hocanın açıklamasını evirip çevirip sunarak varlığı geçiştirilmeye çalışılan "şey".
adam diyor ki, bu konuyu birlikte yönetelim, konuşalım diye uzlaştık, ben eve varmadan haberlere düşmüş.
madem beni toplantıya çağırdın, konuştun, uzlaştın, neden uzlaştığımız şeyi yapmıyorsun diye soruyor.
ve bunun ilk defa olmadığının da hepimiz farkındayız. bir teknik direktörün oyuncusunun giyeceği forma numarasını basından öğrenmesi gibi durumlar yaşadık hatırlarsanız.
(bkz:
henry onyekuru)
hayır şuraya gelip basındaki ilişkileri sebebiyle bilgi sızdıran insanları savunuyorsunuz. basın bilgilendirilmiş dediğiniz şey süleyman rodop'a haber uçurulmuş, basın toplantısı yok, kulübün resmi herhangi bir kaynağı üzerinden resmi bir bilgilendirme yok. bunun adı basını bilgilendirme değil, basına bilgi sızdırma.
bugün bunu sızdıran adamın, yarın gidip yönetimde mesela içerde kalması gereken mali bir konuyu, idari bir tartışmayı, teknik bir detayı falan sızdırmayacağını mı söylüyorsunuz?
gerçekten anlamıyorum. tamam birini koruyup ötekini eleştirme kafasındasınız onu anlıyorum da, bu kadar bariz bir bilgi sızdırma olayını dahi savunabilecek duruma gelmenizi anlayamıyorum.