resim
Josep Guardiola i Sala
Görev:Teknik Direktör
Takım:Man City
Yaş:53
Uyruk:İspanya
  • 1305
    kendisi bir futbol dehasıdır. bu oyunda devrim hatta devrimler yapmıştır. ama maalesef hiçbir zaman kurt hoca olamadı.

    okan hoca şampiyonlar ligi yarı finali uzatmalarında maç penaltılara gideceği az çok belliyken icardi ve mertens'i oyundan çıkarsa ve kaybetsek çok kızardık sanıyorum. kendisi 17 nisan 2024 manchester city real madrid maçında haland ve de bruyne'yi çıkarmıştır. elbette kaybetmelerinin tek sebebi bu değil ancak bir gerçek var. rakibi carlo böyle bir şey yapmazdı...
  • 1308
    mükemmel bir teknik direktör ama sürekli yeni bir şeyler deneyerek öncü olmaktan vazgeçmesi gerekiyor.

    112 dakika oynamış kdb'yi, penaltılara gitmeden önce çıkarmak çok çok yanlıştı. bunu yerine giren kovacic'in penaltı kaçırmasından dolayı söylemiyorum; penaltıdır kaçar ama kdb gibi bir süperstarı da o noktaya gelmişken çıkaramazsın be pep.
    aynı şekilde ederson'un 5. penaltıyı kullanması da bir o kadar gereksizdi. tamam, belki attı ama ne bu fantezi be kardeşim?

    bu arada maç boyu tükürmeni görmemden dolayı psikolojikmen ağzım kurudu olm. yapma böyle şeyler pep.

    (bkz: 17 nisan 2024 manchester city real madrid maçı)
  • 1311
    kafayı yemiş teknik direktör. ciddi ciddi sıyırmış. haaland, de bruyne, bu adamları çıkartmanın açıklaması olamaz. beşinci penaltıyı ederson'a attırmanın da açıklaması olamaz. gerçi bunun kafa hep böyleydi. bir aralar neuer'i ön libero oynatmayı düşünüyordu. beckenbauer sen hayırdır bilader dedi de geri vites yapmıştı. arapları avucunun içinde oynatıyor.

    edit: pandemi senesinde lyon'a elenmesi de kişisel fantazileri sebebiyleydi.
  • 1312
    eşsiz bir teknik direktör. tarihin en iyilerinden. carlo ancelotti gibi kafatasçı bir hocaya karşılaştıkları son 4 maçta tir tir titretip 60’ların catenaccio’sunu geri getirtti. yıllardır o kadar rakipsiz ve benzersiz ki, adam en sonunda sıkılıp kendi kendine challenge yaratmaya başladı ve an itibariyle premier league’de kendi yarattığı canavarla kapışıyor.

    (bkz: mikel arteta)
  • 1315
    futbolun değişmesine sebep olan teknik direktör.

    basın toplantılarında muhabirlerin sorduğu soruları tiye alıp “evet egom olduğundan” “evet haaland’ı 5.golü atmasın diye çıkardım” gibi cevaplar verip sempati topluyor yıllardır. ama söylediği şey gerçek.

    futbolu futbolculardan dolayı seven milyarlarca futbolsever kendisi çıktığından beri sistemi, koşu mesafelerini, tuchel’i, ancelotti’yi daha çok konuşuyor maalesef.

    futbolun 1990’dan 2008’e geçirdiği evrim ile 2008’den 2024’e geçirdiği evrimin arası bambaşka seviyede. en büyük sebebi de kendisi.

    futbolcuların değil teknik direktörlerin, sistemlerin, koşu mesafelerinin takımın yıldız isminden daha fazla konuşulmasına sebep olmuştur.

    futbolun tüm dünyada basketbola oranla tutulma sebebi basit bir oyun oluşu. potaya, fileye, sopaya ve ya başka bir şeye gerek yok, tek bir top yeterliydi. kendisi bu basitliğin ortadan kaldırıldığı dönemin en büyük etkeni. arsa’dan borsaya geçen futbolun sevilme sebepleri maradonalar, ronaldolar, ronaldinholar idi. kendisi bunu bitiriyor. o yüzden kendisini hiç bir zaman sevmiycem.

    kim sokakta top oynarken guardiola olma hayali kurar ki?
  • 1316
    okan buruk’un 2 yıldır fenerbahçe’ye yaptığını 6-7 yıldır premier lig’e yapan deha. şampiyonluk puanlarına bakabilirsiniz. puan kaybı lüksü yok çoğu şampiyonluğun son düzlüğünde, adam da kaybetmiyor. hatasız geçiyor hep çok zor maçları. sanılanın aksine büyük winner.

