resim
Josef Derwall
Görev:Teknik Direktör
Doğum:10.03.1927
Ölüm:26.06.2007 (80)
Uyruk:Almanya
  • 185
    yurt dışından ne vakit bir teknik direktörle anlaşsak acaba bir derwall esintisi gelir mi düşüncesinde oluyorum. ne de olsa avrupa ülkeleri, pek çok konuda olduğu gibi futbolda da ortaya koydukları sistemle önemli işler çıkarmaktalar. burada yetişen futbolcu ve futbol adamları her zaman güven veren bir yapıya sahip oluyorlar.

    martin linnes, fabian ernst, dirk kuyt farklı takımlardan aklıma gelen futbolcu örnekleri... çok yetenekli olmamalarına karşın aldıkları sistematik eğitimin karşılığını sahada veren kişiler. tabii ki karakter olarak üstün iş ahlakına sahip olmalarının da etkisi yadsınamaz. fakat genel olarak orta ve kuzey avrupa ülkelerinde yetişen futbolculara güven oranı hayli yüksek.

    bu değerlendirmenin teknik adam versiyonu da çok farklı değil. antrenman tekniğini ve çalışma prensibini ortaya koymuş onlarca teknik adam geldi geçti ligimizden. çoğunun başarılı olamamasındaki ilk sebep sistem yokluğuydu. eksikliği demiyorum çünkü bir şeyin eksiklik ifade etmesi için öncelikle olması gerekir.

    derwall, galatasaray adına bu yönden bir talihti. neden son 30 yılın en başarılı türk takımı galatasaray diye baktığımızda bu sistem zerrelerinin etkisini görmekteyiz. 90'lı yıllarda yetiştirdiği ve genç yaşta satın aldığı futbolculardan karma oluşturan takımımız, kuvvetli yabancı takviyesiyle türk futbolunda bir daha göremediğimiz başarıları yakaladı. antrenman sahaları çok kötü olan türk takımları, ilk defa derwall'le birlikte modern antrenman sahalarına kavuştu. milli takımımız çok uzun yıllar bu tesisleri kullandı. diğer takımlar için de model teşkil eden bu vizyon, modern futbola yanaşmamızı sağladı.

    türklerin en kötü özelliklerinden birisi hızlı kanıksamak olabilir. normalde olumlu yöne çevrilebilecek bu alışma durumunu bir çoğumuz yatma eylemiyle karıştırdığından sıkıntı peydah oluyor. bir konuda başarılı olduğumuzda onu besleyecek ögeler oluşturmak yerine sürekli olarak bu durumun devam edeceğini düşünüyoruz. derwall sonrası dalgalanmaların en önemli sebebi bu olmuştur. o bir konu inşa etti, üzerine kat çıkacağımıza aynı katta dolanmayı tercih ettik. fatih terim gibi aşırı meziyetli bir teknik direktöre sahip olmasaydık derwall'in inşa ettiği temel de tarumar olacaktı.

    futbolda sistem oluşturmak oyunun en zor ve meşakkatli uğraşısıdır. antrenman sahaları, futbol akademisi, transfer, oyuncu maaşı, kadro mühendisliği ve daha birçok şey dişlinin parçaları gibidir. dursun özbek yönetiminde tüm dişlilerin nasıl yok edildiğini üzülerek gördük. öyle ki derwall'in florya'sına bile dinamit döşediler. şu an tekrar çarkın dişlilerini düzeltmeye ve ilerlemeye çalışıyoruz.

    bazı kimseler derwall'in futbol takımı başarılarının çok fazla olmadığını iddia etmekteler. hiçbir zaman derwall'in çok büyük bir taktik adamı olduğunu öne sürmedim. fakat şurası unutulmamalıdır ki şampiyon kulüpler kupasında yarı final gören takımın oluşturucusu ve o takımın avrupalılar gibi antrenman yapmasını sağlayan kişi bu vizyoner adamdır. galatasaray ona çok şey borçludur ve mutluyum ki gencinden yaşlısına herkes derwall'e gerekli hürmeti ve minneti göstermektedir.

    merhum kişilere rahmet dilenir fakat ben ona bunun haricinde şu şekilde seslenerek yazıyı noktalıyorum: iyi ki vardın ve gerçekleştirdiklerinle hep var olacaksın...
  • 190
    galatasaray'ın ve türk futbolunun kaderini değiştiren futbol tarihinin en büyük hocalarından biri jupp derwall; türkiye ve galatasaray'da yaşadığı yılları anlattığı jupp derwall türkiye anıları kitabında -o zaman ki- fatih terim'den nasıl bahsetmiş gelin beraber tekrar bakalım:

    "takımın kaptanı fatih kişilikli bir insan, tepeden tırnağa bir spor adamıydı. her zaman başkalarına yardıma hazırdı. onu zor etki altına alabilir, ancak doğru bir dava adına her zaman yanınıza çekebilirdiniz. herkes için iyi bir örnek, cana yakın bir dost ve can yoldaşıydı...

    sporun kurallarına uymayanların ise ondan çekecekleri vardı. yüksek görev bilinci, aklı ve hayalperestliğe düşmeyişi, başka bir şeye müsaade etmiyordu.

    sanırım, ondan pek hoşlanmayanlar da vardı. bazıları onu pek saydam bulmuyorlar ve ayrıca kendini beğenmiş biri olarak tanımlıyorlardı.

    ben ise onu yeterince tanıyordum ve çevresine koruyucu bir kalkan ördüğünü, bu şekilde, özellikle kaybedilmiş ya da kötü oynanmış maçlardan sonra karmaşık duygular içinde futbola sırtını dönenlere can sıkıntısı yaratmak adına, herkese, alçak gönüllü ve ağır başlı tarafını göstermediğini biliyordum.

    1985 yılında federasyon kupası'nı kazanmamızdan sonra galatasaray'a oyuncu ve kaptan olarak veda etmesine o zamanlar çok üzülmüştüm. onun sonra gelen büyük başarıları ve iki şampiyonluğu hak ettiğine yürekten inanıyordum."
  • 193
    mustafa denizli'yi yetiştiren, ön plana çıkaran, sarı kırmızı tarihin en önemli dönemeç noktalarından birinde tüm beyfendiliği, çalışkanlığı, özverisi ve mutevaziliğiyle duran efsanemiz.

    tanım içinde mustafa denizli ismini kullanmamın belli bir sebebi var.

    derwall kendi ismini ya da kibirini değil de, görev yaptığı galatasaray'ın geleceğini düşündüğünden, denizli'yi yetiştirmiş, çok az insanın yapabileceği bir şekilde kendisini geri plana atmış, üstelik bunu avrupa şampiyonu almanya milli takım teknik direktörü apoletiyle yapmıştır. ''aslolan galatasaray'dır" çünkü. sözde değil...

    oldukça benzer bir durum sepp piontek-fatih terim ilişkisinde de var.

    fatih terim'in fazlasıyla tartışıldığı bugünlerde, jupp derwall üzerinden şu soruyu sormak kritik: türk futbol tarihinin en başarılı teknik direktörü olan fatih terim futbol dünyamıza ve galatasaray'a teknik direktör olarak kimi armağan etmiş ya da edecektir?

    müfit erkasap?
    mehmet özdilek?
    hasan şaş, ümit davala, levent şahin vs.?

    bu isimlerden hangisine gönül rahatlığıyla galatasaray'ı emanet edebilirsiniz?

    sadece futbolda değil, akla gelebilecek her alanda kurumsal hafıza, devamlılık bu topraklara yabancı kavramlar. yine bu topraklarda her başarı yanında o çiğ kibiri de getiriyor. "aslolan galatasaray'dır" gibi sloganlar hep sözde kalıyor. coğrafya bu kadar da kaderimiz olmasaydı keşke.

    yine, yeniden efsanemiz jupp derwall'ı saygı, gurur ve hüzünle anıyorum.
  • 194
    galatasaray deyince aklıma ilk gelen isim olan, muhteşem insan, harika teknik direktör, türkiye futbolunun kaderini değiştiren büyük futbol adamı.

    eğer bugün galatasaray'a avrupa fatihi deniyorsa, onun sayesinde olmuştur. zihniyet devrimcisidir, "transfer istemem modern bir tesis yapın" diyecek kadar ileri görüşlü, günü kurtarmaya yönelik değil, hep ileriyi düşünmüştür.

    galatasaray onun sayesinde vizyonunu daha fazla geliştirmiş, kısır çekişmelerin değil, hak ettiği gerçek rekabetin arenasında yerini almıştır. her ne kadar bugün o görüntüden uzak olsak da, bize kazandırdıklarını bugüne dek yapabilmiş kimse yok.

    bembeyaz saçları, tonton dede görüntüsüylü, gözümüzdeki alman imajını silip atmıştır. çok büyük bir futbol adamıydı, galatasaray'a gelmesine dehşet içinde şaşırdığım tek isimdir.

