11
mustafa denizli'ye göre şampiyonluk alameti olan durum.
12
ben bu ifadeyi hakem yönetimleri ile ilişkilendirerek açmak istiyorum;
normalde iyi ya da kötü oynamanın hakem yönetiminden bağımsız olması beklenir ama türkiye'de maalesef hakemin maç içinde çaldığı ya da çalmadığı düdükler oyunu iyi ya da kötüye yönlendirebiliyor. bir nevi "driving force" olabiliyor.
ve günümüzde artık ne yazık ki kötü oynayarak kazanmak pek mümkün olamıyor.
iyi hakem oyunu akıtan, maçtan sonra "bu maçın hakemi kimdi ya" dedirtebilen hakemdir bence...
maalesef bizdeki hakemler sanki, stada en ucuzu yaklaşık 100 tl ödeyerek gelen, ya da evine her ay en az 100 tl ödeyerek digitürk bağlatan insanların bu ödemeleri onların şovunu izlemek için yapıyormuşcasına sürekli oyunun önüne geçmeye, gerekli gereksiz düdüklerle zırt pırt oyunu durdurmaya, bu suretle oynamak isteyenden çok oynatmamaya meyilli olan takımların lehinde bir yönetim sergileme yolunda ilerliyorlarlar.
düşünün iyi oynuyorsunuz, tam rakibin gardını düşüreceksiniz, pat en kritik oyuncunuza alakasız bir yerde kart verilerek oyunun kalan kısmını tedirgin oynamasına yol açan bir hakem çıkıyor,
veya var'a rağmen bariz pozisyonlarınız görmezden geliniyor,
veya rakip bir iki sert faul yapıp hakemden kart veya uyarı gibi bir reaksiyon görmeyince, bunun rahatlığıyla maçı pataküteye çevirerek oyuncularınızı yıldırıyor.......vs. vs.
ez cümle, kötü oynayarak kazanmak, hakemi de yenmek.... o eskidendi...