    tabii ki şampiyonlar ligi daha değerli, büyük ancak premier lig’de yıllardır yaptığı bu şey çok daha zor bence. premier lig’den gitmezse rakipleri tek tek küstürecek. klopp bile “benden bu kadar.” dedi resmen.
  • 1317
    kendisi neden değil sonuçtur. 2007 yılında barcelona'nın başına geçtiği zaman la liga'daki 20 takımdan 15 tanesinin kendisine karşı derin savunma yapacağını, topun kendisinde kalacağını biliyordu. topun kendisinde daha çok kalacağından bunu daha verimli hale getirmek için doğal olarak her mevkiye daha teknik oyuncular koymaya ve pas futbolunu maksimize etme yoluna gitti. geriden pasla çıkma meselesi bundan biraz daha farklı tabi bunun da iki tane nedeni var kabaca; ilki uzun vurmanın verimsizliği. uzun diktiğinde top rakibe geçiyor genelde en iyi ihtimalle %50 şansın var. diğeri de şiddetli ön alan presine karşı çözüm, burda da stoperlerin ve hatta kalecinin ayağının iyi olması gerekliliği devreye girdi.

    kabaca nedenler bunlar, çözümler de biraz radikal olmakla beraber kendisinden geldi. kendisi hiç var olmamış olsaydı da futbol eninde sonunda buraya evrilecekti. ön alan presi yediğimizde dağılıyoruz o zaman kalecimizin ayağı da iyi olsun -ki kenarlara topu isabetli atsın ya da top sürekli bizde kalıyor takımın teknik kapasitesini arttıralım diye ilerleyecekti. yani bu iş silah çıktı mertlik bozuldu diye silahı bulan adamı suçlamaya benziyor. silah neden bulundu? ordular gidiyor kalelerin, surların önüne geçemiyorlar sürekli büyük zayiat falan başka bir şey bulmak gerekli diye düşünüldü ve barut üzerinden işte silah top atışı vs bulundu. tarih bir şekilde ilerliyor.

    burda futbol özelindeki nedenleri irdelersek bence kabaca iki başlık var; ilki futbolda 80-90'lardan 2000'lerin ortasına gelindiğinde fizikselliğin artması. 80'lerde oynanan büyük maçları izlerseniz -ki izlemeye bile gerek yok - oyuncuların fiziksel durumu, tempo vs bugüne kıyasla berbat durumda. çoğu oyuncu zaten fosur fosur sigara falan içiyor o zamanlar. zamanla küçük takımlar kendilerinden yüksek bütçeli takımları fizikselliği arttırak yenmeyi öğrendi. hem de iş daha çok para etmeye başlayınca profesyonellik arttı, tabi sakatlıklardan kolay dönmeler başladı vs diğeri de yine bence parayla ilgili. yayın gelirleri 90'ların sonundan itibaren arttıkça ligde kalmak çok önemli ve para eder hale geldi, oyuncular için de kulüpler için de bu da alt sıra takımlarındaki ligde kalma odağını çok arttırdı. üst ligde yayın geliri 10 iken alt liglerde 2 falan. tabi bu başka nedenler de doğurdu yayın gelirlerinin artışıyla takımların bütçeleri arası fark da büyüdü real madrid barcelona 100 lira alırken alt sıra takımları 10-20 lira alıyordu ve mecburen savunma ve kontra oyununu daha fazla eğilmeye başladılar bunlar da bir anlamda guardiola'yı yaratan şartları sağladı denebilir.
  • 1319
    hayatta, dünyada her şey değişirken, dönüşürken, evrilirken futbolun aynı kalması mı bekleniyordu ki kendisi güya futbolun ruhunu öldüren kötü adam ilan ediliyor?

    21. yüzyılın ilk çeyreğinde nerdeyse önceki 200 yıllık bazı değişimlerin fazlası yaşanmış, işin ekonomik ve finansal boyutu kat kat katlanmış, teknolojik gelişim artık futbolda var gibi uygulamaları bile mecbur kılmışken teknik direktörler hiçbir şey yapmayıp bütün işi sahada futbolculara mı bırakacaktı yani ne bekliyorsunuz ki?

    guardiola işine, hayata, değişime dönüşüme saygılı, kendini buna adapte eden, yeni fikirler, çözümler, inovasyonlar peşinde devrimci bir teknik direktördür. işin antrenman, teknik-taktik yönünde bir filozof gibi takılırken maç esnasında kenarda bir çocuk gibi heyecanlı ve tutkuludur.

    real madrid'in para verip kurduğu los galacticos'ları barça altyapısından yetişmiş nispeten düşük maliyetli kadrolarla önce kafada yenmiş, italyan kulüplerin büyük yetenekleri sertlikle sindirdiği catenaccio'lu savunma kalelerini dağıtarak başlamıştı gencecik yaşında teknik direktörlük kariyerine. sahneye çıktığında öyle çok da keyifli bir futbol dünyası yoktu yani. 90'ların yıldızları bile artık oynanan oyuna hem fiziksel hem de yetenek olarak cevap veremiyordu. dönem kapanıyordu zaten.

    her sene üstüne koya koya gitti. messi zaten büyük yetenekti ama onun elinde sahneye çıkmasa belki de bu kadar büyüyemeyecekti. ondan ve kadrodaki diğerlerinden en iyi performansı alacak şekilde kurguladı sistemini, oyununu. tıkanmaya başlayınca başka bişey icat etti (sahte 9 filan). ona da önlem alınınca başka bişeyler daha icat etmeye devam etti sürekli (sahte bek, sahte stoper vs. vs.) kimsenin yüzüne bakmadığı kdb'den üst süzey yıldız yarattı. lahm'ı 30'undan sonra orta sahaya evirdi. ilkay'dan golcü çıkardı. dünya futbolunda yeri kalmadığı söylenen bücür forvetlerden şampiyonlar çıkardı: agüero, alvarez...

    premier lig'in uzun topa, fiziksel mücadeleye dayalı konseptini değiştirdi city ile. bayern'deyken alman teknik direktörleri kendine anti-tez üretmeye zorladı. oldu da; klopplar filan onu daha da gelişmeye zorladı. kendi yanında yetişen arteta bugün en büyük rakiplerinden biri. 4'ünde şampiyon olduğu son 5 sezonda premier lig'in harcama listesinin 7. sırasında olduğu halde yaptıklarının sadece parayla ilgili olduğu söylenip durdu. ki aldırdığı adamlar hiç de öyle birileriyle transfer yarışını girip daha fazlasını vererek elde ettiği büyük yıldızlar değildi yani. <belki haaland hariç>

    nostalji31'lerle övülen dönemler, kötü savunma oyuncuları, onların zafiyetlerinden dolayı süper yetenek olarak görülen narin yıldızlar, 11 çıkarmaktan başka işlevi olmayan teknik direktörlerden müteşekkildi çoğunlukla. "takım oyunu" ifadesinin lafta olduğu, bireyleri yücelten bir anlayış hakimdi. futbolun bir takım oyunu olarak yeniden kurgulanışının lideridir guardiola. çağ kapatıp çağ açmıştır.

    her şeyden önemlisi teknik direktörlük mesleğinin itibarını, potansiyelini, nüfuz alanını yükseltti. ispanya/portekiz ekolü onun izinden giden teknik direktörler yetiştirmeye devam ediyor. ona karşı tez üreten alman ekolü de öyle. bunlar kolay işler değildir. kültür ve müktesebat birikimidir. hepsini satın alıp ele geçirsen bile onu uygulayabilecek personayı yetiştirmen bir ömür ister. ingilizler, fransızlar, hollandalılar filan bu yüzden geriden takip ediyorlar ancak.

    çünkü pep bir akdenizli, öncelikle o çocuksu ruhu, cüreti, özgür ruhu ve devrimci potansiyeli kanında var.
  • 1320
    defans yaparak euro 2004 şampiyonu olan yunanistan, şut bile çekilmeyen tarihin en sıkıcı 2003 şampiyonlar ligi finali, mourinho'nun porto'yla alabildiği 2004 şampiyonlar ligi finali. artık defanslar o kadar organizeydi ki sadece temposuz yıldızlarla maç alınamıyordu. futbol zaten ölüyordu, aksine total futbolu daha organize eden bu adam futbolu kurtardı. sonra bunun da karşısına daha hızlı savunma futbolu ortaya çıktı. daha hızlı hücum futbolu çıktı. presler çok gelişti. guardiola da kendini güncelledi. sonuç olarak bugün gördüğümüz daha tempolu futbol en çok bu adamın eseri. pas futbolu oynayan takımlar hala çok az belki yüzde 10 falan. ama pas futboluna karşı gelen akımlar yüzde 90 belki. nasıl bu adam futbolu mahvetmiş oluyor, anlamış değilim. aksine kurtaran adamlardan biridir, o olmasaydı da başka biri kurtaracaktı.

    kendisinin tek saçmalığı forvetsiz düzenlerdir. forvetsiz oynayan her takıma dümdüz söverim. o bile vazgeçti, herkes vazgeçsin.
  • 1322
    euro 2024 ilk maçlarının ardından takımının phil foden, jeremy doku, bernardo silva, rodri, de bruyne ve gvardial sahanın takımları adına en kötü isimlerindendi. bu da ister istemez kendisini sorgulatıyor bu adamın takımlarından çıkan her topçu neden sudan çıkmış balığa dönüyor diye.

    ayrıca bizim maçtan sonra futbolun evrildiği hal nedeniyle baya eleştirilmiş... kardeşim bu kadar çok kaos seviyorsanız bizim ligi takip edin... sonra ağlamak yok ama...

    https://x.com/...coFqo5NfioA&s=19
    https://x.com/...no7ox132z4w&s=19
    https://x.com/...v9DPa5a9xEg&s=19
    https://x.com/...UUVZQUZmc_Q&s=19
App Store'dan indirin Google Play'den alın