• 69
    hamza hocayı ben de desteklemiyorum, oynattığı futbolu hiç beğenmiyorum, kovsalar sevinirim hatta. ama bu yazar arkadaşın entryleri bir gecede yok olsa sözlüğün değerinde hiçbir eksilme olmaz. hatta fazlalıklar atıldığı için yükselişe geçer. analizden yoksun, kimseye birşey anlatma amacı gütmeyen, papağan gibi sürekli tekrar ve lak laktan ibaret olan entrylerini ilk cümleden tanıyıp gerisini okumamaya başladım son 1 aydır. çok özensiz yazan bir yazar bana göre.
  • 33
    girdiği entrylerden efendi, emir, evlat ve vizyon kelimelerini çıkarsak entry sayısı yarıya inecek vasat yazar.

    sanki kulüpler melo, muslera ve telles yerine yekta'nın sercanın kapısında yatıyo da hamza hoca "vermiyorum yerlileri" diyomuş gibi, sanki kulüpte bok gibi para varmış da yerlileri korumak için kimseyi almıyormuş gibi davranması da kendisinin alamet-i farikası. takım iki yıl şampiyon olamasa bunlar taraftarlığını sorgular. galatasaray'la ne işi olduklarını sorar kendine. bu yaz döneminde sözlüğün bu kadar gerilmesinde televizyon molası'yla kendisinin sergilediği başarılı trol performansının payı büyük. bu gerginlikle kırk yaşında kalbi çatlar gider bunun.
  • 121
    kendisi dava açar eyvallah da, beddua ettiği, 7/24 yanlarındaymış gibi komplo teorileri ile iftiralar atıp hakaretler ettiği futbolcular, gazeteciler ve yöneticiler kendisine dava açmaya kalkarsa işte o zaman sıkıntı büyük.

    alp yalman'ın ailesinden biri o böcek ve bahçe cücesi ifadelerini görse başına geleceklerden haberi yok. bir de başlığa daha sonra girdiği iftira dolu diğer entrye kendisine bahçe cücesi demiştim moderasyon sildi yazıyor iyi bişey yapmış gibi.
  • 72
    sözlükteki diğer aktif yazarlar kadar kendisinin de yazılarını takip ederim. ancak iddia ediyorum ki bana 20 tane entry getirin ve bu entry'lerin 2 tanesini kamajikaciya yazmış olsun, onun yazılarını tanırım. çünkü kendisi fazlasıyla sabit fikirli. 25 ekim 2015 fenerbahçe galatasaray maçında gol attığımız anda "gool" diye ayağı kalmış olabilir, ancak golü atanın olcan olduğunu görünce iddia ediyorum ki sevinci yarım kalmıştır. bunun devamında olur ya burak yılmaz 90. dakikada bir gol atsa ve kadıköy'de 16 yıl sonra kazansaydık içi buruk kalacaktı. çünkü kendisi burak ve olcan hakkında (illa isimlere takılmayalım, isimler önemli değil) o kadar sabit fikirlidir. evet üzerine basarak söylüyorum ki burak ve olcan hakkında o kadar sabit fikirlidir ki 16 yıl sonra gelen kadıköy galibiyetinde içi buruk kalacaktır. eğer yanlışsam çıkar paşa paşa özürümü dilerim.

    belki de kendisi bir meslek sahibi ise mesleğinde oldukça başarılıdır, belki de yaptığı bir işte oldukça başarılıdır. ne bileyim belki de güneş enerjisiyle çalışan araba projesindedir. ve belki de galatasaray'ı çok seviyordur. ancak maalesef olmuyor. öyle yazdıklarının çok absürt şeyler olduğundan da değil ha. bu kadar değişmeyen düşünceyle olmuyor. elbette herkesin savunduğu fikirleri olur, ancak "benim fikirlerimde bir yanlışlık da olabilir" diye düşünebilmeli bir insan. ama yok, maalesef kendisi bu öz eleştiriyi hiçbir zaman yapmıyor. bakınız yapamıyor değil yapmıyor! geçenlerde birisi söylemişti "bizim insanımız iki şeyi yapamaz; 1.'si tükürdüğünü yalamak, 2.'si öz eleştiri". kamajikaciya ise yapabilecekken yapmıyor.

    o kadar çok entry'si var ki şuan bahsedeceğimi bulamadım ama üzerinde düşündüğüm için tam olarak hatırlıyorum. bir entry'sinde şöyle bir cümle kurmuştu; "süslü cümleler iyidir, futbol alimi zannederler. oysa futbol oldukça basittir. zaten basit olduğu için bu kadar büyük bir kesime hitap ediyor." bu cümle bana göre oldukça hatalı bir cümle. çünkü futbol basit olduğu için değil farklı sebeplerden ötürü büyük bir kesime hitap ediyor ve o büyük kesimin de büyük bir kesimi futbolu zannettikleri kadar bilmiyor. futbolun basitliği için de şöyle diyebilirim; futbol günümüzdeki spor dalları içinde, basit olmayanların en üst sıralarındadır. misal voleybol ya da badminton futboldan çok daha basit sporlardır. her neyse, konu bu değil. şimdi sevgili arkadaşım "futbol basittir" dedi ya, ben buradan kendisine futbolun basit olmadığını anlatsam hatta delillerle ve noter tasdiğiyle falan gelsem bile kendisi için bir şey değişmeyecek ve muhtemelen bana "noter dediğin burak yılmaz'ın başını çektiği yeniçeri grubunun bir uzantısıdır." gibi bir cevap verecektir (elbette mübalağa yapıyorum).

    kendisini bu kadar kasmaması ve biraz esnetmesi halinde kayda değer bir çok yazı çıkaracağını düşünüyorum. bu kadar değişmez düşüncelerle günlük hayatından da mutsuz olur insan. bir şeyler sürekli içini kemirir durur ve bunun sonucunda da pilgrim'in söylediği gibi (bkz: kamajikaciya/#1837427) hamza hamzaoğlu başlığına hepsi birbirinin aynısı olan 117 entry girersin. eğer düşüncelerini biraz esnetirsen galatasaray'dan da futboldan da hatta hayatın kendisinden de daha fazla keyif alacaksın. gene kızacaksın, sinirleneceksin gene hamza hamzaoğlu'nu, olcan adın'ı beğenmeyeceksin ama bu düşünceler seni galatasaray'ın kadıköy'de 83. dakikada attığı gole sevindirmeyecek kadar gözünü kör etmiş olmayacak.

    ben dahil bir çok insan günümüz türkiye düzeninden ve hatta dünya düzeninden memnun değiliz. her gün çok farklı şeylere küfürler savuyoruz ancak hali hazırda mutlu olamamak için bunca neden varken bir de kendimizi kasıp neden mutsuzluğa davetiye çıkaralım ki?

    daha güzel günler için şerefe, saygılar.
  • 83
    fikir özgürlüğü kapsamında şimdi birileri hakkında fikirlerimi paylaşmak istiyorum. bu tarz bir şey planlamıyordum, ama konuşmak zorunda hissettim kendimi.

    bu malum şahsın bir yıpratma politikası var, galatasaray neyi yapmak üzereyse veya yaptıysa onu olumsuz yönde eleştiriyor. galatasaray'ın başaramadığı veya başarmasının zor olduğu şeylere ise methiyeler düzüyor.

    hatırlarsanız yazın andre ayew- gignac gündemi oluşmuştu. yaklaşık 1 ay( mayıs- haziran) ayew ve gignac gündemimizde kaldı hatta oldu olacak diye de haberler çıktı arada. bu zat ayew ve gignac gündemimizden düşene kadar bir şey yazmamış onların hakkında. ne zaman olmayacağı belli olmuş, yapıştırmış yine eleştiriyi.

    #1726410 (entry 2 haziranda girilmiş, yani podolski'nin bitmek üzere olduğu dönemler. ayew ise o sıralar ingiltere'de transfer görüşmeleri yapıyordu. yani transferi çok uzak ihtimaldi.)

    #1726480 ( burada ise pierre gignac' a burun kıvırmış beyimiz.)

    veya yakın döneme bakalım:

    sebastian haller transferi gündemde iken hoşnutsuzluğunu konuşturmuş... (#1881616)

    arkadaş biraz(?) da tutarsızdır. sene içinde öve öve bitiremediği dzemaili için galatasaray'da olmadı, kan uyuşmadı diyor. ( #1726429 )

    kendisi aynı zamanda jose rodriguez fanıdır. şöyle ki:

    ''şans verilmeyi ve kadroda olmayı hak eden çocuk. adam yıllık maaşını maç başı alan kazmalar var bu takımda.''

    gibi şeyler de yazdığı olmuş vakti zamanında. yani adam ilk onbir de oynama olayına aldığı maaşın düşüklüğüne göre karar veriyor. yazık!

    niasse ile dalga geçmiştir, aynı niasse şuan premier lig'te. maçlarını takip etmek isterse, her maçında saat bilgilendirmesi yapabilirim.

    faydası olmadığı gibi zararı da tam tersi çok malum zatın: #1901107

    almayın, aldırmayıncılardan...

    kendisi ünal aysal'ı savunmak adına ünal aysal'ı adnan polat denen şahısla karşılaştırmıştır. bu karşılaştırma ünal aysal'a hakaret niteliği taşımaktadır. ünal aysal'ın hataları vardır ancak hiçbir zaman ismi adnan soyadı polat olan şahısla mukayese dahi edilemez. kendini haklı çıkartmak adına zırvalıklar yapılmamalı.

    malum zat iyi de kıvırır: #1819792

    --- alıntı ---

    lokomotiv moskova'yla 20 gol atsa da galatasaray'ın ancak yedek forveti olabilir.

    ha gelir, oynar, kendisini ispat edip formayı alır; o zaman alkışlarız.

    ekleme: an itibariyle galatasaray kadrosundaki forvetlerden iyi olabilir ama zaten onlardan iyi olmayan forvet sayısı 2 elin parmaklarını zor geçer.

    --- alıntı ---

    bazen içindekileri tutamaz, ağzından kaçırır:

    #1791042

    galatasaray'da emek vermiş olanlara hakaretler savurur: ( #1901043 ) *

    ancak çamur atar, tatlı su taraftarımız;

    #1834443

    bir de şu var:( #1768797 )

    savunucusu halim abi * ve televizyon molası * olan şahıstan ne hayır gelir ki...

    kendisine en ufak eleştiri yapılınca:'' imdat, yetişin, linç varrr!'' diyen birisi. bakalım yardımına koşacaklar mı şimdi....

    kulübü ekonomik olarak zor duruma sokanları değil, bu durumdan kurtarmaya çalışanları eleştiriyor. emir geldi sanırsam. tarikat usulü ile algı yaratma olayınız artık sökmez. kimse de kimseye fanboy, yeniçeri, faşist, komisyoncu diyemez, hatırlatayım.

    kendisi yazar yazar... sonra da siler. değil mi?

    --- alıntı ---

    hindistan'da çok ünlü bir ressam varmış. herkes bu ressamın yapıtlarını kusursuz kabul edecek kadar beğenirmiş ve onu "renklerin ustası" anlamına gelen ranga geleri olarak tanısa da kısaca ranga guru derlermiş. onun yetiştirdiği bir ressam olan racigi ise artik eğitimini tamamlamış ve son resmini bitirerek ranga guru'ya götürmüş ve ondan resmini değerlendirmesini istemiş. ranga guru; "sen artık ressam sayılırsın racigi. artık senin resmini halk değerlendirecek." diyerek resmi şehrin en kalabalık meydanına götürmesini ve meydanda en görünen yere koymasını istemiş. yanına da kırmızı bir kalem koyarak halktan beğenmedikleri yerlere çarpı koymalarını rica eden bir yazı bırakmasını istemiş. racigi denileni yapmış. racigi birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde görmüş ki tüm resim çarpılardan neredeyse görünmüyor. çok üzülmüş tabii. emeğini ve yüreğini koyarak yaptığı tablo kırmızıdan bir duvar sanki. resmi alıp götürmüş ranga guru'ya ve ne kadar üzgün olduğunu belirtmiş. ranga guru üzülmemesini ve yeni bir resim yapmasını istemiş. racigi yeniden yapmış resmi ve gene ranga guru'ya götürmüş. ranga guru resmi tekrar şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş. ama bu defa yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde yağlı boya, birkaç fırça ile birlikte insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı bırakmasını istemiş. racigi denileni yapmış... birkaç gün sonra gittiği meydanda görmüş ki resmine hiç dokunulmamış, fırçalar da boyalar da bırakıldığı gibi duruyor. çok sevinmiş ve koşarak ranga guru'ya gitmiş ve resme dokunulmadığını anlatmış. ranga guru demiş ki; "sevgili racigi, sen ilk resminde insanlara firsat verildiginde ne kadar acımasız eleştirebileceklerini gördün. hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı... oysa ikinci resminde onlardan hatalarını düzeltmelerini istedin, yapıcı olmalarını istedin. şunu hiç unutma sevgili racigi, kötü yönde eleştirmek kolaydır, yapıcı eleştiride bulunmak ise eğitim gerektirir. "

