• 42
    iyi niyetli iyi insanların fazlaca romantik de olsa iyi bir projesiydi istanbul united. kötü niyetli kötü insanlar ve iyi niyetli aptal insanlar tarafından paramparça oldu.

    herkes istanbul united'ı kendince bir yere çekmeye çalıştı aylar boyunca, esas sıkıntı da buydu aslında. mesela:

    -kimisi bu birlikteliği vatan hainliği olarak gördü çünkü başbakanımızı eleştiren insanların fikriydi bu. başbakanı eleştiriyorsanız vatan hainisiniz çünkü bizim memlekette.
    -kimisi bu birliktelik olunca şike, doping gibi şeyler el birliğiyle unutulur sandı ki tam tersine orada sivil itaatsizlik vardı. başbakana, kulüp başkanına, yöneticiye fark etmeden.
    -kimisi içindeki diğer takımlara olan sempatisini öne çıkarmak olarak gördü, kendi takımını pas geçip diğer takım atkıları ile ifade etti kendini. bizim memlekette fikirlerde orta yol yoktur, ya cimbomlu ya anti-cimbomlusundur. cimbomluyum ama fenerbahçe'ye saygım var dediğin anda vatan haini olmasa bile takım haini ilan edilirsin bizde. alex iyi oyuncu diyen her küfrü hak eder, ve kendi takımının en kötüsünü bile alex'ten üstün görmen gerekir. aynısı fener'de de aynı, beşiktaş'ta da.
    -kimisi olayı iyice romantikliğe çekti, kol kola stadlarda maç izleyebileceğini sandı. ne salak değil mi bu insanlar?
    vesaire vesaire.

    peki bu istanbul united ne işe yarayacaktı?

    -ben şampiyonluk maçımda beşiktaş'tan geçebilecektim teorik olarak. kimse formamdan ötürü öldürmeye kalkmayacaktı beni.
    -eboue'ye gene ırkçılık yapılacaktı belki ama tepki gösteren fenerli sayısı daha çok olacaktı.
    -birisi rakip takımdan birisini bıçakladığında herkes ortak tepki koyabilecekti. katili savunan çıkmayacaktı sadece aynı renkte formada buluştuk diye. kim bir katili savunabilir ki değil mi? bu gözler çok örneğini gördü.
    -federasyon bir hata yaptığında kulüp başkanlarının politik çıkarlarından bağımsız beraber protesto edebilecektik. çünkü gene biliyorsunuz, bizim memlekette ünal başkan'ın ak dediğine aziz inatla kara diyor. fikret'in mor dediğine biz turuncu diyoruz. 2 yıl önce yabancı sınırına karşı olanlar, taktik değiştirip bir anda en kral sınır destekçisi olabiliyor. taraftarını da peşinden bu saçma kuralı desteklemeye sürüklüyor.

    peki biz ne yaptık, daha kolay olanı tercih ettik.

    -beşiktaşlı bize küfretti, onunla aynı safta olmayız.
    -fenerli real madrid maçımızla dalga geçti, onlarla cehenneme gidilmez.
    -semtlerinde formayla gezemiyoruz

    diğer bir açıdan bakalım,
    -liverpool maçımızdan sonra bizimle dalga geçtiler
    -mühendis oktay'ı öldürdüler.

    başka bir açı,
    -gencecik taraftarımızı bıçakladılar. allah belalarını versin.

    herkesin birlikte olmamak için kendince haklı nedenleri var evet. ama bunların tekrardan yaşanmaması için, herkesin o goygoyunu yaptığı "ahh be keşke kol kola deplasmanda maç izlesek" muhabbetine ulaşabilmek için, ülkedeki haksızlıklara karşı forma renginden önce insan olarak anayasal hakkı kullanabilmek için insanlar birlikte olmayı denediler.

    meğerse çok kötü şeyler düşünmüşler ki burada her türlü hakareti işitiyorlar. adam ağır ultraslancı, aylardır eli şeyinde bekliyor bir tane olay olsun da giydireyim diye. adam ağır akp'li, aylardır eli başka bir yerinde bekliyor içerisinde gezi ile ilgili ne varsa öldürmek, yok etmek için. adam ağır anti-akp'li gidiyor galatasaray'ı bıraktım, beşiktaşlıyım artık diyor bundan bile siyasi çıkar hedefliyor. adam ağır anti-fb'li, anti-bjk'li, imkan bulsa sokakta formalı insan avına çıkacak o da eli başka bir yerinde bekliyor.

    istediğiniz oldu, taraftarların birlikte bir şeylere tepki göstermesi gibi büyük hainlik (!) planını bozdunuz, memlekteti, partinizi, dininizi, gelenek göreneklerinizi, galatasaraylığı kurtardınız.

    gelecekteki en yakın taraftar cinayetinde "çok üzgünüz :(, tüm taraftarlar birlikte olsa bu terörü yeneriz :(" konulu entry'lerinize kadar hepinize eyvallah.
  • 68
    bu slogan; futbolun aslında hayatlarımızdaki bir savaş simulasyonu olduğunun farkında olduğumuzu gösteren bir detay sadece. 2013'teki güzel zamanlarda ortaya çıktı bilindiği üzere.

    yani fenerbahçelilik, galatasaraylılık, beşiktaşlılık gibi kavramların hayatımızda insani hiçbir şeyin önüne geçemeyeceğini gösteren bir tek çatı mesajıdır bu.

    2017 senesindeyiz. iktidar spor medyasını kullanarak kendi fikirlerini sporseverlere empoze etmeye çalışıyor. seçim çalışmaları için milli sporcuları kullanıyor. bize düşen bu mesajı tekrarlayarak gerektiğinde tek yumruk olabildiğimizi göstermek. hele de muhalif düşüncedeki insanların şu dönemde buna sıkı sıkıya sarılmaktan başka çaresi yok.

    tam şu anda ''volkan bize küfür etti, ne istanbul united'ı?'' diyen adam iktidarı destekliyorsa doğru yere nifak sokuyor. he desteklemiyorsa yaptığı yanlışı farkına varmalı.

    özet: söz konusu ülkeyse taraftarlığını askıya almalı insan. ülkesini seven insan.
  • 30
    biraz müsade var mı? içimi dökücem sözlük..
    ama lütfen okumak isteyenler sonuna kadar okusun, keza uzun olacak biraz..
    2 cümle hoşunuza gitmedi diye of'a basıp uzaklaşmayın.. basacaksanız bile en azından okuyun da basın.. *

    istanbul united olayına hep 2 farklı açıdan baktım..

    sportif açıdan ve her camianın yöneticisinden taraftarına birbiriyle kenetlenme olayına kesinlikle karşı çıktım.. çünkü ben aziz yıldırım gibi yöneticilerin, emre belözoğlu gibi topçuların bulunduğu ortamla "united" olamam, olmadım..

    benim sevdiğim, daha doğrusu gururumu okşayan kısım, (gbkz: polisin eline düşen fenerbahçeli taraftarların, galatasaraylılarca kurtarılmasıydı)..
    isyanın fitilini zaman zaman ateşlemiş çarşı'nın, ciddi ciddi pankartları ve marşlarıyla o ortamlarda diğer taraftarlarla omuz omuza vermesiydi..

    yani bu 2. bahsettiğim durumda, camia kenetlenmesinin aksine, mazlum dayanışması vardı..
    mesela üst komşun beşiktaşlı olabilir, teyze oğlun fenerlidir.. dara düşseler yardım etmeyecek misin? pek tabi edeceksin..
    gezi olaylarındaki "united" muhabbeti aslında tamamen budur.. fazlası ya da eksiği değil..

    yani, sahtekar şikeci zihniyet ile bir olmak değildir, ama genelde karıştırılmaktadır..

    buna neden değindim?
    dün akşam oynanan * maçtaki olaylardan sonra, genelde bu dayanışma ve isyan ruhundaki kenetlenmeye bel altı vurulmaya çalışılıyor sosyal medyada..

    "unitedçılar nerede?", "yükselenim çarşı diyenlere ne oldu?" gibi..

    sevgili dostlar, ben buradaki hiçbir yazarın çarşı'yı galatasaray'dan üstün tuttuğuna inanmıyorum..
    ve hiçbir yazar dostumun dün geceki tribün olaylarını desteklediğini, sahaya dalıp güvenlik dövmenin hoş karşılandığını da zannetmiyorum.. hatta çoğumuzun ekran başında "beter olsun ipneler" dediğinden de adım gibi eminim tıpkı benim gibi..

    ama işin kötüsü, eleştirirken yanlış yerden bakıyoruz..

    çünkü burada hiçbirimiz şikeci, sahtekar, riyakar ve düzenbaz zihniyeti desteklemiyoruz..
    sahaya dalıp güvenlik döven, futbolcu kovalayan, melo'yu hedef alan zihniyeti de desteklemiyoruz..
    tribünlerde dakikalarca bizlere ana avrat söven herifleri de desteklemiyoruz..

    bahsedilen destek, sadece ve sadece, taksim'de yere düşen insanı -takımına bakmaksızın- ayağa kaldıran zihniyettir aslında..
    keşke bizim tribünlerin isim yapmış grubu ua da bunu yapıp tüm yurtta insaniyetinden ve mazlumun yanında yer almasından söz ettirebilseydi..

    bakın, daha net bir örnek vereyim.. (burada siyasete girmiyorum, net anlaşılması için örnek veriyorum)
    türkiye'de yıllardır, "kime oy vereyim" sorunsalı vardır.. yer bulamayan gider, mevcut hükümete verir..
    çünkü sağlam muhalefet eksikliğinden kaynaklanır bu sorun.. gidip destekleyecek yer bulamaz, güçlü partiye yönelir kafası..

    çarşı olayı da tamamen budur..
    bu düzen içerisinde, diğer taraftar grupları ile kıyaslandığında, daha ön planda ve delikanlı görünür..
    (bakın galatasaraylılardan daha delikanlıdır demiyorum, tribün grupsallığı olarak düşünün)

    7den 70ine insanlar, çarşı'nın muhalif tutumu ve isyankar rol modeline bayıldılar bu süreçte..
    benim etrafımdaki bir çok doktor, öğretmen, sanayici, oto tamircisi bayıldı bunlara.. çünkü onları temsil eden hiç bir taraftar grubu bu kadar ön plana çıkmadı..

    neden bu kadar uzattım?

    birbirimize bel altı vurduğumuzu, sosyal medyada galatasaraylıların birbirine bu başlıktan sataştığını gözlemliyorum..

    herkesin siyasi görüşü kendini bağlar, ancak net olan bazı durumları atlamak hoş değil..

    istanbul united, (gbkz: adi ve sahtekar zihniyetlerle bir olmak değil, yere düşüp gaz yiyen adamı ayağa kaldırmaktır)..
    bu ikisini birbirine karıştırmadan konuşmak gerekir..

    yoksa ne mi olur?

    1 ay içinde 1453 kartalları gibi kofti ve görev adamı gruplar peydah olur..
    ne idüğü belirsiz, neye hizmet ettiği aşikar herifler ortaya çıkar..

    son söz olarak şunu söyleyeyim, düşmanımın delikanlı olmasını isterim ben..

    ultraslanla birlikte bağırmadığım gibi, 1453 kartalları gibi grupların da karşı tarafın mimli grubunu yemesini istemem açıkçası..

    ve ben, aşağıdaki resimde görülen 3 cengaverin de sahaya daldığını, birbirine ana avrat sövdüğünü, aslana forma giydirdiğini, şikeyi desteklediğini düşünmüyorum..
    http://galeri2.uludagsozluk.com/...ul-united_454981.jpg
  • 4
    diğer iki takımın; sezondaki tek amacının galatasaray'ın şampiyonluğunu engellemek olmadığı, başarılı olmak için ahlak ve etik kurallarını hiçe saymadığı, birinin kendi şikesi savunmak için bile galatasaray adını kullanmadığı, diğerinin her başarısızlıkta karşı tarafa iftira atmadığı, taraftarının birinin karşı takımın oyuncusuna, başkanına, kurucusuna dil uzatmadığı, diğerinin kıskançlık ya da eziklikten ırkçılık yapmadığı (ve hatta bu kulübün, taraftarının yaptığı ırkçılığı savunacak kadar alçalmadığı), sadece kendi camiasını ve türk sporunu şerefle gururla daha ileri götürmeye çalıştığı bir ütopya hayal edin. işte o zaman istanbul united denen şey gerçekten anlam bulabilir.

    bende gittim bir beşiktaşlı bir çocuğun düşürdüğü maskesini verdim, fenerbahçeli biri ile suyumu paylaştım ama o barikatın hemen arkasında yaşanan şeyler istanbul united değil sadece bildiğin insanlıktı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın