• 13
    en son 17 ekim 2010 galatasaray ankaragücü maçından sonra çok üzüldüğümü, uyuyamadığımı hatırlıyorum. lisedeydim o sıra. sevdiğim galatasaraylı bir coğrafya hocamız vardı, derslerde bazen futbol muhabbeti yapardı. fenerli öğrencilerle atışırdı, sözün özü gülerdik eğlenirdik.

    bir gün hocanın anlattığı bir anektot beni düşünmeye sevk etmişti. galatasaray şampiyonluk kaybediyor. hoca perişan, dünyası başına yıkılmış ertesi gün trafikte seyrederken ışıkta duruyor. yanındaki arabanın içinde hasan şaş'ı görüyor. kendisi telefonda bağıra bağıra kahkaha atıyor, keyfi gayet yerinde. hoca da onu görünce düşünüyor, ulan bu adam hem çuvalla para kazanıyor hem de hiçbir şey umurunda değil. ben niye kendimi paralıyorum?

    yenince sevineceksin, yenilince de çok üzülmenin bir anlamı yok. bakacaksın keyfine.
  • 30
    genelde maç sonraları yemek yerim. kaybedersek yemek yiyemem. sosyal medyada karşıma çıkan her şey küfür ederim. mesela biraz önce arabanın üstüne keçi düşmüş diye bi haber gördüm. keçisinden arabanın boyasına kadar sövdüm. mutsuzluk falan değil yani garip bi psikoloji. en çok kaybedeceğimizi maç içinde anladığımda çok kötü oluyorum. maçında 60. dakikasından beri kaybedeceğimizi biliyordum. oyuncular çok yorgundu. dönmeyeceği belliydi. o andan itibaren sövebileceğim herkese her duruma sövüyorum.
    (bkz: 11 kasım 2023 hatayspor galatasaray maçı)
  • 40
    milyonlarca taraftarımızın 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı sonrası yaşadığı durumdur.

    ezeli rakibinle kendi evinde oynadığın maçta 1 puan bile seni şampiyon yapacakken, üstelik rakibin 20. dakikada 10 kişi kalmışken maçı kaybetmek, şampiyonluğu ertelemek ve en önemlisi de iğrenç mahlukları kendi evimizde sevindirmek herkesin acayip zoruna gitti. sinirden, üzüntüden, şımarıklığımızın pişmanlığından falan uyku tutmuyor.
    keşke hemen 26 mayıs 2024 konyaspor galatasaray maçına ışınlansak da şu üzüntüyü en azından 90 dakikalık heyecana teslim etsek!
  • 8
    genc yaslarda bende uyuyamazdim. cok daha sinirli oluyordum. yas 38 olunca artik uyuyorum. soyle garip bir durum oluyor ki gece uykudan uyanip bir rahatsizlik ve kaybedilmis yada berabere kalinmis olan mac geliyor aklima saat 4-5'te. tabi bu durum sampiyonluk yarisindaysak yada simdiki gibi ligin basindaysak oluyor. kazanamayagimizi bildigimiz sezonlarda ne olursa olsun diyorum ve onemsemiyorum.

    bu arada kesinlikle televizyon acilmiyor futbolla ilgili birsey yok, ne yabanci mac, ne haftanin maclari ne de bir futbol programi. mesela dun kazansaydik bugun basaksehir - leipzig macini izlerdim ama dunku mactan dolayi izlemeyecegim. zaten daha gencken italyadan, ingilitereden mac kacirmayan ben yillar ilerledikce futbola degil sadece galatasaraya zaman ayirmaya basladim.

    neyse yinede fenerbahceli oldugunuzu bir an icin dusunun son hafta 2-3 sampiyonluk falan vermissiniz. birakin uyumayi hayata kuserdiniz herhalde. bu senede bizden birsey olmayacagini bildigim icin cok fazla onemsemeyecegim artik.
  • 2
    onun bir de uyuyamadıktan sonra, işe, okula gitme versiyonu vardır ki dağ gibi adamı sivrisinek gibi yapar! hele ki bulunduğunuz ortamda metrekareye düşen yavşak sayısı fazlaysa o gün işte size hayattaki her şeyi sorgulatır. "lan şunu asansöre soksam, beş kat dövsem ama aralıksız! döverken bir beşe bassam bir zemine. kimse binmese hala dövsem!"

    neyse sabah olacak, "bu poğaçalar neli?" :(
  • 20
    '' ismet diyor ben bu kafayı durduramıyorum diyor '' ah paşam biz de durduramıyoruz. bir yanımız mutlu bir yanımız hüzünlü. buruk bir mutluluk var üzerimde. uyuyamıyorum. takımımızın oyununun ne denli güçlü olduğunu ve neler yapabildiğini (bkz: 24 ekim 2023 galatasaray bayern münih maçı) ile gördüm. skoru alamamak üzdü. geleceğe umutla bakıyorum.