    çok seviyorum seni.
  • 196
    rahmetle andığım efsane teknik direktör.

    ilk iki senesinde şampiyon olamamıştır. son senesinde 14 yıllık hasrete son vermiştir. hani alman teknik direktör istiyor ya arkadaşlar. allahtan o zamanlar internet, sosyal medya, gs sözlük falan yokmuş da adam birşeylerin öncüsü olabilmiş. yoksa ilk sezon sonunda başlarlardı bunak, emekliliğe gelmiş, takıma gurbetçileri doldurdu, günümüz futbolunu takip etmiyor demeye.
  • 198
    kendisi sadece bir teknik direktör değildi.
    aynı zamanda bir futbol düşünürüydü.
    almanya milli takımını altı yıl çalıştırdıktan sonra galatasaray'a gelmişti ve devrim yapması için her şey müsaitti.
    galatasaray zaten uzun yıllardır şampiyon olamadığı için sabretmek daha kolaydı ilk zamanlarına.
    çünkü derwall yeni bir yapı kuruyordu ve herkes bunu kabullenmişti.
    galatasaray'ı avrupalılar gibi oynayan bir kulübe dönüştürüyordu derwall.
    kolektif oynayan, tempolu ve arzulu bir takım...
    çok kısa zaman sonra onun ektiklerini yardımcı antrenörü mustafa denizli toplayacaktı.
    kulüp tarihinde ilk kez şampiyon kulüpler kupası'nda yarı finale yükselecekti galatasaray...

    derwall şimdi olsaydı aynı sabrı gösterir miydik?..
    belki evet...
    çünkü o, neredeyse sıfırdan bir yapı inşa ediyordu ve bunu algılamak, görmek mümkündü.
    çünkü galatasaray'ın şimdi de benzer bir yapılanmaya, yenilenmeye ihtiyacı var ve bilinçli taraftarlar bunun farkında...
    genç, dinamik, uzun vadede başarılı olacak, yeniden avrupa düzeyine erişebilecek bir takım için pek çok kişi birkaç lig şampiyonluğundan feragat edebilir...
    belki hayır...
    çünkü artık her şeyin içine manipülasyon giriyor.
    algı oyunları, her şeyi en iyi biz biliriz zihniyeti bu topraklardaki kulüplerin kendi kendini geri bırakmasına ve yeni olan her şeyi reddetmesine, çok kolay tüketmesine sebep oluyor.
    hem genç oynatılsın isteyenler var, hem de gençler oynatıldığında ilk birkaç hatasında "bundan bir şey olmaz" diyenler...
    yani aslında önce derwall'e o toleransı gösteren bir anlayış lazım.
    o zaman galatasaray belki yeniden avrupa fatihi günlerine geri dönebilir!..
  • 199
    galatasaray futbol takımına yeni bir çığır açtıran büyük bir futbol adamı. iviç'in devam etmesi düşünülen, bin dokuz yüz seksen dört, seksen beş futbol sezonunda, oldukça transfer yaptırmasına rağmen aniden teknik direktörsüz kalan galatasaray'a o yıl gerçek bir piyango çıkar. haziran ayında yapılan avrupa futbol şampiyonasında başarısız olan almanlar faturayı derwall'e keserler ve derwall boşa düşer. avrupa kulüpleri iştah kabartarak üşüşürler derwall'i kendi takımına kazandırmak için ama o tercihini galatasaray'dan yana kullanır, aynı turnuvada dünya'nın en iyi kalecilerinden kabul edilen simoviç'te birbirinden hatalı goller yiyerek bir anda gözden düşer, o da daha büyük takımlara gidecekken, galatasaray'a gelir. iki kaybeden takımımızda buluşmuştur. ilk yıl averajla şampiyonluk kaçırılır, yılların hasretini yine dinmemiştir. ikinci yıl yine inişli çıkışlı gider grafik. derwall'den bile hoşnut olmayanlar vardır, kellesini isterler, sevmeyenler onu "beyaz kafa" olarak adlandırır, tıpkı del bosque'ye takılan yeniköy kasabı gibi. konya'da iki sıfır kaybedilen bir konyaspor maçı sonrası, derwall iyice tartışılır hale gelir. beşiktaş artık kolaylamıştır, şampiyonluğu çok yakındır ama hiç ummadıkları anda kaybedilen malatya maçı, berabere kalınan denizli maçları galatasaray'ı bir anda daha avantajlı konuma getirir ve adeta ölüm kalım savaşına dönen bir eskişehir maçı ile yıllardır özlenen şampiyonluk gelir, tabi ki başmimar derwalldir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın