedir?
455 gün askerliğimde terhisime 144 gün varken bana dediler ki seni kolordu komutanına posta olarak göndereceğiz.
aman komutanım benim askerliğim bitti, devrelerim var düzenim var yollamayın. yok dediler emir geldi bizim taburdan gidecek 3 kişi biri sensin.
aldı bizi bir uzman çavuş karargaha götürdü. orada bir kısa mülakat sonrasında kolorduya geçtik.
3 kişi içerde oturuyoruz çıt hemen emir subayı girdi üst teğmen. naif, kibar, saygılı. sert komutan edasından uzak. askerlik değil de iş görüşmesi gibi sanki.
halbuki onbaşıyım ben. silahlık çavuşluğu yapıyorum o dönemde. tek tek sordu bize ve en son bana geldi kimsin nesin?
anlattım şunu yapıyorum, yaşım 23, izmir'liyim ancak nüfusum bursa kayıtlı. kim var dedi orada. dedim valla kimse yok. zamanında orada soy isim alıp buraya gelmişler. dedemin dedesi tarafı mı onu bile bilmiyorum. tüh dedi kötü oldu. seni alacaktım ben ancak ben de bursa'lıyım. toprakçılık yapmış gibi gözükürüm, kusura bakma.
ben tabi orada seviniyorum yine bölüğüme gideceğim, keyfim gıcır. kalmış şurada 4 ayım zaten. neden baştan düzen yapayım. halbuki erler sivil, ceplerde telefon, ellerde telsiz orada.
lakin günümüzde baktığımda o komutanın işine ne kadar saygılı olduğunu, liyakatin, adam kayırmamanın ne kadar önemli olduğunu resmen gözümün içine baka baka anlatmış olduğunu anladım. şimdilerde milyar dolar dönen sermayeleri yönetmek için insanlar kardeşlerini kendisinin olmayan paraları yönetsinler diye kulüplere alıyorlar. yetmiyor bu kulüpler işaret edilen adamları federasyon başkanı olarak seçiyorlar. bu da yetmiyor o federasyon başkanları kendi adamlarını kurumlara atayıp istediğini yaptırıyor.
kültürel çürümüşlük bu değil de nedir?

