yüksek maaşlarla yada konumlarla birbirlerini kulüp içinde kayırmalarında sıkıntı olmayan grup. ama iş bunla kalmıyor; abinin-ablanın lafıyla hareket eden bu tek tip bir zihniyet aynı zamanda kulübe de egemen. istanbulda oturduğu halde hayatında maça gitmemiş adamlar mezunlar derneği ayağına üye olmuşlar ve galatasaray spor kulübünün ihtiyaç duyduğu maddi & manevi zenginliğe de katkı sağlamıyorlar. alp yalman bile son konuşmasında suada'da o kadar rahat hissetmiyorum kendimi diyor. konuya gel. herşey bitti bu mu kaldı. yılda 100tl verip adayı kullanıyorsun bir de rahat hissetmiyormuş, napalım paşam başka? sanki dedesinin adası. herşeyi geçtim gerçek galatasaraylıların konusu bu değil ki, galatasaraya bakış açısı bu değil ki.
31
galatasaray'ın sahibi olduğunu düşünen, "küçük olsun bizim olsun" zihniyetine sahip; pilav seven, etkinlik hastası "şezlong fiyatı" yüzünden isyan çıkartan insanlar topluluğu.
sırf bu zihniyet kendilerinden diye bir sürü rezilliğe imza atan dursun aydın özbek'e ses çıkartmıyor.
takım alt yapı hocasıyla devam ediyor bir açıklama yapılmadı. transfer edilen oyuncu oynatılamadan gönderildi. ergin ataman'a indirim, sabri sarıoğluna zam yapıldı. futbol takımı tarihin en kötü futboluna ve yönetimin anlayışına bırakıldı. "türkiye kupasında yarı finale çıktı beğenmediğiniz takım" diye dünyanın en saçma açıklaması yapıldı. mustafa denizli'ye, donk'a, serdar aziz'e milyonlar verilirken sneijder'in satılması konuşuldu...
ve saymaya üşendiğim onlarca rezillik.
ama ne de olsa dursun liseli ve liseci. şezlong fiyatının peşinde. pilav lezzetli. cemiyet keyifli.
yarısı belki yarısından biraz fazlası adnan polat yönetiminde yaşandı. ve adam amiyane tabirle itin götüne sokuldu.
lisecilerin en temel ve ortak ozelligi niteliksizlikleridir. normalde galatasaray lisesi mezunlari cok iyi egitimli, akilli insanlar olarak cok iyi isler yapabilirler, fakat kucuk bir kismi hasbelkader galatasaray'da okumus ortalama zekada siradan insanlardir, bunlar piyasada tutunamaz ve galatasaray spor kulubu'nde, galatasaray taraftarlarinin harcamalariyla olusan ekonomiye coreklenmek suretiyle gecimlerini surdurmeye calisirlar. bu sebepten, galatasaray spor kulubu'nun hem uyelik hem de istihdam anlaminda sadece liselilerin tekelinde olmasi onlar icin hayat memat meselesidir. lisenin disinda bir kitleye acilmis galatasaray'da onlara ekmek cikmayacagini bildiklerinden kulubun kapali yapisi onlar icin hayat garantisidir.
sağduyulu liselilerin içte-dışta mücadelesiyle ancak durdurulabilen, akıl tutulması yaşayan ve statükonun güdümündeki üyeler.. bunlardan utanç duyuyoruz.