    ah yine de kaçtılar elimizden ah ah, yazık oldu mükemmel bir atmosfer muazzam oyun gücü ve oyun isteğimiz vardı..
    her ne olursa olsun ,sonuul güzel bitecek gibi bir his taşıyorum. emeği geçen herkese teşekkürler.
  • 36
    bu işin son yıllarda zirvesi 8 kasım 2023 bayern münih galatasaray maçıydı. o yüzden 11 kasım 2023 hatayspor galatasaray maçı bayern münih maçının yanında gece eğlencesi gibi kalıyor. ayrıca bayern münih maçı hem gece 1 gibi bitmişti hem de ertesi gün iş günüydü. bayern münih'in taraftarda oluşturduğu tahribatı galatasaray tarihinde çok az şey oluşturmuştur.
  • 1
    çok uzun zamandır başıma gelmeyen hede idi. feghouli ve babel sayesinde bu akşam muzdarip oldum. normalde yenilmiş olmak bu kadar etkilemez ama böyle ruhsuz adamları takımda görmek gerçekten ızdırap veriyor artık. futbolcu hata yapabilir, hiçbir şekilde sorun etmem. ama allah aşkına birisi açıklasın. takım 2-0 geride, takım arkadaşın rakibi korner köşesine doğru püskürtmüş, bir oyuncu beş metre uzağındaki arkadaşının yanına nasıl gitmez? yılda dört buçuk milyon euro ödüyoruz bunu yapan arkadaşa. daha önce de yazmıştım, kimse hem bu parayı feghouli'ye verip hem bonservis ödemez, talibi varsa bonservisini hemen vermek lazım diye. şimdi diyorum ki verin parasını, gitsin paf takımla idmana çıksın. bize daha az zararı olur. en azından yerine arkadaşlarının emeğine saygı duyacak herhangi bir oyuncu koyabiliriz sahaya.

    (bkz: 1 ekim 2020 rangers fc galatasaray maçı)
  • 25
    bugün olmaması gereken konudur. abilerim, kardeşlerim, dostlarım... bayern'e karşı beklenen şey korkak oyun oynayıp en az 5-6 yememizdi. sanırım bizi üzen şey kurduğumuz hayaller oldu.

    beklenenin aksine cesur oynayıp iki maçın toplamında hem duran toptan hemde akan oyundan gol bulduk. bunların neticesinde "ulan acaba o**** çocuğu portekizli olmasa" veya "acaba icardi fit olsa" düşünceleri ile "kazanabilirdik" düşüncesi birleşince üzüldük belkide.

    ancak unutmamak lazım ilk beklenen şeyin ne olduğunu. o beklenen şeyin aksine neler verdiğimizi ve neler vadettiğimizi. o zaman belki de geleceğe aynı motivasyonla bakar ve huzurlu uyuyabiliriz. huzurlu uykular değerli sözlük yazarları.

    (bkz: 8 kasım 2023 bayern münih galatasaray maçı)
  • 19
    ne hissedeceğimi bilmiyorum. ulan helal olsun size diyerek izlediğimiz bir maçtı. bu sefer skoru alacağımıza da inandırdı takım. bayern maçını da kazanıp avrupa'da spor medyasını sarsan bir galatasaray hayali kuruldu içten içe.

    belki de kulüp tarihinin en epik ilk yarısını oynamıştık, ikinci yarıya da iyi başlamıştık. ancak ilk yarı sonlarına doğru kendini hissettiren yorgunluk, ikinci yarıda da 10 dakika sonrasında nüksetti.

    bu noktada hocanın değişikliklerde geç kaldığını düşünüyorum. 2-1 olunca santradan önce değişiklikleri görünce sinirler gerildi haliyle. ancak diğer yandan da oyuna alınan isimlerin yetersizliğini görünce ne diyeyim ki?

    demek ki bu transfer dönemi başarısızdır demek lazım. geçen yılın transfer dönemi genel olarak nasıl olumluysa bu yıl da sanchez dışında başarısız. halil, ndombele, zaha, ziyech, bakambu, angelino vs. derken şu veya bu sebepten kasım ayına kadar verim alamıyorsak şapkayı öne eğmek gerekiyor. oyuncuların hangisini hoca istedi, hangisini yönetim kendi inisiyatifiyle aldı bilmiyorum. o nedenle kusurlu şu veya bu diyemiyorum.

    bunları dile getirince nankörlükle, şımarıklıkla itham etmek de doğru değil. yanlışa yanlış diyeceğiz ki hatalarımızdan ders alarak büyüyelim ve gelişelim. devre arasında en azından birkaç hamle yaparak hataların telafisini sağlamaya çalışmalıyız. bu noktada hocaya ve erden timur'a güvenimde bir azalma yok.

    maç 0-1 olduğunda kızmadım, üzülmedim. adamlar yakaladığı pozisyonu değerlendiriyor neticede diyip olağan karşıladım. ancak sonrasında adamları ne denli çaresiz hale düşürdüğümüz ortada. oyundan düşmedik, kendi oyunumuzu oynadık ve rakibe kabul ettirdik. bu noktadan sonra galibiyeti hak ettik, çabaladık; ancak olmadı. maç içerisinde duygu kontrolünü sağlayıp takımın düşen temposunu ve artan yorgunluğunu da dikkate alıp son 25 dakikada 1-1'i korumayı da dikkate alacak şekilde dengeli bir oyun izleme stratejisi gütmek gerekirdi. hücuma çıkarken defans hattını çok önde kurmadan ve orta sahada dengesiz yakalanmadan dört oyuncuyla fırsat kovalamak denenebilirdi.

    olmuşla ölmüşe çare yok; ancak insan işte sürekli olarak kafasında tekrar tekrar oynuyor maçı. farklı skorla sonuçlanacak bir ilk yarı olsa bugün burası bayram yeriydi. ancak olmadığı için de takımı suçlamadım. benim kızdığım nokta, madem ki skoru elde edemiyorsak 1-1'in de altın değerinde bir skor olduğu gerçeğine uygun hareket etmeyişimiz ve aksiyon almayışımız.

    maçın ilk anlarını tnt sports'tan dinlerken onlar da geldikleri nokta inanılmaz dediler. iki sene önce yerel ligde 13. olan bir takımın bu seviyeye gelmesine hayranlık duydular. bizler de buna vesile olan herkese tek tek şükran duyuyoruz.

    ancak galatasaray'ın potansiyeli gerçekten en üst noktada. bu kadar yaklaşmışken bunu avrupa'nın devlerine bir an önce gösterebilelim istiyoruz. sol bek, sekiz ve on numarada üç doğru hamle ile bu takım neler yapabilirdi diye düşündükçe hayıflanıyoruz. geçen yılki oyuncuların üst düzey performansına eşlik edebilecek sadece üç yeni oyuncu ile kupanın hayallerini kurabileceğimizi görmüş olduk.

    bu çok tuhaf bir dilemma. aynı anda hem mutluyuz, hem üzgünüz, hem umutluyuz, hem pişmanız. duyguları nasıl tarif etmek gerekir bilmiyorum. bu seviyelerden kopmamalıyız. bu seviyelerde tecrübe kazanmaya devam etmeliyiz. kulüp kültürü olarak alışık olsak da oyuncu kadrosu da bunu yaşamalı. her geçen gün üstüne koya koya gitmemiz lazım.

    bugün yalnız şu tartışma bitti bence. üçüncü olalım ve avrupa ligi'nden devam edelim diyenler ebediyen sessizliğe gömüldü. bu takımın birkaç hamle ile bu kupada sonuna kadar zorlayabileceğine inandı herkes. bence günün en anlamlı kazanımı bu olsa gerek.
  • 39
    11 kasım 2023 hatayspor galatasaray maçından bahsediyorsak üzülmeyi gerektirecek bir şey yok. bir ligde her maçı kazanan takım oldu mu ben hatırlamıyorum. çok yoğun bir fikstürde bu sezon özelinde anadolu takımları diye tabir ettiğimiz maçları 2. plana attığımız bariz belli. bilhassa bu maçta icardi, kerem ve zaha’yı aynı anda sahada görünce çekirgenin artık sıçramayacağını hissettim. okan hocanın kesinlikle rotasyon yapması gerekiyordu. konu yalnızca bu değil tabi. aslında bir yandan da iyi oldu gözüyle bile bakıyorum. çünkü ne de olsa kazanıyoruz mantığı ile milli araya girmek ilerisi için pek de iyi olmayacaktı. bu maçın telafisi mutlaka olacaktır. müsterih olun. ama gereken derslerin, bariz görülen problemlerin artık problem olduğunu kabullenmemiz gerekiyor. size şunu gönül rahatlığı ile söylemek isterim ki, eğer çok bariz hata yapmaz ya da dış etmenlerin bariz etkisi olmazsa bu takım bu sezon da şampiyon olacak. buna inanabilirsiniz. bu bir çıkarım aslında. bu takım bilhassa ülkemizin liginde kendi isterse kaybediyor imajı veriyor. hocanın o maça özgü formsuzluğu; futbolcuların isteksizliği, beceriksizliği, oyun olarak düşmesi vs. buna her ne derseniz diyebilirsiniz. yani karşıdaki takımlar bize diş geçiremiyor. eğer bugünden bir ders çıkarır, gerekli olanı düzeltir ve moral motivasyonunu kaybetmeden devam edersek, bu maç sadece bir yol kazası olarak hafızamızda yer edinecektir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın