derwall galatasaray’da göreve başlayınca işe öncelikle kendisine uygun bir asistan arayarak başlar. şansının da yardımıyla frankfurt’da yaşayan, gazeteci, alman futbol federasyonu’nun a grubu antrenör lisansına sahip, akıcı bir almancası olan
yaşar arslan’ı bulur. birkaç hafta çalışırlar. derwall yaşar'ı çok beğenir fakat yaşar'ın karısı kalp hastası olduğu için derwall’den izin ister ve franfurt’a geri döner.
takımın diğer yardımcı antrenörü
günay kayalar da alman futbol federasyonu’nun hennef’deki antrenör yetiştime okulunda a grubu lisansı almak için almanya’ya gidince derwall florya’da tek başına kalır.
bakın derwall bu durumu nasıl anlatır:
“böylece florya’daki antrenman sahasında yine terk edilmiş ve tek başına kalmıştım. el, ayak hareketleriyle ve benim söylediklerimi takıma ingilizceden tercüme eden kaptan fatih’in
* yardımıyla, futbolculardan ne beklediğimi açıklamaya çalışıyordum.
kendi kendime ‘bundan daha kötü bir başlangıcı ancak eskimolar ülkesinde yaşayabilirdim’ dedim.”