    --- alıntı ---

    haydi eyvallah...
  • 116
    biz; ''galatasaray'ın olduğu yerde umut vardır'', ''biz bitti demeden bitmez'' mottolarıyla büyüdük. bu arkadaş ise burada kendisine buna zıt olarak hıncal uluç misyonu üstlenmiş. onun kötü bir taklidi gibi davranıyor.

    ben ujfa gibi nefret etmiyorum kendisinden. bence efendi, düzgün bir yazar kendisi. ancak şu hıncal uluçculuk oynama olayı bazen cidden hiç ama hiç çekilmiyor. kendisinin ekşide de girdiği entrylere bakarsanız aslında galatasaray sözlükteki gibi birisi olmadığını net görürsünüz.

    ama eğer engelleme konusu açıldıysa engelleme konusunda 2 kelam da ben edeyim. kendisinin birbirinden olumsuz, birbirinden komplo teorili ve moral bozucu entrylerini büyük bir sabırla okuyan herhangi bir renkdaşını engelliyorsa büyük ayıp ediyor.(u: ben bu kadar moral bozmaya yönelik entry girsem birini engellemeden önce sorarım kardeş sen beni engelledin mi diye. o negatif entrylerimi okuma nezaketini gösteriyorsa engelleyemem şahsen)

    galatasaray'ın 80 milyon euro transfer bütçesi olacakmışcasına kurduğu hayali kadrolar dışındaki bütün entryleri fazlasıyla negatif ve moral bozucu. insanlar daha 3. cümleden anlıyor onun yazdığını. en basiti şuan yere göğe sığdıramadığı jason denayer'in başlığına girin ve ilk sayfaya bakın denayer için neler yazmış. okuduğunuzda ağzınız açık kalacak. bunu kamajikamaya mı yazmış. yok artık diyeceksiniz.
  • 84
    hakkında ne zamandır yazmayı planlıyordum. entrylerinden görüyorum ki düşünsel anlamda %90+ genetik benzerliğimiz var. çoğu zaman cümle kurma anlamında saçmalıyorum, düşük cümleler, anlam bütünlüğünü koruyamama vs. ama kamajikaciya sanki benim fikirlerimi süzgeçten geçirip en doğru anlatımla sözlüğe yazıyor.

    tarz olarak biraz karamsar kaldığının farkındayım, ki bana kalırsa sözlüğün de, muhtemelen farkında olmadan enerjisi bu yüzden düşüyor. kendimden biliyorum, karamsarlığının nedeninin, galatasaray'ın bir marka olarak bulunması gereken konumdan çok uzaklara düşürülmesi olduğunu düşünüyorum. şahsi kanaatim, sözlüğe "onu bunu beğenmeme" gibi gelen fikirlerinin arkasında, istense çok daha iyisinin yapılacağı düşüncesi yatıyor.

    bunları, kendisini kayırma ya da koruma amacıyla söylemiyorum. ama ben kamajikaciya'nın yazılarını okuduğumda, çoğunlukla kendimi bulduğum için, neyi nasıl ve hangi gerekçeyle düşündüğünü anlayabiliyorum. belki yanılıyorumdur, ama hissettiklerim bunlar.
  • 41
    herkesin bu sözlükte eleştiri hakkı vardır. kimse kimseyi "eleştiri çok sert ve anlamsız olmadığı sürece" eleştirmez burada. yalnız bu arkadaş ve benzerleri olan birkaç kişi de ciddi sorunlar olduğunu düşünüyorum. sürekli bir eleştiri hali. dikkatinizi çekerim; "sürekli" dedim.

    afedersiniz ama bıktım yahu. yeter. içimizi karartmaktan başka hiçbir iş yapmıyorsun/uz. işin kötü yanı insanları da gazlıyorsunuz. sözlükte son aylarda bu kadar kin ve nefret kusan insanın bir araya geldiğini daha önce görmemiştim. senelerdir galatasaray'la her gelişmeyi takip ettiğim bu sözlüğe, bu arkadaş ve benzeri kişiler yüzünden ilk kez girmeye çekinir oldum.

    bir de bu arkadaşlar birbirlerini tutma olayı var ki, böyle bir şeyi de ilk defa görüyorum. sabah/akşam o kadar eleştiri yapmalarına rağmen kendilerine en ufak eleştiri gelince benzerlerinden biri devreye girip diğerini savunmaya geçiyor. eminim pek çok kişi sizin entrylerinizi okumak istemiyor ama malum bir entryyi okumaya başlarken ilk başta nicke bakmakla uğraşmıyor çoğu kişi. gözümüze ilişiyor bir şekilde.

    umarım moderatör arkadaşlar bu arkadaşların farkındadır.
  • 112
    1)şampiyonlar liginde barca ve bayern'le aynı gruba düşmemizi istiyor. (tıpkı fenerliler gibi)

    2)maç esnasında futbolcunun topla her buluştuğunda yuhalanmasında bir sakınca görmüyor. yani sevmediği oyuncu bütün galatasaray takımının konsantrasyonunun yerle bir edilmesi, elimizdeki maçın verilmesi pahasına ıslıklanabilir. galatasaray maç kaybedebilir, yarıştan tamamen kopabilir.

    3)fenerbahçe derbisinde tarihi fark yememizi istiyor. tarihi fark yersek ders olurmuş. o 6-0'ın televizyonlarda senelerce döndürülüp döndürülüp durmasını, bütün basın tarafından rencide edilmemizi asla unutmam ben. dursun'dan 10 kat rezil bi başkan olsa yine istemem böyle bişey olmasını. kalp krizi geçiririm amk.

    yukarıdaki 3 örnekte takım zerre kadar umurunda olmayan bu arkadaş beşiktaş maçı söz konusu olunca bir anda galatasaray'ın hiç bir şekilde maç kaybetmesine tahammülü olmayan birine dönüşüyor ve fenerbahçe'nin şampiyon olmasını istemeyenlere hakaret ediyor.

    fenerbahçe'den tarihi fark yiyelim belki yönetim değişir kehkehkeh, beşiktaş'a gelince ya yenicez ya yenicez. beşiktaş'ı şampiyon yaptırmayacağız. bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.

    fark ettiniz mi bilmiyorum. kendisinin kendisiyle çeliştiğine dair tespitler yapılmış. kendisiyle çelişmediği tek konu fenerbahçe'nin menfaati. çünkü hep fenerbahçe'nin işine gelen seçenek uğruna kendisiyle çelişmiş.

    ne yalan söyleyeyim günün herhangi bi anında minimum 200 tane fenerlinin online olarak yazdığı bir platformda yazar olsam tam olarak bu arkadaşın galatasaray sözlükte davrandığı gibi davranırdım.
  • 14
    troll değildir.
    (bkz: #1735294)
    bu entryi yazan adam troll olmaz.

    artık hepimizin sözlük nickimiz kadar iyi bildiği üzere hamza hoca'yı beğenmemektedir. galatasaray'ın 15/16 sezonu transfer stratejisini beğenmemektedir.

    ben bu arkadaşın üslup sorunu olduğuna inanıyorum.

    bir defa insanlara söylediği şeyi kabul ettirene kadar, tekrar tekrar ve irrite edici şekilde yazıyor. her gün çeştli başlıklarda, aynı kişiden aynı fikirleri, rahatsız edici ifadelerle görmek insanları sıktı. bilgi kirliliğine neden olan bazı çarpıtmalarının da bu fikrini kabul ettirme ısrarından kaynaklandığını düşünüyorum. bazen insan mantığını gölgeleyecek hırslara kapılıyor. yoksa türkçesi düzgün, örnek verdiğim entrysini incelerseniz fikri takibi entrylerine istediği taktirde güzelce yansıtabiliyor. ama galatasaray'a ait unsurlara da saygı göstermeyi öğrenmesi lazım. hamza demek suç değildir ama bu ifadeyi sırf galatasaray teknik direktörünü küçük görmek ve tahkir etmek amacıyla bir sıfatmışcasına kullanmak taraftarı rahatsız eder.

    ikinci bir problemi de fazla tez canlı. bu türk insanının genel huyudur. mesela henüz hiç transfer yapmadan ön kabullerle takımın transfer stratejisini irdelemek. hamza hoca sürekli düşük profil oyunculardan ve eldeki kadroyu değerlendirmekten bahsederken başkan ise müthiş oyunculara imza attırmaktan bahsediyor. amrabat transferi ile ilgili olarak süleyman hurma gibi pazarlığın piri bir adam, hamza hamzaoğlu oyuncunun piyasasını arttırmak için takımda değerlendireceğini söylüyor dedi. bu bize ip ucu olabilir kanımca. belki doğrusu da tok satıcıyı oynamak. çünkü yıllarca kadromuzda düşünmediğimiz adamları öyle değersiz gösterdik ki, hep gönderirken üzerine para ödedik. senin elindeki sercan ligin en dandirik takımında 10 gol 8 asist mi ne yapmış. elalem böyle adamları 3-4 milyon eu'ya okutuyor. kadronda böyle en az 7 tane oyuncu var. fransa'da herkesin dikkatini çekmiş dany mesela. elbette adam değerlendirebilirim diyecek. bunu dediği zaman adamın bonservisini çekiyosun 3-4 milyon eu'ya. keza yekta. keza tarık çamdal. bu ikisine 2'şer milyon eu yaz. keza amrabat. ispanya'da performans göstermiş adam 4 milyon eu yaz. umut bulut. yedek olduğu kadrolarda bile 10 golün altına düşmüyor. 3 milyon eu yaz. dzemaili, sen bu adama çöp muamelesi yaparsan kimse sözleşmesindeki ücreti önermez. 2,5 da senelerce italya'da forma giymiş dzemaili'ye yaz. galatasaray bir vitrindir. bu oyunculardan bonservis alabilirsen ne ala. sırf bu satışlar 2 tane yıldızın maliyetini karşılar. alamazsan da vitrine çıkar ki talipleri olsun. en azından bonservis ödemeseler bile yıllık ücretini versinler, senden alsınlar. neyse derdim transfer analizi yapmak değil. bu da bir senaryo. yani bekleyip görmek lazım, kimler gelecek kimler gidecek. daha belli olan bir şey yok. elimizdeki tek veri önümüzdeki haftadan itibaren transfer girişimlerinin resmiyet kazanacağına dair dursun özbek'in verdiği röpörtaj. ama kamajikaciya dedim ya tez canlı, yazmış güzelinden bir felaket senaryosu, onu dillendirip duruyor. az önce bahsettiğim irrite edici üslupla birleşince de çok tepki çekiyor. yoksa adamın bu gün yazdığı şeyler yarın galatasaray takımı serdar aziz, volkan şen, adem büyük gibi futbolcularla doldurursa tüm sözlük tarafından yazacak. sıkıntı bu arkadaşın, iki defa hapşırmış çocuğu için ölümcül hasta muamelesi yapıp tüm sevdiklerini sıkan, hastalık hastası teyze gibi davranmasında.

    entrylerime kısaca göz atan bilir. hiç bir futbolcudan kolay kolay ümidimi kesmem. emre çolak'ı senelerdir savunuyorum, iyi topçu olacak diye. hala da dediklerimin arkasındayım. tabi ki iki futbolcuyu kıyaslamıyorum ama kariyerini xavi'ye benzetiyorum. o adam da barcelona standartlarında sadece yetenekli futbolcuydu, 24'ünde bu gün emre çolak'ın kadro pozisyonu neyse xavi de kendi takımında aynısını yapıyordu. 26'sında benim nazarımda gelmiş geçmiş en iyi orta saha oyuncusuna evrildi. emre'nin de 26'sına geldiğinde galatasaray'da önemli roller üstlenen kilit oyuncu pozisyonuna geleceğine inanıyorum. keza bruma, keza burak yılmaz. entrylerinde ışık gördüğüm bu arkadaşa da aynı bakış açısıyla yaklaşıyorum.

    futbolcuya çöp diyip geçmemek gerektiği gibi, bir yazara da troll diyip geçmemek gerek. ben eleştirileri dikkate aldığına inanıyorum ve bunu biliyorum. dün kısa bir dialoğumuz oldu çünkü kendisiyle. sözlük tarafından çok sevilen bazı yazarların başlıkları da ilk entrylerde tenkit dolu. adamlar sonradan uyum sağlayıp yardırmışlar. inanmayan mturhan başlığını okuyabilir. ben kamajikaciya'nın da zamanla sözlüğe adapte olacağını ve eleştirilerinde kullandığı dayatmacı ve irrite edici üslubu törpüleyeceğini düşünüyorum. daha 122. entrysini girmiş. peşin hükümlü olmamak lazım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın